Türkiye’nin Abdullah Gül’ün cumhurbaşkanı seçilmesiyle birlikte hız verdiği Türk Birliği Projesi, tüm hızıyla gelişmeye devam ediyor.
Cafesiyaset’in Türk hükümet çevrelerinden ve çeşitli uzmanlardan aldığı bilgilere göre, Türk Birliği (TB), 2008 yılının Nevruz kutlamaları sırasında ilan edilecek.
TB’nin Nevruz’da ilan edilmesi, dünyaya en başından Türklerin birleştiğini ilan etmeye yönelik.
Zira Nevruz, tüm Türk coğrafyasında baharın müjdecisi olarak kutlanan bir gün.
Böylece Türkiye Avrupa Birliği’ne son derece önemli bir alternatif geliştirmiş olacak.
Alınan bilgiye göre, Türk Birliği başlarda biraz siyasi, biraz da ticari olacak.
Dünya hakimiyeti uğruna Orta Asya steplerinde büyük bir mücadele veren iki süper güç Rusya ve ABD küstürülmeden birliğin hayata geçirilmesine çalışılacak.
Türkiye bu amaçla, hem Rusya’ya, hem de ABD’ye güven telkin eden mesajlar iletmeye gayret ediyor.
Kurulacak Türk Birliği (AB’ye nispet, TB) başlangıcındaki belirsizliklerin de etkisiyle, gerek Rusya karşıtları, gerekse ABD karşıtlarınca kendi tezlerine göre değerlendirilebiliyor.
Rusya karşıtları, Türk Birliği fikrini, ABD’nin Orta Asya’dan uzak tutulması için Rusya’nın teşvik ettiğini öne sürüyorlar.
Buna karşın ABD ve AB karşıtları da Türk Birliği Projesinin Büyük Orta Doğu Projesi’nin bir uzantısı olduğu görüşünde ısrar ediyorlar.
Her iki yaklaşım da Türkiye’yi bir dünya devleti olmaya layık görmeyen, inisiyatif almaya yetkin olmayan ülke kategorisine mahkum eden anlayışların ürünü gibi görünüyor.
Türkiye’nin kendi çıkarlarına uygun dış politika oluşturmasına alışkın olmayan çevreler, bu tür dünya ölçeğindeki projelere kalkışmasını da bir yerlerden gelen talimata bağlamaya çalışıyorlar.
Şimdi dış politikada Türkiye’nin son hamlelerini değerlendirerek niyet okumaya çalışalım:
Abdullah Gül cumhurbaşkanı olur olmaz Orta Asya’ya özel bir önem vermeye başladı.
KKTC’den sonra ilk resmi ziyaret Azerbaycan ve Gürcistan’a yapıldı.
Bu ziyareti Türkmenistan gezisi izledi. Gül şimdi de Kazakistan’da.
Orta Asya Türk Cumhuriyetleri ile ilişkilerde inisiyatifi kendi üzerine alan Cumhurbaşkanı Abdullah Gül, Azerbaycan ve Gürcistan'ın ardından Orta Asya'daki üçüncü durağı Türkmenistan'da muadili Berdimuhammedov ile Urgenç kentini gezdi.
Cumhurbaşkanı Abdullah Gül, Türkmenistan ziyaretinde kendisine eşlik eden bilim adamlarından, Türk cumhuriyetleri arasında iletişimi kolaylaştıracak ortak alfabe oluşturulması konusunda bilgi aldı.
Türk Dünyası Genel Sekreterliği
Uzmanlar, Latin alfabesine dayalı ortak bir yazı dili önerirken söz konusu alfabede 34 harfin bulunması gerektiği yönündeki görüşlerini Cumhurbaşkanı ile paylaştı.
Bilim adamları ayrıca Türk dili konuşan ülkeler arasında cumhurbaşkanlarına bağlı çalışacak "Türk Dünyası Genel Sekreterliği" kurulması konusunda Abdullah Gül'den öncülük etmesini istedi.
Ortak alfabe konusunda mesafe alınması için ise Türkiye'nin ısrar etmesinin önemine işaret ediliyor.
Abdullah Gül, iki günlük temasları sırasında, Türkmenistan Cumhurbaşkanı Gurbangulu Berdimuhammedov ile planlananın birkaç kat üzerinde, toplam 6 saat baş başa görüştü.
Gül, Türkmen lideri de Türkiye'de ağırlamaktan büyük memnuniyet duyacağını belirterek kendisine resmî davette bulundu. Davet, 2007 yılı Şubat ayında ülkesinde cumhurbaşkanlığı görevine gelen Berdimuhammedov tarafından kabul edildi. Cumhurbaşkanı Abdullah Gül, Orta Asya Türk cumhuriyetlerine yönelik ikinci resmi ziyareti ise 12-15 Aralık'ta Kazakistan'a gerçekleştirdi.
Gül, Orta Asya ülkelerinden önce, ekim ayı içinde Güney Kafkasya'da yer alan iki önemli ülke, Azerbaycan ve Gürcistan'a gitmişti. Türkiye, söz konusu iki ülkenin de yer aldığı bir "ortak ekonomik alan"ın temelleri de bu ziyaretlerde attı. Gürcistan Devlet Başkanı Saakaşvili Gürcistan’ın Türk Birliği’ne girmeyi çok arzuladığını deklare etti.
Türkiye’nin başta ekonomik ağırlıklı bir Türk Birliği önerisi, Rusya’dan habersiz hiçbir adım atmayan Türk Devlet Başkanlarınca büyük destek gördü. Bu da Rusya’nın onlara şimdilik yeşil ışık yaktığını gösteriyor.
Öte yandan ABD’den açık bir engelleme gelmemesi de bu süper gücün Türkiye’nin ilk girişimlerini izleme eğiliminde olduğu yorumlarını beraberinde getiriyor. Görünen o ki, dünya devleri, Türkiye’nin Orta Asya’da kuracağı oyunu şimdilik izlemeyi tercih ediyorlar.
İleride gerektiğinde iki süper güç de oyuna istedikleri tarafta girmeyi planlıyorlar gibi görünüyor.
Orta Asya büyük gelişmelere gebe. Bakalım top taca çıkmadan ne kadar süreyle Türklerin ayaklarında kalacak.