pLayßoy
Altın Üye
ÇORUM
KONUMU
Çorum 39 54 ve 41 20 kuzey enlemleri ile 34 04 ve 35 28 doğu boylamları arasında bulunmaktadır. İlimiz, Karadeniz Bölgesi ve İç Anadolu Bölgesini birbirine bağlandığı noktada bulunmaktadır.Doğusunda Amasya, batısında Çankırı, güneyinde Yozgat, güneybatısında Kırıkkale, kuzeyinde Sinop, kuzeydoğusunda Samsun, kuzeybatısında ise Kastamonu ili bulunmaktadır.
GENEL BİLGİLER
1071 Malazgirt savaşı sonrasında Türk lerin Anadoluyu ele geçirmesiyle birlikte şu anki Çorum ve çevresinde Çorumlu İlyas Bey önderliginde Oğuzların Alanyutlu obasına bağlı Çorumlu oymağı yerleşmiş ve bu yöreye ismini vermiştir.
Çorum ili 12.820 km2'lik yüzölçümüne sahiptir. Tüm il nüfusu 490.000 olup, Merkez ilçesinin nufusu 160.000 kişidir (2000 yılı sayım sonuçlarına göre). İlimizin rakımı 868 m'dir. Çorum'un Karadeniz Bölgesinde kalan kısımları çoğunlukta engebeli bir yapı gösterir. Çorum'daki en yüksek dağ İskilip-Kargı arasındaki Kösedağdır (2.087). Köroğlu dağlarının doğu ucu burada Kızılırmak vadisine geniş bir cephe ile dayanır ve vadinin doğusunda Kızılırmak'ın keskin dirseği Ada Dağı (1.129 m) ve Çal Dağı (1.730 m) ile Orta Karadeniz dağlarına geçer. İlin kuzey ucunda Kızılırmak-Devrez Çayı vadisinin geniş tabanı, kuzeyinde Ilgaz Dağlarının doğu uçları 1.750 metreye kadar yükselir. Çorum,un güney yarısı ise daha alçak ve daha az engebeli bir görünüştedir. Burada yükseltisi 800 m'den aşağı hafif dalgalı düzlükler arasında yükseltisi 1.700 m'ye varan basık sırtlı dağlar belirir.
Çorum'da başlıca dağlar; kuzeybatısında Kösedağ (1.791 m), kuzeydoğusunda Eğerci Dağı (1.765 m), güneydoğusunda Kırklar Dağı (1.791 m), güneyinde de Aygar Dağı (1.641 m) sayılabilir. Ovalar ise; Çorum Ovası, Mecitözü Ovası, Hamamözü Ovası, Sungurlu Ovası'dır.
TARİHİ
İlimizde yapılmış olan kazılar sonucunda Çorum ve civarında Yontma Taş Çağı ve Cilalı Taş Çağında yaşam olduğu ortaya çıkmıştır. Bakırdan yapılma aletlerin bulunmasıda Kalkolitik dönem yaşamının olduğunu göstermektedir. M.Ö. 4000 yıllarında yerleşimin sürekli olarak devam ettiği ortaya çıkmıştır. M.Ö. 3200-2000 döneminde ise Eski Tunç Çağı yaşantısının ilimiz ve çevresinde tüm Anadolu'da olduğu gibi yerleşim alanı olarak Feodal devlet sistemi ile küçük şehir devletleri kurmuş ve bu devletlerin Alacahöyük ve çevresinde arttığı yapılan kazılar sonucunda ortaya çıkmıştır. Alacahöyük'te Eski Tunç Çağına ait 13 KraI mezarı, bu mezarlarda ortaya çıkarılan; bronzdan,altından,gümüşten ve elektrondan yapılmış değerli eşyalar bulunmuştur.
Asurlular (M.Ö. 1950- 1750) Kuzey Mezopotamya'da büyük devlet kurmuş ve Anadolu'nun 9 ayrı yerinde karum adı pazarlar kurmuşlar bunlardan biri de Hattuşaş karumu adını taşıyan Hattuşaş yani Boğazköy'dür.Asurlulardan sonra (M.Ö.1680) Koloni çağını takip eden Eski Hitit devletidir. İlk Hitit Kralı Anitta' dır. Hitit devletinin kuruluşunun hemen ardından devletin başkenti Neşa'dan Hattuşaş'a taşınmıştır.Hattuşaş ile Alacahöyük, Eskiyapar, Pazarlı, Kuşsaray ve son kazılarda ortaya çıkan Ortaköy kenti Hitit merkezleri olarak bu çağda adını dünyaya duyurmuştur.Hititlerden sonra Frigler, KimmerIer, MedIer ve Büyük İskender'in Anadolu'yu istılasına kadar Perslerin hakimiyetinde kalmıştır. Daha sonra da Galatlar gelerek İskilip, Osmancık, Alacahöyük, Eskiyapar, Avkat Köyü civarında yerleşmişledir.
Çorum ve çevresi 1075 yılında Danişment Ahmet Gazi tarafından Türklerin eline geçmiş, Anadolu Selçukluları, Osmanlı Devleti ve Milli Kurtuluş Savaşı sırasında Türk hakimiyetinde kalmıştır. İlimiz 1921 yılına kadar Ankara vilayetine bağlı bir sancak iken 1921 yılından itibaren müstakil sancak 1924 yılından itibaren de vilayet olmuştur.
İKLİMİ
Çorum ilinde Karadeniz ikliminin yumuşatıcı etkisi ne kadarda kendini göstersede İç Anadolu nun karasal iklimi hakimdir. Kış ayları şiddetli soğuklarla geçerken yaz ayları sıcak ve kurak geçmektedir.Yapılan gözlemlere göre sıcaklık ortalaması 10.4 c'dir. Şimdiye kadar kaydedilen en yüksek sıcaklık 39.8 c, en düşük sıcaklık ise -26 c' dir. Ocak-Şubat ayları ise en soğuk geçen aylardır.
Yıllık yağış ortalaması 396 mm'dir. Yağışların mevsimlere göre oranı ise; kış %27, ilkbahar %35, yaz %21, sonbahar %17'dir. Merkez ilçede en çok yağış mayıs-haziran, en az ise temmuz-ağustos aylarında görülmektedir.
Ortalama rüzgar hızı 2.3 m/s' dir. İstatistiklere göre poyraz; 3.409 kez ile yılda en fazla esen rüzgardır. Bunu doğu-güneybatı (Lodos) izlemektedir. Çorum'da ortalama 61 gün açık, 208 gün parçalı bulutlu, 10 gün sisli, 86 gün kapalı geÇmektedir.
-----
BİTKİ ÖRTÜSÜ
Bitki örtüsünde kurakçıl bitkiler hakim olmakla birlikte ornanlar; yıllardır olagelmiş baltalamalar ve yangınlar yüzünden önce düzlüklerden sonra yamaçlardan da çekilmişlerdir. Yerlerini ise çoğunlukla otsu bitkiler ve yer yer çalılıklar almıştır. Ormanlar ise çoğunlukla yüksek ve erişilmesi zor kesimlerde kalmıştır. Alçak kesimlerde meşe (%16), yükseklerde karaçam (%60) ve sarıçam (%1) ve az da olsa köknar (%8) görülür. Düzlüklerden tahıl tarlası, yamaçlardan ise otlak olarak faydalanılır.
----
ÇORUM'DA TİCARET
Çorum halkının müteşebbis ve atılımcı kişiliği ilimizi Anadolu'nun sanayi merkezlerinden biri haline getirmiştir.Kentin ekonomik yapısını önemli ölçüde etkileyen sanayileşme çabaları 1970-1980 yılları arasında toprak sanayi ile başlamıştır. Aynı dönemde ikinci önemli sektör olarak gıda sanayi gelişmiş ve 1930'lu yıllarda kurulmuş olan un değirmenlerinin yerini yüksek kapasiteli modern un fabrikaları almıştır. Bu iki sektörün ihtiyaçlarına paralel olarak "makina imalatı" ve "döküm" sanayi dalları da gelişmiş; tuğla kiremit ve un fabrikalarının makinelerini imal eden tesisler kurulmuştur. Son yıllarda ise klasik sanayi dallarındaki yatırım yapma alışkanlığı terkedilmiş ve yatırım alanları yeplazesi oldukça genişlemiştir.
Çorum'da lokomotif sektör olarak kabul edilen toprak sanayi dışında un, irmik, bulgur, makarna, sıvı yağ, küp şeker, yem, yumurta, kağıt, ambalaj, şırınga, fermuar, oto radyatörü-egzosu-kaloriferi, yazıcı şeritleri, mobilya, parke, emaye döküm, çivi, bakır ve çinko levha, bakır boru ve hortum, gömlek, iplik, dokuma, çuval, strafor, kemik unu, tıbbi ampul, lpg dolum, seramik, mermer, karo, sıhhi tesisat, ayakkabı,çorap sektörlerinde de fafaliyet gösteren işletmeler mevcuttur. Ayrıca bu sektörlerin makina, kalıp ve döküm ihtiyaçlarını karşılayan ve un-irmik, yem ve toprak sanayi sektörlerinde "anahtar teslimi" faaliyet gösteren işletmeler mevcuttur.
1957 yılında üretime başlayan çimento fabrikası ile ilde büyük ölçekli olarak sanayi çabaları başlamıştır. 1970 yılından itibaren ise imalat sanayinin toprak sanayine dayalı bir gelişme gösterdiği görülmektedir. 1980'li yılların başına kadar devam eden yatırımlar ve sağladığı yüksek istihdam ile toprak sanayi ilde lokomotif sektör olmuştur. 1980'lerin ortasında ise bu sektörde Türkiye piyasasının doygunluk noktasına ulaşması ile birlikte ilimizde gıda sektöründe (özellikle un-irmik) yoğun yatırımların yapıldığı görülmektedir. Un üretimine yönelik yapılan yatırımlar bu sektörle bağlantılı olarak makina sanayinin de gelişmesine neden olmuştur. Bu gelişme sayesinde ildeki makina sanayi "fabrika yapabilir" seviyeye gelmiştir.
Kamuya ait tek tesis olan ve 316 kişinin çalıştığı şeker fabrikası yılda 314.000 ton üretim yapmaktadır. Daha önce kamuya ait olan Çorum Çimento Fabrikası ve Süt ve Süt Ürünleri fabrikasının özelleştirme işlemleri tamamlanmış olup özel kişilere ait olarak üretime devam etmektedirler.
Çorum'da Organize sanayi bölgesinde 46 adet, Küçük sanayi sitesinde 101 adet,
diğerleri de 142 adet olmak üzere 289 sanayi işletmesi faaliyet göstermektedir.
----
ÇORUM LEBLEBİSİ
Kuruyemişlerin hemen hepsi, yaş sebze veya meyvelerin kurutulması; bazılarının da bir kere kavrulması ile yenebilecek kıvama geliyor. Çorum'un meşhur sarı leblebisinde ise durum biraz farklı. Leblebi, zaten kuru olan nohuttan yapılıyor. Nohutun leblebiye dönüşmesi, yaklaşık birbuçuk ayı bulan işlemler zincirini gerektiriyor.
Çorum'da çocukluğundan beri leblebi işiyle uğraşan Kadir Usta'nın hem imalathane hem de satış yeri olarak kullandığı dükkanı, tarihî değer taşıyan bir fotoğraf gibi karşılıyor müşterileri. Tek kavrumluk leblebiler çuvallardan tenekelere, oradan leğenlere dolduruluyor. Odun ateşi ile yeterli sıcaklığa ulaşan fırına aktarılan leblebiler son kavurma işleminden sonra tekrar çuvallara doldurularak dumanı üzerinde satışa sunuluyor. Tüm bu aktarma işlemleri sırasında Kadir Usta'nın elleri arasından akan leblebiler sanki ustasının deneyimini kazanmışcasına dökülecekleri yeri biliyorlar ve bir teki bile dışarı düşmüyor.
Çorum'da her köşebaşında bir leblebici dükkanı bulmanız mümkün. Öteden beri bu yörede yetişen nohutun iriliği ve leblebiye dönüşüm sırasındaki kavurma işlemleri, haklı bir üne kavuşturmuş Çorum leblebisini... Altmışlı yıllardan sonra artık bölgede yetiştirilen nohut, leblebi üretimine yetmemeye başlamış ve başka bölgelerden nohut getirilmiş. Buna rağmen Çorum leblebisi ününden hiçbirşey kaybetmemiş. Senelerdir liderliğinden taviz vermemesinin nedeni de kuşaktan kuşağa aktarılarak bugüne ulaşan kavurma işlemlerindeki beceri olsa gerek. Nohuta ayrı bir lezzet ve altın sarısı rengini kazandıran geleneksel leblebi üretimi bir yandan devam ederken, odunun yerini tüp gazın aldığı daha modern yöntemler de kullanılmaya başlanmış.
Leblebi yapmak için öncelikle ateş tuğlası, kerpiç, tava ve karıştırıcıdan oluşan bir kavurma ocağı gerekiyor. Karıştırıcı ve tava dışında, ocağı genellikle her imalatçı kendisi yapıyor. Ocakta yakıt olarak kullanılan odunların is yapmayan cinsten olması gerekiyor; aksi taktirde leblebinin tadı etkileniyor. Tarife gelince... Eleme işleminden geçirilen nohutlar boylarına göre ayrılıyor. Birinci kavurma işleminden sonra sıcak olarak çuvallara doldurulup iki gün dinlendiriliyor. İkinci kavurma işleminden sonra yine aynı şekilde iki gün dinlendirilen nohutlar kuru bir yere serilerek bu kez 15-20 gün bekletiliyor. Bu dinlendirme süresinin az veya çok olması ve önceki kavurma işlemleri, leblebinin tadı ve daha sonraki kavurma işlemlerinin performansı açısından oldukça önemli. Leblebi adayı nohutlar üçüncü kavurma işleminden önce nemlendirilerek çuvallara doldurulup bir gün bekletiliyor. Bu kavurma işlemi sırasında nohutların kabukları ayrılıyor. Buna "tek kavrum leblebi" adı veriliyor. Tek kavrum leblebiler, bir iki gün sonra, ihtiyaca göre son bir kez daha kavrulup satışa sunuluyor. Leblebinin acılı, tuzlu veya karanfilli çeşitlere dönüşmesi, bu son kavurma aşamasında gerçekleşiyor. Çocukluk anılarımızı süsleyen şekerli cinsi, yani "leblebi şekeri" ise kısa bir son kavurma aşamasından sonra şekerciler tarafından imal ediliyor. Bu arada hemen belirtelim; beyaz leblebi veya diğer adıyla sakız leblebi ayrı bir uzmanlık dalı ve Çorum'a da başka yörelerden geliyor.
İmalat sürecinden de anlaşılacağı gibi, bu kadar çaba ve zahmet, Çorum leblebisinin ününü yıllar öncesinden bugünlere taşımasının bedeli olsa gerek.
KONUMU
Çorum 39 54 ve 41 20 kuzey enlemleri ile 34 04 ve 35 28 doğu boylamları arasında bulunmaktadır. İlimiz, Karadeniz Bölgesi ve İç Anadolu Bölgesini birbirine bağlandığı noktada bulunmaktadır.Doğusunda Amasya, batısında Çankırı, güneyinde Yozgat, güneybatısında Kırıkkale, kuzeyinde Sinop, kuzeydoğusunda Samsun, kuzeybatısında ise Kastamonu ili bulunmaktadır.
GENEL BİLGİLER
1071 Malazgirt savaşı sonrasında Türk lerin Anadoluyu ele geçirmesiyle birlikte şu anki Çorum ve çevresinde Çorumlu İlyas Bey önderliginde Oğuzların Alanyutlu obasına bağlı Çorumlu oymağı yerleşmiş ve bu yöreye ismini vermiştir.
Çorum ili 12.820 km2'lik yüzölçümüne sahiptir. Tüm il nüfusu 490.000 olup, Merkez ilçesinin nufusu 160.000 kişidir (2000 yılı sayım sonuçlarına göre). İlimizin rakımı 868 m'dir. Çorum'un Karadeniz Bölgesinde kalan kısımları çoğunlukta engebeli bir yapı gösterir. Çorum'daki en yüksek dağ İskilip-Kargı arasındaki Kösedağdır (2.087). Köroğlu dağlarının doğu ucu burada Kızılırmak vadisine geniş bir cephe ile dayanır ve vadinin doğusunda Kızılırmak'ın keskin dirseği Ada Dağı (1.129 m) ve Çal Dağı (1.730 m) ile Orta Karadeniz dağlarına geçer. İlin kuzey ucunda Kızılırmak-Devrez Çayı vadisinin geniş tabanı, kuzeyinde Ilgaz Dağlarının doğu uçları 1.750 metreye kadar yükselir. Çorum,un güney yarısı ise daha alçak ve daha az engebeli bir görünüştedir. Burada yükseltisi 800 m'den aşağı hafif dalgalı düzlükler arasında yükseltisi 1.700 m'ye varan basık sırtlı dağlar belirir.
Çorum'da başlıca dağlar; kuzeybatısında Kösedağ (1.791 m), kuzeydoğusunda Eğerci Dağı (1.765 m), güneydoğusunda Kırklar Dağı (1.791 m), güneyinde de Aygar Dağı (1.641 m) sayılabilir. Ovalar ise; Çorum Ovası, Mecitözü Ovası, Hamamözü Ovası, Sungurlu Ovası'dır.
TARİHİ
İlimizde yapılmış olan kazılar sonucunda Çorum ve civarında Yontma Taş Çağı ve Cilalı Taş Çağında yaşam olduğu ortaya çıkmıştır. Bakırdan yapılma aletlerin bulunmasıda Kalkolitik dönem yaşamının olduğunu göstermektedir. M.Ö. 4000 yıllarında yerleşimin sürekli olarak devam ettiği ortaya çıkmıştır. M.Ö. 3200-2000 döneminde ise Eski Tunç Çağı yaşantısının ilimiz ve çevresinde tüm Anadolu'da olduğu gibi yerleşim alanı olarak Feodal devlet sistemi ile küçük şehir devletleri kurmuş ve bu devletlerin Alacahöyük ve çevresinde arttığı yapılan kazılar sonucunda ortaya çıkmıştır. Alacahöyük'te Eski Tunç Çağına ait 13 KraI mezarı, bu mezarlarda ortaya çıkarılan; bronzdan,altından,gümüşten ve elektrondan yapılmış değerli eşyalar bulunmuştur.
Asurlular (M.Ö. 1950- 1750) Kuzey Mezopotamya'da büyük devlet kurmuş ve Anadolu'nun 9 ayrı yerinde karum adı pazarlar kurmuşlar bunlardan biri de Hattuşaş karumu adını taşıyan Hattuşaş yani Boğazköy'dür.Asurlulardan sonra (M.Ö.1680) Koloni çağını takip eden Eski Hitit devletidir. İlk Hitit Kralı Anitta' dır. Hitit devletinin kuruluşunun hemen ardından devletin başkenti Neşa'dan Hattuşaş'a taşınmıştır.Hattuşaş ile Alacahöyük, Eskiyapar, Pazarlı, Kuşsaray ve son kazılarda ortaya çıkan Ortaköy kenti Hitit merkezleri olarak bu çağda adını dünyaya duyurmuştur.Hititlerden sonra Frigler, KimmerIer, MedIer ve Büyük İskender'in Anadolu'yu istılasına kadar Perslerin hakimiyetinde kalmıştır. Daha sonra da Galatlar gelerek İskilip, Osmancık, Alacahöyük, Eskiyapar, Avkat Köyü civarında yerleşmişledir.
Çorum ve çevresi 1075 yılında Danişment Ahmet Gazi tarafından Türklerin eline geçmiş, Anadolu Selçukluları, Osmanlı Devleti ve Milli Kurtuluş Savaşı sırasında Türk hakimiyetinde kalmıştır. İlimiz 1921 yılına kadar Ankara vilayetine bağlı bir sancak iken 1921 yılından itibaren müstakil sancak 1924 yılından itibaren de vilayet olmuştur.
İKLİMİ
Çorum ilinde Karadeniz ikliminin yumuşatıcı etkisi ne kadarda kendini göstersede İç Anadolu nun karasal iklimi hakimdir. Kış ayları şiddetli soğuklarla geçerken yaz ayları sıcak ve kurak geçmektedir.Yapılan gözlemlere göre sıcaklık ortalaması 10.4 c'dir. Şimdiye kadar kaydedilen en yüksek sıcaklık 39.8 c, en düşük sıcaklık ise -26 c' dir. Ocak-Şubat ayları ise en soğuk geçen aylardır.
Yıllık yağış ortalaması 396 mm'dir. Yağışların mevsimlere göre oranı ise; kış %27, ilkbahar %35, yaz %21, sonbahar %17'dir. Merkez ilçede en çok yağış mayıs-haziran, en az ise temmuz-ağustos aylarında görülmektedir.
Ortalama rüzgar hızı 2.3 m/s' dir. İstatistiklere göre poyraz; 3.409 kez ile yılda en fazla esen rüzgardır. Bunu doğu-güneybatı (Lodos) izlemektedir. Çorum'da ortalama 61 gün açık, 208 gün parçalı bulutlu, 10 gün sisli, 86 gün kapalı geÇmektedir.
-----
BİTKİ ÖRTÜSÜ
Bitki örtüsünde kurakçıl bitkiler hakim olmakla birlikte ornanlar; yıllardır olagelmiş baltalamalar ve yangınlar yüzünden önce düzlüklerden sonra yamaçlardan da çekilmişlerdir. Yerlerini ise çoğunlukla otsu bitkiler ve yer yer çalılıklar almıştır. Ormanlar ise çoğunlukla yüksek ve erişilmesi zor kesimlerde kalmıştır. Alçak kesimlerde meşe (%16), yükseklerde karaçam (%60) ve sarıçam (%1) ve az da olsa köknar (%8) görülür. Düzlüklerden tahıl tarlası, yamaçlardan ise otlak olarak faydalanılır.
----
ÇORUM'DA TİCARET
Çorum halkının müteşebbis ve atılımcı kişiliği ilimizi Anadolu'nun sanayi merkezlerinden biri haline getirmiştir.Kentin ekonomik yapısını önemli ölçüde etkileyen sanayileşme çabaları 1970-1980 yılları arasında toprak sanayi ile başlamıştır. Aynı dönemde ikinci önemli sektör olarak gıda sanayi gelişmiş ve 1930'lu yıllarda kurulmuş olan un değirmenlerinin yerini yüksek kapasiteli modern un fabrikaları almıştır. Bu iki sektörün ihtiyaçlarına paralel olarak "makina imalatı" ve "döküm" sanayi dalları da gelişmiş; tuğla kiremit ve un fabrikalarının makinelerini imal eden tesisler kurulmuştur. Son yıllarda ise klasik sanayi dallarındaki yatırım yapma alışkanlığı terkedilmiş ve yatırım alanları yeplazesi oldukça genişlemiştir.
Çorum'da lokomotif sektör olarak kabul edilen toprak sanayi dışında un, irmik, bulgur, makarna, sıvı yağ, küp şeker, yem, yumurta, kağıt, ambalaj, şırınga, fermuar, oto radyatörü-egzosu-kaloriferi, yazıcı şeritleri, mobilya, parke, emaye döküm, çivi, bakır ve çinko levha, bakır boru ve hortum, gömlek, iplik, dokuma, çuval, strafor, kemik unu, tıbbi ampul, lpg dolum, seramik, mermer, karo, sıhhi tesisat, ayakkabı,çorap sektörlerinde de fafaliyet gösteren işletmeler mevcuttur. Ayrıca bu sektörlerin makina, kalıp ve döküm ihtiyaçlarını karşılayan ve un-irmik, yem ve toprak sanayi sektörlerinde "anahtar teslimi" faaliyet gösteren işletmeler mevcuttur.
1957 yılında üretime başlayan çimento fabrikası ile ilde büyük ölçekli olarak sanayi çabaları başlamıştır. 1970 yılından itibaren ise imalat sanayinin toprak sanayine dayalı bir gelişme gösterdiği görülmektedir. 1980'li yılların başına kadar devam eden yatırımlar ve sağladığı yüksek istihdam ile toprak sanayi ilde lokomotif sektör olmuştur. 1980'lerin ortasında ise bu sektörde Türkiye piyasasının doygunluk noktasına ulaşması ile birlikte ilimizde gıda sektöründe (özellikle un-irmik) yoğun yatırımların yapıldığı görülmektedir. Un üretimine yönelik yapılan yatırımlar bu sektörle bağlantılı olarak makina sanayinin de gelişmesine neden olmuştur. Bu gelişme sayesinde ildeki makina sanayi "fabrika yapabilir" seviyeye gelmiştir.
Kamuya ait tek tesis olan ve 316 kişinin çalıştığı şeker fabrikası yılda 314.000 ton üretim yapmaktadır. Daha önce kamuya ait olan Çorum Çimento Fabrikası ve Süt ve Süt Ürünleri fabrikasının özelleştirme işlemleri tamamlanmış olup özel kişilere ait olarak üretime devam etmektedirler.
Çorum'da Organize sanayi bölgesinde 46 adet, Küçük sanayi sitesinde 101 adet,
diğerleri de 142 adet olmak üzere 289 sanayi işletmesi faaliyet göstermektedir.
----
ÇORUM LEBLEBİSİ
Kuruyemişlerin hemen hepsi, yaş sebze veya meyvelerin kurutulması; bazılarının da bir kere kavrulması ile yenebilecek kıvama geliyor. Çorum'un meşhur sarı leblebisinde ise durum biraz farklı. Leblebi, zaten kuru olan nohuttan yapılıyor. Nohutun leblebiye dönüşmesi, yaklaşık birbuçuk ayı bulan işlemler zincirini gerektiriyor.
Çorum'da çocukluğundan beri leblebi işiyle uğraşan Kadir Usta'nın hem imalathane hem de satış yeri olarak kullandığı dükkanı, tarihî değer taşıyan bir fotoğraf gibi karşılıyor müşterileri. Tek kavrumluk leblebiler çuvallardan tenekelere, oradan leğenlere dolduruluyor. Odun ateşi ile yeterli sıcaklığa ulaşan fırına aktarılan leblebiler son kavurma işleminden sonra tekrar çuvallara doldurularak dumanı üzerinde satışa sunuluyor. Tüm bu aktarma işlemleri sırasında Kadir Usta'nın elleri arasından akan leblebiler sanki ustasının deneyimini kazanmışcasına dökülecekleri yeri biliyorlar ve bir teki bile dışarı düşmüyor.
Çorum'da her köşebaşında bir leblebici dükkanı bulmanız mümkün. Öteden beri bu yörede yetişen nohutun iriliği ve leblebiye dönüşüm sırasındaki kavurma işlemleri, haklı bir üne kavuşturmuş Çorum leblebisini... Altmışlı yıllardan sonra artık bölgede yetiştirilen nohut, leblebi üretimine yetmemeye başlamış ve başka bölgelerden nohut getirilmiş. Buna rağmen Çorum leblebisi ününden hiçbirşey kaybetmemiş. Senelerdir liderliğinden taviz vermemesinin nedeni de kuşaktan kuşağa aktarılarak bugüne ulaşan kavurma işlemlerindeki beceri olsa gerek. Nohuta ayrı bir lezzet ve altın sarısı rengini kazandıran geleneksel leblebi üretimi bir yandan devam ederken, odunun yerini tüp gazın aldığı daha modern yöntemler de kullanılmaya başlanmış.
Leblebi yapmak için öncelikle ateş tuğlası, kerpiç, tava ve karıştırıcıdan oluşan bir kavurma ocağı gerekiyor. Karıştırıcı ve tava dışında, ocağı genellikle her imalatçı kendisi yapıyor. Ocakta yakıt olarak kullanılan odunların is yapmayan cinsten olması gerekiyor; aksi taktirde leblebinin tadı etkileniyor. Tarife gelince... Eleme işleminden geçirilen nohutlar boylarına göre ayrılıyor. Birinci kavurma işleminden sonra sıcak olarak çuvallara doldurulup iki gün dinlendiriliyor. İkinci kavurma işleminden sonra yine aynı şekilde iki gün dinlendirilen nohutlar kuru bir yere serilerek bu kez 15-20 gün bekletiliyor. Bu dinlendirme süresinin az veya çok olması ve önceki kavurma işlemleri, leblebinin tadı ve daha sonraki kavurma işlemlerinin performansı açısından oldukça önemli. Leblebi adayı nohutlar üçüncü kavurma işleminden önce nemlendirilerek çuvallara doldurulup bir gün bekletiliyor. Bu kavurma işlemi sırasında nohutların kabukları ayrılıyor. Buna "tek kavrum leblebi" adı veriliyor. Tek kavrum leblebiler, bir iki gün sonra, ihtiyaca göre son bir kez daha kavrulup satışa sunuluyor. Leblebinin acılı, tuzlu veya karanfilli çeşitlere dönüşmesi, bu son kavurma aşamasında gerçekleşiyor. Çocukluk anılarımızı süsleyen şekerli cinsi, yani "leblebi şekeri" ise kısa bir son kavurma aşamasından sonra şekerciler tarafından imal ediliyor. Bu arada hemen belirtelim; beyaz leblebi veya diğer adıyla sakız leblebi ayrı bir uzmanlık dalı ve Çorum'a da başka yörelerden geliyor.
İmalat sürecinden de anlaşılacağı gibi, bu kadar çaba ve zahmet, Çorum leblebisinin ününü yıllar öncesinden bugünlere taşımasının bedeli olsa gerek.