İşte AKP'nin Özgürlük Anlayışı: Kadın Yazarı Kürsüden İndirdiler!

64general1

New member
Katılım
14 Haz 2007
Mesajlar
1,720
Reaction score
0
Puanları
0
KARABÜK Kültür Sanat Festivali’nde yaptığı konuşmada hükümetin enerji politikasını eleştirirken engellenen yazar Latife Tekin, bu müdahaleyi kendisine silah çekmekle eş değer gördüğünü söyledi. Tekin, yaşadıkları ile Sivas’taki ’Madımak Olayı’nı hissettiğini anlattı. Festival kapsamındaki etkinlikte AKP’nin enerji politikalarını eleştiren yazar Latife Tekin, kürsüde karşılaştıklarını ve hissettiklerini anlattı. Tekin, konuşmasının bir bölümünde, "AKP’nin bu aşağılık enerji politikaları" dediğini belirterek şöyle dedi:

"O anda belediye başkanı ayağa fırladı. Ben konuşurken sabrediyormuş, onu da söyledi. ’Sen benim paramla buraya geldin. Konuşamazsın. Sen siyaset yapamazsın burada’ dedi. Belediye Başkanı Hüseyin Erer’in bu tepkisine, ’Hayır siz vermediniz ben kendi paramla geldim’ karşılığını verdim."

Susturamazsınız

Latife Tekin, konuşmasının engellenmesi için ses düzeninin kapatılmasına ilişkin, "Sesimin kesilmesi boğazımın sıkılması anlamına geliyor. ’İnin’ dedi, ’Susun’ dedi. Ben de; ’Polis çağırın beni ancak böyle indirebilirsiniz. Siz beni susturamazsınz. Yazarları tanımıyorsunuz’ dedim. Bir kamera vardı. Onu kapattırdı. Mikrofonumu kapattılar. O aslında silah çekmek demek. Bana, ’Haydi bağır şimdi’ dedi. Ben sadece acı bir biçimde gülümsedim. ’Ben söyleyeceğimi söyledim’ dedim. Acı bir olaydı" diye devam etti.

Tekin, olayı anlatırken, yazar arkadaşlarından bazılarının tehdit edildiğini de öne sürdü. AKP’nin yazarlar konusunda farklı düşünceleri olduğunu iddia eden Tekin, olay sırasında aklına Sivas’ta 37 aydının yakılarak öldürüldüğü ’Madımak Oteli olayının’ geldiğini de söyledi. Latife Tekin, şöyle devam etti:

"Madımak olayı aklıma geldi. Birden şeyi düşündüm. Orada başka yazarlar da var. Büyük bir gerginlik olabilir. Ben onu anladığım için yerimden sessizce kalktım ve Karabük’ten ayrıldım. Beni alkışlayan Onur Caymaz tehdit edildi. ’Rüzgar ve güneşimizi neden kullanmıyoruz?’ deyince beni alkışlamış. Arkadan biri ’Boyunu kırarım’ diyordu. Evet yani gerçekten onu hissettim. Orada insanları nasıl yaktılar. Orada onu hissettim. Oradan ayrıldım."

Para filan almadım

Tekin, Belediye Başkanı Hüseyin Erer’in "Benim paramla böyle konuşamazsın" tepkisine de anlam veremediğini belirterek, "Kime para vermiş bilmiyorum. Ben para filan almadım. Yol masrafımı karşılamalarını da kabul etmedim. Ankara’ya kendi biletimle geldim" dedi. Festivali organize eden Karabük Kültür ve Sanat Derneği Başkanı Halil Nihat Yıldız da, Tekin’i doğrulayarak, "Katılımcılara konuşma yapmaları için para ödemedik. Sadece yol ve konaklama masraflarını karşıladık. Sadece Yazar Latife Tekin yol masraflarını kendisi ödemek istedi" diye konuştu.



Kaynak: Hürriyet
 
ne yapacağız nasıl yapacağız da ülkeyi bu siyaset yaptığını sananlardan kurtaracağız bilemiyorum. Önüne gelen belediye başkanı, milletvekili olunca durumun bundan daha iyi olması yarı finalde almanyanın 3 golünden sonra Türkiye'nin bir gol daha atması gibi birşey olurdu herhalde. Tüm partilerde seçim sistemi değişmedikçe böyle olaylar ve kaos durumu kaçınılmazdır. Çünkü vekiller, başkanlar aslında milletin seçtiği kişiler değillerdir.
 
Bende gerçekten önemli bişi var zannettim. Latife Zengin denilen yazar ferstivalde siyaset yapmaya kalkmış. Ne yapılması bekleniyordu ?
Gerçi artık üzerine vazife olmadığı halde siyaset yapan o kadar çok kişi var ki Latife Zenginde festivalde siyaset yapmaya kalkmış:)) Gitsin lunaparkta yapsın siyasetini orda belki bu masalları dinleyecek birini bulur.
 
Suçlama yapmak mı?

Hangi lafımda suçlama yapmışım? Yada suç nedir benmi yanlış biliyorum :saskin

arkadaşım her kanal ayrı bir yerini gösteriyor yazar da masum değil. Madımak tan bahsediyorsun madımak gibi daha neler oluyor bu ülkede.... bir tarafı yaparken bir tarafı bozamayalım. "her olayın en az iki tarafı vardır unutma"
 
Doğan HIZLAN


Yazar ’sahibinin sesi’ değildir


GAZETELERDE ve televizyonlarda beni, hiç kuşkum yok sizi de şaşkına çeviren, demokrasi ve özgürlük adına üzüntüye sevk eden haberi dinledik, seyrettik. Karabük Festivali’ne davet edilen Látife Tekin, kürsüde konuşurken, hükümetin enerji politikasını eleştirdiği için kürsüden indirildi. Protestolar arasında,mikrofon kapatıldı.

Látife Tekin’in düşüncelerini dünkü Hürriyet’te okudum:

"Madımak olayı geldi aklıma.Başka yazarlar vardı. Gerginlik olabilirdi. Sessizce yerimden kalktım ve hemen Karabük’ü terk ettim."

Madımak Olayı’nı anımsatmaya gerek yok, çünkü belleğimizden silinmedi, otuz yedi edebiyatçı yakıldı. Cumhuriyet Türkiyesi’nde bir ortaçağ karanlığı olarak tarihe geçti.

AKP’li belediye başkanı Hüseyin Erer, yazarı susturmak istemiş, yazar da konuşmasını sürdürmüş. Sonunda yazar yenik düşmüş elbette.

AKP’nin kapatılma davası sürerken, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, liberal demokrasi her vesileyle her yerde anlatırken, bir belediye başkanı başbakanını yalanlıyor. Bunu partisinin başkanının tasvip edeceğini sanmıyorum.

Bir siyasetçiye en çok zarar veren tahammülsüzlüktür. Kitaplarıyla edebiyat tarihinde yer alan bir yazara yapılan, konuşma özgürlüğüne bir darbedir.

Genç yazarlardan Onur Caymaz da tehdit edilmiş.

* * *

BENİM garibime giden, çok geri bir tavır ve anlayış olarak karşıladığım nedir biliyor musunuz?

Yazarı çağırdık, parasını biz verdik, demeleri.

Köle pazarından yazar alınmaz, ona azat edilmiş bir köle muamelesinin yapılmasını da bu çağda anlamak mümkün değil.

Davet ettiğiniz yazar festivalinizi onurlandırır, düzeyini yükseltir, istediğini söyler. Ayrıca yazar, siyasi konuşma yapamaz gibi bir kısıtlama gülünçtür.

Türkiye’de birçok kişi kendine demokrat, kendine Müslüman lafının sanki çağdaş versiyonunu temsil ediyorlar.

İnandıkları, saplandıkları düşünceyi, demokratlığın manifestosu sayıyorlar, eleştirenleri ise bir türlü hoşgörüyle karşılamıyorlar.

Ben belediye başkanının Látife Tekin’in söylediklerini, görüşünü benimsemesini istemiyorum. Ama kürsüde konuşmasından sonra, özel bir konuşmada bu eleştirileri yanıtlayabilirdi.

Yerel yönetimlerin bu tür festivaller yapmasını bilirsiniz hep desteklerim. Orada yaşayanlara bilgi, edebi zevk, farklı düşünceler söyleyecekler. Yarına dair düşünceleriyle bugünün kısıtlılığını aşacaklar.

* * *

LÁTİFE TEKİN’e geçmiş olsun diyorum. Yazarın kaderinin değişmediğini bize yeniden hatırlattı. Dilerim yazarların bu tepkilerle karşılaşmayacağı günler gelir.
 
Gerçi artık üzerine vazife olmadığı halde siyaset yapan o kadar çok kişi var ki .


evet bencede!!!!!!!!!!!!!!!!!!!



Latife Tekin
Türk edebiyat yazarı 1957'de Kayseri'nin Bünyan ilçesine bağlı Karacahevenk köyünde doğdu. 1966'da 9 yaşındayken ailesiyle birlikte İstanbul'a geldi. Ortaöğrenimini Beşiktaş Kız Lisesi'nde tamamladı. İstanbul Telefon Başmüdürlüğü'nde kısa bir süre çalıştı. İlk kitabı "Sevgili Arsız Ölüm" 1983'te yayınlandı. Anadolu'daki köy yaşamı ve insanlarını masalımsı bir atmosferde ve "Yüzyıllık Yalnızlık" (Gabriel Garcia Marquez) tadında anlattığı bu ilk romanıyla büyük ün kazandı. Büyülü gerçekçilik akımına da yakıştırılan bu romanının ardından peş peşe diğer romanları geldi. Eserleri İngilizce, Almanca, Fransızca, İtalyanca, Farsça ve Hollandacaya çevrildi. Değişik üslubu ve yaklaşımıyla kuşağındaki edebiyatçıların önde gelen isimlerinden biri oldu.

Latife Tekin Bodrum Gümüşlük`te bir `Ebediyat Evi` projesi başlatmıştır. Garanti Bankası tarafından desteklenen proje, mimar Hüseyin Ersöz'ün 1998 yılında hazırladığı mimari proje ile inşaata başlamıştır (1999). Ressam Hale Arpacıoğlu'nun, Koç Grubu şirketlerinden aldığı destekle, aynı mimari projenin bir parçası olarak Sanat Evi'nin yapımına başlanmıştır. Latife Tekin, Bodrum Gümüşlük'te, herkesin yazabileceği, tartışabileceği, sanatçıların büyük şehrin dağdağasından uzak eser üretebileceği bir mekanın tamamlanması için çalışmaktadır.

http://tr.wikipedia.org/wiki/Latife_Tekin
 
Siyaset bazen hayat dersi olur çıkar. Bazen yazar da ders veriri şair de... Zaten en çok onlar ders vermiştir.

Tepki yanlıştır. Parayı ben verdim sen ne konuşuyon. İn oradan aşağı... Herkes yönetici işte..
 
tvde izledim zeka yoksunu benim paramla orda oturuyosun demiş kadına...


herkesi kendileri gibi parayla,nüfüzla satın alıp susturacaklarını sanıyolar...su ara çok kudurdular sonları yakındır...
 
Geri
Üst