aSLihaN
New member
Senden ayrılmakla; kalbimin bu kadar burkulacağı, içimin bu kadar acıyacağı hiç aklıma gelmezdi. Canım yanıyor. Ne kadar da alışmışım… Öpüşlerine, sevgi sözcüklerine, sana, sana ait olan her şeye... Kelimelerle anlatmaya çalışıyorum ama… Boğazım düğümleniyor. Kendimi tutmasam…
Ağlayacağım ama sen daha fazla üzülme diye içime akıtıyorum gözyaşımı.
Seni sevmek… Konuşamamak, susmak zorunda olmak… Gitmek zorunda kalmak… Çok koyuyor bana. Hiç ama hiç istemediğim halde senden ayrılmak… Gitmek... Ayaklarım geri geri gitse bile…
Gitmek zorundayım. Biliyorsun. Mecburum. Yoksa ister miyim; gözlerini, gülüşünü, attığında ortamı güzelleştiren kahkahalarını, sesini, konuşmalarını, o çocuksu halini, saf ve masum kişiliğini, serseri, deli dolu, göz alıcı, zaman zaman dizginleri elime aldığım asiliğini, narin dokunuşlarını, beni etkin altına alıp, büyülediğin senli anları, seyretmeye doyamadığım diyarlarını, karşılıklı mutlu olduğumuz o dakikaları, beni mutlu eden, şaşırtan seni bırakıp gitmeyi? Gitmeyi hiç istemediğimi adın gibi biliyorsun. Ama...
Bir hüzün yüreğimde şu an, tarifi olmayan, beni benden alan, çaresiz bırakan, ruhumu sarsan, mutsuz kılan, gözümde yaşları toplayan…
Seninle aynı evrenin altında aynı havayı solumak, aynı nefesi almak bile bir lütufken benim için, bu zorunlu ayrılık beni mahvediyor.
Şimdi gidiyorum...
Biraz zaman geçsin. Çok değil ama... Sonra aklına geldiğim ilk an...
Yaşadığımız anları düşün. Yaşadıklarımızı... Paylaştıklarımızı... Tekrar tekrar yaşamayı istediğimiz mutluluklarımızı, zorlukları aştığımız anlardaki zorlukları yendiğimiz aşkımızın gücünü, sonsuz sevgimizin yüreklerimize o özel dokunuşunu, beraber olduğumuz anlardaki aşkın gözlerimizden okunuşunu, çocuklar gibi şen olduğumuz dakikalarımızı, birbirimize yeni şeyler katan konuşmalarımızı, gülüşlerimizin, attığımız kahkahalarımızın verdiği hazzı, bu ayrılığın kalbimizi nasıl acıttığını ve de benim şu an aklıma gelmeyen tüm yaşadığımız anları düşün.
Gülümsüyorsan... Gülümsemeye çalışıyorsan ama gülümsemeyi başaramıyorsan... Gözlerin doluyorsa... Uyuyamıyorsan... Dayanamıyorsan... Yapamıyorsan bensiz...
Hadi...
Beni çağır, hemen gelirim. Tozu dumana katarak... Hem de yüreğimdeki o çocuksu sevinçle…
Melike Birgölge
Ağlayacağım ama sen daha fazla üzülme diye içime akıtıyorum gözyaşımı.
Seni sevmek… Konuşamamak, susmak zorunda olmak… Gitmek zorunda kalmak… Çok koyuyor bana. Hiç ama hiç istemediğim halde senden ayrılmak… Gitmek... Ayaklarım geri geri gitse bile…
Gitmek zorundayım. Biliyorsun. Mecburum. Yoksa ister miyim; gözlerini, gülüşünü, attığında ortamı güzelleştiren kahkahalarını, sesini, konuşmalarını, o çocuksu halini, saf ve masum kişiliğini, serseri, deli dolu, göz alıcı, zaman zaman dizginleri elime aldığım asiliğini, narin dokunuşlarını, beni etkin altına alıp, büyülediğin senli anları, seyretmeye doyamadığım diyarlarını, karşılıklı mutlu olduğumuz o dakikaları, beni mutlu eden, şaşırtan seni bırakıp gitmeyi? Gitmeyi hiç istemediğimi adın gibi biliyorsun. Ama...
Bir hüzün yüreğimde şu an, tarifi olmayan, beni benden alan, çaresiz bırakan, ruhumu sarsan, mutsuz kılan, gözümde yaşları toplayan…
Seninle aynı evrenin altında aynı havayı solumak, aynı nefesi almak bile bir lütufken benim için, bu zorunlu ayrılık beni mahvediyor.
Şimdi gidiyorum...
Biraz zaman geçsin. Çok değil ama... Sonra aklına geldiğim ilk an...
Yaşadığımız anları düşün. Yaşadıklarımızı... Paylaştıklarımızı... Tekrar tekrar yaşamayı istediğimiz mutluluklarımızı, zorlukları aştığımız anlardaki zorlukları yendiğimiz aşkımızın gücünü, sonsuz sevgimizin yüreklerimize o özel dokunuşunu, beraber olduğumuz anlardaki aşkın gözlerimizden okunuşunu, çocuklar gibi şen olduğumuz dakikalarımızı, birbirimize yeni şeyler katan konuşmalarımızı, gülüşlerimizin, attığımız kahkahalarımızın verdiği hazzı, bu ayrılığın kalbimizi nasıl acıttığını ve de benim şu an aklıma gelmeyen tüm yaşadığımız anları düşün.
Gülümsüyorsan... Gülümsemeye çalışıyorsan ama gülümsemeyi başaramıyorsan... Gözlerin doluyorsa... Uyuyamıyorsan... Dayanamıyorsan... Yapamıyorsan bensiz...
Hadi...
Beni çağır, hemen gelirim. Tozu dumana katarak... Hem de yüreğimdeki o çocuksu sevinçle…
Melike Birgölge