Mayhoş
mayhoş
Sevgili Dost!
Fotoğrafta pozitif görüntüler negatif görüntülerle basılır.
Sıkıntılar bunaltmasın seni.
Lütfengülümse fotoğrafın çekiliyormuş gibi her an…
posta kutusundaki mızıka'dan
Ali Ural
“Aşkı taşıyan her kalbin muhkem olduğunu zannediyordum oysa.
Meğer aşk indiği kalbi ihya ediyordu ya ihya edemezse yok ediyordu.
Kazasız belasız kurtulmanın imkânı yoktu.”
Nazan Bekiroğlu
Cânâna Cân olan bilmez Cânının kıymetini.
Cânân da bilmez Cânına Cân olanın kıymetini.
Cem Sultan
“ Ç ü n k ü ” dedi Züleyha “güzelliğin bir derin kuyu senin.
Bir düşenin kurtuluşu kolay olmaz.
Ne mutlu kalbine Sen düşene ve ne mutlu Sen’in kalbine düşene…”
Nazan Bekiroğlu – Yusuf ile Züleyha
Hayat Boğazımı Sıkmış Bir Çocuk Gibi
Taki ;
N e f e s A l m a y ı n c a y a k a d a r B ı r a k m a z
Bazen kendi kendine kırılır dal kendi kendine düşer yapraklar...
Ne bir rüzgar eser ne de yağmur yağar...
Herşey sessizce oluverir...
Sessizce...
Bu hali O'ndan başka kim bilebilir?
Her zaman senin karşında masum ve sevgine muhtaç bir çocuk ruhuyla dururum.
Çünkü sen benim annemsin.
Beni benden çok tanıyansın bilensin.
Bana sarıldığın zaman tüm dertlerimi yok edensin.
Sen benim güvenli limanımsın A N N E M. Benim senden başka sığınacak limanım yok ..."
Mahallede aşağılanıp horlanan çelimsiz çocuklar gibiyim. Oyunlara ancak adam eksik olduğunda kabul edilen beceriksiz çocuklar gibi.
Hayata katılmakta güçlük çekiyorum.
Benim mevsimim sonbahar.
Sokakların tenhalaşmaya başladığı vakitler.
Tek kişilik oyunlar ustasıyım ben.
Tek kişilik özlemler tek kişilik acılar ustasıyım. Ben yağmuru arıyorum. Ben yağmuru arıyorum.
Ben yağmuru arıyorum.
Ben seni arıyorum.
Tarık Tufan / Hayal Meyal
~ yάn .. đά/yάn !
Yaradanı hangi kelimelerle tanımladığımız
kendimizi nasıl gördüğümüze ayna tutar.
Şayet Tanrı dendi mi öncelikle korkulacak
utanılacak bir varlık geliyorsa aklına
Demek ki sen de korku ve utanç içindesin çoğunlukla.
Yok eğer Tanrı dendi mi evvela Aşk
merhamet ve şefkat anlıyorsan
sende de bu vasıflardan bolca mevcut demektir.
Elif Şafak/ Aşk
Ah...Bu bedenler içine kalp arıyor Kalıbımız içindekinden utanıyor Daha ne kadar süsleyeceğiz testinin dışını içi kurudu çatlıyor...
La reverie
Bütün bahçeler sen de toplanmış
Gülmüsün nesin?
Ya Rab!
Küflenmiş yüreklerimiz karman-çorman olmuş zihinlerimiz
Senin hasretinle yön bulsun..
Yollara bakarken gözlerimiz karanlıktan kurtulsun…
Ele geçen şeyin tadı tuzu değeri oraya varmak için çekilen yol zahmeti kadardır.
Çölün tozunu yutmayan dilini dudağını çöl güneşinde çatlatmayan
Zemzemin lezzetini bilemez
Ömür boyu hayalini kurmayan Kabenin kadrini tartamaz.
O halde önce yan ki su seni kandırsın
Acık ki ekmek damağında bir lezzet bıraksın.
Özle ki bulduğunda gerçekten bulmuş olasın..
Hz. Mevlana
Bir düşenin kurtuluşu kolay olmaz.
Ne mutlu kalbine Sen düşene ve ne mutlu Sen’in kalbine düşene…”
Nazan Bekiroğlu – Yusuf ile Züleyha
Hayat Boğazımı Sıkmış Bir Çocuk Gibi
Taki ;
N e f e s A l m a y ı n c a y a k a d a r B ı r a k m a z
Bazen kendi kendine kırılır dal kendi kendine düşer yapraklar...
Ne bir rüzgar eser ne de yağmur yağar...
Herşey sessizce oluverir...
Sessizce...
Bu hali O'ndan başka kim bilebilir?
Her zaman senin karşında masum ve sevgine muhtaç bir çocuk ruhuyla dururum.
Çünkü sen benim annemsin.
Beni benden çok tanıyansın bilensin.
Bana sarıldığın zaman tüm dertlerimi yok edensin.
Sen benim güvenli limanımsın A N N E M. Benim senden başka sığınacak limanım yok ..."
Mahallede aşağılanıp horlanan çelimsiz çocuklar gibiyim. Oyunlara ancak adam eksik olduğunda kabul edilen beceriksiz çocuklar gibi.
Hayata katılmakta güçlük çekiyorum.
Benim mevsimim sonbahar.
Sokakların tenhalaşmaya başladığı vakitler.
Tek kişilik oyunlar ustasıyım ben.
Tek kişilik özlemler tek kişilik acılar ustasıyım. Ben yağmuru arıyorum. Ben yağmuru arıyorum.
Ben yağmuru arıyorum.
Ben seni arıyorum.
Tarık Tufan / Hayal Meyal
Ağla/yamayan/laranla/yamayan/lar dırbilirsin…
ağlayamıyorsun demek öyle mi ?
O halde sen hiç dönüp bakma bile kalbine…
Çünkü o ”kalp”çoktan ”ç/ölün” olmuştur…
name-i nur
ağlayamıyorsun demek öyle mi ?
O halde sen hiç dönüp bakma bile kalbine…
Çünkü o ”kalp”çoktan ”ç/ölün” olmuştur…
name-i nur
~ yάn .. đά/yάn !
Yeni bir hayat başlıyor hayra yor beni.
Yaradanı hangi kelimelerle tanımladığımız
kendimizi nasıl gördüğümüze ayna tutar.
Şayet Tanrı dendi mi öncelikle korkulacak
utanılacak bir varlık geliyorsa aklına
Demek ki sen de korku ve utanç içindesin çoğunlukla.
Yok eğer Tanrı dendi mi evvela Aşk
merhamet ve şefkat anlıyorsan
sende de bu vasıflardan bolca mevcut demektir.
Elif Şafak/ Aşk
İçi boşalmış tenha bir akşamda
gidilebilecek en iyi yer çocukluğun bahçesidir.
Çünkü en tanıdık kokular orada..."
gidilebilecek en iyi yer çocukluğun bahçesidir.
Çünkü en tanıdık kokular orada..."
Beşaşet güleryüzlü olmak ve hoş bir hale sahib olmak demektir. Beşaşet ruhtaki saflık ve neş’enin yüzde parıltısı demektir. Karşılığı Ubuset yüz ekşiliğidir. İnsan daima güler yüzlü olmalı hiç kimseye karşı çatık kaşlı bulunmamalıdır. Güleryüzlülük bir sadaka ve bahşiş sayılır.
Bir hadis-i şerifte buyurulmuştur.
“Allah muhakkak ki yumuşak huylu ve parlak yüzlü kulunu sever.”
Bir hadis-i şerifte buyurulmuştur.
“Allah muhakkak ki yumuşak huylu ve parlak yüzlü kulunu sever.”
Bu dünyadaki insanlar bir mum alevinin önündeki üç pervane gibidirler.
İlki aleve yaklaştı ve şöyle dedi: ben aşkı biliyorum...
ikekşisinin kanatları yaklaşarak aleve değdi ve o dedi: ben aşkın ateşinin nasıl yaktığını bilirim...
Üçüncüsü kendini hiç tereddüt etmeden ateşin kalbin e attı ve ateş onu eritti.
Yalnızca o bildi; gerçek aşk nedir
İlki aleve yaklaştı ve şöyle dedi: ben aşkı biliyorum...
ikekşisinin kanatları yaklaşarak aleve değdi ve o dedi: ben aşkın ateşinin nasıl yaktığını bilirim...
Üçüncüsü kendini hiç tereddüt etmeden ateşin kalbin e attı ve ateş onu eritti.
Yalnızca o bildi; gerçek aşk nedir
Kimi eskidiği için yaşar kimi yaşadıkca eskir..
Ne tohumda keramet ne toprakta ne başakta…
Marifet yaşamakta…
Bedri Rahmi Eyuboğlu
Ne tohumda keramet ne toprakta ne başakta…
Marifet yaşamakta…
Bedri Rahmi Eyuboğlu
Ah...Bu bedenler içine kalp arıyor Kalıbımız içindekinden utanıyor Daha ne kadar süsleyeceğiz testinin dışını içi kurudu çatlıyor...
La reverie
Durma çabuk gel gelmem deme
Ne evet demek yaraşır sana ne hayır
senin şanına sadece gelmek yaraşır.
Ne evet demek yaraşır sana ne hayır
senin şanına sadece gelmek yaraşır.
Bütün bahçeler sen de toplanmış
Gülmüsün nesin?
"Yaşamaya zaman ayırın
zira zaman bunun için yaratılmıştır…
Düşünmeye zaman ayırın başarının bedeli budur…
Sevmeye zaman ayırın güçlü olmanın kaynağı budur…
Etrafınıza bakmaya zaman ayırın
günler bencilliğinize yetmeyecek kadar kısadır…
Terbiyeli olmaya zaman ayırın
insan olabilmenin sembolü budur"…
Goethe
zira zaman bunun için yaratılmıştır…
Düşünmeye zaman ayırın başarının bedeli budur…
Sevmeye zaman ayırın güçlü olmanın kaynağı budur…
Etrafınıza bakmaya zaman ayırın
günler bencilliğinize yetmeyecek kadar kısadır…
Terbiyeli olmaya zaman ayırın
insan olabilmenin sembolü budur"…
Goethe
Ya Rab!
Küflenmiş yüreklerimiz karman-çorman olmuş zihinlerimiz
Senin hasretinle yön bulsun..
Yollara bakarken gözlerimiz karanlıktan kurtulsun…
" G ö n ü l çalamazsan aşkın sazınıne perdeye dokun ne teli ekşit.
Eğer çekemezsen gülün nazını ne dikene dokun ne gülü ekşit..."
Eğer çekemezsen gülün nazını ne dikene dokun ne gülü ekşit..."
Ele geçen şeyin tadı tuzu değeri oraya varmak için çekilen yol zahmeti kadardır.
Çölün tozunu yutmayan dilini dudağını çöl güneşinde çatlatmayan
Zemzemin lezzetini bilemez
Ömür boyu hayalini kurmayan Kabenin kadrini tartamaz.
O halde önce yan ki su seni kandırsın
Acık ki ekmek damağında bir lezzet bıraksın.
Özle ki bulduğunda gerçekten bulmuş olasın..
Hz. Mevlana
“Üzerimize cemaliyle yumuşacık ve şeker tadında karlar indirip
celaliyle dağları ve yolları kara bürüyen Rabbimiz…
Kalplerimize kar tanesinin paklığını indir…
Mutluluklarımızı kar taneleri sayısınca çok eyle…
Hüzünlerimizi rahmetinin dokunuşuyla kar taneleri gibi erit..
Dostluklarımızı her bir kar tanesi gibi özel ve güzel eyle…
Bizi senin rızan yolunda uçuşan kar taneleri eyle…
Günahlarımızı gufranının karında yıka ve temizle…”
~Amin~
Senai Demirci
alıntıdır..celaliyle dağları ve yolları kara bürüyen Rabbimiz…
Kalplerimize kar tanesinin paklığını indir…
Mutluluklarımızı kar taneleri sayısınca çok eyle…
Hüzünlerimizi rahmetinin dokunuşuyla kar taneleri gibi erit..
Dostluklarımızı her bir kar tanesi gibi özel ve güzel eyle…
Bizi senin rızan yolunda uçuşan kar taneleri eyle…
Günahlarımızı gufranının karında yıka ve temizle…”
~Amin~
Senai Demirci