Çiçek'le ilgili yeni skandal daha

biosx

New member
Katılım
15 Eki 2009
Mesajlar
2,332
Reaction score
0
Puanları
0
Konum
kürre-i arz


imza.jpg


Çiç
ek'le ilgili yeni skandal daha

Evindeki aramayla ilgili tutanağın her sayfasına da farklı imzalar atmış. Başka skandallar daha ortaya çıkarıldı.




İrtica İle Mücadele Eylem Planı'nın altındaki ıslak imzası için “Islak imza makinesi ile çoğaltıldı” iddiasıyla askeri savcılığa başvuran Ergenekon şüphelisi Deniz Kurmay Albay Dursun Çiçek'in, askeri makamlar tarafından yürütülen soruşturma çerçevesinde arka arkaya attığı ve birbirinden çok farklı ıslak imzalar kafa karıştırdı. Soruşturma kapsamında ilk kez 12 Haziran 2009 günü ofisindeki arama tutanaklarında yıllardır kullandığı imzayı kullanan Albay Çiçek, yarım saat sonra askeri savcıya verdiği ifadeye çok farklı bir imza atıyor. Çiçek'in askeri savcılıktaki işlemlerde kullandığı imzalar da birbirini tutmuyor.

BARANSU ‘KARARGAH'I YAZDI

Albay Dursun Çiçek imzalı ‘İrtica ile Mücadele Eylem Planı'nı kamuoyuna duyuran Taraf gazetesi muhabiri Mehmet Baransu, ‘Karargah' isimli kitabında planla ilgili şok ayrıntılara yer verdi. Karakutu Yayınları tarafından piyasaya çıkarılan kitapta, İrtica Planı'nın yayınlanmasının ardından Genelkurmay Karargahı'nda yaşanan ve bugüne kadar kamuoyuna yansımayan bilgi ve belgeler yer aldı. En dikkat çeken ayrıntıların başında ise Albay Dursun Çiçek'in askeri makamlarca yürütülen adli süreçte resmi belgelere attığı ve birbirini tutmayan ıslak imzalar geliyor.

İMZAYI YARIM SAATTE DEĞİŞTİRMİŞ

“Albay Çiçek ıslak imza makinesine dönmüş” dedirten imzaların serüveni İrtica Planı'nın Taraf'ta yayınlandığı 12 Haziran 2009 günü Askeri Savcılığın Çiçek'in görev yaptığı Genelkurmay

3. Bilgi Destek Şube Müdürlüğü'ndeki araması sırasında başlıyor. İncelenmek üzere 14 bilgisayara el konulduktan sonra hazırlanan tutanakta Albay Çiçek, yıllardır kullandığı ve İrtica ile Mücadele Eylem Planı'nın da altında yer alan imzayı kullanıyor. Ancak Albay Çiçek, yarım saat sonra Genelkurmay Askeri Savcılığı'nda verdiği ifadenin altını imzalarken imzasını değiştiriyor.

ÇOK ÖNCE DEĞİŞTİRDİM DEMİŞTİ AMA!

Çiçek, sivil savcılıktaki sorgusunda askeri savcılıktaki ifadesinde yıllardır kullandığı imzayı neden değiştirdiği sorusuna “İmzamı yeni değiştirmedim, bir süredir bu imzayı kullanıyorum” cevabını vermişti. Ancak Çiçek'in, belge ortaya çıkmadan iki gün önce 10 Haziran 2009 günü Genelkurmay Eğitim Daire Başkanlığı'na gönderdiği resmi yazıda İrtica İle Mücadele Eylem Planı'nın altındaki imzasını kullanıyor. Tüm bu belgeler Albay Çiçek'in, imzasını ‘önceden' değil, savcılığa ifade verirken değiştirdiğini gözler önüne seriyor.

AYNI TUTANAKTA 3 FARKLI İMZA

Dursun Çiçek'in değişik imza kullanma serüveni belgenin Taraf'ta yayımlanmasından tam 5 gün sonra evinde yapılan Askeri Savcılık aramasında da devam ediyor. Belgenin yayınlanmasından tam 4 gün sonra 16 Haziran 2009'da Genelkurmay Askeri Mahkemesi, Dursun Çiçek'in evinde arama yapılmasına karar veriyor. Bir gün sonra yani 17 Haziran 2009'da Albay Çiçek'in evinde yapılan aramanın ardından 5 sayfalık el yazısıyla tutanak tutuluyor. Albay Çiçek, evindeki aramayla ilgili tutanağın ilk sayfasını eski imzasıyla ikinci sayfasını farklı bir imza ile son sayfasını ise bambaşka bir imza ile imzalıyor.
Islak imza bir haftadır geri dönmedi

Albay Dursun Çiçek imzalı ‘'Demokrasiye Müdahale Eylem Planı'' belgesinin ıslak imzalı orijinali, İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı'na henüz ulaştırılmadı. Bir hafta önce istenen belgenin Askeri Savcılık yetkililerince gönderilmemesi halinde tekrar istenebileceği belirtildi. Ergenekon savcıları, Albay Dursun Çiçek imzalı “Demokrasiye Müdahale Eylem Planı'' imzalı belge üzerinde, Askeri Savcılığın talep ettiği Jandarma Kriminal Laboratuarı'nda inceleme yapması isteğine ‘'Kimyasal belgeye zarar verir'' gerekçesiyle izin vermemişti. İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı, belgenin derhal geri gönderilmesini istemişti. Bir hafta önce acilen istenen belgenin henüz savcılığa ulaşmadığı öğrenildi. Belgenin bu haftada ulaşmaması halinde yeniden isteneceği belirtildi.


70 askeri belge gerçek sadece biri mi sahte?


İrtica İle Mücadele Eylem Planı ofisindeki aramalarda ele geçirilen Ergenekon tutuklusu avukat Serdar Öztürk'ten ele geçirilen 70 adet askeri belge, Ergenekon savcıları tarafından Genelkurmay'a soruldu. Genelkurmay Başkanlığı Ergenekon savcılarına gönderdiği iki sayfalık bilgi notunda Öztürk'ün ofisinde ele geçirilen 70 belgenin tamamının Genelkurmay'da üretildiği ve ‘devlet sırrı' kapsamında olduğu bildirildi. Bilgi notunda “Genelkurmay Askeri Savcılığı'nca soruşturması sürdürülen ve durumu inceleme dışı tutulan ‘İrtica ile Mücadele Eylem Planı' başlıklı 4 sayfadan oluşan ve üzerinde hazırlanma tarihi bulunmayan belgenin içindeki bilgiler itibariyle çok yakın bir tarihte üretilmiş olabileceği” vurgulandı. Serdar Öztürk'te çıkan 70 belge için “Bizim” diyen Genelkurmay'ın sadece İrtica İle Mücadele Eylem Planı için “Bizim değil” demesi kafaları karıştırdı.


Yazıcı kayıtları için geriye doğru inceleme yok


Askeri Savcılığın Albay Dursun Çiçek'in başında bulunduğu 3. Bilgi Destek Şube Müdürlüğü'nde yaptığı incelemeyle ilgili bir başka skandal daha ortaya çıkarıldı. Genelkurmay Askeri Savcılığı, yazıcılardan çıkan çıktı kayıtlarını incelemeye aldı. Askeri savcılık raporlarına da yansıyan bilgilere göre, yapılan incelemelerde 22 Nisan 2009 tarihinden önceki kayıtların olmadığı belirlendi. Raporlarda, bu tarihten önceki yazıcı kayıtlarına ne olduğuyla ilgili herhangi bir bilgiye rastlanmadı.


14 bilgisayarın incelemesi bir günde bitirildi


Askeri savcılık tarafından el konulan 14 bilgisayarın incelemesinin bir günde bitirilmesi de kafa karıştırdı. Bilgisayarların imajlarının (yedeklerinin) alınıp, silinen dosya olup olmadığı, silinen dosya var ise içeriğinin ne olduğu konusundaki incelemenin bir günde bitirilmesinin nasıl başarıldığı da tartışma konusu oldu. Bir başka kafa karıştıran nokta ise Askeri Savcılığın Elektronik Evrak Çizelgesi üzerinde yaptığı incelemeye 1 Nisan 2009 tarihinden itibaren başlandı. Öncesindeki çizelgeler incelenmedi.
 
Ben bu adamın yerine olsam hepinizin hakkında tazminat davası açarım...Heralde de zengin olurum...Kardeşim bir kişinin imzası o kişinin özelidir; siz çarşaf çarşaf gazetelerde tv.lerde yayınlıyorsunuz...Bir başka suçta kullanılsa ne yapacaksınız?....

Hemen ''aaaaa....bak darbecileri savunuyor, cuntacı....'' falan diyeceksiniz biliyorum da; hiç alakası yok...

Bi sıkıntınız varsa gidin mahkemeye başvurun, böyle ne diye milletin özelini mözelini ortalığa saçıyorsunuz anlamış değilim...
 
Hala kafayı imzaya takmışlar.
 
shephard_9
imza özeli güzeli diyorsun ama
çiçeğin kaç tane özeli var her defasında değişik imza ....

insanın inanası gelmiyor....
 
shephard_9
imza özeli güzeli diyorsun ama
çiçeğin kaç tane özeli var her defasında değişik imza ....

insanın inanası gelmiyor....
ister inaaaannnn ister inanma....

herkesin yeterli bir açıklaması veya açıklayamaması vardır....AMA UNUTMA KANUN ÖNÜNDE....

kimse sana veya bana inandıracak değil...amaaaaaa;

özel hayata ve kişisel haklara saygı herkesin uyması gereken bir kural...
 


Sevgili arkadaşlar, merhabalar.

Eğer çağdaş ise dünyada kaç ülke devleti ilgilendiren konuları ortalığa çarşaf gibi serer?

Bu konuları gazete ve televizyon üzerinden çözmeye çalışır?

Bu gibi konular aklı başında, hukuki kuralların dikkate alındığı bir üslupla ve yetkili devlet organları tarafından değerlendirilmelidir.

Bence akıl sağlığı yerinde, Ahlaki ve dini değerleri sağlam ve devlet yönetmenin kurallarını bilen kişiler buna benzer davranışlar sergilememeli.

Sergilerse:

Yukarıdaki değerlerden yoksun olduğunu düşünür, seçildiği için üzülürüm.

Bilerek yaptığını düşünür, art niyetli olduğuna bağlarım.

Amannnnn!!! bu geri zekalı Türk Milletine nasıl davranırsam davranayım hiç farketmeyecekler zaten şeklinde düşünüyor diye üzülürüm.

Beni ve Milleti aşağılık ve değersiz görecek şekilde davranıyorsa, bunu haketmediğimiz için müteessir olurum.

Türk insanı zeki, ahlaklı ve değerlidir.
 
Ben bu adamın yerine olsam hepinizin hakkında tazminat davası açarım...Heralde de zengin olurum...Kardeşim bir kişinin imzası o kişinin özelidir; siz çarşaf çarşaf gazetelerde tv.lerde yayınlıyorsunuz...Bir başka suçta kullanılsa ne yapacaksınız?....

Hemen ''aaaaa....bak darbecileri savunuyor, cuntacı....'' falan diyeceksiniz biliyorum da; hiç alakası yok...

Bi sıkıntınız varsa gidin mahkemeye başvurun, böyle ne diye milletin özelini mözelini ortalığa saçıyorsunuz anlamış değilim...




Hukukta İmza Prosedürünün Önemi

Hukuk sistemimizde imza çok önemli sonuçlar doğuran bir işlemdir. Çoğu kez ne yazık ki hukukla ilgili çok bilgisi olmayan kişilerin imzanın nasıl, ne zaman ve ne şekilde kullanılacağı hakkında çok yetersiz bilgileri olduğunu gözlemliyoruz. Bunun sonucu olarak da gerekli prosedürleri bilmeden ve de bir hukukçuya danışmadan kullanılan imzalar telafisi mümkün olmayan ve istenyen hukuki sonuçlar doğurabilmektedir. Bu sayfada Türk Hukuk Sisteminde "imza" prosedürünün önemi ve imzanın ne şekilde ve nelere dikkat ederek kullanılması gerektiğiyle ilgili çeşitli bilgiler derlenmiş, ayrıca uygulamada sık rastlanan bazı olaylardan da örnekler verilmiştir:

Pek az kişi maddi değeri en yüksek varlığının imzası olduğunun farkındadır. Maddi durumunuz ne olursa olsun en değerli varlığınız imzanızdır. İmzanız ile telaffuz dahi edilemeyecek miktarlarda borç altına girebilir, tüm malvarlığınızı birine bağışlayabilir, pek çok suçu farkında olmadan işleyebilir ve daha pek çok hukuki işlemi yapabilirsiniz.

Bu nedenle imzanızı herşeyden iyi korumanız ve çok dikkatli ve bilinçli kullanmanız en önemli hukuki güvencenizdir.

Hukukda imza prosedürü ile ilgili olarak dikkat edilmesi gereken noktalar şöyle sayılabilir:

- İmzanız kolay taklit edilemeyecek bir imza olmalıdır. Bu nedenle paraf, basit işaretler, karalamalar, kısa imzalar kullanmaktan kaçınmanız gerekir. En iyi imza açık isim ve soyadınızın tamamını kısaltmadan içeren el yazınızdır.

- İmzanız en cimri şekilde harcamanız gereken maddi değerinizdir. Nereye ve ne için harcadığınıza çok dikkat etmeniz gerekir.

- İmza attığınız her belge hayati derecede önemlidir. Bir belgeyi konusu ne olursa olsun okumadan imzalamak yapılabilecek en büyük hukuki hatadır. İmza attığınız bir belgedeki dipnotlar dahil, tek tek her harfi, okuduğunuzdan emin olmanız gerekir.

- İmza attığınız bir belgede artık "karşıdaki kişiye güvenmek" diye bir şey söz konusu değildir. Karşınızdaki kişi size güvenmeyerek belge tanzim edip imza attırdığına göre siz de kendi talepleriniz açısından aynı davranış içinde olmalı ve onun yükümlülükleri için de ondan imza almalısınız.

[Uygulamadan Örnek: Vadeli olarak beyaz eşya satın alan kişilere beyaz eşya satıcıları uygulamada mutlaka her ödeme tarihi için ayrı ayrı bono imzalattırmaktadırlar. Bununla birlikte kendileri karşıdaki kişiye karşı hiçbir belge vermemektedirler. Oysa teslim edilecek malın cinsi, renk, boyut gibi özellikleri, teslim tarihi, garanti süresi, nakliye ücreti vb. konularında da onların alıcılara taahhüt ettikleri konularda verdikleri sözlerle yetinmeyip onlardan da imzaları ile bu hususu güvence altına almaları istenmelidir. Aksi taktirde verdikleri sözler tutulmadığı zaman hukuki güvenceniz son derece azdır.]

- İmzanızla onaylanan yazılı bir belge hukuki mercilerde artık her türlü tartışma ve polemiğe kapalıdır. Bu belgenin içeriğinin aslında farklı bir şekilde olduğu, taraflarca daha sonra değiştirildiği, aslında değişik bazı hüküm ve sonuçlar içerdiği gibi savunmaların hukuki değeri yoktur. Bu nedenle imzanızı içeren bir belgenin tüm içeriğini tartışmasız şekilde kabul ettiğinizi ve daha sonra bunun aksini tanıkla, vs. şekilde ispat etmenin mümkün olmayacağını aklınızda tutmanız gerekir. [Uygulamadan Örnek: konusu ne olursa olsun bir konu yazılı bir belge ile düzenlenmişse mahkemede buna karşı yazılı belge harici hiçbir delil ileri sürülemez, bu nedenle tanık vs. dinletmek mümkün değildir]

- İmzalanmış bir belge konusu ne olursa olsun taraflar arasındaki tüm şartları, talepleri, konuşmaları içermelidir. Bunların bir kısmı belgeye yazılır, diğer kısmı yazılmazsa, yazılmayan kısmı hukuki değerini yitirecektir. O nedenle imzaladığınız belge hangi konuyla ilgili olursa olsun, sizin tüm talep, istek ve beklentilerinizi karşılamalıdır. [Uyguladan Örnek: Her konuda yapılan anlaşmalarda genellikle çok önemli bir iki nokta senete yazılmakta geri kalan konularda taraflar birbirinin sözüne güvenmeyi tercih etmektedirler. Oysa hukuki güvence için tarafların birbirlerine verdikleri tüm sözlerin belgede yer alması gerekir.]

- İmzalanmış bir belgeye karşı yapılacak tüm iddialar (Bu belgenin değiştiği, hukuki sonucunu yitirdiği, fesh olunduğu vs.) yine ancak bir başka yazılı belge ile ispatlanabilir. O nedenle imzaladığınız bir sözleşmede ileride olabilecek tüm değişiklikler ile bu sözleşmenin taraflarca sona erdirilmesi, yeni şartlar getirilmesi vs. durumlarda mutlaka yeni bir belge düzenlenmelidir. [Uygulamadan Örnek: Genellikle para borçlarında borç alınırken bono verilmekte ancak borç ödendiğinde bono geri alınamamaktadır. Oysa kötü niyetli bir alacaklı her zaman bu bonoyu kullanarak borcu ikinci gere tahsil edebilir.]

Aynı şekilde kendinizi bir başkasının imzası ile güvence altına almanız gerektiğinde de dikkat etmeniz gereken noktalar vardır. O nedenle bir hukuki belge düzenlerken, karşınızdakinden imza almanız gerektiğinde şu noktalara mutlaka dikkat ediniz:

- Karşınızdaki kişi imzasını mutlaka gözünüzün önünde atmalıdır. "Ben bu belgeyi bir inceleyeyim, daha sonra imzalar getiririm" ya da "Ben götürür imzalayacak kişiye imzalatıp getiririm" tarzındaki yaklaşımları asla kabul etmeyin. Gözünüzün önünde atılmayan bir imzanın gerçekten imzalaması gereken kişi tarafından atılıp, atılmadığını asla bilemezsiniz ve o kişi tarafından atılmamışsa hukuki güvenceniz tamamen sona erecektir.

- Bazı kişiler -özellikle kendilerini zora sokacak bir belge imzalamak zorunda kaldıklarında- ileride bu "imza benim değil" diyebilmek için bazen gerçek imzalarını kullanmamak, paraf atmak ya da değişik ufak karalamalar yapmak yollarına gidebilmektedirler. Bunun için mağdur olmamak açısından imza atacak kişiden belgenin altına önce kendi el yazısı ile ismini yazmasını istemek, daha sonra ise bunun altını imzalatmak oldukça güvenli bir yol olacaktır.

- İmzalar atılarak hukuki prosedür tamamlanmadan asla diğer işlemler yapılmamalıdır. Örneğin uygulamada çok rastlanan şekliyle kira kontrası kiracı ya da kefiller tarafından imzalanmadan önce anahtar çeşitli sebeplerle (evi boyama, mal taşıma vb.) kiracıya verilebilmektedir. Bu ve benzeri örnekler son derece sakıncalı olup, imzalar tamamlanmadan hiçbir diğer işlem yapılmamalıdır.

- İmza atacak kişi tanıdığınız bir kişi değilse nüfus cüzdanını kontrol etmek gereklidir. Kendisinin A olduğu iddiası ile gelen ve A adına imza atan bir kişinin gerçekten iddia ettiği kişi olup olmadığını anlamak açısından güvenilir bir kimliğini (nüfus cüzdanı, ehliyet, pasaport) kontrol etmek zorunludur.

- İmza atan kişinin oturduğu, çalıştığı yeri bilmediğiniz taktirde ikametgah istemek de ileride bir hukuki işlem yapılması gerektiği taktirde önemli olacaktır. Adresini bilmediğiniz bir kişiye karşı hukuki işlem yapmak ve bunlardan sonuç almak son derece güçtür.











Kimsenin suç işleme özgürlüğü yoktur. Onun özeliyse onun özeline girerler !!!!!!!!
 
Contract Killer!!!

Zahmet etmiş hemen google dan taratmış ve buraya taşımışsın da;

benim yazdıklarımla bana hitaben verdiğin bu cevabın NE ALAKASI VAR ALLAH AŞKINA?

bi de onu yazsaydın mesut ve bahtiyar olurdum inan!

TEKRAR EDİYORUM;

Arkadaşım; Dursun Çiçek veya başka birisi....Kimsenin imzasını böyle kriminal laboratuarlarında koca koca ekranlarda inceler tarzda, büyütülmüş şekilde, en ince ayrıntısına kadar gösterecek tarzda ekranlarda, gazetelerde, internet sitelerinde yayınlama hakkını birilerine kim veriyor?.....

Ya anlamıyorsun ya da anlamazlıktan geliyorsun ki ; sen konuyu çarptırıp, imzanın hukuksal anlamına getiriyorsun işi....

KONU BURADA İMZANIN HUKUKTA NE ANLAMA GELDİĞİ DEĞİL; KİŞİLERİN İMZALARI TAHLİL LABORATUARI GİBİ EN İNCE DETAYLARINA KADAR BASINDA YER ALDIRILABİLİR Mİ ALDIRILAMAZ MI?.....OK?
 
Contract Killer!!!

Zahmet etmiş hemen google dan taratmış ve buraya taşımışsın da;

benim yazdıklarımla bana hitaben verdiğin bu cevabın NE ALAKASI VAR ALLAH AŞKINA?

bi de onu yazsaydın mesut ve bahtiyar olurdum inan!

TEKRAR EDİYORUM;

Arkadaşım; Dursun Çiçek veya başka birisi....Kimsenin imzasını böyle kriminal labaratuarlarında koca koca ekranlarda inceler tarzda, büyütülmüş şekilde, en ince ayrıntısına kadar gösterecek tarzda ekranlarda, gazetelerde, internet sitelerinde yayınlama hakkını birilerine kim veriyor?.....

Ya anlamıyorsun ya da anlamazlıktan geliyorsun ki ; sen konuyu çarptırıp, imzanın hukuksal anlamına getiriyorsun işi....


Adamın yaptığı hukukdışı olayı geçtin, adamın imzalarının 'ifşa' edilmesinin hukuk dışı olduğunu savunuyorsun. Perhiz ve lahana.
 
Adamın yaptığı hukukdışı olayı geçtin, adamın imzalarının 'ifşa' edilmesinin hukuk dışı olduğunu savunuyorsun. Perhiz ve lahana.
İşte bütün olay o ''Perhiz va lahana''da...Sen ve senin gibilerin anlayamadığı da o zaten...Gelişmiş ülkelerde ona''HUKUKA SAYGI''deniyor....Ve esas kadar ''USUL''e de dikkat ediliyor...

Hatta şöyle söyliyeyim bazen;''ESAS'' ne kadar haklı gerekçelere de dayansa''USÜL''de yapılan hatalar yüzünden ne kadar ilginçtir ki''DAVALAR DÜŞEBİLİYOR....''

Yani senin anlayabileceğin şekilde bu olaya uyarlarsak;

DELİLLER MAHKEMEDE....TARAFLAR MÜŞTEKİ ŞÜPHELİ MÜDAFİİLERİ İLE OLAYIN TAKİPÇİSİ...E BE KARDEŞİM BİZE NE İMZALARDAN....YOK ŞU İMZAYI KULLANMIŞ, BU İMZAYI KULLANMIŞ.....DOSYAYA NE KADAR HAKİMİZ Kİ DE KAFAMIZI YORUYORUZ KONU HAKKINDA.....

TAM TÜRK USULÜ KAHVE KÜLTÜRÜ BENCE...OTURDUĞU YERDEN ÜLKEYİ KURTARAN İNSANLAR TOPLULUĞU.....
 
Kimi zaman hukusuzluk gibi görünen şeyler devletin menfaati ve geleceği içi gereklidir.Bunuda unutmayalım.Heleki bizim bu konuda ki bilgimiz gazete ve tv ile sınırlı iken.
 
Ne Dursun Çiçekmiş beee

Koskoca ordu bir dursun sayesinde habire hırpalanıyor

niye koruyorsunuz suçluları.

Jandarma kriminal dahi tam 4 kurum o imzanın Dursun Çiçek a ait olduğunu söyledi

yoksa ucu tepelere doğru uzanacak diye tırsıyorsunuz
 
Çürüğe çıkarın, bitsin bu iş!

Çürüğe çıkarın, bitsin bu iş!


Kaç ay oldu? Belki de yılı devirdik, ikincisine gireceğiz... Rahmetli Mustafa Taşar’ın söylediği gibi, “hâlâ aynı yerde otluyoruz...”

Konu, “ıslak imzalı” belge...

Hatırlayacaksınız, kamuoyunda “millete komplo belgesi” olarak bilinen Dursun Çiçek imzalı “eylem planı” faş edildiğinde, belgenin “birileri” tarafından imal edilmiş olduğu öne sürüldü, “kâğıt parçası” filan dendi.

Derken, Dursun Çiçek’in imzalı “imza skandalı” patlak verdi.

Şöyle oldu:

Konu askeri savcılığa intikal edince, kıymetli Albaydan “imza örneği” istendi. Dursun Bey de, herhalde belgeyle arasına mesafe koymak için, neredeyse kaligrafisini ezberlediğimiz kırk yıllık imzasını terk edip, önüne konulan kâğıda “bambaşka”
bir imza attı.

Bunu da, yine Albaya ait diğer imza örnekleri ortaya çıkarılınca öğrendik.

Eylem planında aynı imza... Kira sözleşmesinde aynı imza... Pasaportta aynı imza... Kredi kartı başvuru formunda aynı imza... Maaş bordrosunda aynı imza...

Bir tek, askeri savcılığa verdiği imza farklı...


Neden böyle yapıyordu Dursun Bey?

Neden böyle acemice “delil karartma” yollarına başvuruyordu?


Herhalde, konunun kapanacağını yahut “kapatılacağını” umuyordu.

Konu kapanmadı.

Dursun Bey önce gözaltına alındı, sonra “jet tahliye” kararıyla salıverildi.

Peşi sıra, imzanın sahte olup olmadığı araştırıldı.

Sırasıyla Emniyet Kriminal, Adli Tıp İhtisas Kurulu ve Adli Tıp Genel Kurulu, imzanın “gerçek” ve “ıslak” olduğunu, bizatihi Dursun Çiçek’in elinden çıktığı yönünde görüş bildirdi.


Bu kanıt kesmedi Dursun Bey ve taraftarlarını...

Bir süre “ıslak imza taklit makinası” geyiğine sardırdılar.
Derken TÜBİTAK’ın kararı geldi.

Derken Jandarma Kriminal Dairesi’nin kararı geldi.

Derken, Genelkurmay Başkanlığı’nın, “Evet, maalesef imza ıslaktır; bizatihi Dursun Çiçek mamulatıdır” yönündeki açıklaması geldi...

Bu, birçoğuna vakıf olduğunuz can sıkıcı ayrıntıları şu yüzden tekrar ediyorum:

Bir yılı aşkın bir süredir, bütün “ilgili ve ilgisiz birimler”, neredeyse elbirliği etmiş, imzanın Dursun Çiçek’e ait olduğunu kanıtlamaya uğraşıyor.

Kanıtlıyor da...

Bugün, “kanıtlama girişimleri”nin kaçıncısını idrak ediyoruz, bilmiyorum ama, geçtiğimiz hafta sonunda okuduğum bir haber, “Ee, pes artık birader” dedirtti.

Fi tarihinde Dursun Bey’in ofisine girilmiş de, orada yapılan aramada birtakım imza örnekleri bulunmuş da, bu imza örnekleri Dursun Bey’in kalkıştığı o acemice delil karartma çabalarını ele veriyormuş da, bu durum imzanın ıslak ve gerçek olduğunu bir kez daha ortaya koyuyormuş da, estek köstek...

Bir yıla yakın süredir bu tür haberleri okuyoruz ve sıkılıyoruz.

Elimizde şimdi, “kanıtlanmaktan bir hal olmuş” bir belge var.

Kanıtlana kanıtlana “çürüğe” çıkarılacak neredeyse!


Bundan sonra kaç “kanıtlama evresinden” geçeceğiz bilmiyorum ama, belgenin bizatihi Dursun Çiçek mamulatı olduğu artık her düzeyden kabul görüyor.

Peki, neden hâlâ bir şey olmuyor?

Bir sürü üst düzey asker şu ya da bu soruşturma nedeniyle patır patır içeri alınırken, neden Albay Dursun Çiçek’in “kanıtlı eylemi” için bir şey yapılmıyor?

Bize Habermas’tan haberler veren Genelkurmay Başkanı Orgeneral İlker Başbuğ bu duruma ne diyor?



kaynak
 
Benim anlamadığım irticai faaliyetlere karşı operasyon yapmak suçmu oluyor? Velevki imza gerçek olsun irticaya karşı bir şeyler yapılmasınmı?

Yakında teröristlere karşı yapılan operasyonlarda suç olarak mahkemelere taşınabilir ...
 
Sayın Albay ımızın keyfinin kahyası mı bunlar.Bir kişinin yasal olarak birden fazla imza kullanması mümkün mü?mümkün....Suçmu?değil....O halde.....??
Siz bırakın Sayın Çiçek in imzalarıyla uğraşmayıda.. tüm iftiralara yapılan tüm pisliğe rağmen Şanlı Silahlı Kuvvetlerimizin ve Paşalarımızın güvenilirliği %65 kamuoyu yoklamaları bunu söylüyor..Yani ne yapsanız halkın yüreğinden ordu sevgisini sökemeyeceksiniz....:durdurun

3-5 değil 150 imzada kullansa gerçeği değiştiremeyeceksiniz.TSK halkının gözünde 1 NUMARA....
 
Geri
Üst