İşte 'O' An Kareleri -36

Tunyukuk

New member
Katılım
9 May 2007
Mesajlar
17,591
Reaction score
0
Puanları
0
Konum
Ya yağmur gibi yağarsınız yada lağım gibi akarsını

Fotoğrafın adı ''Battles Jr.''… Doğrudan Türkçe’ye çevirirsek ''Küçük savaşlar'' karşılığını bulabiliriz. Aslında bu bir soyad, bir savaşta ölen Amerikalı komutanın soyadı. Bağdat'ta görevli olduğu kontrol noktasındaki bir araca yerleştirilen bombanın patlaması sonucu hayatını kaybeden Michael Battles'ın anısına Houston'daki ulusal mezarlıkta bir tören düzenlendi. Törene eşi ve çocuğu da katıldı. 4 yaşındaki küçük yani Junior Battles'ın yüzünü sanki babasının ışığı aydınlatıyordu ‘o’ anda...



Fotoğraf, açlıktan ve sefaletten kırılan, etnik çatışmaların bir türlü son bulmadığı Sudan'ın Darfur bölgesindeki bir mülteci kampında çekildi. Çatışmalar yüzünden 45 bin kişi bu kampa kaçarak yaşamaya çalışıyor. Renklerdeki kontrast, hayatın çelişkileri anlatıyor gibi.


Terrakota Savaşçıları, yaklaşık ikibin yıl önce Çin İmparatoru Çinşihuang'ın mezarının önüne yapılmış. Öldükten sonra da imparatoru korumak için yapılan topraktan askerler. Bütün zamanların en önemli arkeolojik kalıntılarından biri olarak bilinen ve gerçek insan boyutlarında kilden yapılmış bu savaşçılardan 100 tanesi Madrid'de sergileniyor. O kadar etkili bir sanat eseri ki, bu 'o' an sanki bunu kanıtlıyor. ‘O’ anda askerler gerçek insana, sergiyi gezen bir İspanyol’a baskın çıkıyor. O zamanın inanışlarına göre imparatorun korunmasında herhangi bir sorun da yaşanmıyor. Çünkü ören yerinde daha 7 bin 400 tane daha bulunuyor.



Fotoğraf, Florida'dan. Gün batımında bir gölete yansıyan muhteşem manzaraya takılıp kalmamak mümkün değil. Ama kompozisyonda çok önemli bir ayrıntı var. Bir timsah pusuya yatmış sabırla ve etrafında en ufak bir kıpırtı oluşturmadan sinsice avını bekliyor. O arada da suyu haraketlendirmeyip aynaya dönüştürüyor ve bu 'o' an'ın oluşmasına katkıda bulunuyor.



Avustralya, yaman insanların ülkesi olarak tanımlanıyor. Bu fotoğrafın yeraldığı dergideki makalede bu yaman insanlar için ''Çıldırmadan muson yağışlarının sonunu nasıl getiriyorlar?'' diye soruluyor ve bu soruya yanıt aranıyor. National Geographic Türkiye Dergisi’nin Kasım sayısında yer alan makalede bu fotoğraf, üç saat boyunca muson yağışları yüzünden zifiri karanlık olan denizde el yordamıyla inci arayan dalgıçlardan birinin dalıştan sonra tatlı suyla rahatlama anını gösteriyor.



Fotoğraf, İngiltere Birmingham'dan... Yerde kuklası duran adam, Avrupa Birliği Ticaret Komiseri İngiliz Peter Mandelson. Mandelson, bir konferans için Birmingham'a geliyor, bir grup çevreci de onu protesto ediyor. İş çevrelerinin çevreye yönelik harcamaların kısıtlanması için yürüttükleri lobi faaliyetleri sonuç vermiş. Protestoculardan biri 'o' anda ayaklarıyla beklentilerini boşa çıkaran politikacıyla ilgili duygularını dile getiriyor.


Papa 2. John Paul, ilerleyen yaşına ve başını bile dik tutamayacak haline rağmen Katolik aleminin önderliğini sürdürüyor. Fotoğraf, Vatikan'daki bir kutsama töreni sırasında çekilmiş. Polonyalı hacılar için düzenlenen özel törende, Papa ağır ağır dini tebaasını selamında fotoğrafçı Alessia Pierdomenico kamerasını hareket ettirirken deklanşöre basıyor. Böylece 'o' an, hem durgun Papa'ya bir dinamizm katıyor hem de ''Kim olursa olsun bu alemde hancı değil yolcuyuz'' diyor.



Sevmek, minnet ve saygı duymak, hayran olmak... Sözünü ederken, fotoğraflarına bakarken ''Ne adammış!'' demek. Bunlar yetmeyebilir. Eğer fırsat olursa sevmenin, minnet duymanın saygı duymanın, hayran olmanın ötesine de geçilebilir. Yatak örtüsüne, yastık kılıfına dokunmak bu duygulara ayrı bir boyut katabilir. 10 Kasım 2004, saat 09:30 sıraları. Bu fotoğraf, Anadolu Ajansı fotoğrafçısı Erhan Sevenler tarafından, Atatürk'ün Dolmabahçe Sarayı'nda, hayata gözlerini yumduğu yatak odasında düzenlenen törenden sonra çekildi. Törenin ardından oda ziyarete açıldı. Seven, saygı duyan, hayran olan bir ziyaretçi, bu hislerinin yönlendirmesiyle 'o' anda Ata'ın yastığına dokundu.



Dünyanın her yerindeki Filistinli müslümanlar, ölüm döşeğindeki liderleri Yaser Arafat için dualar okudu. Arafat, Paris'te ölümle pençeleşirken, Ürdün'ün başkenti Amman'daki El Hüseyin Mülteci Kampı’ndaki bu Filistinli genç kız da dua edenler arasındaydı. İçtenliği, gölgesinden bile anlaşılmaktaydı.


Fotoğrafta, Amerika'nın ''Bu iş bitecek!'' diyerek başlattığı Felluce operasyonunda yaralanan Iraklı 9 yaşındaki bir çocuk, hastanede tedavi altında. Kafatası çatlamış, iki bacağı birden kırılmış. Arkadaki hareketlilikse bir Amerikan piyadesi için. Sağlık ekibinde görevli Amerikan askerinin aracı, bu çocuğun da bulunduğu Iraklı ailenin arabasına çarptığı için ikisi de bu hastanede. Bakışları o kadar güçlü ki, çocuğun yaralı yüzünden ziyade AP fotoğrafçısı John Moore'a bakan gözleri öne çıkıyor. Fotoğraf aracılığıyla gözlerden bu tarafa biraz umut, biraz endişe ve biraz da biraz kuşku geliyor.



Hindistan'da ekmek parasıiçin ekmek teknesini bekleyen bir balıkçının fotoğrafı. Ahşap kayıklarda geleneksel yöntemlerle tutulan balıklar sahile ulaşınca Bombay'ın balık pazarına götürülüp satılacak. Balıkçılık, babadan oğula geçen bir meslek ve Bombay’da on binden fazla balıkçı var. Ancak ayda 22 dolar, yani yaklayık 330 milyon liradan az kazanıyorlar. Yine de bu ‘o’ anda görüldüğü gibi hala umutlular.



Haber fotoğrafçılığı, bir olayın birebir fotoğrafını çekmek anlamına gelmez. Fotoğraf, günün olayının fotoğraflarından biri. Arafat'ın defnedileceği Ramallah'ta güneş batıyor. Arafat'ın askerleri, karargahının bulunduğu yerde bekliyor. Filistin halkının güneşi büyüyerek ufuktan uzaklaşıyor.



18 yaşındaki Hacer İbrahim hamileydi. Evlilik dışı ilişkiye girmekle suçlanıyordu. Nijerya'daki şeriat yasalarına göre cezası taşlanarak öldürülmekti. Mahkeme onu suçsuz buldu ve 'o' andan az önce hayatının kurtulduğunu öğrendi. Bunlar da onun mutluluk gözyaşlarıydı.



Almanya’da Münih Oteli'nin duvarları ışıklandırılmış. Aşağıdan yukarıya sıcak renklerle soğuk renklerin telaşsız kararsızlığı içinde bir adam adeta bir manken gibi donup kalmış.



Fotoğraf Jüpiter'den. Hubble Uzay Teleskopu, dünyadan uzaklardaki renkleri gösteriyor. Astronomlar için bu önemli bir 'o' an çünkü Jüpiter'in üç uydusunun aynı anda siyah noktalar halindeki gölgelerini sunuyor.



Mustafa Özer’in bir fotoğrafı. Bayramlar, barış, sevgi, saygı, hatır, gönül sorma günleridir. Bayramda en çok yaşlılar, yalnızlar hatırlanmak ister. Darülaceze'de bir bayramlaşma anında ziyaretine gelen olmamış, ama kendisi yakınlarını telefonla arayıp bayramlaşan, ablasını arayıp hasret gideren bir darülacezeli. Hattın bu tarafında elbette ''Nasılsın?'', ''İyi bayramlar abla…'' sözü dökülmüştür. Hattın öbür ucundan da elbette benzeri sözler gelmiştir. Telefonla da olsa, ne olursa olsun 'o' anda bayramlaşırken çok mutlu. Kendisine günlerce yetecek kadar mutlu...



Mustafa Özer'in bayram namazında elde ettiği bir 'o' an. Eyüp Sultan Camii’nin minaresinden çekilen bu fotoğrafta objektif secdeye yatanlardaydı. İbadetin uhrevi sessizliğini ve ortak konsantrasyonu, Eyüp Sultan Camii'nde, 'o' an'da hayatın renklerini dondurdu.



Darülaceze'nin yetimhane bölümünde Mustafa Özer tarafından elde edilen bir ‘o’ an. Fotoğrafın alt kısmında, bayramda gelen hediyeler görülüyor. Özer, o sırada diğer kamerasının objektifini değiştiriyor. Çocuklardan ikisi yere konmuş makinenin objektifine bakarken, diğer ikisi de öteki objektife bakıyor. Işığın tembellik ettiği köşede objektife bayram sevinci, ışığın gözlerde dolaştığı tarafta ise yine aynı objektife merak yansıyor.



Afganistan son 15 yıldır çok zor günler yaşıyor. Savaşlar, Taliban rejimi, Koalisyon Güçleri’nin işgali ve yeniden yapılanma dönemi Afgan halkına barış ve mutluluk içinde bayram fırsatı vermedi hiç. Başkent Kabil'de savaş yüzünden yıkıntı haline gelen binalar, araçlar, çocukların oyun alanı oldu. Devlet başkanlığı seçimleri kısa bir süre önce yapıldı. Geçici yönetimin başındaki isim, Hamit Karzai seçildi. Karzai yeniden yapılanma çalışmalarını hızlandırmayı amaçlıyor. Çocukların bir sonraki bayramı yıkıntılar arasında değil de bayrama yakışır bir yerde, hatta belki de luna parklarda yaşayabilmeleri için...



Ramazan Bayramı’na Filistin halkı yas içinde girdi çünkü liderlerini kaybettiler. Ama umutlarını asla kaybetmeyecekler. Onlar, Arafat'ın 40 yıl boyunca mücadele ettiği ''Filistin Devleti'' için savaşmaya devam edecek. Bayrama yaslı girseler de, bayram sevincini yaşatmaya çalıştılar. Şati Mülteci Kampı’nda Filistinli bir genç, yüzüne taktığı renkli maskesi, elindeki dondurma külahıyla bayramı kutluyor. Ama oyuncak da olsa silahından vazgeçmiyor. Duvardaki rengarenk yazıysa, bir düğünü simgeliyor.



Onlar aslında her gün Ramazan’ı yaşıyor, zorunlu olarak her gün oruç tutuyorlar. Çünkü açlar, susuzlar, yoksullar. Fotoğraf Sudan'ın felaket bölgelerinden Darfur'da çekilmiş. Herşeye rağmen yaşama sevinçlerini kaybetmemiş engelli bir kadın, el-Şerif Mülteci Kampı'nda bayramlık yiyecek hazırlıyor. Tabak büyük ama elindeki malzeme çok az. Jiletle küçük parçalara ayrılmış yemek. Onlar da bayrama böyle giriyorlar işte...



George W. Bush'un yeniden başkan seçilmesi ve Ramazan'ın sona ermesiyle Felluce, büyük bir operasyona sahne oldu. Binden fazla kişi öldü, onlarcası yaralandı, evlerini terketti. Onlar bayramı silahların gölgesinde yaşadı, daha doğrusu yaşayamadı. Bağdat'taysa Em el-Kura Camii'nde bayram namazı kılındı, küçükler büyüklerin elini öptü. Hüzünlü de olsa, üç günlük de olsa 'o' anlarda insanların yüzü biraz olsun güldü.



Geçtiğimiz yıl İstanbul'daki sinagoglara terörist saldırılar düzenlenmişti. Melis Aşkan, dünyaya geleli o gün henüz 8 gün olmuştu, bugün artık bir yaşında. Sinegogda düzenlenen anma törenine o da büyükleriyle birlikte katıldı. Mustafa Özer 'o' anı bekledi çünkü 'o' anda Melis'in bir elinde barışın simgesi karanfil, diğer elinde sevgi ve şefkat vardı.



Fotoğrafçı Mustafa Özer, İstanbul’da ‘o’ anda iki kadını bir karede buluşturuyor. Biri dekolte kıyafetiyle kendisine yönelik talimatlara ya da kendisinden beklenenlere uyarak poz vermiş, ürünü tanıtıyor. Reklam panosu olarak duvarda düşünceli düşünceli omuzundan aşağı bakıyor. Ve ‘o’ anda kendi alemine dalmış düşünceli bir başka kadın geçiyor. Bakışlar aynı gibi görünüyor ama aslında farklı. İçlerinde bulındukları renkler de çok farklı...



Fotoğraf, İran'da çekildi. Tahran'da kadınların bayram namazında, secde anının farkları yokediveren bütünlüğünde, çocukların kıpır kıpır canlılığını ve safiyetini gösteren bir 'o' an.



Fildişi Sahilleri'nde geçtiğimiz hafta Fransız güçleriyle hükümet yanlıları arasında çıkan çatışmalar, bu muhteşem sahilleri kana bulamıştı. Yabancılar, çatışmaların yaşandığı Abidjan'den uzaklaşmak için akın akın havaalanına yöneldi ve yine her yerde olduğu gibi büyüklerin kavgası en çok çocukları etkiledi. Gülen yüzlerini soldurdular, korkuttular, gelecek ümitlerini kırdılar. Camı kırık bir otobüste ürkerek dışarıya bakan bu Fransız çocuk gibi...



Bir milyardan fazla nüfusa sahip Hindistan'da nüfusun yüzde yetmişi köylerde, kırsal kesimde yaşıyor. Virindavan Bölgesi’nde bir çoban ve ailesi, ışık biraz karamsar davranmış olsa da, göreceli yoksulluğun içinde 'o' anın alçakgönüllü gücünü de aktarmayı ihmal etmemiş. Yeni doğan bir kuzunun etrafında uçuşan umut ve mutluluk zerreciklerinin aydınlığına boyun eğmiş.



Jackie Chan’in film afişlerine benzeyen bir fotoğraf. Associated Press foto muhabiri Frank Gunn, doğru bir ‘o’ anda deklanşöre basmış. Kanada’nın Ontoryo Gölü’nden güneş henüz yükseliyor ve aynı anda karateci Jordan Donich de sabah antremanını yapıyor. Hem karatecinin hareketi hem foto muhabirinin parmağının ucundaki refleksi ve hem de kamera öylesine hızlı ki, Donich'in sıçrarken yerden kaldırdığı kumlar bile daha düşmemiş.



Fotoğraf, ilk bakışta ünlü ressam Van Gogh'un bir tablosuna benziyor. Çin'in Yunan Bölgesi'ndeki sıra sıra tarlaların fotoğrafı. 'O' an adeta ''Yaşam, Van Gogh'u taklit ediyor'' dedirtiyor.

16 KASIM 2004
 
Geri
Üst