İşte YÖK Başkanı'nın Şeref Duyduğu Malezya Üniversitesi

Vtnsvr

New member




İşte YÖK Başkanı'nın Şeref Duyduğu Malezya Üniversitesi

Yazan: Rıza ZELYUT on 02 Mart, 2008 12:34:56



Malezya İslam Üniversitesi’nin Suudi Rektörü, “Atatürk ve Atatürk Cumhuriyeti, İslam için yüz karasıdır; büyük tehlikedir” diyor. Öğrencilerin İslami kıyafetlerle okuduğu bu üniversitede görev yapan ve bundan şeref duyan bir öğretim üyesi YÖK'ün başına getirildi. Bu olay, laik Türkiye'nin laik üniversitelerini Malezyalılaştırma harekatı değil midir?

Türban üzerinden yaratılan günümüzün çatışmasının bir geçmişi var. 1971 askeri müdahalesinden sonra Almanya'ya kaçan Necmettin Erbakan geri çağrılıp parti kurduruluyor. MHP, ABD planlarına eklemleniyor; Müslüman gençlik yaratılarak solcuların ezilmesi projesi devreye sokuluyor. 1980 askeri darbesi ile dincileştirme perçinleniyor. 1995 yılında Necmettin Erbakan, “Rektörler türbanlı kızlara selam duracak!” diyor. Bugün, selam vermek; türban üzerinden Türkiye'ye şekil vermeye çevriliyor. Son operasyon ise üniversiteleri türbanlılara açmak. Cumhurbaşkanı Gül, YÖK Başkanlığı'na sıkı türbancı Prof. Yusuf Ziya Özcan'ı atıyor. Sonra da AKP-MHP anlaşarak türban uğruna anayasanın 10. ve 42. maddesini değiştiriyorlar.

MODEL MALEZYA

Türkiye'de uygulanan proje, Malezyalılaştırma modelidir. Malezya modeli, ABD tarafından tasarlanan bir dincileştirme projesidir. 01970'lerde tasarlanan bu model, Türkiye'yi de içine almaktadır. Bu amaçla kurulan Malezya Uluslararası İslam Üniversitesi, Malezya modeline eleman yetiştirmekte ve ABD'ci İslam anlayışını üniversiteler üzerinden tabana yaymaktadır. Elbette ki bu modelin ana finansörü ve yönlendiricisi Suudi Arabistan'dır. Bugün üniversitelerimizi yönetmek üzere YÖK'ün başına getirilen Prof. Özcan, Malezya modelinin ete kemiğe bürünmüş bir tipi olarak öne çıkartılmıştır ve üniversitelerimize de Malezya İslam Üniversitesi bir model olarak dayatılmaktadır.

“MALEZYA GURURUM”

16 Aralık 2007 tarihli AKŞAM Gazetesi'nde yer alan haberde yeni YÖK Başkanı Özcan, “Ben Malezya’ya gitmekten şeref duyarım. Oradaki İslam Üniversitesi’ni Türkiye kurdu. Türkiye’nin gelişiminde çok büyük katkıları vardır. Ama kuruluşunda yer aldığımız bir üniversiteyi, devletin zamanında tanıdığı bir üniversiteyi bugün tanımıyoruz. Böyle saçma şey olmaz” demektedir.

YÖK Başkanı Özcan'ın çalışmaktan övünç duyduğu İslam Üniversitesi’nin kurulması, 1977 yılında Mekke'de kararlaştırıldı. 1983’de faaliyete geçen bu üniversiteye, dönemin Devlet Başkanı Kenan Evren aracılığı ile Türkiye de eklendi.

ABD'nin sola karşı Müslüman Kuşak yaratma harekatının bir ürünü olarak tasarlanan bu üniversite, laik ve çağdaş yaşam biçimi yerine dinci bir yaşam biçimini yerleştirmeyi amaçlıyordu. Bu üniversiteyi Suudi Arabistan finanse ediyor ve öğretim üyeleri de bu ülkenin denetiminden geçirilerek göreve getiriliyorlar.

14 Aralık 2007 tarihli Sabah Gazetesi’ndeki haberden anlıyoruz ki: Malezya İslam Üniversitesi'nin Suudi Arabistanlı rektörü, Türkiye ve Atatürk için, “Atatürk ve Atatürk Cumhuriyeti, İslam için yüz karasıdır; büyük tehlikedir.” demiştir. Bu bilgiyi de şu an o üniversiteyi masum gösteren Prof. Yusuf Ziya Özcan'ın YÖK'e aktardığı anlaşılıyor. Bilindiği gibi, uluslararası bir İslam üniversitesi kurulması yönünde ilk proje Said-i Nursi tarafından ortaya atılmıştır.

NASIL BİR ÜNİVERSİTE?

YÖK, son döneme kadar; aralarında Başbakanlık Başdanışmanı Ahmet Davutoğlu'nun doçentlik aldığı Malezya İslam Üniversitesi'nin denkliğini, “eğitimi, dinsel ilkelere dayalı olduğu” gerekçesiyle kabul etmiyordu.

Yeni YÖK Başkanı Özcan'ın şeref duyduğu bu üniversitede acaba öğrenciler özgür müdür? Sorunun cevabını Türker Alkan 05.01.2000 tarihinde Radikal'deki köşesinde çok açık biçimde vermişti. Ondan bazı bilgileri okuyalım: “Elimde, Uluslararası Malezya İslam Üniversitesi’nin 1984 yılında yürürlüğe giren öğrenci disiplin yönetmeliği var. Gelin birlikte bir göz atalım:

Kız ve erkek öğrenciler, kendilerine gösterilen farklı yerlerde oturmak zorundadırlar. Evli öğrenciler bile, kendilerine ayrılan mekânlar dışında bir araya gelemez, yemek yiyemezler. Erkek ve kız öğrencilerin birlikte gezip tozma gibi 'kuşku uyandıracak' faaliyetlerde bulunmaları yasaklanmıştır.

Öğrencilerin giysileri, İslam açısından kışkırtıcı ve arzu edilmeyen tasarım, resim, söz ve deyimler içermemelidir. Ulusal giysiler, ancak dine uygunsa giyilebilir. Kızların giysisi, yüz ve avuç içi dışında tüm vücudu örtmelidir. Çok dar olmamalıdır. Deriyi ve vücudun biçimini gösterecek materyalden yapılmamalıdır. Gömlekler, ancak ayak bileklerine kadar iniyorsa ve dar değilse giyilebilir. Aşırı süsler, parfüm ve makyaj yasaktır. Pantolonlar dar olmamalıdır ve mutlaka uzun bir eteğin altında giyilmelidir. Bu etekte yırtmaçlar bulunmamalıdır. Bluzlar, ancak bileklere ve dizlere kadar ulaşırsa giyilebilir. Başörtüsü, saçları, boynu, göğsü ve omuzları kapatacak biçimde olmalıdır. Ayakkabı ayağı kapatmalı, topuklar çok yüksek olmamalıdır.

Bu kurallara uyulmazsa öğretim üyeleri uyumsuz öğrenciyi sınıfa almamakla, kütüphaneci kitap vermemekle, yemekhane sorumlusu yemek servisi yapmamakla, arkadaşları resmi makamlara ihbar etmekle, polis öğrenciyi okuldan içeri sokmamakla, yöneticiler de en ağır cezaları vermekle görevlendirilmiştir. Öğrenciye gittikçe ağırlaşan cezalar verilmekte, sonunda da üniversiteden atılmaktadır.”

Bu bilgilere bir haberi de ekleyelim: Geçen yıl bu üniversitenin mezuniyet törenine türbansızlar alınmadı. Yasağı savunan Malezya Eğitim Bakanı da “Bu durum, üniversitelerin bir disiplin sorunudur. Öğrenciler bu üniversiteye kayıt yaptırmadan önce bu zorunluluğu biliyorlardı; şimdi ona uymak zorundalar.” diye konuştu.

İşte, yeni YÖK Başkanı’nın övünç duyduğu üniversitenin hali budur.

ÜNİVERSİTE DİRENİYOR

Anayasa'daki 10. ve 42. maddelerin değiştirilmesinden sonra; YÖK Başkanı Prof. Yusuf Ziya Özcan, 24 Şubat Pazar günü türbanın üniversitelerde serbest bırakıldığını iddia ederek üniversite rektörlerine “Türbanlı öğrencileri derse alınız!” talimatı verdi. Bu emre uymayanlar hakkında ceza işlemi yapılacağı tehdidi de bildiride yer aldı.

Prof. Özcan bununla da yetinmedi; YÖK açıklamasında, türban hakkını cumhuriyetin temel niteliklerinden bile üstün sayan şu görüşlere yer verdi: “Ayrıca belirtilmelidir ki Cumhuriyetin (ve dolayısıyla devletin) Anayasa’da belirlenen nitelikleri, temel hak ve hürriyetlerin korunmasının ve geliştirilmesinin teminatı olup, hiçbir biçimde kişi hak ve hürriyetlerin sınırlandırılmasının gerekçesi olarak kullanılamazlar. Kişilerin belirli bir kılık ve kıyafet tarzını benimsemeleri veya terk etmeleri yönünde zorlamaya tabi tutulması, Türk Ceza Kanunu’nun (TCK) 106. maddesinde tanımlanan tehdit suçunu oluşturur.’’

MAHKEMEYE VERİLDİ

YÖK Başkanı Özcan’ın, rektörlere gönderdiği genelgeye, YÖK’ün 9 üyesinden karşı bildiriyle ertesi gün yanıt geldi. Nota gibi bildiri, Özcan’ın isteğinin Anayasa’nın laiklik ilkesine ters olduğunu dile getirerek, “Yeni düzenlemeye kadar tavrımız değişmeyecek” mesajını içerdi.

Bildiriye imza atan YÖK üyeleri, Anayasa’da yapılan değişikliğin, yargı içtihatları ile türbanı yasaklayan hukuki durumu ortadan kaldırmadığını savunarak, YÖK Başkanı Özcan’ın genelgesini, ‘konusu suç teşkil eden emir’ olarak nitelediler ve böyle bir emrin yerine getirilemeyeceğini vurguladılar.

Ege Üniversitesi Senatosu da Çarşamba günü YÖK Başkanı Özcan hakkında suç duyurusunda bulundu. Suç duyurusunda; YÖK Başkanının, Anayasa’nın laiklik ilkesini ve yüksek mahkemelerin türbanla ilgili içtihatlarını yok sayarak suç işlediğini belirttiler.

Perşembe günü Üniversitelerarası Kurul (ÜAK) toplandı ve rektörler oy birliği ile YÖK Başkanı Özcan'ın istifasını istediler.

ANAYASA’YA UYGUN MU?

1992-1994 yılları arasında türbansız kimsenin okuyamadığı Malezya İslam Üniversitesi'nde görev yapan Özcan; başarısız bulunduğundan 14 yıl doçentlikte kalmış. Prof. Özcan'ın ciddi bir yöneticilik deneyimi de yok. Durum bu olunca; onun YÖK Başkanlığı’nı bırakın, YÖK üyeliğine getirilmesi bile yanlış bir atama olarak görülüyor. Çünkü, Anayasa'nın 131. maddesinin ilgili bendi YÖK üyelerinin, ‘rektörlük ve öğretim üyeliğinde başarılı hizmetler yapmış profesörlere öncelik vermek sureti ile’ atanacağını şart koşuyor. Bu durum bile olayın akademik değil ideolojik bir atama olduğunu göstermeye yeter.

POLİSLERİN DE ÖĞRETMENİ

Özcan, 2004 yılında kurulan Uluslararası Stratejik Araştırmalar Kurumu'nun da (USAK) yöneticisiydi. USAK, uluslararası ilişkiler, etnik araştırmalar, terörizm ve güvenlik alanlarında çalışıyor. Terörizm ve güvenlik olgusunu, genellikle solu suçlayarak yürüten Özcan; polisin eğitilmesinde etkili isim olarak öne çıkmaktadır. Prof. Özcan, Polis Akademisi’nde de ders veriyordu. Özcan, katıldığı 'İstanbul Demokrasi ve Küresel Güvenlik Konferansı'nın açılışında, Türkiye'deki terörist faaliyetlerin 1961 Anayasası'ndan sonra başladığını söylemişti.

AKP adına 2003'ten bu yana seçim anketleri ve cumhurbaşkanlığı araştırmaları yapan Pollmark Piyasa ve Kamuoyu Araştırmaları Şirketi'nin kurucuları arasında Prof. Özcan da bulunuyor. 2003'te kurulan bu şirketin diğer kurucuları da AKP ile organik bağları olan isimler: İbrahim Dalmış, Ertan Aydın ve İhsan Dağı.

Bağlantıları sanırım ortaya koyduk: Birleşik Amerika -Suudi Arabistan – Malezya – AKP – Cumhurbaşkanlığı...

Türkiye'nin en seçkin beyinleri, en eğitilmiş insanları olan üniversite yöneticilerimizin YÖK Başkanı Özcan'a karşı direnmelerinin sebebini acaba anladık mı?
 

kaptan61ts

New member
Malezyayı Gözünüzde Büyütmeyin...İslam alemin En Güçlü Devleti GAZİ MUSTAFA KEMALİN KURDUĞU MODERN TÜRKİYE CUMHURİYETİDİR...BU da Laiklik ilkesi sayesinde olmuştur.Devlet DİNİ kaide ile Yönetilemez...
 

baris622

New member
Malezyayı Gözünüzde Büyütmeyin...İslam alemin En Güçlü Devleti GAZİ MUSTAFA KEMALİN KURDUĞU MODERN TÜRKİYE CUMHURİYETİDİR...BU da Laiklik ilkesi sayesinde olmuştur.Devlet DİNİ kaide ile Yönetilemez...
artık laflar yetmior kardeşim ülke elden gidior sen hala ne sayıklıorsun
 

leke900

New member
Biz bunu kaç yıldır söylüyoruz ama takan yok.Bunların soyu sopu,nerden geldikleri,nasıl eğitildikleri ve arkasında hangi batılı gücü sakladıkları belli olduğu halde insanlar hala kendini değişti yalanıyla uyutsun bakalım.

"Bir insan yedisinde neyse yetmişindede odur."
 

esfanu

New member
Bozacılar-şıracılar,birbirinizi ağırlamaya devam edin.
Bağlantılarınızı ortaya koydunuz ARABİSTAN-ABD-AKP-CUMHURBAŞAKNLIĞI-MALEZYA
ucunu açık bırakınki yarın başkalarınıda ekleme imkanınız olsun.
Hani İRAN felan diyordunuz,onu yazmamışsınız,elin üniversitelerinede siz yönetmelik koyun başörtyüsü yasak diye,bizim proflarımızın yaptığı gibi aşırma tezlerlemi prof olmuş onada bakın.
Sizden olmayanlara yapabileceğiniz herşeyi yapabilirsiniz.
Yeter söz milletin.Sizi çok dinledik.
 

rahip20

New member
Bozacılar-şıracılar,birbirinizi ağırlamaya devam edin.
Bağlantılarınızı ortaya koydunuz ARABİSTAN-ABD-AKP-CUMHURBAŞAKNLIĞI-MALEZYA
ucunu açık bırakınki yarın başkalarınıda ekleme imkanınız olsun.
Hani İRAN felan diyordunuz,onu yazmamışsınız,elin üniversitelerinede siz yönetmelik koyun başörtyüsü yasak diye,bizim proflarımızın yaptığı gibi aşırma tezlerlemi prof olmuş onada bakın.
Sizden olmayanlara yapabileceğiniz herşeyi yapabilirsiniz.
Yeter söz milletin.Sizi çok dinledik.
yaw sen ne boş beleş adamsın önce bi yazıyı oku ha okudun da işine gelmediyse o başka cok begendinse git orda oku...
 

Kara Kartal

Banned


İşte Atatürkün kastediği muassır medeniyet seviyesinden yansıyan bir kare..bu medeni ülke bize model olmalı belkide
.
.
.
amerika gibi avrupaki gibi çağın gerinde kalmış ülkelerde kadınların durumu çok vahim bence...belkide bu amerika-almanya-fransa gibi geri kalmış ülkelerde kadınlar mağaralara kapatılıyordur hatta zincirleniyordurr hayvanlar gibii kim bilirrr neler yaşıyordur orda kadınlar ne kadar zulüm görüyorlardırr............

(bu mesajı amuda kalkıp baş aşşağı düşünerek yazdım hatalarım olabilir bu yüzden ama bu açıdan bakmam gerekti)
 

kolodon

New member
bence malezyaya benzemek gibi bir tehlike söz konusu değil arkadaşlar.iki ülke birbirinden cok farklı be yaw.korku edebiyatınınn lüzumu yok.ancak yök baskanımızda dengesizin önde gideni.ben türban özgürlüğünü savunan biriyim ama yök baskanı atandığı ilk günden beri yaşanan bu gerginlklere çanak tuttu.basiretsizin teki.
 

Xanax2701

New member
malezya ya benzemememiz imkansız bir olay malezya üniversitesi nin gidip görmediğim için bir şey demeyeyim ama şu var ki Türkiye nin Malezya olması için imkansızlıklar değil olağanüstü olaylar olmalı
 

aliorkun

New member
Keşke Malezya kadar olabillsek...
ben arkadaşım senin dediğini anlayamadım senin şeriat yanlısı olduğun sonucunumu çıkarmalıyım bilmiyorum.öyleyse topla bohçanı iran olur malezya olur.

yusuf ziya özcan denen insan akp hükümetinin çobanlarıdan biridir(bkz mehmet barlas, ali nesin, nazlı ılıcak,taha akyol, mehmet altan,eser karakaş,...)tayyip bey derki ey çoban sen bu insanları al türban tartışmalarının içine sok bak ekonomi kötü gidiyor vallahi oy kaybederiz din desek bile millet inanmaz yoksa nasıl bu milleti oyalayacağız zaten özelleştirecek bir kurumda kalmadı der ve bunun üstüne ziya özcan bir taş atar kuyuya.geldiği ilk gün başka gündem maddesi yokmuş gibi sadece ama sadece türbanla ilgili açıklama yapar gerçi benim için pek şaşırtıcı değildir.
bu arada prof. celal şengörün ben bu adamı odtüde görmedim ne zaman profesör oldu.ve ben olsaydım bu adamı profesör yapmazdım sözleri hayli ilginçtir.
 

mustyss

New member
Bu zihniyetteki bi insanın neler yapabilecegini siz dusunun ve bu politikacıları başa getirende malesef gene biziz.allah sonumuzu hayır etsin ne diyelim...

turkiye 10 yılda malezya olur
malezya 10 yılda ne olur
sonuç: iyi orta gol olur :)
 

taha_d

New member
arkadaşlar bi kaç fotografa aldanıp provokasyon çıkarmak isteyenlerin oyununa gelmeyelim bence hepsi provokasyon bunları türbanla ülkenin elden gitmesinin ne alakası var allah aşkına oyuna gelmeyelim bu ülkede devlet din ile yönetilmiyor zaten yani kimsenin korkmasına gerek yok
 

penboo

New member
herkesin özgürce yaşamaya hakkı vardır arkadaslar.bugün bir hıristiyan bir yahudi nasıl ülkemizde laiklik ilkesi sayesinde özgürce yaşayabiliyorsa bende müslüman laik bir türk vatandaşı olarak özgürce yaşamalıyım.üniversiteler karışıyor,çatışıyor,birbirine giriyor gibi ifadelerin medyada kullanıldığı bugünlerde biz aziz Atatürk'ün vatanı emanet ettiği gençler olarak bu tür oyunlara gelmeyelim.

birşeyi daha ifade etmek isterim.bugün şeriat ile suçladığımız çağ dışı yaşamı kabul etmiş olarak gördüğümüz iranda bayanların başını kapatması zorunludur.peki size sorarım ey türk gençliği bizim irandan farkımız nedir?başların açılmasının zorunlu olduğu üniversiteler(ilk ve orta eğitimde sonuna kadar haklıdır yasalar itirazım yok) kamusal alanlar,nufüs cüzdanları,ehliyetler,sağlık karneleri,pasaportlar vs.
peki bizim irandan farkımız nedir?
farkımız yok ne yazıkki.biri kapatmak için zorluyor biri açmak için.
üzülerek bunları buraya yazıyorum.çünkü ben ATATÜRK çocuğuyum, çünkü ben OSMANLI torunuyum.saygılar.
 

VoyVoy

FoRuM MüHeNDiSi
en azından şöyle düşünün adamlar bazı olayları aşmış kimse kimseye karışmıyo böyle saçma şeylerle değil bilimle ilimle uğraşıyorlar
 

Sunepe

New member
Dar kafalı dar dar dar .... Boyle bır ulkede yasıyorsunuz malezyaya özenıyorsunuz. Bır seyın kıymetını bılmek ıcın onu kaybetmek gerek ama bizim gibi dusunen vatandaslarımz oldukca asla malezya olmayacak bu ulke her zaman laık bır Türkiye Cumhuriyeti olarak kalacaktır. (?)
 

HTML

Üst