Çocuk görünümlü büyük filmler

kent55

Süper Moderatör
Süper Moderatör
Katılım
23 May 2008
Mesajlar
31,409
Reaction score
0
Puanları
0
Konum
ѕαмѕυηѕρσя



Animasyon sineması hızlı yükselişine devam ediyor. Bu yükselişin birçok nedeni var elbette. Teknolojik gelişmelerle birlikte, fantastik dünyalar kurmak, karakter yaratmak büyük oranda kolaylaştı. Yetişkin seyirciyi de çekmeyi başaran animasyonlar, stüdyolar için çok büyük bir kazanç kapısı haline geldi.

Animasyon filmler, özel efektler konusundaki görkemleriyle ve hikâye anlatımındaki başarılarıyla, büyük bir seyirci kitlesi tarafından izlenir hale geldi. Oscarlı yapımlar gişede birçok rekora imza attı.

Seyirci sayısındaki artışın, seyirci kitlesinin yaş ortalaması ile paralel bir şekilde ilerlediği kuşkusuz. Bakırköy Avşar Sineması yetkililerinden aldığımız bilgiye göre, özellikle üç boyutlu animasyonlar yetişkin seyirciler tarafından daha fazla tercih ediliyor.

Animasyonların hangi yaş gruplarına ait olduğu sorusu ise her yeni yapımla birlikte bir kez daha gündeme geliyor. Geçen hafta vizyona giren 'Toy Strory 3' (Oyuncak Hikâyesi 3) filmi de bu soruyu tekrar hatırlattı. İlk iki filmle büyük başarı yakalan Pixar yapımcıları, üçüncü kez oyuncakların dünyasına davet ettiler sinemaseverleri.

Sinema eleştirmenleri, animasyon filmlerin "çocuk filmi" kategorisinden çıktıkları konusunda hemfikir. SİYAD üyesi yönetmen Talip Ertürk bu durumu, yapım şirketlerinin, filmlerin görsel zenginliğine harcadığı mesainin bir benzerini senaryo ve hikâyeler için harcamasına bağlıyor. Habertürk Gazetesi yazarı Mehmet Açar ise yetişkin seyircilerin bu filmlere gitmesi için bir başka nedenin de, eleştirmenlerin bu filmleri artık ciddiye alması, önemsemesi olduğunu söylüyor. İşte HABERTURK.COM'a yaptıkları değerlendirmeler.

SİNEMA ELEŞTİRMENİ UĞUR VARDAN
"Bu olumlu bir şey"

Animasyonun seyirci kanadında klasik şablon nedir? Ebeveynlerden ya biri kendini feda eder ve salona götürdüğü miniklerle birlikle oflaya puflaya film seyreder, ya da ufaklığın yaşına ya da yetişkinlik durumuna göre 'denize tek başına' bırakabilir ve ebeveyn de film süresince alışveriş merkezinde ya da etrafta başka şeylerle meşgul olur. Ama özellikle Pixar'ın sisteminde her iki kanadı da kavrama mantığı var, miniklerle birlikte ebeveynleri de perdedeki öyküye ilgi duyuyor, ortak bir heyecanı yaşıyor ve muhtemelen de film sonrası, bütün bir aile izlediğini tartışma, birlikte hazmetme, ortak bir şeyden keyif alma türünden duygularını da tatmin ediyor.

Bu tabii ki olumlu bir şey; hem izleyenler için, hem de yapımcı ve yaratıcı
kanadı için. Çünkü bir kere yaratıcı daha çok insana seslenmiş ve yeteneğini ve
derdini daha geniş bir kitleyle paylaşmış oluyor. Yapımcı da daha çok ebeveynle
birlikte daha çok bilet satmış ve gişedeki gelirini yükseltmiş oluyor. Dolayısıyla,
hoş çocuğum yok ama bir yetişkin olarak animasyon izlerken karşımdaki şeyden zevk alma katsayımın yükselmesi, izlediklerimin boş şeyler olmadığı duygusuyla salondan ayrılma, ayrıca bir eleştirmen olarak önüme konan filmden yazmaya değer daha çok şey bulma çabası, beni memnun ediyor. Sonuç? Yaşasın ebeveynlere de seslenen ve farklı kuşakları aynı çizgide buluşturmaya çalışan yapımlar derim...

SİNEMA ELEŞTİRMENİ MEHMET AÇAR
"Artık ciddiye alınıyor"

Hollywood'un aile filmi dediği türde filmler bunlar. Amaç bütün aile üyelerinin birlikte seyretmesi ve farklı tatlar yakalaması. Mesela "Oyuncak Hikayesi"nin ilk filmi 1995 tarihli. İlk filmi seyredenler artık yetişkin. Dolayısıyla, filmin yetişkinlere de seslenmesi gerekiyor. Onlar da buna göre bir öykü tasarlamışlar. Aşağı yukarı birçok animasyon filminde de yetişkinleri hedefleyen bir mizah duygusu yakalanabiliyor. Yetişkin seyircilerin bu filmlere gitmesi için bir başka neden de, eleştirmenlerin bu filmleri artık ciddiye alması, önemsemesi. Animasyonlar bence gelip geçici bir moda değil. Yetişkin seyircinin bilet desteğiyle gelindi buraya. Ve daha katedeceği çok yol var. Hollywood bir gün Japon'lar gibi 15 yaşın altındakilerin seyredemeyeceği bir animasyon dahi yapabilir.

SİNEMA YAZARI TALİP ERTÜRK
"Pixar devrim yarattı"

Pixar ilk filmi Toy Story'den bu yana sistemli olarak animasyon sinemasına yönelik 'çocuk filmi' algısını değiştirmenin peşinde. Bu elbet ticari bir hamle, üstelik karşılığını da fazlasıyla buluyor. Pixar bugüne kadar zarar eden tek bir film yapmadığı gibi, ürettikleri hemen tüm filmler eleştirmenlerden de, yetişkin seyirciden de kabul görüyor. Eskiden çocuğunu sinemaya götüren ebeveynler için en iyi seçenek o iki saati uyuyarak geçirmekti, oysa Pixar üretimi filmler yetişkinler için de bulunmaz nimet. Üstelik bu sayede az bulunur bir 'birlikte keyif alma' durumu da söz konusu oluyor ki, 50 yaşındaki yetişkinle beş yaşındaki çocuğun aynı şeylere gülmesi pek az bulunur bir şey. Pixar'ın bunu filmlerin görsel zenginliğine harcadığı mesainin bir benzerini senaryo ve hikayeler için harcayarak başardığını düşünüyorum.

SİNEMA ELEŞTİRMENİ KEREM AKÇA:
"2001'de başlayan bir süreç bu"

Özellikle Pixar'in ilk Oyuncak Hikayesi filmi ile dogmasiyla birlikte onun rekabetcisi Dreamworks'un animasyon kolu da piyasaya girdi. Yani Disney'e
karşı Steven Spielberg'ün şirketinin mücadelesi haline geldi her şey. 2001'de Şrek'i Dreamworks'ün üretmesi ile birlikte ise bayrak tamamen o şirkete geçti. O, tam anlamıyla bir olgun animasyonu idi. Bu sebeple de animasyonun 'her türlü yaş kitlesine uygun olması' çok da yeni bir şey değil. 10 senedir piyasada hakimiyetini hissettiriyor. Hatta çoğu zaman 'En iyi film Oscar'ına bir animasyonun aday olup olmaması dahi tartışılıyor.

Şrek'in çocuk masallarını bozan anlayışı bunu esas ortaya koyan sebeptir. Zira Oyuncak Hikayesi, sinemaya üç boyutlu animasyonu soksa da çok önemsenmiyordu o zamanlar. Esasen Dreamworks Animation şirketi ile Pixar'ın rekabeti sayesinde olay kızıştı. Şu anda da bunun ekmeğini yiyen şirketlerin sayısı çoğaldı. Böylece animasyon ana dallarından biri oldu Hollywood'un, kitlesini genişleterek. Örneğin Eylül'de vizyona girecek "Çılgın Hırsız" ("Despicable Me") adlı animasyon da bu 'her yaşa uygun animasyon' mantığının bir ürünü. Bu konuda önereceğim bir eser. Üstelik Universal'ın ilk animasyonu... Lafın özü; hem şirketler ürüyor, hem de anlayış değişiyor.


2010'da Türkiye'de vizyona giren animasyonların toplam seyirci sayısı:
Oyuncak Hikayesi 3: 228.219 (İlk 2 hafta)
Şrek: Sonsuza Dek Mutlu: 534.904
Astro Boy: 125.687
Ejderhanı Nasıl Eğitirsin?: 196.697


Oyuncak Hikayesi 3 fragmanı için tıklayınız










 
Geri
Üst