Tunyukuk
New member
- Katılım
- 9 May 2007
- Mesajlar
- 17,591
- Reaction score
- 0
- Puanları
- 0
Hindistan'da çekilen bu fotoğraftaki adam bir suçlu değil. Ceza çeksin diye vücudu toprağa gömülmemiş. Etrafı rengarenk çiçeklerle dolu ama burası onun mezarı da değil. 37 yaşındaki bu Hindu rahip, bir bayramı kutluyor. Bu bir Hindu geleneği Navratri Bayramı’nda. O da kendini toprağa gömmüş, huşu içinde dua ediyor. Daha önce 18 kez daha yapmış bunu...
Fotoğraf Güney Kore'den... Seul'daki bir okulda, geleneksel bir sanatın, kılıç dövüşünün bir ‘o’ anı. Kılıç dansına 13 yaşında başlayan 26 yaşındaki bu üstadın bu işte ne kadar usta olduğunu anlamak mümkün. Kırmızı kıyafetiyle kılıçtan yansıyan ışık, bu muhteşem dansı daha da gizemli hale getirmiş.
Britanya’daki Crowood Golf kulübünde çekilen bir ‘o’ an. Elinde golf sopası, arkasında golf çantası olmasına rağmen bu adam pek de golf oynuyormuş gibi görünmüyor. Zira golf, ağır ağır ilerleyen, çok fazla kondisyon istemeyen, hele hele bu ‘o’ andaki gibi hoplayıp zıplamayı gerektirmeyen bir keyif sporu. Zaten bu adam da vurduğu topun nereye gittiğini görebilmek için havaya zıplamış ve bu ‘o’ an ortaya çıkmış...
Su dürüsttür… Eğer durgunsa üzerine düşeni yansıtır. Bu nehrin yansımasında da geleneksel bir dini festivale katılan Hindular’ı görüyoruz. Yıkanacaklar ve inançlarına göre arınacaklar. Ama maneviyat bir kenara bırakılırsa fizik kanunlarına göre kirlenecekler. Çünkü su, bütün dürüstlüğü ile onlara kirli olduğunu da söylüyor.
Fotoğraf, Irak'ın Başkenti Bağdat'ta çekildi. Bir cami önünde bir kadın... Örtündüğü kumaşın rengiyle, ellerindeki ve yüzündeki çizgilerle ve bakışındaki endişeyle hayatından memnun olmayan bir kadın. Dilenen bir kadın...
Çin'de yaşlı bir kadın bisikletini park etmiş ve sokakta traş oluyor. Bir açık hava berberi burası. Özellikle Başkent Pekin'de yoksul insanlar, sokakta traş olmayı tercih ediyor. Çünkü çok ucuz... Ya da hem keyifli hem ekonomik...
Fotoğraf Kudüs'ün eski kent bölümünde çekildi. Şiddetin hiç bitmediği Ortadoğu’da yaşanan gerginlik, sanki bu boş sokağa da yansımış. Güneşin zar zor sızabildiği bu sokakta, sadece tek bir kişi görülüyor. Sanki ‘o’ anda, o sokakta fırtına öncesi sessizlik yaşanıyor. Tıpkı Hamas Lideri Şeyh Yasin'in öldürülmesinin ardından şu anda bölgenin tamamına sinen hava gibi.
Amerika Birleşik Devletleri’nde bir basketbol müsabakasında çekilen bir fotoğraf. Rakip takımın oyuncusunu potadan uzak tutmaya çalışan Anthony Myles, yüzüne bir dirsek darbesini de yemek zorunda kalıyor. Havaya kalkan eli rakibine ''Dur!!!'' demeye çalışsa da, Shelden Williams'ın yüzünde ''Bu topu potaya ulaştıracağım…'' diyen bir ifade var.
Bu bakış, Irak Savaşı’nın mağdurlarından birinin bakışı. Saddam devrildiğinde o ve diğerleri çok çektiler. Yağmacılar, altlarındaki yatakları bile aldı. Bazılarına tecavüz ettiler. Günlerce bakıcısız kaldılar ve sonunda, bir yıl sonra, biraz olsun insanca bir ortama kavuştular. Bağdat'taki El Reşit Akıl Hastanesi'nde çekildi bu fotoğraf... Geride yeni boyanmış parmaklıklar, öndeyse bir şizofren, gözlerinde biraz ışık, biraz umut ve biraz endişeyle objektife bakıyor...
Bağdat'taki akıl hastanesi gibi, İngiltere'nin Başkenti Londra'daki sanat merkezi Royal Albert Hall'de de uzun süren restorasyon çalışmaları tamamladı ve majestelerinin teftişine hazır hale getirildi. Kraliçe 2. Elizabeth de teftişinden memnun kaldı ama fotoğrafçı ‘o’ anda Kraliçe'de memnuniyetten çok yaşlılığı yakaladı.
Fotoğraf, Hindistan’daki bir kukla festivalinde çekildi. Kukla gibi giyinmiş ve boyanmış Hintli kız öğrenciler bir araya geldiklerinde ve aynı noktaya baktıklarında Reuters fotoğrafçısı Ajay Verma bu ‘o’ anı yakaladı. Kıyafetler, hatta gözler bile aynıydı. Ama bakışlar farklıydı...
''Haktan alır, halka veririz... Kendimize bir şey maletmeyiz...'' Dede yanından geçerken, bir semazen, semanın işlevine uygun olarak bu ‘o’ anın da gösterdiği gibi maddi olan herşeyden sıyrılıp evrenin birliğine doğru yolculuğa çıkmış. O bir kadın semazen. National Geographic Türkiye Dergisi'nin Nisan sayısının kapak fotoğrafı. Oya Ayman'ın yazdığı, Murat Düzyol'un fotoğrafladığı kadın semazenler makalesindeki etkileyici ‘o’ anlardan biri...
İnsanoğlunun yaşamında çok pişmanlık duyduğu anlar vardır. Yüz milyonlarca insanın bu kritik anlarının çok azı kayda geçer. Ama Avustralyalı Dünya rekortmeni yüzücü Ian Thorpe'un asla unutmayacağı ‘o’ an bu fotoğrafla ölümsüzleşmiş. Atina Olimpiyatları için yapılan seçmelerde genç rekortmen 400 metre serbest yarışında erken çıkış yapıyor. Ve bu ‘o’ anda yüzücünün kendisi gibi, olimpiyatlara gitme hayallerini suya düşüyor...
Fotoğraf Ortadoğu’dan bir zor an. Filistinli çocuklar ağlamıyorlar ancak ağlamamak için çaba gösteriyorlar. İsrail'in ördüğü bariyeri protesto etmek için düzenlenen gösteride atılan gözyaşartıcı gazdan korunmak amacıyla gözlerini kapatıyorlar.
Mekan farklı, kişi çok ama çok farklı ama poz aynı... İlk fotoğraftaki ‘o’ anın zor an diye tanımlayabileceğimiz niteliği de aynı. Papa 2. Jean Paul, Vatikan'daki Saint Peters Meydanı’nda haftalık konuşmasının tam ortasında, söyleyeceklerini toparlamaya çalışıyor. Ve anlaşıldığı üzere bu O’na zor geliyor.
Fotoğraf, ‘hayatın garip bir cilvesi’ tanımlamasına uygun düşüyor. Böylesine bir durum, İstanbul'da da söz konusuydu. Bazen kötü olaylar sonucu, eski şaşalı günlerini geride bırakan mekanlar, futbol alanı olabiliyor. İstanbul'da Çırağan Sarayı’ydı, Afganistan'ın Başkenti Kabil'deyse savaş sırasında harabeye dönmüş Kraliyet Sarayı. Afgan gençler, yıkıntılar arasında futbol oynuyor ve bölgeden gelen hemen hemen her fotoğrafta olduğu gibi bu ‘o’ anın her zerresine düşen ışığın alçakgönüllü naif kararlılığı bize ''Bu Afganistan'daki ışıkta ayrı bir özellik mi var? '' diye de sorduruyor.
Hindistan'nın Kalküta kentindeki bir festival sırasında çekilen bir fotoğraf... Hintli bir dansçının portresi ve bu dansçı festivalde bir Hindu Tanrısı’nı canlandırıyor. Sanki canlandırdığı karakterle ilgili inancını da ‘o’ anda gözlerindeki ışığa yüklüyor.
Sri Lanka'da iki Budist keşiş, bir Buda heykelinin önünde. Budist keşişler, Sri Lanka'da yapılan seçimde parlamentoya girmek için uğraşıyorlar. Bölgedeki birçok ülkede olduğu gibi, içinde bulundukları toplumlarda çok özel bir yerleri var. Bu bilgi akla şu soruyu getiriyor: “Yoksa şemsiye, seçime katılmalarına rağmen, politikanın tatsız yanlarından korunmalarını mı temsil ediyor?'' Evet demek pek mümkün görünmüyor. Çünkü pek belli olmasa da ‘o’ anda gelen bir sağanağın ilk damlaları düşüyor.
Fotoğrafın çekildiği mekanın genel iklim özellikleri gözönüne alınırsa nadir bir ‘o’ an. Kanada'nın Vancouver kentinde güneşli bir sabah, durgun bir göl, ağaçlar ve pek de dikkat çekmeyen bir ayrıntı: Sabah koşusu yapan biri nefesleniyor...
Derin tarihli kültürlerin hemen hemen hepsinde ve tabii o arada Türk ve Anadolu kültürlerinde de yer aldılar. Şiirlerde, türkülerde, genellikle gönülden, yürekten çıkan, utangaç, çaresiz mesajların taşıyıcısı olarak tanımlandılar. Ve National Geographic Türkiye Dergisi'nin Nisan sayısındaki geniş makalelerden birinin konusu oldular. Rusya'dan İspanya'ya göçen bir turna, Fransa ovaları üzerinde süzülüyor. Ve pek çok kültürde turnaların yerlerinin hala çok değerli olması, bu özgürlük inatçısı kuşlara yönelik kıyıma engel olamıyor...
Nevada Çölü'nde elde edilen bu ‘o’ an, 1986'dan bu yana her yıl düzenlenen Yanan Adam Festivali'nden bir kare. Her yıl buraya akın eden yaklaşık 20 bin Amerikalı'dan biri var bu fotoğrafta. ‘O’ an, gündemdeki filmi, ''İsa'nın Çilesi''ni çağrıştırıyor. Çöldeki kum fırtınası sırasında Hazreti İsa gibi yarı çıplak bir halde ellerini açmış, adeta çarmıha gerilişi simgeliyor fotoğrafta. Ve güneşe karşı, önündeki su şişesiyle fırtınada kendi çilesini dolduruyor gibi. Bu fotoğrafla Reuters fotoğrafçısı, 2004 New York Basın Fotoğrafları Yarışması’nda birincilik ödülüne layık görüldü.
Fotoğraf, Afganistan’ın başkenti Kabil'deki İndra Gandi Çocuk Hastanesi’nde çekildi. Ağzı maskeyle kapatılmış bir çocuk, akciğer kanseri ünitesinin penceresinden dışarı bakıyor. Hastanenin durumunun içler acısı olduğu fotoğraftan da belli. Amerikalı yetkililer de özellikle ülkenin sağlık sisteminin yeniden yapılandırılması konusuna eğiliyor. Çocuğun umutsuzca bakan gözlerini görünce kendimize, “Bu gözleri güldürebilecekler mi?” sorusunu soruyoruz…
Fotoğraf Liberya'nın başkenti Monrovya'dan. Los Angeles Times'dan Carolyn Cole’un çektiği ve ''Ayaklar altındaki savaş'' adını verdiği bu fotoğraf, 2004 Pulitzer Ödülü’nü aldı. Geçmişte hükümet güçleriyle gerilla grupları arasındaki çatışmaların yoğun olarak yaşandığı caddelerden biri… Caddedeki boş kovanların miktarı ve onların üzerinden yürüyenin haliyle Liberya’daki iç savaşın ne kadar vurdumduymaz olduğunu gösteren bir ‘o’ an...
İspanya'da Endülis Bölgesi’nin başkenti Sevill'deki geleneksel ''kutsal hafta'' boyunca yürüyüşler düzenleniyor. Bu ''kardeşlik'' yürüyüşüne katılanlardan biri de sadece gözlerini açıkta bırakan mavi bir maske takmış. Gözlerindeki pişmanlıkla yalvarmanın ışıklarına rehberlik etmek istiyoruz... Çünkü bu gözler bir tövbekarın gözleri…
Fotoğraf Afganistan'da çekildi. Özgürlüğün tadını çıkaran bir Afgan var bu karede. 3oo gündür suçsuz yere hapiste yatan 34 tutukludan biri o. Soruşturma Komisyonu tarafından suçsuz bulundukları için serbest bırakılmışlar... Ve bu ‘o’ anda onlar için bir tahliye töreni düzenleniyor. Bu Afgan da elindeki çiçeği koklayarak demir parmaklıklar ötesindeki hayatı doyasıya içine çekiyor.
Dallas Morning News'den David Leeson’ın Irak’ta çektiği bu fotoğraf, 2004 Pulitzer ''Son dakika'' dalında birincilik ödülünün sahibi oldu. Amerikan Zırhlı Tugayı’ndan birlikler, bir Iraklı’yı abluka altına almış. Adam, şüpheli olduğu için durdurulmuş. Ama bununla da yetinmeyip, elleri havada yere yatırmışlar. Yerdeki dört asker, silahlarını ona doğrultmuş, tanklarsa onların arkasında bekliyor. Fotoğraf olarak ödüllük, ama içerik olarak pek de öyle görünmüyor.
Ruanda'da, 8 yüz bin insanın öldürüldüğü katliamın 10'uncu yılında, kurbanların ve kurtulanlardan bazılarının fotoğrafları Gısozi Anıtı’ndaki duvarda böyle sergileniyor. Dünyanın birçok ülkesinde ve uluslararası kuruluşlarda saygı duruşuyla ve toplantılarla anılan bu kara günün simgeleri, insanlık tarihinin sayfalarına geçti. Sorumluların birçoğu hala bulunamadı. Ama onlar ve yakınları hep o günü bekliyor...
Muson rüzgarlarıyla birlikte başlayan şiddetli yağmur, denizden taşan dalgalar, sokakları, caddeleri sular altında bırakıyor. Hindistan’da elde edilen bu ‘o’ anda gençler de bunu eğlence haline getirmiş. Kıyıya vuran dalgaların altında oynuyorlar. Denizle dalga geçilmez ama onlar, dalgalarla dalga geçiyorlar.
