redyellow2
New member
- Katılım
- 22 May 2010
- Mesajlar
- 728
- Reaction score
- 0
- Puanları
- 0
Üsteğmenin itirafları ve Madımakın perde arkası
Hemen her zaman deriz ya; gerçeklerin, er veya geç ortaya çıkmak gibi bir huyları vardır.
Şu gök kubbenin altında; hiçbir olay sır olarak kalmaz...
Zamanı gelen tohum gibi, toprağı yarar ve günyüzüne çıkar.
Madımak olayları da öyle...
2 Temmuz 1993te meydana gelen ve 37 kişinin hayatını kaybettiği olayların; İslâmi bir kalkışma değil, derin bir tezgâh olduğunu yıllardır söyledik... Ama, bu tezgâhı kuranlar, Hayır dediler; Bu olay, bir Sünni-Alevi çatışmasıdır!
18 YILDIR SORULAN SORULAR
Bu iddiaya kesinlikle inanmadık ve 18 yıldır hep şu soruları sorduk:
¥ 1- Sivas kamuoyunda ispiyon tahtası olarak bilinen tahtayı Ali Baba Mahallesine kim yerleştirdi?.. O tahtadaki isimlerin, daha sonra bugün Ergenekon Terör Örgütü sanığı olan Doğu Perinçekin sahibi olduğu Aydınlık adlı gazetede yayınlanması ve ardından o tahtada adı geçen kişilerin tutuklanarak, bazıları hakkında idam kararı verilmesi tamamen bir tesadüf mü, yoksa kapsamlı bir araştırma ürünü müdür?..
¥ 2- SHPnin eski genel başkanı Erdal İnönünün kontenjanından Sivasa tayin edilen Vali Ahmet Karabilginin ataması, sadece bir rastlantı olarak görülebilir mi?.. Aşırı sol eğilimleri ile tanınan Karabilginin, devrim şehitleri adına saygı duruşunda bulunması suç değil miydi?..
¥ 3- Cuma hutbesi okunduğu sırada, cami etrafında bulunan güruhun davul-zurna çalmasına niçin göz yumulmuştur?.. Camiden çıkan öfkeli kalabalığın büyüme ihtimalini göz önünde bulunduran Emniyet Müdürü Doğukan Önerin, dağıtalım mı? önerisine, Vali Ahmet Karabilgin, niçin gerek yok demiştir?.. Vali Karabilgin, bu ihmalinden dolayı herhangi bir kanunî takibata uğramış mıdır?
¥ 4- Her yıl Banazda yapılan şenliklerin, 1993te aniden Sivas merkezine alınması bir tesadüf müdür?.. Banaz köyündeki şenliklerin Sivas merkezine alınması için Vali Ahmet Karabilgin ve İl Kültür Müdürü özel gayret göstermişler midir?.. Aralarında, zamanın SHP Milletvekili Azimet Köylüoğlunun da bulunduğu birçok Sivaslının, Bu şenlikleri Sivas kaldırmaz! şeklindeki uyarıları niçin dikkate alınmamıştır?.
¥ 5- Özellikle Aziz Nesin, Sivasa niçin davet edilmiş ve Peygamber Efendimize yönelik saldırgan ifadelerle, kitleleri kışkırtmasına niçin göz yumulmuştur? Aziz Nesin, henüz şehre gelmeden, Sivasın dört bir yanına dağıtılan bildirileri kimler, nerede hazırlamış ve kimler dağıtmıştır?
¥ 6- Sivas olaylarının başlamasından iki gün önce; Sivas Numune Hastanesi personelinin tamamına yakınının çevre illere gönderilmesi bir tesadüf müdür?..
¥ 7- Devrin Başbakan Yardımcısı Erdal İnönü; Madımak Otelinde bulunanlara, niçin şehri terk etmeyin! tavsiyesinde bulunmuştur?
¥ 8- Madımak Otelinin kâtibi Ahmet Öztürk, tanık ifadelerine göre içeriden ve hem de camdan dışarısını seyrediyor olmasına rağmen ensesinden vuruldu!... Onu vuran kurşun kimin silahından çıktı?.. Ahmet Öztürkü otel içinden vuran kurşunun çıktığı silah veya silahlar konusunda niçin hiçbir balistik inceleme yapılmadı?..
¥ 9- Sivas Belediye Başkanlığını Refah Partisinden Temel Karamollaoğlunun kazanmasının ardından Sünni-Alevi ilişkilerinin düzelmesini hazmedemeyen kesimler, tahriklerini sürdürerek, yıllar öncesinden beri Banaz Köyünde yapılan Pir Sultan Abdal etkinliklerini Sivasın merkezine taşıyarak olaylara zemin hazırlamıştı. Etkinliklere bir hafta kala İstasyon Caddesindeki direklere asılan, Cumhuriyet şehrini yobazlara mezar edeceğiz şeklindeki pankart ve afişlerle halkı tahrik edenler kimlerdi acaba?..
¥ 10- Kalabalık birikmiş Madımakın önünde... İş, çığırından ha çıktı, ha çıkacak... Dışarıda bekleyenler, Aziz Nesini istiyor... O an; Belediye Başkanı Temel Karamollaoğlu müracaat ediyor Vali Ahmet Karabilgine: İsterseniz; kepçe ile yakalım otelin arka duvarlarını... İçeridekileri oradan kaçıralım!
Bu talep, Vali Ahmet Karabilgin tarafından niçin reddedildi?..
¥ 11- Polis ve asker, her tarafı kontrol altında tutmasına rağmen, çevre yollardan Madımak Otelinin bulunduğu yere gelmek serbest idi... Peki; işlerin sarpa sardığını görüp de, otelin önünden ayrılmak isteyenler niçin engellendi?
¥ 12- Gösteriler başlayıp da kalabalık Madımak Oteline doğru yürürken, Aziz Nesin neredeydi?.. Hafik Gölü kenarında bir grupla birlikte içki içtiği iddiaları niçin araştırılmadı?.. Aziz Nesinin; tepkiler zirveye ulaşıp, işler çığırından çıktığında; içki meclisinden apar-topar kaldırılıp, Madımak Oteline getirildiği doğru mu?..
¥ 13- Sivasta; 2 Temmuz olaylarından sonra, kimi iddialara göre toplam 16 kişi faili meçhul cinayetlere kurban gitti... Bunlardan ikisi Ahmet Alan ve Hakan Türkoğlu... Bu ikisi gibi, diğer faili meçhuller de, Sivasın değişik noktalarında kurşunlara hedef oldular!... Öldürülenlerin saat ve değerli eşyalarının Alevi mahallelerinde bulunması neyin ifadesidir?..
Birileri; 37 ölü ile yetinmeyip, Sünni-Alevi gerginliğini körükleyerek, halkı birbirine kırdırmayı mı amaçlamıştı?..
¥ 14- Faili meçhul cinayetlere kurban giden ve tamamı Sünni olan bu kişilerin cesetleri, aradan 3 gün geçtikten sonra Numune Hastanesi morgunda çıktı...
Oysa; adı geçen kişilerin kaybolması üzerine ilk başvurulan yer Numune Hastanesi idi...
Cesetler, ilk sorulduğunda niçin yok! denildi de, 3 gün sonra morgta çıktı?.. Bu süre içinde cesetlerin üzerinden kurşunlar çıkarıldığı ve kurşun yaralarının dikildiği doğru mudur?..
¥ 15- Gösteriye katılanlardan biri, gözaltına alındıktan 3 gün sonra serbest bırakıldı...
Adı, mahkeme zabıtlarına da geçen bu şahsın; Hollandadaki PKK gösterilerinden birinde Türk bayrağını yakarken görüldüğü şeklindeki sanık-tanık ifadelerine rağmen, o şahıs niçin aranmadı ve görevi üzerinde niçin durulmadı?..
ASTSUBAY-ÜSTEĞMEN TARTIŞMASI
¥ 16- Olaylardan sonra gözaltına alınıp, tutuklanarak hakim karşısına çıkarılan sanık hakkında tanıklık yapan polise, hakim şöyle sordu:
-Bu şahsı ne zaman teşhis ettin?
Tanıklık yapan polis şu cevabı verdi:
Olaydan bir gün sonra teşhis ettim ve gözaltına aldım efendim!
Hakim, önündeki zabıtlara baktı ve tekrar sordu tanık polise:
İyi ama evlâdım; bendeki belgelere göre; bu şahıs olaydan 17 gün sonra gözaltına alınmış, 19 Temmuzda da tutuklanmış... Bu zaptın altında senin de imzan var!.. Peki; nasıl oluyor da; 19unda gözaltına aldığın şahsı, 3 Temmuzda yakalamış oluyorsun?..
Hık, mık!
Böyle olduğu halde; bu şahıs 146/3ten nasıl yargılandı ve ona niçin ceza verildi?..
¥ 17- Adına Şeriatçı kalkışma denilen gösteriyi yapanların arasında, bir Dev-Sol militanı da var mıydı?.. O Dev-Sol militanı ki; tartıştığı dindar insanlara, Kanla da olsa, Sivası geri alacağız sizden! diyordu... Ama, Sivas Valisi Ahmet Karabilgine gıcıktı... Sırf onu protesto etmek için katıldı kalabalığın arasına... Ve, o da Şeriatçı kalkışma suçlusu olarak yargılandı, idam cezası aldı!...
Peki, bu şahıs, hangi idamlık suçu işledi?..
¥ 18- Olay yerine gönderilen bir grup askerin başındaki astsubay, emri altındaki erlere, ateşe hazır ol emri verdi mi?.. O astsubayın amacı, kalabalığı tarayıp, bir katliam yapmak mıydı?..
¥ 19- Durumu son anda fark eden üsteğmen ile astsubay arasında nasıl bir tartışma yaşandı?.. Üsteğmen; biraz da küfürle karışık bir emirle, gözlerini kan bürümüş bu astsubayı nasıl engelledi?.. Bu olay, tutanaklara niçin geçirilmedi?..
¥ 20- Elektriklerin, tam saat 19.00da kesilmesi bir tesadüf mü, yoksa plânlı bir kesinti mi?
¥ 21- Daha çok; Madımak Otelinin yan veya arka duvarlarına doğru esen rüzgâr, o gün, nasıl oldu da otelin ön cephesine doğru ve perdeleri tutuşturacak kuvvette esti?..
¥ 22- Ya da; rüzgâr zaten esmiyordu da, perdeleri tutuşturması için rüzgâr mı imal edildi?..
¥ 23- Bu olay Ergenekon tezgâhı değil miydi?..
ÜSTEĞMENDEN İTİRAFLAR
Tam 18 yıl boyunca, hep bu soruları sorduk ve cevap aradık.
Bir-iki yıl önce, bu katliamın bir Ergenekon tezgâhı olduğu ortaya çıkmış ama nasıl olduğu müphem kalmıştı...
Ama şimdi;
İtiraf da geldi...
Muhabirimiz Murat Alanın, bugün manşetten yayınladığımız haberinde de okuyacağınız gibi; bir televizyon kanalına konuşan Özel Harp Dairesi Mensubu Kıdemli Üsteğmen H.Ç., 18 yıl önceki tezgâhı deşifre ederek demiş ki;
Madımakın Müslümanlarla hiçbir alakası yok... Olay; Özel Harp Dairesi tarafından tezgahlandı... Bizim Türk halkının şöyle bir özelliği var; Allah, Peygamber dediğiniz zaman Türk halkı hemen ayağa kalkar... Ordu bunu çok iyi kullandı... Helikopterle geldik ve Sivasa 14 km kala bir mezraya indik. 13 kişiydik, herkes ikişerli gruplara ayrıldı. Önce istasyonda tur attık. Kalabalığın içinde ikişerli gruplar halinde 6 gruptuk. Beşinci grupta bulunan bir arkadaş ilk başta bir mermi sıktı, arkasından molotof kokteyleri geldi.
Bizim görevimiz sadece kargaşa çıkarmaktı ama kargaşa bizim beklediğimizin üzerine çıktı.
Yani böyle bir kargaşayı biz bile beklemedik. 9 milimetrelik tabancayla ateş ettim. Halkı galeyana getirip kalabalığın dışına çıktık. Yapılmaması gereken şeyler yapıldı.
DOSYA YENİDEN AÇILMALI!
En başta dedik ya;
Gerçeklerin er-geç ortaya çıkmak gibi bir huyları vardır.
Olaydan sonra Avrupaya kaçan H.Ç. adlı bu üsteğmenin anlattıkları, Gladio tezgâhının perdesini aralamıştır.
Şimdi yapılması gereken;
Madımak dosyasını yeniden açmaktır... Evet, bu dosya yeniden açılmalı ve olay anında Sivasta olmadıkları halde idama mahkûm edilen kişilerin de aralarında bulunduğu insanlar yeniden yargılanmalıdır.
Sadece Madımak Dosyası değil, Başbağlar Dosyası ve Danıştay Dosyası da yeniden açılmalı ve derin devlet denilen Ergenekonun kirli ve kanlı yüzü gözler önüne serilmelidir.
Devlet, geçmişiyle yüzleşmelidir!..
Yüzleşmelidir ki;
Hiç kimse, katilleri yanlış adreste arayıp da, boşa nefes tüketmesin!..
Katiller, Ergenekonun içindedir!..
Hasan Karakaya / Üsteğmenin itirafları ve Madımak’ın perde arkası - En Doğru ve Güncel Haber
Hemen her zaman deriz ya; gerçeklerin, er veya geç ortaya çıkmak gibi bir huyları vardır.
Şu gök kubbenin altında; hiçbir olay sır olarak kalmaz...
Zamanı gelen tohum gibi, toprağı yarar ve günyüzüne çıkar.
Madımak olayları da öyle...
2 Temmuz 1993te meydana gelen ve 37 kişinin hayatını kaybettiği olayların; İslâmi bir kalkışma değil, derin bir tezgâh olduğunu yıllardır söyledik... Ama, bu tezgâhı kuranlar, Hayır dediler; Bu olay, bir Sünni-Alevi çatışmasıdır!
18 YILDIR SORULAN SORULAR
Bu iddiaya kesinlikle inanmadık ve 18 yıldır hep şu soruları sorduk:
¥ 1- Sivas kamuoyunda ispiyon tahtası olarak bilinen tahtayı Ali Baba Mahallesine kim yerleştirdi?.. O tahtadaki isimlerin, daha sonra bugün Ergenekon Terör Örgütü sanığı olan Doğu Perinçekin sahibi olduğu Aydınlık adlı gazetede yayınlanması ve ardından o tahtada adı geçen kişilerin tutuklanarak, bazıları hakkında idam kararı verilmesi tamamen bir tesadüf mü, yoksa kapsamlı bir araştırma ürünü müdür?..
¥ 2- SHPnin eski genel başkanı Erdal İnönünün kontenjanından Sivasa tayin edilen Vali Ahmet Karabilginin ataması, sadece bir rastlantı olarak görülebilir mi?.. Aşırı sol eğilimleri ile tanınan Karabilginin, devrim şehitleri adına saygı duruşunda bulunması suç değil miydi?..
¥ 3- Cuma hutbesi okunduğu sırada, cami etrafında bulunan güruhun davul-zurna çalmasına niçin göz yumulmuştur?.. Camiden çıkan öfkeli kalabalığın büyüme ihtimalini göz önünde bulunduran Emniyet Müdürü Doğukan Önerin, dağıtalım mı? önerisine, Vali Ahmet Karabilgin, niçin gerek yok demiştir?.. Vali Karabilgin, bu ihmalinden dolayı herhangi bir kanunî takibata uğramış mıdır?
¥ 4- Her yıl Banazda yapılan şenliklerin, 1993te aniden Sivas merkezine alınması bir tesadüf müdür?.. Banaz köyündeki şenliklerin Sivas merkezine alınması için Vali Ahmet Karabilgin ve İl Kültür Müdürü özel gayret göstermişler midir?.. Aralarında, zamanın SHP Milletvekili Azimet Köylüoğlunun da bulunduğu birçok Sivaslının, Bu şenlikleri Sivas kaldırmaz! şeklindeki uyarıları niçin dikkate alınmamıştır?.
¥ 5- Özellikle Aziz Nesin, Sivasa niçin davet edilmiş ve Peygamber Efendimize yönelik saldırgan ifadelerle, kitleleri kışkırtmasına niçin göz yumulmuştur? Aziz Nesin, henüz şehre gelmeden, Sivasın dört bir yanına dağıtılan bildirileri kimler, nerede hazırlamış ve kimler dağıtmıştır?
¥ 6- Sivas olaylarının başlamasından iki gün önce; Sivas Numune Hastanesi personelinin tamamına yakınının çevre illere gönderilmesi bir tesadüf müdür?..
¥ 7- Devrin Başbakan Yardımcısı Erdal İnönü; Madımak Otelinde bulunanlara, niçin şehri terk etmeyin! tavsiyesinde bulunmuştur?
¥ 8- Madımak Otelinin kâtibi Ahmet Öztürk, tanık ifadelerine göre içeriden ve hem de camdan dışarısını seyrediyor olmasına rağmen ensesinden vuruldu!... Onu vuran kurşun kimin silahından çıktı?.. Ahmet Öztürkü otel içinden vuran kurşunun çıktığı silah veya silahlar konusunda niçin hiçbir balistik inceleme yapılmadı?..
¥ 9- Sivas Belediye Başkanlığını Refah Partisinden Temel Karamollaoğlunun kazanmasının ardından Sünni-Alevi ilişkilerinin düzelmesini hazmedemeyen kesimler, tahriklerini sürdürerek, yıllar öncesinden beri Banaz Köyünde yapılan Pir Sultan Abdal etkinliklerini Sivasın merkezine taşıyarak olaylara zemin hazırlamıştı. Etkinliklere bir hafta kala İstasyon Caddesindeki direklere asılan, Cumhuriyet şehrini yobazlara mezar edeceğiz şeklindeki pankart ve afişlerle halkı tahrik edenler kimlerdi acaba?..
¥ 10- Kalabalık birikmiş Madımakın önünde... İş, çığırından ha çıktı, ha çıkacak... Dışarıda bekleyenler, Aziz Nesini istiyor... O an; Belediye Başkanı Temel Karamollaoğlu müracaat ediyor Vali Ahmet Karabilgine: İsterseniz; kepçe ile yakalım otelin arka duvarlarını... İçeridekileri oradan kaçıralım!
Bu talep, Vali Ahmet Karabilgin tarafından niçin reddedildi?..
¥ 11- Polis ve asker, her tarafı kontrol altında tutmasına rağmen, çevre yollardan Madımak Otelinin bulunduğu yere gelmek serbest idi... Peki; işlerin sarpa sardığını görüp de, otelin önünden ayrılmak isteyenler niçin engellendi?
¥ 12- Gösteriler başlayıp da kalabalık Madımak Oteline doğru yürürken, Aziz Nesin neredeydi?.. Hafik Gölü kenarında bir grupla birlikte içki içtiği iddiaları niçin araştırılmadı?.. Aziz Nesinin; tepkiler zirveye ulaşıp, işler çığırından çıktığında; içki meclisinden apar-topar kaldırılıp, Madımak Oteline getirildiği doğru mu?..
¥ 13- Sivasta; 2 Temmuz olaylarından sonra, kimi iddialara göre toplam 16 kişi faili meçhul cinayetlere kurban gitti... Bunlardan ikisi Ahmet Alan ve Hakan Türkoğlu... Bu ikisi gibi, diğer faili meçhuller de, Sivasın değişik noktalarında kurşunlara hedef oldular!... Öldürülenlerin saat ve değerli eşyalarının Alevi mahallelerinde bulunması neyin ifadesidir?..
Birileri; 37 ölü ile yetinmeyip, Sünni-Alevi gerginliğini körükleyerek, halkı birbirine kırdırmayı mı amaçlamıştı?..
¥ 14- Faili meçhul cinayetlere kurban giden ve tamamı Sünni olan bu kişilerin cesetleri, aradan 3 gün geçtikten sonra Numune Hastanesi morgunda çıktı...
Oysa; adı geçen kişilerin kaybolması üzerine ilk başvurulan yer Numune Hastanesi idi...
Cesetler, ilk sorulduğunda niçin yok! denildi de, 3 gün sonra morgta çıktı?.. Bu süre içinde cesetlerin üzerinden kurşunlar çıkarıldığı ve kurşun yaralarının dikildiği doğru mudur?..
¥ 15- Gösteriye katılanlardan biri, gözaltına alındıktan 3 gün sonra serbest bırakıldı...
Adı, mahkeme zabıtlarına da geçen bu şahsın; Hollandadaki PKK gösterilerinden birinde Türk bayrağını yakarken görüldüğü şeklindeki sanık-tanık ifadelerine rağmen, o şahıs niçin aranmadı ve görevi üzerinde niçin durulmadı?..
ASTSUBAY-ÜSTEĞMEN TARTIŞMASI
¥ 16- Olaylardan sonra gözaltına alınıp, tutuklanarak hakim karşısına çıkarılan sanık hakkında tanıklık yapan polise, hakim şöyle sordu:
-Bu şahsı ne zaman teşhis ettin?
Tanıklık yapan polis şu cevabı verdi:
Olaydan bir gün sonra teşhis ettim ve gözaltına aldım efendim!
Hakim, önündeki zabıtlara baktı ve tekrar sordu tanık polise:
İyi ama evlâdım; bendeki belgelere göre; bu şahıs olaydan 17 gün sonra gözaltına alınmış, 19 Temmuzda da tutuklanmış... Bu zaptın altında senin de imzan var!.. Peki; nasıl oluyor da; 19unda gözaltına aldığın şahsı, 3 Temmuzda yakalamış oluyorsun?..
Hık, mık!
Böyle olduğu halde; bu şahıs 146/3ten nasıl yargılandı ve ona niçin ceza verildi?..
¥ 17- Adına Şeriatçı kalkışma denilen gösteriyi yapanların arasında, bir Dev-Sol militanı da var mıydı?.. O Dev-Sol militanı ki; tartıştığı dindar insanlara, Kanla da olsa, Sivası geri alacağız sizden! diyordu... Ama, Sivas Valisi Ahmet Karabilgine gıcıktı... Sırf onu protesto etmek için katıldı kalabalığın arasına... Ve, o da Şeriatçı kalkışma suçlusu olarak yargılandı, idam cezası aldı!...
Peki, bu şahıs, hangi idamlık suçu işledi?..
¥ 18- Olay yerine gönderilen bir grup askerin başındaki astsubay, emri altındaki erlere, ateşe hazır ol emri verdi mi?.. O astsubayın amacı, kalabalığı tarayıp, bir katliam yapmak mıydı?..
¥ 19- Durumu son anda fark eden üsteğmen ile astsubay arasında nasıl bir tartışma yaşandı?.. Üsteğmen; biraz da küfürle karışık bir emirle, gözlerini kan bürümüş bu astsubayı nasıl engelledi?.. Bu olay, tutanaklara niçin geçirilmedi?..
¥ 20- Elektriklerin, tam saat 19.00da kesilmesi bir tesadüf mü, yoksa plânlı bir kesinti mi?
¥ 21- Daha çok; Madımak Otelinin yan veya arka duvarlarına doğru esen rüzgâr, o gün, nasıl oldu da otelin ön cephesine doğru ve perdeleri tutuşturacak kuvvette esti?..
¥ 22- Ya da; rüzgâr zaten esmiyordu da, perdeleri tutuşturması için rüzgâr mı imal edildi?..
¥ 23- Bu olay Ergenekon tezgâhı değil miydi?..
ÜSTEĞMENDEN İTİRAFLAR
Tam 18 yıl boyunca, hep bu soruları sorduk ve cevap aradık.
Bir-iki yıl önce, bu katliamın bir Ergenekon tezgâhı olduğu ortaya çıkmış ama nasıl olduğu müphem kalmıştı...
Ama şimdi;
İtiraf da geldi...
Muhabirimiz Murat Alanın, bugün manşetten yayınladığımız haberinde de okuyacağınız gibi; bir televizyon kanalına konuşan Özel Harp Dairesi Mensubu Kıdemli Üsteğmen H.Ç., 18 yıl önceki tezgâhı deşifre ederek demiş ki;
Madımakın Müslümanlarla hiçbir alakası yok... Olay; Özel Harp Dairesi tarafından tezgahlandı... Bizim Türk halkının şöyle bir özelliği var; Allah, Peygamber dediğiniz zaman Türk halkı hemen ayağa kalkar... Ordu bunu çok iyi kullandı... Helikopterle geldik ve Sivasa 14 km kala bir mezraya indik. 13 kişiydik, herkes ikişerli gruplara ayrıldı. Önce istasyonda tur attık. Kalabalığın içinde ikişerli gruplar halinde 6 gruptuk. Beşinci grupta bulunan bir arkadaş ilk başta bir mermi sıktı, arkasından molotof kokteyleri geldi.
Bizim görevimiz sadece kargaşa çıkarmaktı ama kargaşa bizim beklediğimizin üzerine çıktı.
Yani böyle bir kargaşayı biz bile beklemedik. 9 milimetrelik tabancayla ateş ettim. Halkı galeyana getirip kalabalığın dışına çıktık. Yapılmaması gereken şeyler yapıldı.
DOSYA YENİDEN AÇILMALI!
En başta dedik ya;
Gerçeklerin er-geç ortaya çıkmak gibi bir huyları vardır.
Olaydan sonra Avrupaya kaçan H.Ç. adlı bu üsteğmenin anlattıkları, Gladio tezgâhının perdesini aralamıştır.
Şimdi yapılması gereken;
Madımak dosyasını yeniden açmaktır... Evet, bu dosya yeniden açılmalı ve olay anında Sivasta olmadıkları halde idama mahkûm edilen kişilerin de aralarında bulunduğu insanlar yeniden yargılanmalıdır.
Sadece Madımak Dosyası değil, Başbağlar Dosyası ve Danıştay Dosyası da yeniden açılmalı ve derin devlet denilen Ergenekonun kirli ve kanlı yüzü gözler önüne serilmelidir.
Devlet, geçmişiyle yüzleşmelidir!..
Yüzleşmelidir ki;
Hiç kimse, katilleri yanlış adreste arayıp da, boşa nefes tüketmesin!..
Katiller, Ergenekonun içindedir!..
Hasan Karakaya / Üsteğmenin itirafları ve Madımak’ın perde arkası - En Doğru ve Güncel Haber