Polis müfettişi incecik güzel sekretere sormuş,'Patronun neden kendini
pencereden aşağı attı' diye..
-'Bilemiyorum..' demiş fıstık kız.
-'Bana her zaman çok iyi davranırdı...2 ay önce bana çok pahalı bir vizon
kürk aldı, geçen ay da spor bir araba... Bugün 3 karatlık çok
kıymetli pırlanta bir yüzük hediye etti ve sordu:
-'Sana sahip olabilmem için daha ne bedel ödememi istersin?''
-'Peki, sen ne cevap verdin?'
-'Ben sadece 'Ofisteki diğer adamlar gibi bir saatliğine 50 dolar
verseniz yeter' dedim!..'
.................................................. ................
**Avukat Orhan Azizoğlu hukuki bir olayı nakletti... Olay gerçek. **
**Bantlardan, tutanaklardan, karar ve zabıtlardan geçilmeyen şu günlerde
mahkeme salonuna bir keyif penceresi açmaya yardımcı oluyor.
**Bir aksam tiyatrodan çıkmış iki erkek arkadaş yolda giderlerken, önlerinde
iyi giyinmiş, şık ve alımlı bir hanimin yürüdüğünü fark ederler.
**Erkeklerden birisi diğerine dönerek, 'Bu hanımla bir gece geçirmeye 500
dolar veririm' der. Bu sözleri işiten genç hanim basını çevirir ve
'Teklifinizi kabul ediyorum' der. ** **Teklifi yapan erkekle hanim beraberce
genç ve çekici kadının evine gidip hemen yatağın yolunu bulurlar. Ertesi
sabah apartmanı terk ederken, adam kadına 250 dolar verir. Hanim pazarlık
bakiyesi parayı ister ve '250 dolar daha vermezseniz sizi dava ederim' der.
Adam güler, 'Bunu nasıl ve hangi esaslara göre yapacağınızı görmek isterdim'
deyip apartmanı terk eder.
**Ertesi günlerde mahkemeden gelen celp pusulası adamı şaşırtır. Hemen
avukatına gidip olayı detaylarıyla anlatır. Avukat, 'Bu esaslara istinaden
aleyhine bir karar alınabileceğini sanmıyorum. Ancak davanın nasıl sunulup
savunulacağını doğrusu pek merak ediyorum diye mütalaa verir.
**Dava baslar ve ön soruşturmadan sonra hanimin avukatı mahkemeye dava
konusunu aşağıdaki şekilde arz eder:
**'Muhterem hâkim, müvekkilim, bu hanımefendi, itina ile yetiştirilip
çimlerle örtülü bahçe nitelisinde bir gayrimenkule sahip bulunmaktadır. Bu
arazi parçasını belli bir sure için davalı beyefendiye 500 dolar
karşılığında kiralamıştır. Davalı gayrimenkulü kira amacına ** **uygun
olarak kullanmış ve kira müddeti sonunda tahliye ederken kira bedelinin
yarısı olan 250 doları ödememiştir. Kira tutarı yüksek bir bedel değildir,
kaldı ki kiralanan yer özel ve yasal bir bölgedir.
Dileğimiz adaletin yerine gelmesi ve davalının müvekkilime anlaşmanın
bakiyesi olan meblağı ödemesidir.'
**Davalının avukatı bu beklenmedik savunma karşısında şaşırmış fakat bir
avukat olarak isin enteresanlığından haz duymuş ve hemen daha önce
hazırladığı savunmasını kenara koyarak davayı söyle savunmuş:
**'Muhterem hakim, müvekkilim bu genç beyefendinin, bu genç hanımdan sahibi
olduğu gayrimenkulü bir sure için kiraladığı doğrudur ve müvekkilim bu
antlaşmadan son derece memnun kalmıştır. Bununla beraber müvekkilim arazide
bir kuyu bulmuş ve kuyuyu örgü taslarıyla donatmış, kuyuya boru indirmiş ve
pompa yerleştirmiştir. Bütün bu uğraşların işçilik masraflarını müvekkilim
üstlenmiştir. İnancımıza göre bütün bu arazi geliştirme çalışmaları
ödenmeyen meblağı karşılayacağından aleyhimize açılan davanın düşmesini
talep ediyoruz.
**Genç hanımın avukatı tekrar söz almış, 'Muhterem hâkim bey, müvekkilim,
davalının beyan ettiği gibi arazi üzerinde bir kuyu bulunduğunu ve gerekli
geliştirmeleri yaptığını kabul ediyor ve herhangi bir itirazda da
bulunmuyor. Ancak bahis konusu kuyu zaten arazide mevcut idi ve kuyu
olmasaydı davalı muhtemelen bu araziyi kiralamayacaktı. Ayrıca arazi tahliye
edildiği sırada davalı söz konusu ettiği tasları, boruyu ve pompayı
sökerek beraberinde götürmüştür. Bu bakımdan davamızda ısrar ediyor ve
vereceğiniz kararın adalete uygun olmasını diliyoruz.'
**Hanım davayı kazanır!***
.................................................. ....................
Cok çok güzel, alimli ve bakimli bir kadin varmis ... Olaganüstü bir seymis
yani... Fakat kadinin bir kusuru varmis... Acayip sogan kokuyormus kadinin
vücudu... Bir sürü flörtleri oluyor, büyük asklar yasiyor fakat is tensel
temasa ve yataga gelince, beraber oldugu erkekler kalkip gidiyor ve onu bir
daha aramaz oluyorlarmis... Vücuttaki sogan kokusu dayanilmazmis... Kadinin
yasi da gün geçtikçe ilerliyor, ask yasadigi bir erkekle bir türlü evlenme
noktasina gelemeden o iliskisi bitiyormus... 1, 3, 5 ,10...Bu böyle devam
etmis... Kadin girdigi bu bunalimdan artik sadece bir doktor vasitasiyla
kurtulacagini düsünüp, bir doktora gitmeye karar vermis... Çok ünlü bir
profesör olan doktor hikayeyi dinlemis... Ve kadina 'sizinle bir izdivaç
yapacak, çok yakisikli, zeki, çevik ve ahlakli bir hastam vardi benim bir
zamanlar' dem is.. 'huyu huyunuza, suyu suyunuza, boyu boyunuza uygun,
karizmatik mi karizmatik bir hastam' demis .. 'Geçen yil beynindeki tümörü
alirken, oradaki koku alma duyularini da almak zorunda kaldik ve hiç koku
alamiyor artik' demis... 'Bu hastamin sizin de hosunuza gideceginden ve
onunla evleneceginizden eminim' demis .. Gel zaman, git zaman doktor iki
hastasini birbiriyle tanistirmis... Gerçekten de doktorun tahmin ettigi
gibi, birbirlerine acayip asik olup, evlenmisler...Evlendikleri gün, çok
romantik bir balayi gecesi sonrasinda baslamislar birbirleriyle öpüsmeye,
sevismeye... Ama ne sevisme... Derken sevismenin durulmaz noktasinda, en
atesli, en heyecanli yerindeyken adam birden kalkmis ve sirtini kadina dönüp
yatmis.. (Haydaa... oldu mu simdi???) Kadin panik halinde 'Ne oldu kocacigim
sorun ne?' diye sormus... Adam da 'Bilmiyorum sevgilim önemli bir sey yok
ama gözlerim acayip yaniyor' demis.
pencereden aşağı attı' diye..
-'Bilemiyorum..' demiş fıstık kız.
-'Bana her zaman çok iyi davranırdı...2 ay önce bana çok pahalı bir vizon
kürk aldı, geçen ay da spor bir araba... Bugün 3 karatlık çok
kıymetli pırlanta bir yüzük hediye etti ve sordu:
-'Sana sahip olabilmem için daha ne bedel ödememi istersin?''
-'Peki, sen ne cevap verdin?'
-'Ben sadece 'Ofisteki diğer adamlar gibi bir saatliğine 50 dolar
verseniz yeter' dedim!..'
.................................................. ................
**Avukat Orhan Azizoğlu hukuki bir olayı nakletti... Olay gerçek. **
**Bantlardan, tutanaklardan, karar ve zabıtlardan geçilmeyen şu günlerde
mahkeme salonuna bir keyif penceresi açmaya yardımcı oluyor.
**Bir aksam tiyatrodan çıkmış iki erkek arkadaş yolda giderlerken, önlerinde
iyi giyinmiş, şık ve alımlı bir hanimin yürüdüğünü fark ederler.
**Erkeklerden birisi diğerine dönerek, 'Bu hanımla bir gece geçirmeye 500
dolar veririm' der. Bu sözleri işiten genç hanim basını çevirir ve
'Teklifinizi kabul ediyorum' der. ** **Teklifi yapan erkekle hanim beraberce
genç ve çekici kadının evine gidip hemen yatağın yolunu bulurlar. Ertesi
sabah apartmanı terk ederken, adam kadına 250 dolar verir. Hanim pazarlık
bakiyesi parayı ister ve '250 dolar daha vermezseniz sizi dava ederim' der.
Adam güler, 'Bunu nasıl ve hangi esaslara göre yapacağınızı görmek isterdim'
deyip apartmanı terk eder.
**Ertesi günlerde mahkemeden gelen celp pusulası adamı şaşırtır. Hemen
avukatına gidip olayı detaylarıyla anlatır. Avukat, 'Bu esaslara istinaden
aleyhine bir karar alınabileceğini sanmıyorum. Ancak davanın nasıl sunulup
savunulacağını doğrusu pek merak ediyorum diye mütalaa verir.
**Dava baslar ve ön soruşturmadan sonra hanimin avukatı mahkemeye dava
konusunu aşağıdaki şekilde arz eder:
**'Muhterem hâkim, müvekkilim, bu hanımefendi, itina ile yetiştirilip
çimlerle örtülü bahçe nitelisinde bir gayrimenkule sahip bulunmaktadır. Bu
arazi parçasını belli bir sure için davalı beyefendiye 500 dolar
karşılığında kiralamıştır. Davalı gayrimenkulü kira amacına ** **uygun
olarak kullanmış ve kira müddeti sonunda tahliye ederken kira bedelinin
yarısı olan 250 doları ödememiştir. Kira tutarı yüksek bir bedel değildir,
kaldı ki kiralanan yer özel ve yasal bir bölgedir.
Dileğimiz adaletin yerine gelmesi ve davalının müvekkilime anlaşmanın
bakiyesi olan meblağı ödemesidir.'
**Davalının avukatı bu beklenmedik savunma karşısında şaşırmış fakat bir
avukat olarak isin enteresanlığından haz duymuş ve hemen daha önce
hazırladığı savunmasını kenara koyarak davayı söyle savunmuş:
**'Muhterem hakim, müvekkilim bu genç beyefendinin, bu genç hanımdan sahibi
olduğu gayrimenkulü bir sure için kiraladığı doğrudur ve müvekkilim bu
antlaşmadan son derece memnun kalmıştır. Bununla beraber müvekkilim arazide
bir kuyu bulmuş ve kuyuyu örgü taslarıyla donatmış, kuyuya boru indirmiş ve
pompa yerleştirmiştir. Bütün bu uğraşların işçilik masraflarını müvekkilim
üstlenmiştir. İnancımıza göre bütün bu arazi geliştirme çalışmaları
ödenmeyen meblağı karşılayacağından aleyhimize açılan davanın düşmesini
talep ediyoruz.
**Genç hanımın avukatı tekrar söz almış, 'Muhterem hâkim bey, müvekkilim,
davalının beyan ettiği gibi arazi üzerinde bir kuyu bulunduğunu ve gerekli
geliştirmeleri yaptığını kabul ediyor ve herhangi bir itirazda da
bulunmuyor. Ancak bahis konusu kuyu zaten arazide mevcut idi ve kuyu
olmasaydı davalı muhtemelen bu araziyi kiralamayacaktı. Ayrıca arazi tahliye
edildiği sırada davalı söz konusu ettiği tasları, boruyu ve pompayı
sökerek beraberinde götürmüştür. Bu bakımdan davamızda ısrar ediyor ve
vereceğiniz kararın adalete uygun olmasını diliyoruz.'
**Hanım davayı kazanır!***
.................................................. ....................
Cok çok güzel, alimli ve bakimli bir kadin varmis ... Olaganüstü bir seymis
yani... Fakat kadinin bir kusuru varmis... Acayip sogan kokuyormus kadinin
vücudu... Bir sürü flörtleri oluyor, büyük asklar yasiyor fakat is tensel
temasa ve yataga gelince, beraber oldugu erkekler kalkip gidiyor ve onu bir
daha aramaz oluyorlarmis... Vücuttaki sogan kokusu dayanilmazmis... Kadinin
yasi da gün geçtikçe ilerliyor, ask yasadigi bir erkekle bir türlü evlenme
noktasina gelemeden o iliskisi bitiyormus... 1, 3, 5 ,10...Bu böyle devam
etmis... Kadin girdigi bu bunalimdan artik sadece bir doktor vasitasiyla
kurtulacagini düsünüp, bir doktora gitmeye karar vermis... Çok ünlü bir
profesör olan doktor hikayeyi dinlemis... Ve kadina 'sizinle bir izdivaç
yapacak, çok yakisikli, zeki, çevik ve ahlakli bir hastam vardi benim bir
zamanlar' dem is.. 'huyu huyunuza, suyu suyunuza, boyu boyunuza uygun,
karizmatik mi karizmatik bir hastam' demis .. 'Geçen yil beynindeki tümörü
alirken, oradaki koku alma duyularini da almak zorunda kaldik ve hiç koku
alamiyor artik' demis... 'Bu hastamin sizin de hosunuza gideceginden ve
onunla evleneceginizden eminim' demis .. Gel zaman, git zaman doktor iki
hastasini birbiriyle tanistirmis... Gerçekten de doktorun tahmin ettigi
gibi, birbirlerine acayip asik olup, evlenmisler...Evlendikleri gün, çok
romantik bir balayi gecesi sonrasinda baslamislar birbirleriyle öpüsmeye,
sevismeye... Ama ne sevisme... Derken sevismenin durulmaz noktasinda, en
atesli, en heyecanli yerindeyken adam birden kalkmis ve sirtini kadina dönüp
yatmis.. (Haydaa... oldu mu simdi???) Kadin panik halinde 'Ne oldu kocacigim
sorun ne?' diye sormus... Adam da 'Bilmiyorum sevgilim önemli bir sey yok
ama gözlerim acayip yaniyor' demis.