İftİralara Yanitlar...

siradaki

New member
ALMANYA’DAKİ DENİZ FENERİ DAVASININ TÜRKİYE’DEKİ ASIL FAİLLERİNDEN, KANAL 7 VE ÜLKE TV’NİN SAHİBİ ZEKERİYA KARAMAN’IN, TELEVİZYONLARINDA SÜRDÜRDÜĞÜ İFTİRALARA YANITLAR...

Cuma, 05 Aralık 2008 00:00

İDDİA/SORU: Kemal Kılıçdaroğlu’na yönelik sistematik karalama kampanyası hangi yayın organında başladı, hangi yayın organlarınca desteklendi…

YANIT: Karalama kampanyası, Ülke TV'de yayınlanan "Sıradışı" programında başlatıldı, Kanal 7 Televizyonu ile Vakit ve Bugün Gazetelerinde devam ettirildi.

İDDİA/SORU: Ülke TV, Kılıçdaroğlu’nu karalamak için ekranına kimi çıkardı?

YANIT: Kemal Kılıçdaroğlu’na yönelik iftiralar Ülke TV ekranlarına çıkarılan Talip Doğan Karlıbel aracılığı ile ortaya atıldı. Talip Doğan Karlıbel, yandaş medya tarafından sadece Kılıçdaroğlu’na karşı iftiralar için değil, CHP’ye yönelik iftiralar için de kullanılan, bir şahıs… Bu şahıs aynı zamanda CHP’nin Alman Vakıflarından para aldığını da iddia eden kişidir… Peki, kendini araştırmacı-yazar olarak tanıtan Talip Doğan Karlıbel kimdir? Gerçekten belgelerle, bilgilerle kamuoyunu aydınlatmaya çalışan bir yazar mı, yoksa bazı çevrelerin kirli işlerini perdelemek için kullandığı bir dolandırıcı mı? Talip Doğan Karlıbel, dolandırıcılık suçundan tutuklanmış ( Üsküdar 2.Ağır Ceza Mahkemesinin 2005/118 Esas, 2005/279 No.lu kararı) 7.10.1999-13.9.2000 tarihleri arasında dolandırıcılıktan cezaevinde yatmıştır. 14.12.2005 tarihli mahkeme kararına bakıldığında;Talip Doğan Karlıbel’in gazete ilanı ile yurtdışına işçi göndereceğini vaat ettiği, ancak işçilerin paralarını aldıktan sonra işyerini kapatıp kaçtığı görülecektir. ( Ek: 1) Dolandırıcılıktan hapse giren birini ekranlara çıkartıp iftira attırmak ne zamandan beri gazetecilik oluyor?

İDDİA/SORU: Bu iftira nereden ve niçin çıktı?

YANIT: Almanya’daki Deniz Feneri davasında Alman yargıç, Kanal 7’nin ve Ülke TV’nin sahibi ve yöneticisi Zekeriya Karaman’ı Türkiye’deki asıl fail olarak göstermişti... CHP olarak biz de bu olayın üstüne gittik... İnsanların temiz dini duygularını sömürerek hortumlayanlardan hesap sormamız gerekirdi... Ayrıca Zekeriya Karaman’ın Sermaye Piyasası Kurulu’ndaki dosyasının hasıraltı edildiğini ortaya çıkardık... Bunlar ortaya çıkıp, seslendirilince, karşı iftira kampanyası başlatılıyor... İşin özü bu... Ama hiç meraklanmayın, biz tüyü bitmemiş yetimin hakkını onlara bırakmayacağız... Ne kadar iftira atarlarsa atsınlar, bunun hesabını bağımsız Türk yargısının önünde verecekler...

İDDİA/SORU: İftira yayınlar gözdağı olsun diye mi yapılıyor?

YANIT: Elbette gözdağı vermek istiyorlar... Bakınız; biz Sayın Ali Kılıç ile ilk duruşmaya katılıp, döndükten sonra baktık ki malum televizyonlarda bir haber: Alman hakim bizi mahkeme salonundan kovmuş. Bütün gazeteciler orada, nasıl oluyor bunu Almanya’daki gazeteciler görmüyor da sadece Türkiye’deki bazı gazeteciler (!) görüyor? Amaç bizleri yıldırmak, baskı altına almak, bize gözdağı vermek... Zaten kaldı ki, böyle bir şey olmadığını duruşma sırasında Mehmet Gürhan’ın avukatının sorusu üzerine Alman yargıç açıkladı... Peki, bu iftirayı atanlar özür dileyip, haberlerini düzelttiler mi? Hayır bunu asla yapmadılar... Çünkü onlarda utanılacak yüz yoktur...


İDDİA/SORU: Kemal Kılıçdaroğlu, iki PKK’lıyla birlikte Almanya’da bir saunaya gitti...

YANIT: Ben Almanya’ya 8.9.2008 tarihinden bu yana tam dört kez gittim. İkisi, Deniz Feneri davasını izlemek içindi... Sayın Ali Kılıç ile birlikte gittik... Daha sonra iki kez de konferans için gittim... Her gidişimde Alman resmi makamlarıyla sadece bir yerde muhatap oldum. O da Alman Gümrüğünde... Gümrükten girerken gümrük polisine pasaportumu verdim. Almanya’dan çıkarken de gümrük kontrolü yapıldı. Hepsi o kadar. Onun dışında ne bir polis, ne de bir başka Alman yetkilisine muhatap oldum ne de karşılaştım. Benim bulunduğum bütün ortamlarda mutlaka gazeteciler oldu. Hayatım boyunca bırakın Almanya’yı Türkiye’de dahi saunaya gitmiş değilim.


İDDİA/SORU : Kılıçdaroğlu ve CHP MYK üyesi Ali Kılıç Almanya’da aynı araçta 2 PKK’lıyla birlikte görüldü, Kılıçdaroğlu’nun diplomatik pasaportu olduğu için polis kontrolüne takılmadı... Ancak polis kayıtlarına geçti...


YANIT: İddia tümüyle asparagas... Ortaya koydukları belge sahte... (Ek 2) Neden mi sahte? Açıkladıkları belgeye göre polis tutanağı 08.09.2008 tarihinde, saat 16.45’te hazırlanmış görünüyor... Oysa biz önce Sayın Kılıç’la birlikte 08.09.2008 tarihinde ve saat 17.00 uçağı ile (Türk Havayolları) Ankara’dan İstanbul’a uçtuk… 19.45’de İstanbul’dan kalkan Türk Hava Yolları tarifeli uçağı ile saat 21.55’de Frankfurt’a indik… Frankfurt-Ankara arasındaki saat farkı ise yaklaşık 1 saattir… Yani sözde belgeye göre daha biz Türkiye’de iken, Almanya’da bizim de içinde bulunduğumuz araç için polis tutanağı hazırlanıyor.... Üstelik biz 2 PKK’lı ile birlikteyiz...

Bütün bu sahtekârlıklar ne adına yapılıyor? Müslümanlık adına yapılıyor...

Bu iftirayı atan insanlar Müslüman olabilir mi? Asla olamazlar... Bunların niçin tüyü bitmemiş yetimin hakkını yediklerini herhalde şimdi çok daha iyi anlıyorsunuzdur...


İDDİA/SORU: İddialar doğru olduğu içindir ki, Kılıçdaroğlu Kanal 7 ve Ülke TV yayınlarına çıkıp kendini savunmadı...


YANIT: Haberi bir gün sonra arkadaşlarımdan duydum... Ve Ülke TV program yapımcısına telefon açıp haberin doğru olmadığını söyledim. Bana dediler ki biz bu programı tekrar yapacağız siz gelin katılın. Benim o programa katılmam Ülke TV’nin reytingini artırmak, ekmeğine yağ sürmek olurdu. Kaldı ki, gerçek niyeti gazetecilik olmayan, önyargılarla hareket eden, iftira atmaya daha başından kararlı olanlarla aynı masada olmak bana yakışmazdı... Çünkü televizyon sahibinin kuyruk acısı vardı... Doğrusunu yapıp RTÜK’ten kasetleri aldırıp, konuyu yargıya intikal ettirdim... Yalancılara en iyi tokadı Türk yargısı vuracaktır... Kaldı ki ayrıca tazminat davaları da açılmıştır...


İDDİA/SORU: Bu haberler bizi yıldıracak mı?

YANIT: Bu haberler asla ve asla bizi yıldırmayacak... Biz tüm bu sahtekarların maskesini indirmeye kararlıyız... Çünkü biz doğruyuz ve haklıyız... Zekeriya Karaman ne yaparsa yapsın, Kanal 7 dosyasını SPK’nın sumeninin altından alıp, yargının önüne koyacağız... Çünkü rüşvet, yolsuzluk kimsenin yanına kar kalmamalı. Almanya’da hortumlanıp, Türkiye’ye aktarılan paraları adım adım izleyeceğiz... Onların korkusu bu... Din iman söylemiyle nasıl gariban vatandaşların sömürüldüğünü her ortamda anlatacağız... Çünkü onların alın terine, emeğe saygısı yok...

Aslında Kanal 7 ve Ülke TV yayınlarını ciddiye alıp yanıt vermek istemedim. Ama sizlere olan saygım ve gerçekler bilinsin diye bu yanıtları internet siteme koydum...

Saygılarımla
Kemal KILIÇDAROĞLU
http://www.kemalkilicdaroglu.com/index.php?option=com_content&view=article&id=1242:almanyadak-denz-fener-davasinin-tuerkyedek-asil-fallernden-kanal-7-ve-uelke-tvnn-sahb-zekerya-nkaramanin-televzyonlarinda-suerduerdueue-ftralara-yanitlar&catid=1
 

HTML

Üst