AntidepresaN
New member
İşte Yunan Düşmanlığı !..
Gün geçmiyor ki Avrupalı sözde dostlarımızdan bir düşmanlık mesajı gelmesin. Her fırsatta demokrasi ve insan haklarından dem vuran bu ülkeler artık kabak tadı vermeye başladı.
Bugünkü yazımda Yunanistan’daki Türk düşmanlığının boyutunu gözler önüne sereceğim. Şubat 2007’de Batı Trakya’daki İskeçe ve Gümülcine gibi büyük Türk şehirlerinde dağıtılan STOHOS (Hedef) Gazetesi imzalı bir ırkçı bildiri düşmanlığın ne boyuta ulaştığını açıkça ortaya koyuyor.
Bildirinin ön yüzünde Türkiye’nin ortasına dikilmiş bir yunan bayrağı var. Çevresinde büyük harfle aynen şöyle yazıyor: TÜRKİYE, BİR BAŞTAN BİR BAŞA YUNAN EYALET… HAK İDDİASINDA BULUNUYORUZ… ATALARIMIZ TARAFINDAN KAN VE GÖZYAŞLARIYLA SULANAN BU MUKADDES TORAKLAR BİZİMDİR. SAVAŞACAĞIZ VE ONLARI-ORALARI KURTARACAĞIZ…
Bildirinin arka yüzü ise daha da korkunç. Üzerinde Yunan bayrağı bulunan bir tank resminin etrafındaki yazılarda da şöyle deniliyor: TÜRKLER, MOĞOLLAR, ÖLECEKSİNİZ, HEPİNİZ… BİR AKŞAM ÜZERİ TANKLARLA İSTANBUL’A GİRECEĞİZ VE AYASOFYA’NIN ÖNÜNDE RESMİ GEÇİT YAPACAĞIZ…
Üzerinde çift başlı yılan ve patrikhaneyi sembolize eden figür bulunan ve KETO imzalı bir başka bildiride de aynen şöyle deniliyor: BAŞLAR DİK OLACAK… YİNE, ORASI ( Türkiye’yi kast ediyorlar) BİZANS OLACAK…
Bugüne kadar bu bildirileri haberleştirmeyen Türk medyasını esefle kınıyorum. Bu bildirilerin geçen hafta Türklerin bir ırk olmadığını ve Moğollardan gelme olduğunu pişkince yazan Hürriyet Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Ertuğrul Özkök’ün yazısıyla aynı zamanlara denk gelmesi de çok düşündürücüdür.
Değerli okurlar bu son bildiriler de hangi ulusun daha hayalperest olduğunu ortaya koyuyor. Yunanlılar daha hayalperest ama hedefleri var. Türklerin ne hedefi, ne politikası ne de birbirinden haberi var. Batı Trakya ve Balkan Türkler İle ilgili yüzlerce dernek var bir kaçı hariç bu derneklerin Türkler tarafından yönetildiğine inanmıyorum. Bu nedenle garabet sona erdirilmeli ve milletin kafasını bulandıran dernekler kapatılmalıdır. Böyle kofti dernekler hen Türkiye’ye hem de Türk dünyasına büyük zarar veriyor. Kalanlar da aklını başına almalıdır.
Yıllarca koltuklarda oturup içkili gece düzenlemekten öteye gidemeyenler defolup milletin yakasından düşsünler. Gerekirse tek tek isimleri yazacağım. Bu derneklerin çoğu fiilen yok, kağıt üzerinde gözüküyor. Bazıları kıraathane ve meyhane, bazıları da seçim bürosu gibi çalışıyor. Ağır sigara dumanına tuvalet ve sidik kokusunun karıştığı bu ortamlardan hiç kimseye hayır gelmez.
Irak ve Kafkas Türklerinin kurduğu dernekler bunlardan farksız değil. Kısacası ipini kopartan, fırıldak çeviren dernek kurmuş. Ya cebini doldurmanın ya da seçimlerde milletvekili adayı olup ortadan toz olmanın hayali ve çabası içinde.
Yüzlerce dernek var 2 bin kişi bir araya gelemiyor, bir gazete dergi çıkartamıyor. Var olan aylık yayınlarda 3-4 milyar kağıt parası bulamadığı için bir bir kapanıyor. Sonra da medyayı kötülüyorlar. Kendi cebinden ayakta kalanlara yardım etmek yerine, utanmadan sırt çeviriyorlar.Yuh olsun, yazıklar olsun.
Kültür Bakanlığı’da bu yayınlara cüzzi miktarda yardım etmek yerine Türk kelimesini kullanmalarını yasaklıyor. Orhan Pamuk ve Hrant Dink’in kullanıldığı sözde Türkiye’yi tanıtma projelerine trilyonlar akıtıyor. Onlara da bin kere yuh olsun.
Yunan her gün yeni bir oyun peşinde ama yüzlerce dernekten kayda değer ne bir ses ne de bir proje var. Yüzlerce dernek var, Balkan Türkleri kan ağlıyor ve bu derneklerin hiçbirini tanımıyor.
Türkiye’yi yöneten AKP hükümeti Atina büyükelçiliği’ni Batı Trakya Türkleri’nin kulağını çekmek, sindirmek ve hareketsiz hale getirmek için kullanıyor.
Entelektüellerin Türkiye’ye gelip konuşmaları, konferanslarda sıkıntıları anlatmaları resmen Türk büyükelçiliği tarafından tahditlerle engelleniyor. Aya Sofya önünde geçit töreni düzenlemeyi hayal edenler bu kafayla devam ederlerse Atina’da mehter takımını görmeleri yakındır..
Vedat YENERER
Gün geçmiyor ki Avrupalı sözde dostlarımızdan bir düşmanlık mesajı gelmesin. Her fırsatta demokrasi ve insan haklarından dem vuran bu ülkeler artık kabak tadı vermeye başladı.
Bugünkü yazımda Yunanistan’daki Türk düşmanlığının boyutunu gözler önüne sereceğim. Şubat 2007’de Batı Trakya’daki İskeçe ve Gümülcine gibi büyük Türk şehirlerinde dağıtılan STOHOS (Hedef) Gazetesi imzalı bir ırkçı bildiri düşmanlığın ne boyuta ulaştığını açıkça ortaya koyuyor.
Bildirinin ön yüzünde Türkiye’nin ortasına dikilmiş bir yunan bayrağı var. Çevresinde büyük harfle aynen şöyle yazıyor: TÜRKİYE, BİR BAŞTAN BİR BAŞA YUNAN EYALET… HAK İDDİASINDA BULUNUYORUZ… ATALARIMIZ TARAFINDAN KAN VE GÖZYAŞLARIYLA SULANAN BU MUKADDES TORAKLAR BİZİMDİR. SAVAŞACAĞIZ VE ONLARI-ORALARI KURTARACAĞIZ…

Bildirinin arka yüzü ise daha da korkunç. Üzerinde Yunan bayrağı bulunan bir tank resminin etrafındaki yazılarda da şöyle deniliyor: TÜRKLER, MOĞOLLAR, ÖLECEKSİNİZ, HEPİNİZ… BİR AKŞAM ÜZERİ TANKLARLA İSTANBUL’A GİRECEĞİZ VE AYASOFYA’NIN ÖNÜNDE RESMİ GEÇİT YAPACAĞIZ…
Üzerinde çift başlı yılan ve patrikhaneyi sembolize eden figür bulunan ve KETO imzalı bir başka bildiride de aynen şöyle deniliyor: BAŞLAR DİK OLACAK… YİNE, ORASI ( Türkiye’yi kast ediyorlar) BİZANS OLACAK…

Bugüne kadar bu bildirileri haberleştirmeyen Türk medyasını esefle kınıyorum. Bu bildirilerin geçen hafta Türklerin bir ırk olmadığını ve Moğollardan gelme olduğunu pişkince yazan Hürriyet Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Ertuğrul Özkök’ün yazısıyla aynı zamanlara denk gelmesi de çok düşündürücüdür.
Değerli okurlar bu son bildiriler de hangi ulusun daha hayalperest olduğunu ortaya koyuyor. Yunanlılar daha hayalperest ama hedefleri var. Türklerin ne hedefi, ne politikası ne de birbirinden haberi var. Batı Trakya ve Balkan Türkler İle ilgili yüzlerce dernek var bir kaçı hariç bu derneklerin Türkler tarafından yönetildiğine inanmıyorum. Bu nedenle garabet sona erdirilmeli ve milletin kafasını bulandıran dernekler kapatılmalıdır. Böyle kofti dernekler hen Türkiye’ye hem de Türk dünyasına büyük zarar veriyor. Kalanlar da aklını başına almalıdır.
Yıllarca koltuklarda oturup içkili gece düzenlemekten öteye gidemeyenler defolup milletin yakasından düşsünler. Gerekirse tek tek isimleri yazacağım. Bu derneklerin çoğu fiilen yok, kağıt üzerinde gözüküyor. Bazıları kıraathane ve meyhane, bazıları da seçim bürosu gibi çalışıyor. Ağır sigara dumanına tuvalet ve sidik kokusunun karıştığı bu ortamlardan hiç kimseye hayır gelmez.
Irak ve Kafkas Türklerinin kurduğu dernekler bunlardan farksız değil. Kısacası ipini kopartan, fırıldak çeviren dernek kurmuş. Ya cebini doldurmanın ya da seçimlerde milletvekili adayı olup ortadan toz olmanın hayali ve çabası içinde.
Yüzlerce dernek var 2 bin kişi bir araya gelemiyor, bir gazete dergi çıkartamıyor. Var olan aylık yayınlarda 3-4 milyar kağıt parası bulamadığı için bir bir kapanıyor. Sonra da medyayı kötülüyorlar. Kendi cebinden ayakta kalanlara yardım etmek yerine, utanmadan sırt çeviriyorlar.Yuh olsun, yazıklar olsun.
Kültür Bakanlığı’da bu yayınlara cüzzi miktarda yardım etmek yerine Türk kelimesini kullanmalarını yasaklıyor. Orhan Pamuk ve Hrant Dink’in kullanıldığı sözde Türkiye’yi tanıtma projelerine trilyonlar akıtıyor. Onlara da bin kere yuh olsun.
Yunan her gün yeni bir oyun peşinde ama yüzlerce dernekten kayda değer ne bir ses ne de bir proje var. Yüzlerce dernek var, Balkan Türkleri kan ağlıyor ve bu derneklerin hiçbirini tanımıyor.
Türkiye’yi yöneten AKP hükümeti Atina büyükelçiliği’ni Batı Trakya Türkleri’nin kulağını çekmek, sindirmek ve hareketsiz hale getirmek için kullanıyor.
Entelektüellerin Türkiye’ye gelip konuşmaları, konferanslarda sıkıntıları anlatmaları resmen Türk büyükelçiliği tarafından tahditlerle engelleniyor. Aya Sofya önünde geçit töreni düzenlemeyi hayal edenler bu kafayla devam ederlerse Atina’da mehter takımını görmeleri yakındır..
Vedat YENERER