Başbakan Recep Tayip Erdoğan, 81 vilayetin tümünde üniversite kurulacağını açıkladı. Son olarak 17 ile üniversite kurulması kararını çıkartmak üzere olduklarını söyleyen Erdoğan, kalan 9 ilde de gerekli alt yapının tamamlanmasını beklediklerini belirterek, "Diğer illerimizin alt yapısı hazırlandığı anda onları da sıraya koyacağız. Böylece üniversitesi olmayan il Türkiye'de kalmayacak." dedi.
Erdoğan, üniversite konusu açılınca YÖK'e çatmayı da ihmal etmedi. Hükümet olarak görevlerinin üniversiteyi kurmak olduğunu vurgulayan Başbakan, YÖK'e şu sözlerle yüklendi: "Oraya öğretim üyesini yetiştirmek, göndermek görevi Türkiye'de bir kuruma veriliyor. Onun adı da YÖK. Sen de onu yetiştireceksin, oraya göndereceksin. Eğer yetiştiremiyorsan bunu söylersin, yetiştirenler çıkar. Bu ülkede öğretim üyesi olmak isteyen çok insanımız var."
Eskişehir'e eşi Emine Erdoğan ve kızı Sümeyye ile birlikte gelen Başbakan Erdoğan, Hükümet Konağı önünde 212 tesisin ortak açılışı için yapılan törende hükümet olarak yaptıkları çalışmaları anlattı. Adeta bir devin yeniden ayağa kalktığını belirten Başbakan Erdoğan, "Bir millet hakkettiği geleceği yakalamak üzere koşar adımlarla ilerliyor. Umutsuzluğun yerini pırıl pırıl umutların, yılgınlığın yerini dinanizmin aldığını görüyoruz. En çok bizzat yabancılar fark ediyor. Türkiye 'sessiz bir devrim' yaşıyor diyorlar. Mart ayının sonunu gördük tablo belli. Geçen yıl yabancı yatırım 20 milyar doları bulduk. Mart ayının sonunu gördük. Üç ayda 10 milyar doları aştık. Yıl sonuna kadar 20 milyar bulacağız. Eskişehir'de 61 fabrika birden açılıyor. Bu sıradan bir olay değil. Türkiye ayağa kalkıyor. Bir dev yeniden uyanıyor. Öyle bir uyanış ki inşallah 2013 sonunda milli gelir 10 bin doları bulacak. O zaman Türkiye'yi tutabilene aşk olun. Mümkün değil yakalayamayacaklar bizi. Ondan sonra gümbür gümbür yürüyeceğiz. Biz sadece önündeki takozları kaldırdık. Millet yürüdü. Olay bu. Milletle beraber yürüyeceğiz. Çünkü siz bu güzelliklere layıksınız." diye konuştu.
Türkiye'nin bu kadar kısa zamanda aldığı mesafenin önemli olduğunu kaydeden Başbakan, yapılan çalışmaları görmezden gelenlere eleştiri getirerek şunları söyledi: "Kim bunu görmezden geliyorsa bu millete karşı haksızlık, ayıp ediyor demektir. Türkiye'nin bu değişimini gerçekleştiren esas olarak millettir. O değişim arzusu irade gayreti ve gayretidir. Türkiye yıllarını kaybettiren eski yönetimler biraz insanımıza kulak verip anlayabilselerdi bu karanlıkları yaşamazdık. Hükümet olarak bu süreçte milletimizle bir bütün olarak büyük bir aşkla şevkle çalıştık. Görevimizi layıkıyla yerine getirme gayretinde olduk. Hırsıza arsıza peşkeş çekilmesin diye azami gayreti gösterdik. Yol gitmemiş yerlere yol, suyu olmayan yerlere su, okulu olmayan yerlere okul gitti. Yanına bilgisayar, internet götürdük."
"BİZ MİLLETİN EFENDİSİ DEĞİL HİZMETKARIYIZ"
Eskişehir'e yapılmakta olan hizmetlere ilişkin de bilgiler veren Erdoğan, Eskişehir Havaalanına Haziran ayı içinde uçuşların başlayacağını ifade etti. Kurumlarla dayanışma içinde olunması talebinde bulunan Erdoğan, kendilerinin buna her zaman hazır olduklarını dile getirdi. "Biz milletin efendisi değil hizmetkarıyız." diyen Başbakan, el ele verip omuz omuza verip çalışmaların tamamlanacağını aktardı.
Ankara-Eskişehir arası hızlı tren projesini 1-2 ay içinde açacaklarını müjdeleyen Erdoğan, Eskişehir Büyükşehir Belediye Başkanı Yılmaz Büyükerşen'in konuşmasında talepte bulunduğu şekilde hattın Eskişehir'de şehrin altından geçecek şekilde düzenlendiğini bildirdi.
Erdoğan ayrıca Yılmaz Büyükerşen'in çevre yolunun düzenlenmesiyle ilgili isteğine de şu şekilde cevap verdi: "İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı olduğumda merkezi yönetimden hep şunu isterdim. Şehir içi yolu lütfen verin derdim. Yalvar yakar, yalvar yakar vermedi. En sonunda E-5'in çevresini ancak aldım. Başbakan olduğumda da ilk işim şehir içinden geçen yolları belediyelere devreden genelgeyi yayınlamak oldu. Bunları yerel genel yönetim ayrımına girmeden halkımıza hizmeti öne çıkarmamız lazım. Ta Ankara'dan büyükşehirin hali nedir bilemeyebiliriz. Bazı yerlerde çökme olabilir. Karayolları zayıf olabilir vs. Yerel yönetimler gerekli desteği ve müdahaleyi yapmalı. Vatandaş belediyelerin görevi diye bakar. Benim derdim belediye veya başka bir kurum değil. Ama biz ele ele vereceğiz, şu parti bu parti değil. Hepimizin ele ele verip dayanışma içinde olacağız. Gazi Mustafa Kemal'in ifade ettiği muasır medeniyetler seviyesine çıkaracağız. Ülkem bunlardan bir şey kazanmıyor. Hepimiz bir müddet varız. Uzun ince bir yoldayız. Gidiyoruz gündüz gece. Mesele ne, 'Baki kalan bu kubbede hoş bir sada bırakabilmek.' Birbirimizle dayanışma içinde olamazsak güç destek veremezsek bir yere varamayız. Yanımızda, sağımızda solumuzdaki ülkeler gelir geçer bakakalırız."
Erdoğan, üniversite konusu açılınca YÖK'e çatmayı da ihmal etmedi. Hükümet olarak görevlerinin üniversiteyi kurmak olduğunu vurgulayan Başbakan, YÖK'e şu sözlerle yüklendi: "Oraya öğretim üyesini yetiştirmek, göndermek görevi Türkiye'de bir kuruma veriliyor. Onun adı da YÖK. Sen de onu yetiştireceksin, oraya göndereceksin. Eğer yetiştiremiyorsan bunu söylersin, yetiştirenler çıkar. Bu ülkede öğretim üyesi olmak isteyen çok insanımız var."
Eskişehir'e eşi Emine Erdoğan ve kızı Sümeyye ile birlikte gelen Başbakan Erdoğan, Hükümet Konağı önünde 212 tesisin ortak açılışı için yapılan törende hükümet olarak yaptıkları çalışmaları anlattı. Adeta bir devin yeniden ayağa kalktığını belirten Başbakan Erdoğan, "Bir millet hakkettiği geleceği yakalamak üzere koşar adımlarla ilerliyor. Umutsuzluğun yerini pırıl pırıl umutların, yılgınlığın yerini dinanizmin aldığını görüyoruz. En çok bizzat yabancılar fark ediyor. Türkiye 'sessiz bir devrim' yaşıyor diyorlar. Mart ayının sonunu gördük tablo belli. Geçen yıl yabancı yatırım 20 milyar doları bulduk. Mart ayının sonunu gördük. Üç ayda 10 milyar doları aştık. Yıl sonuna kadar 20 milyar bulacağız. Eskişehir'de 61 fabrika birden açılıyor. Bu sıradan bir olay değil. Türkiye ayağa kalkıyor. Bir dev yeniden uyanıyor. Öyle bir uyanış ki inşallah 2013 sonunda milli gelir 10 bin doları bulacak. O zaman Türkiye'yi tutabilene aşk olun. Mümkün değil yakalayamayacaklar bizi. Ondan sonra gümbür gümbür yürüyeceğiz. Biz sadece önündeki takozları kaldırdık. Millet yürüdü. Olay bu. Milletle beraber yürüyeceğiz. Çünkü siz bu güzelliklere layıksınız." diye konuştu.
Türkiye'nin bu kadar kısa zamanda aldığı mesafenin önemli olduğunu kaydeden Başbakan, yapılan çalışmaları görmezden gelenlere eleştiri getirerek şunları söyledi: "Kim bunu görmezden geliyorsa bu millete karşı haksızlık, ayıp ediyor demektir. Türkiye'nin bu değişimini gerçekleştiren esas olarak millettir. O değişim arzusu irade gayreti ve gayretidir. Türkiye yıllarını kaybettiren eski yönetimler biraz insanımıza kulak verip anlayabilselerdi bu karanlıkları yaşamazdık. Hükümet olarak bu süreçte milletimizle bir bütün olarak büyük bir aşkla şevkle çalıştık. Görevimizi layıkıyla yerine getirme gayretinde olduk. Hırsıza arsıza peşkeş çekilmesin diye azami gayreti gösterdik. Yol gitmemiş yerlere yol, suyu olmayan yerlere su, okulu olmayan yerlere okul gitti. Yanına bilgisayar, internet götürdük."
"BİZ MİLLETİN EFENDİSİ DEĞİL HİZMETKARIYIZ"
Eskişehir'e yapılmakta olan hizmetlere ilişkin de bilgiler veren Erdoğan, Eskişehir Havaalanına Haziran ayı içinde uçuşların başlayacağını ifade etti. Kurumlarla dayanışma içinde olunması talebinde bulunan Erdoğan, kendilerinin buna her zaman hazır olduklarını dile getirdi. "Biz milletin efendisi değil hizmetkarıyız." diyen Başbakan, el ele verip omuz omuza verip çalışmaların tamamlanacağını aktardı.
Ankara-Eskişehir arası hızlı tren projesini 1-2 ay içinde açacaklarını müjdeleyen Erdoğan, Eskişehir Büyükşehir Belediye Başkanı Yılmaz Büyükerşen'in konuşmasında talepte bulunduğu şekilde hattın Eskişehir'de şehrin altından geçecek şekilde düzenlendiğini bildirdi.
Erdoğan ayrıca Yılmaz Büyükerşen'in çevre yolunun düzenlenmesiyle ilgili isteğine de şu şekilde cevap verdi: "İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı olduğumda merkezi yönetimden hep şunu isterdim. Şehir içi yolu lütfen verin derdim. Yalvar yakar, yalvar yakar vermedi. En sonunda E-5'in çevresini ancak aldım. Başbakan olduğumda da ilk işim şehir içinden geçen yolları belediyelere devreden genelgeyi yayınlamak oldu. Bunları yerel genel yönetim ayrımına girmeden halkımıza hizmeti öne çıkarmamız lazım. Ta Ankara'dan büyükşehirin hali nedir bilemeyebiliriz. Bazı yerlerde çökme olabilir. Karayolları zayıf olabilir vs. Yerel yönetimler gerekli desteği ve müdahaleyi yapmalı. Vatandaş belediyelerin görevi diye bakar. Benim derdim belediye veya başka bir kurum değil. Ama biz ele ele vereceğiz, şu parti bu parti değil. Hepimizin ele ele verip dayanışma içinde olacağız. Gazi Mustafa Kemal'in ifade ettiği muasır medeniyetler seviyesine çıkaracağız. Ülkem bunlardan bir şey kazanmıyor. Hepimiz bir müddet varız. Uzun ince bir yoldayız. Gidiyoruz gündüz gece. Mesele ne, 'Baki kalan bu kubbede hoş bir sada bırakabilmek.' Birbirimizle dayanışma içinde olamazsak güç destek veremezsek bir yere varamayız. Yanımızda, sağımızda solumuzdaki ülkeler gelir geçer bakakalırız."
Kackar TV