fatihsan
New member
- Katılım
- 12 May 2007
- Mesajlar
- 249
- Reaction score
- 0
- Puanları
- 0
Genelkurmay Başkanı, “Sınır ötesi harekâtı herhangi bir iç ya da dış gücün baskısıyla bitirdiğimizi kanıtlayın, üniformamı çıkartırım” deyince bu laf Başbakan’ın da hoşuna gitmiş olmalı ki, “Kanıtlasınlar, biz de siyaset elbisemizi çıkartırız” demişti...
Gerçi sınır ötesi harekâtın ABD’den gelen istekler doğrultusunda bitirilip bitirilmediği “henüz” netleşmedi ama; Başbakan, New York Times’a verdiği özel demeçle, “ABD’nin kendisi için Türk halkından çok daha önemli olduğunu” kanıtlamış oldu...
Çok değil; daha 10 Mart’ta bir gazetenin ortaya attığı “Nisan’da Kürt paketini açıklayacak” iddiasını yalanlayan ve “Kesinlikle böyle bir paket falan yok” diyen Başbakan, dün New York Times’ta yayınlanan söyleşisinde bu “olmayan” paketin ayrıntılarını tek tek verdi!
Önce Kürtçe TV kanalının açılacağını söyledi.
Sonra devletin bölgeye beş yıl içinde 11-12 milyar dolarlık yatırım yapacağını açıkladı.
Böylece “Kürt sorunu”nun çözümü için hükümetin hazırladığı “çözüm paketi”ni daha Türk Ahmet, Mehmet ya da Kürt Ronay, Ruken, Berfin öğrenmemişken, haritada Türkiye’nin yerini bile göstermekte zorlanacak olan ABD’li George, John ve Jane’in öğrenmesini sağladı!
Peki; bu haber George’u, John’u ve Jane’i ne kadar ilgilendiriyor?
Türkiye’nin Güneydoğu’sunda 30 yıldır yanan ateşte onların mı kardeşleri, çocukları öldü?
Hayır...
Ama “Kürt paketi” yok diyen...
“Sınır ötesi harekâtın ABD’nin isteği yüzünden bitirildiğini kanıtlasınlar siyaset elbisemizi çıkartırız” diye efelenen Başbakan, nedense önce onları haberdar etti bu konudan...
Nasıl sınır ötesi harekât için Beyaz Saray’dan onay aldıysa...
Neden bu harekâtın tüm detaylarını Pentagon’la paylaştıysa...
Hangi gerekçeyle partisinin Genel Başkan Yardımcısı’nı göndererek yeni Anayasa taslağını önce onların hukukçularına anlattırdıysa...
Aynı nedenle Türk gazeteci Murat sorduğunda “Yok böyle bir şey” dediği “Kürt paketi”ni ABD’li gazeteci Sabrina’ya açtı!
Böylece Türk ve Kürt halklarının duyarlılığını hiçe sayarak, Beyaz Saray’a “Bakın biz hükümet olarak çözüm için nasıl çalışıyoruz” mesajı vermeye, bu sayede şirin görünmeye çalıştı!
***
Türkiye ile ABD arasındaki “müttefiklik” ilişkisinin geçmişi 60 yılı aşıyor!
Ama bugüne kadar hiçbir Başbakanımız ve hükümetimiz bu ilişkiyi sürdürmek uğruna, ulusal gururumuzu bu kadar yaralamamıştı!
Bu “onur” Erdoğan’a ve AKP’ye kısmet oldu!
Ne diyeyim, gurur duysunlar...
*****
MUHALİF!
Eski tüfek Cengiz Çandar, Çankaya Köşkü’nde Talabani onuruna verilen yemeğe katılmış ve dünkü yazısında bu yemeği anlatmış...
Ama konuşulanları değil, yemeğin kendisini:
“Tek kelime ile berbattı. Etli yaprak sarma buz gibi. Yağı donmakta. Börek yavan, ızgara soğuk...”
Bir de bu adamları “iktidar yağcısı” olmakla suçlarlar... Oysa benim diyen hiçbir muhalif yazar, Köşk’ü böyle eleştiremez...
Helal sana gençliğimin idollerinden Cengiz Çandar!
Bir dahaki sefere tuvaletleri de anlatırsın umarım... Hani pisse, yazmak lazım!
*****
GÜNÜN SORUSU
Recep Tayyip Erdoğan, New York Times’a verdiği demeçte, “Ülkenin batısında ne görebilirsek hepsi Doğu’da da var” demiş...
Bu durum bizim ülkemiz için geçerli olamayacağına göre, kastettiği ülke ABD olabilir mi?
*****
Türban askıya alınmalı!
Danıştay’ın YÖK Başkanı’nın rektörlere yazdığı mektupla ilgili olarak “yürütmeyi durdurma” kararı vermesinden sonra üniversitelerdeki türban sorununun kaderi iyice belirsiz bir hal aldı.
Ayrı görüşteki öğrenciler neredeyse her gün üniversite kampüslerinde bu yüzden kavga ediyor.
Başbakan hemen çıkıp, “Uygulama Anayasa Mahkemesi kararına kadar askıya alınmıştır” diye açıklama yapmalı...
Aksi halde dökülecek her damla kanın sorumlusu, bizzat kendisi olur.
Kaygıyla duyurulur!
Gazetevatan.com:
Gerçi sınır ötesi harekâtın ABD’den gelen istekler doğrultusunda bitirilip bitirilmediği “henüz” netleşmedi ama; Başbakan, New York Times’a verdiği özel demeçle, “ABD’nin kendisi için Türk halkından çok daha önemli olduğunu” kanıtlamış oldu...
Çok değil; daha 10 Mart’ta bir gazetenin ortaya attığı “Nisan’da Kürt paketini açıklayacak” iddiasını yalanlayan ve “Kesinlikle böyle bir paket falan yok” diyen Başbakan, dün New York Times’ta yayınlanan söyleşisinde bu “olmayan” paketin ayrıntılarını tek tek verdi!
Önce Kürtçe TV kanalının açılacağını söyledi.
Sonra devletin bölgeye beş yıl içinde 11-12 milyar dolarlık yatırım yapacağını açıkladı.
Böylece “Kürt sorunu”nun çözümü için hükümetin hazırladığı “çözüm paketi”ni daha Türk Ahmet, Mehmet ya da Kürt Ronay, Ruken, Berfin öğrenmemişken, haritada Türkiye’nin yerini bile göstermekte zorlanacak olan ABD’li George, John ve Jane’in öğrenmesini sağladı!
Peki; bu haber George’u, John’u ve Jane’i ne kadar ilgilendiriyor?
Türkiye’nin Güneydoğu’sunda 30 yıldır yanan ateşte onların mı kardeşleri, çocukları öldü?
Hayır...
Ama “Kürt paketi” yok diyen...
“Sınır ötesi harekâtın ABD’nin isteği yüzünden bitirildiğini kanıtlasınlar siyaset elbisemizi çıkartırız” diye efelenen Başbakan, nedense önce onları haberdar etti bu konudan...
Nasıl sınır ötesi harekât için Beyaz Saray’dan onay aldıysa...
Neden bu harekâtın tüm detaylarını Pentagon’la paylaştıysa...
Hangi gerekçeyle partisinin Genel Başkan Yardımcısı’nı göndererek yeni Anayasa taslağını önce onların hukukçularına anlattırdıysa...
Aynı nedenle Türk gazeteci Murat sorduğunda “Yok böyle bir şey” dediği “Kürt paketi”ni ABD’li gazeteci Sabrina’ya açtı!
Böylece Türk ve Kürt halklarının duyarlılığını hiçe sayarak, Beyaz Saray’a “Bakın biz hükümet olarak çözüm için nasıl çalışıyoruz” mesajı vermeye, bu sayede şirin görünmeye çalıştı!
***
Türkiye ile ABD arasındaki “müttefiklik” ilişkisinin geçmişi 60 yılı aşıyor!
Ama bugüne kadar hiçbir Başbakanımız ve hükümetimiz bu ilişkiyi sürdürmek uğruna, ulusal gururumuzu bu kadar yaralamamıştı!
Bu “onur” Erdoğan’a ve AKP’ye kısmet oldu!
Ne diyeyim, gurur duysunlar...
*****
MUHALİF!
Eski tüfek Cengiz Çandar, Çankaya Köşkü’nde Talabani onuruna verilen yemeğe katılmış ve dünkü yazısında bu yemeği anlatmış...
Ama konuşulanları değil, yemeğin kendisini:
“Tek kelime ile berbattı. Etli yaprak sarma buz gibi. Yağı donmakta. Börek yavan, ızgara soğuk...”
Bir de bu adamları “iktidar yağcısı” olmakla suçlarlar... Oysa benim diyen hiçbir muhalif yazar, Köşk’ü böyle eleştiremez...
Helal sana gençliğimin idollerinden Cengiz Çandar!
Bir dahaki sefere tuvaletleri de anlatırsın umarım... Hani pisse, yazmak lazım!
*****
GÜNÜN SORUSU
Recep Tayyip Erdoğan, New York Times’a verdiği demeçte, “Ülkenin batısında ne görebilirsek hepsi Doğu’da da var” demiş...
Bu durum bizim ülkemiz için geçerli olamayacağına göre, kastettiği ülke ABD olabilir mi?
*****
Türban askıya alınmalı!
Danıştay’ın YÖK Başkanı’nın rektörlere yazdığı mektupla ilgili olarak “yürütmeyi durdurma” kararı vermesinden sonra üniversitelerdeki türban sorununun kaderi iyice belirsiz bir hal aldı.
Ayrı görüşteki öğrenciler neredeyse her gün üniversite kampüslerinde bu yüzden kavga ediyor.
Başbakan hemen çıkıp, “Uygulama Anayasa Mahkemesi kararına kadar askıya alınmıştır” diye açıklama yapmalı...
Aksi halde dökülecek her damla kanın sorumlusu, bizzat kendisi olur.
Kaygıyla duyurulur!
Gazetevatan.com: