ÖZÜR DEĞİL, ADALET İSTİYORUZ! Engin Çeber için

doktor_13

New member
ÖZÜR DEĞİL, ADALET İSTİYORUZ!






Engin ÇEBER, 28 Eylül 2008 tarihinde İstanbul’da yapılan bir basın açıklamasına katıldığı için gözaltına alındı. Götürüldüğü karakolda işkence gördü. İşkence gördüğü doktor raporlarıyla belgelendirilmesine karşın, savcılığın talebiyle hâkim tarafından “polise mukavemet” iddiası ile tutuklandı. Doktor raporlarıyla kanıtlanan İşkence iddiasının araştırılmasına ise gerek duyulmadı

.
İşkence polisin yaptığıyla bitmedi. 29.09.2008 tarihinde Metris Hapishanesine kabul işlemleri sırasında Engin ÇEBER’e jandarma tarafından da işkence yapıldı. Birlikte tutuklandığı arkadaşlarından, ailesinden ve avukatından uzakta tutulan Engin; konulduğu hapishanede 07.10.2008 tarihine kadar bu kez de infaz personeli tarafından yapılan işkenceye maruz kaldı. Kimselere haber verilmeden kaldırıldığı hastanede 10.10.2008 tarihinde yaşamını yitirdi.
Ölümü sonrasında hazırlanan otopsi tutanağı ve diğer tıbbi belgelerle 28.09.2008 ile 07.10.2008 tarihleri arasında kesintisiz işkence gördüğü tespit edildi.
Bu ölüm nedeniyle başlatılan soruşturma, olayın sorumlularından biri olan hapishane savcısı tarafından yürütüldü. Soruşturma dosyasında önce “gizlilik kararı” ardından “yayın yasağı konulması kararı” alınarak kamuoyunun soruşturmayı takibi engellenmek istendi.
Soruşturma dosyasında bulunan deliller olayı tüm açıklığı ile ortaya koymasına rağmen, uzun süre işkencecilere dokunulmadı. Kamuoyunun tepkisi ile dokunulmak zorunda kalındığında ise bu kez şüphelilere işkence suçu değil zamanaşımı ve ceza miktarı açısından daha lehe olan kasten yaralama suçu yöneltildi.


Soruşturma sonunda, 39 infaz koruma personeli, 3 müdür, 13 polis, 4 jandarma ve 1 doktor toplam 60 sanık hakkında, işkence sonucu adam öldürmek, eziyet, kasten yaralama, resmi evrakta sahtecilik, görevi kötüye kullanma ve suçu bildirmeme suçlarını işledikleri iddiası ile dava açıldı. Barolar ve hukuk örgütleri başta olmak üzere kamuoyunun tepkisi üzerine 1 müdür 3 infaz koruma personeli hakkında “işkence sonucu adam öldürmek” suçunu işledikleri iddiasıyla dava açılırken, işkence suçunu işleyen diğer görevliler hakkında ise eziyet ve kasten yaralama suçlarından dava açıldı. Hiçbir sanık hakkında işkence suçunu işlediği iddiasıyla dava açılmadı. Açık işkence suçu, “eziyet” ve “kasten yaralama” suçuna dönüştürüldü. İşkence yapan jandarma görevlilerine kasten yaralama, polislere ise eziyet suçlaması yöneltildi. Bu durum nedeniyle, işkence ile adam öldürme suçunu işledikleri için yargılanacak olan 1 müdür ve 3 infaz koruma personeli dışında, 56 sanık hakkında verilecek olası hapis cezaları, miktarları itibarı ile erteleme kapsamı içerisinde bulunmaktadır. Bunun taşıdığı anlam, mahkemenin iddianamede isnat edilen suçlardan ceza vermesi halinde dahi işkencecilerin cezasız kalacağıdır.


İnsanlığa karşı işlenen suçlardan biri olarak işkence, iç hukuk düzenlemelerinde suç olarak tarif edilmesine ve imzalanan uluslararası sözleşmeler ile önlenmesi için gerekli tedbirlerin alınması taahhüt edilmesine karşın artarak sürüyor. Çünkü işkencenin önlenmesinde sıfır tolerans söylemine ve bir kısım yasal değişikliklere rağmen işkence; adli, idari ve pratik açıdan korunuyor. İşkence yapanlar ve sorumluları, her türlü ceza ve yaptırımdan muaf tutmak amacıyla yaratılan kurumsal mekanizmalar aracılığıyla, adalet önüne çıkartılmıyor veya işledikleri suçla orantılı bir biçimde cezalandırılmıyor. Türkiye’de işlenen tüm işkence suçlarında istisnasız tanık olduğumuz bu tabloya şimdi yeni bir ölüm eklenmeye çalışılıyor.
Engin ÇEBER’in işkence sonucu katledilmesine ilişkin açılan dava en temel hukuk kurallarını ihlal etmektedir. Bunun yanında sürdürülen demokratik muhalefet, savcılığı, ölüme neden olan gardiyanlar açısından geri adım atmak zorunda bırakarak, işkence sonucu adam öldürme suçlamasıyla dava açılmasını sağlamıştır. Ancak bu muhalefet henüz işkenceci polis, jandarma ve İnfaz koruma personelinin hak ettikleri kanun maddeleri uyarınca yargı önüne çıkarılmalarını sağlayamamıştır. Tüm bu yaşananlar, işkencecilerin cezalandırılmasının ancak bu muhalefetin daha etkili bir tarzda sürdürülmesi ile mümkün olduğunu göstermiştir.


Ferhat GERÇEK’i vuran polisi tutuklamayan, bunu protesto eden Engin’i önce tutuklayan ardından işkence ile öldüren sistem sorgulanmalı, sorumlular hesap vermelidir. Engin için, Adalet için; Baroları, hukuk örgütlerini, tüm hukukçuları, Demokratik Kitle Örgütlerini ve işkenceye karşı olan herkesi 21 Ocak 2009 tarihinde Bakırköy 14. Ağır Ceza Mahkemesi’nde başlayacak yargılamaya müdahil olmaya çağırıyoruz.

ÇHD İSTANBUL ŞUBESİ
ENGİN ÇEBER DAVA TAKİP KOMİSYONU

http://enginceber.org/
 

zerkli

New member
engin ceber türkiyede resmi cinayetlerin ne ilki nede sonuncusu olacak ne yazıkki

daha önce metin göktepe, ibrahim kaypakkaya ve daha niceleri

1991 2000 yılalrı arasında 521 kişi gözaltında kaybolmuştur


2008 de 8 kişi gözaltında ölmüştür



benim kudretli savcılarım
neden bu gözaltında ölümler için önlem almıyorsunuz, neden bu ölenlerin katilleri bulunamıyor

gözaltında ölüm devletin düşeceği en alt seviyedir

çünkü devlet gözaltına aldığı kişinin vücut ve ruh bütünlüğünü korumak zorundadır ve bunu taahhüt eder

ve ne yazıkki benim ülkemde gözaltına alınıpta ölen kişilerin ölümleri için komikliğin en büyüğü olraka pencereden düştü, sandalyeden düştü gibi mazeretler uyduruluyor.



benim ülkemin kudretli savcı ve hakimleri

lütfen görevinize sahip çıkın ve ülkemin prestijini yükseltin



ceberler ölmesin
 

doktor_13

New member
halk soyut konularla uyutuluyor yk basortusuymus yk laikliikmis işsizlik açlık egitim sistemi secim sistemi gozaltında olumlerde bahseden yk siyasettede pop kulturu yaygınlastı
 

HTML

Üst