Tunyukuk
New member
- Katılım
- 9 May 2007
- Mesajlar
- 17,591
- Reaction score
- 0
- Puanları
- 0

Tsunaminin vurduğu Campbell Adaları’ndan bir ‘o’ an. Bu çocuk evsiz kalmış ve Hindistan'ın güneydoğusundaki Port Blair'deki bir kampa yerleştirilmiş. ''Anlatamadığımı gözlerime yükledim. İçinde bulunduğum durumu dünyaya aktar'' diyen bakışlarla fotoğrafçı Manish Swarup'u seyrediyor. Dikkatli gözlenirse bakışlar çocuğun fotoğrafını çeken fotoğrafçıyı da yansıtıyor.

Batan güneşin alçakgönüllü ve yorgun ışığı, bu ışığı karın yansıtması ve ısınan havanın oluşturduğu buharlaşmanın aydınlığı süzmesi. Bütün bunlar ‘o’ anda biraraya geliyor. Fotoğraf, Amerika'da Minnessota'nın dünyaca ünlü kayak merkezlerinden birinde çekilmiş. Kayakçılar, teleferikle yukarı çıkarken bir snowbordcu da aheste aheste aşağı iniyor.

Amerika'nın Oregon Eyaleti’nde bir boynuzlu baykuş, türünün ortak özelliği vahşi ama hayret içeren bakışlarıyla fotoğrafını çeken kişiyi kolluyor. Bakışları ne kadar vahşi olsa da bu hayvan asla vahşi hayata dönemeyecek çünkü yaralı. Bir hayvanseverin evinde barınıyor. Elbette içgüdüsel olarak böyle bakıyor ama en azından içinde bulunduğu durum bu hayret dolu bakışlara uyuyor çünkü neden uçamadığını, vahşi hayata neden dönemediğini anlamadığı kesin.

Hindistan'a bağlı Nicobar ve Andaman Takım Adaları, modern yaşamın nimetlerinden ve tabii zararlarından görece uzak insanlar barındıran yerleşim yerleri. Tsunami buralara da çok zarar verdi. Bu çocuk da Nicobar Adası’ndaki kabilelerin birinin mensubu. Büyümesi, enfeksiyona karşı direnç kazanması için bir UNICEF gönüllüsü çocuğa A vitamini veriyor. Daha önce hiç doğru dürüst almadığı, muhtemelen hiç bilmediği bir hizmet, kendisine zorla sunuluyor. Bu nedenle de ''Bana ne yapıyorlar?'' diyen gözlerle annesine bakıyor.

Tsunamiden geriye bunlar kalmış sadece. Hindistan sahillerindeki evin duvarları yıkılmış ve yıkılmayan birkaç tuğla sayesinde duvarda asılı kalan bir tabloysa yaşananları anlatıyor. Kadının adı Kannaga Valli. 60 yaşında ve evinden kalanların bir köşesinde yere serdiği muz yaprağı önünde dua ediyor. Tsunami vurduğunda 5 yaşındaki torunu kucağındaymış ama çocuğu tutmaya gücü yetmemiş. Çocuk, dalgalar arasında can vermiş. Kannaga da torununun ruhu için 'o' anda tanrısına en değerli varlıklarını adak olarak sunmuş. İki çeşitten 4 adet muz, 3 parça elma, ikisi birarada 4 dilim narenciye ve biraz üzüm.

Sahte bir polis arabasına yerleştirilen bombalar Bağdat'taki bir Polis Karakolu'nun önünde patladı. Bu intihar saldırısında 4 polis öldü. Saldırıdan bir süre sonra çekilen bu fotoğrafta bir Iraklı polis, ölen meslektaşlarının arkasından ağlayan arkadaşlarını teskin etmeye çalışıyor. Amerikan askeri de kayıtsız bakışlarla bu sahneyi izliyor. Böylece Associated Press’ten Guatam Singh, 'o' anda bize aynı görünen amaç için uğraşan ayrı dünyaları gösteriyor.

Fotoğraftaki kişi Filistin'in yeni seçilen Devlet Başkanı Mahmut Abbas. Nam-ı diğer Ebu Mazen'i seçimden sonra genellikle zafer gölümseyişleriyle gördük.
Ama kendisini bekleyen sorunları ve omuzlarına aldığı büyük sorumluluğu gözönünde bulundurduk ve Abbas'ın bu anının daha gerçekçi olduğunu düşündük.

Filistinliler’in topraklarına el koyup evler, mahalleler hatta kentler kuran Yahudi yerleşimciler, Başbakan Ariel Şaron'un bu yerleşim yerlerini boşaltma planına karşı Parlamento önünde protesto gösterisi yapıyor.
Topluluk işgal ettikleri yerlerdeki evlerinden olmamak için derin bir arzuyla dua ediyor. Böylece bu 'o' an, Ebu Mazen'in muhatabının işinin de hiç kolay olmadığını gösteriyor.

Geçtiğimiz günlerde ilginç bir araştırma sonucu açıklanmıştı. İddiaya göre az uyuyanlar daha fazla kilo alıyordu. Yani obeziteyle yeni mücadele yöntemi uyumaktı. Reuters haber için bu fotoğrafı servise koydu.
Avustralya'nın Sydney kentindeki bir sanat galerisinde bir ziyaretçi reçineden yapılmış bir uyuyan adam heykelini seyrediyor. Haber biraz geri planda kalıyor ve fotoğrafta uyku heykelinden ziyade sanatseverin heykeli izleme çabası öne çıkıyor.

Mustafa Özer'in bir fotoğrafı. İstanbul Kemerburgaz'daki Kemer Country'de günbatımı. Bir binici atıyla güneşten uzaklaşıyor ‘o’ anda.

Fotoğrafta, Güney Asya'daki felaketten sağ kurtulan iki küçük var. Felaket bölgesi, ekvatora çok yakın olduğu için oralarda mevsim döngüsü buradan farklı. Bu nedenle Güney Hindistan'da Tamil Nadu Eyaleti’nde koyunlar kuzu, keçiler oğlak veriyor. Yani onların aleminde hayat başlıyor ve daha yeni doğmuş oğlakla oynayan çocuk, yeni başlayan bir hayattan aldığı duygudan mı bilinmez 'o' anda objektife sevinçle gülümseyebiliyor.

Amerika'dan gelen bu fotoğrafta konu, elverişsiz hava şartları. Ama bu 'o' anda elverişsiz kelimesi biraz sakil duruyor.

Modern bir tablo gibi görünen bu fotoğraf, Reuters Fotoğrafçısı Jorge Silva tarafından çekildi. Venezuela'daki Canaima Ulusal Parkı’nda, doğduğu yerden döküldüğü nehre kadar değerli akik taşı kayalıklarının üzerinden akan Kako-Paru Çayı, gökyüzünün mavisiyle cilveleşip menevişler saçıyor. Düşen bir yaprak da bu güzelim tabloya tabiatın imzasını atıyor.

Hindistan’a bağlı Andaman ve Nicobar Takımadaları’nda antropolojinin yani insanın kökenini, evrimini, toplumsal ve kültürel yönlerini araştıran bilim dalının bir hazinesinin yattığını öğrendik. Bu takımadalarının ev sahibi olan kabileler, ilkel diye tanımlanan hayat tarzıyla, ok ve yayla avlanarak yaşıyorlardı. Felaket onları da vurdu ve tsunami dalgaları, bu insanların yıllardır karşı karşıya kaldığı insan hakları ihlallerini de insanoğlunun bilgi sahiline sürükledi. Bu insanlar, yıllardır sıkıştırılıyorlar, asimile ediliyorlardı. Ayrıca Hindistan, adalardaki nüfus yapısını değiştirmek için buralara sürekli göçmen gönderiyordu.
Tsunamiden sonra Hindistan'ın yardım konusunda da bu insanlara ayrımcılık yaptığı bildiriliyordu. Asya İnsan Hakları Örgütü, Hindistan'ı yerli kabilelere doğru dürüst yardım yapmamakla suçluyordu. AP Ajansı da bu bilgileri aktaran haberi için bu fotoğrafı servise koyuyordu. Fotoğrafta Nicobar Adası’ndaki bir kabileye mensup bir grup çocuk oyun oynuyordu.
İnsan hakları örgütlerine göre, bu çocuklar istisnayı oluşturuyordu ama 'o' anda durumları iyi görünse de, aktardığımız bilgiler, fotoğraftaki hüznü açığa vuruyordu. Adanın yerlileriyle adaya sonradan yerleşen halka karşı gösterilen ayrımcılık burada da kendini gösteriyordu.

Fotoğraf, Hindistan'daki bir festivalde çekildi. Boğayı en az 50 metrede yere çökertmeye çalışan genç adam bu duruma düştü. Hindistan'da bir gencin bu duruma düşmesi için ne gibi dürtüler gerekir? Heyecan aramak olabilir. Bu genç adam, armağan için bu riski göze aldı.
Armağan neydi?
Televizyondu veya benzeri bir ev eşyasıydı. Bisikletti ya da elbiseydi. Genç adam boynuzlarından yakalayıp boğayı 50 metrede çökertseydi bunlar arasında bir seçim yapacaktı.

Dakar Rallisi'nin güzergahı her yıl farklı oluyor. Bu nedenle de Fas, Batı Sahra, Moritanya, Mali, Burkina Faso ve Senegal'deki insanlar, yaşadıkları yer güzergah üstündeyse ömürlerinde görmedikleri farklı günler yaşıyor. Mali'de bir köy halkı, büyük bir ilgi ve çoşkuyla yaşam alanlarından geçen yarışmacıları selamlıyorlar ve 'o' anda yerinde binlerin, televizyonda milyonların izlediği dev organizasyonların seyircilerinkine eş değer bir içtenlik sergiliyorlar.

Seyretmesi zaten zevkli ama bu 'o' an, flamenco dansının ruhunu ortaya koyuyor. Dansçı Sara Baras'ın 'o' ana konu olan gösterisi, ''Hayaller'' adını taşıyor.

Associated Press Ajansı’ndan Eugene Hoshiko'nun çektiği bir fotoğraf. Tanrı’ya değil, gıda yardımı dağıtan bir askeri helikoptere uzanmış bu bakışlar ve eller.
Endonezya Banda Aceh’teki tsunami öncesinin pirinç tarlaları, bataklığa dönüşmüş. Tepeden tırnağa çamura bulanmış çocukların vücut dilleri ve bakışları, bir başka atmosfer de oluşturuyor.
Çocuklar adeta, araçlarıyla oraya inmekte olan uzaylıları bekliyor. Birkaç şişe su bulmuşlar, biraz da yiyecek olsa bataklık haline gelmiş bu ülkenin gelecek nesilleri bir gün daha çamurun üstünde kalabilmeyi başaracaklar. Ya yarın? Yarın bu bataklıktan kurtulabilmeleri 'o' anda olduğu gibi dünyanın dört bir yanından gidecek yardımlara bağlı. Üstelik tabiatın acımasız kuralı bir ayrıntıyla 'o' anda da işliyor. Güçlü olanlar öne çıkıyor, güçsüz ya da küçük olansa geride kalıyor. Elinde suyuyla küçük çocuk, yardım alabilmek için geride çamurla boğuşuyor.

Tsunami yüzünden en fazla kayıp veren Endonezya Banda Aceh’te çocuklar, bu kez suyla temizleniyor. Çocuklar, yağmurun bir boruyu patlatmasını fırsat bilip çamurlarından arınıyor. Su temizliktir, sağlıktır ve Herakleitos'un dediği gibi ''Herşey akar''. Yani su gibi akar geçer, hiçbirşey eskisi gibi kalmaz. Onların da tek umudu bu zaten, felaketin geride bıraktıklarının bir an önce akıp gitmesi.

Zemin bir tarlaydı, sonbaharda ekildi. Ama pek umut yoktu ve kuraklıktan muzdarip Afganistan'daki o bölgeye kar yağıverdi. Foto Muhabiri Emilio Morenatti de Afganistan'da biraz hareketlenen verimli hasat umudunu, çocukların 'o' andaki mutluluğu aracılığıyla anlattı.

Irak Nasıriye’de bir çocuğun duruşu ve bakışıyla hayatın bir başka yüzü. Geride bir İtalyan askeri nöbette. Masum işvesiyle kız çocuğu, neşenin ve parlak zihnin ağır bastığı ama yine de neşeli ve kızgın bakışlarıyla poz veriyor. Ve ‘o’ andaki hali ve gönderdiği ışıkla flu askerden keskin çizgilerle ayrılıp insanı yakalıyor ve adeta bırakmak istemiyor.

Milyonlarca Müslüman Hac farizesini yerine getirirken Hindistan'da aynı günlerde yüzbinlerce Hindu, Ganj Nehri’nin Bengal Körfezi’ne döküldüğü yere akın ediyor. Hindular’ın Hac farizesi de bu.
Suya giriyorlar ve günahlarından arındıklarına inanıyorlar. Güneşin alçakgönüllü olduğu saatlerdeyse güneşin yanısıra rüzgara da başvurup yıkanırken, ıslattıkları çamaşırlarını kurutarak günahlarının uçup gitmesini umuyorlar.
Hem bu kadınların bir beklentisi daha var. Çamaşır kurutmanın iyi bir koca bulma şansını artıracağına inanıyorlar.

Japonlar’ın geleneksel ama aynı zamanda meraklısı çok sporu sumoda en büyük turnuva, Yeni Yıl Güreşleri. Kotomitsuki ile Tochinonada karşı karşıya. Bu 'o' an, karşılaşmanın sonunu gösteriyor. Zira Tochinonada, tam da 'o' anda dirseğinin ucuyla kutsal sumo ringinin dışına çıkarak mağlup oluyor.
19 Ocak 2005