ELA_GÖZLÜ
New member
- Katılım
- 29 Ara 2007
- Mesajlar
- 52
- Reaction score
- 0
- Puanları
- 0
Nisan ayıydı günlerden salı
Sana veda etmiş eve dönüyordum
Güneş çok yakıyor hatta kanım duruyordu
Biraz soluk almak için
Bir banka oturdum.
Tam o sırada bir çingeneye rastladım
Elinde bir avuç tohum vardı
Yanıma oturdu.
Bana bu tohumları satmak istedi.
Çiçeğin adını sordum
Neye yakıştırırsan olur dedi.
Kokusunu sordum
Nasıl kokmasını istersen öyle kokar dedi.
Rengini sordum
Rengi sahibinin yüreğine benzer dedi.
Nerede büyütebilirim? dedim
En uzun kaldığın oda da dedi.
Dikenleri var mı? dedim
Her güzelin bir kusuru var dedi.
Neyle büyür bu çiçek dedim
Toprağına değen herşeyle dedi.
Yanımda ne kadar para varsa verdim.
Tohumları yanıma alıp yoluma devam ettim.
Bütün bunlar bir yıl önce olmuştu.
Bugün ayrılığın yıldönümü
Her zamankinden daha erken uyandım.
Bugün sana hediye edebiliyorum
Adı mı? ÖLÜM ÇİÇEĞİ...
Kokladığında kan kokusundan miden bulanacak.
Rengi mi?
Kapkara ona baktığında için kararacak.
Evinin en karanlık köşesine götür onu,
Sana benim halimi anlatacak.
Dikenleri eline battığında,
Ellerin simsiyah kana bulanacak.
Onu sakın sulama,
O içki damlalarına ve gözyaşlarına aşıktır.
Sakın şaşırma.
Şimdi git,git ve iki kadeh al eline,
Biri kendine biri de ÖLÜM ÇİÇEĞİNE
Ben kadehimi kaldırıyorum hadi
Hadi hep beraber ayrılığın şerefine.
Bir de ÖLÜM ÇİÇEĞİ ' ne...
Alıntı..