- Katılım
- 30 Kas 2005
- Mesajlar
- 10,101
- Reaction score
- 0
- Puanları
- 0
- Yaş
- 37

Üstüm başım sen kokuyor. Üstüm başım okyanus kokuyor, tuz gibi, buz gibi bir esinti. Bak, yan yana değiliz diye burada yağmurlar yağıyor. Damla damla. Sen gibi, ben gibi sanki. Tori Amos’un sesi bu gece odama çok yakışıyor. Yanı başımda olmalıydın, neden ellerin saçlarımda değil? Çok kısa geldi bana geçen zaman, çok kısa geldin bana, doyamadım inan. Peki ya rüzgâr? İzin verseler de yanında olsam, izin verseler de içimde olsan. Doyumsuz muyum, doyamayacağım kadar güzel misin? Her kadın mı âşıktır okyanusa ben gibi, yoksa sadece bana özel misin? Peki ya şarap, peki ya deniz, peki ya gece, peki ya mumlar, peki ya sesin? Sol göğsümün üzerine kazındı kaldı izin… Boynumda nefesin ve hayatta kalmama tek sebep, ismin. Ve sen ve ben ve biz ve gece ve özlem peki ya neden bu kadar erken? Neden nefes aldığını gördüğüm sürece yerinde durmaz zaman akar gider hızla ve neden benden uzakta olduğun zamanlarda yerinde sayar saniyeler inatla? Soru işaretlerim ağır geliyor, birazını sen taşır mısın? Bu oda bana dar geliyor, beni de yanına alır mısın? Aylardır âşık olamadığım için üzülürken, şimdi karşımdakilerden emin olamadığım için üzülüyorum. Âşık olmanın yetmediğini düşünüyor, sonra kızıyorum. Kendime ve sana ve zamana ve yollara aramızda boylu boyunca uzanan. Kolların nerde? Gözlerin nereye bakıyor? Sesini duymayalı kaç saat oldu? Dudaklarından neler dökülüyor? Hadi dans edelim. Hadi içelim içkilerin en kırmızısını. Hadi uzan yanıma. Sana anlatacak bir masalım var. Hadi gir kanıma. Uzağımdayken bu şehir bana dar. Ucuz kafiyeler ve ezbere cümleler değil, tanımsız duygular ve bitmek tükenmek bilmeyen bir ihtiyaç bu sadece. Sadece sen, sadece senden gelen her şeye sorgusuz sualsiz tamam. Sadece ben ve sadece benden vazgeçtiğin an ben nefes alamam. Sadece biz. Ve gece, bir ölü kadar sessiz. Sadece omzumdan ayrılmayan hayalin. Boynumda bir nefes, ölümsüz bir his. Dudaklarım kuruyor hissedebildiğim bir hızda. Susuzluğumu giderebilecek tek varlık şu anda kilometrelerce uzakta. Tırnaklarım şarap rengi. Tenime kar bulaşmış. Üşüyorum bu gece, sanki bu yatakta eksik bir şeyler varmış gibi. Yoksun ama hep varsın gibi sanki. Varken bile yokluğun gölgem gibi peşimde sanki. Sanki bir düş, bir hayal, bir serap, bir illüzyondan ibaretmişiz. Sanki masalmışız, prensmişiz, prensesmişiz, yoktan var edilmişiz, yok edilmeye çok meyilliymişiz. Biraz gök kokarmış gözlerin, biraz sihir akarmış dudaklarımdan. Saki bu gece hiç bitmeyecek, kokun gelecek sabaha kadar uzaklardan. Bak dindi yağmur. Bak gece yüzlerce yıldız evlat edinmiş yine. Ve yüzlerce şiir yazabilirim şu anda kayıp giden tenine. Bir melekten çalınmış olmalı yüzün. Sensizliğin başlangıcında keşfedilmiş olmalı hüzün. Sonsuzluğum olmanı istiyorum her hücremle. Sonun olmak istiyorum bu gece tüm kalbimle. Çünkü bana kimse senin kadar yakışmadı ve kimsenin ruhu bu kadar yaklaşmadı benimkine. Kahkahalarına gizlediğin her şarkıya birer öpücük bağışlamak ve uyumak istiyorum hayalinle. Çünkü biliyorum, mesafeler silinir, okyanuslar dalgalanır, kolların belime dolanır düşlerimde.
Gözlerimi kapıyorum şimdi masalımızla.
İzin veriyorum ruhunun bedenimden içeri süzülmesine.
Hep böyle güzel ol ve gitme asla.
Çünkü hiçbir masalın sonunda izin vermez okyanus gözlü prensler, prenseslerin üzülmesine…

ALıNTıdıR