Çemberlitaş Muamması

aRıZaLı

New member
Katılım
12 Eyl 2005
Mesajlar
2,364
Reaction score
0
Puanları
0
Bir Fransız araştırmacı “İstanbul ve Çevresi” adli yapıtında Çemberlitaş’tan ve altında olduğu iddia edilen haç parçalarından söyle söz ediyor: “Üst üste konulmuş yedi adet somaki tastan oluşan sütunun tepesinde başı hâleli tanrı Apollon görünümünde Konstantin’in heykeli bulunuyordu. Heykelin içinde İsa’nın çarmıha çakılmasında kullanılan çivi parçaları ile gerçek haçtan bir parça yerleştirilmişti..."

1968 yılının Nisan ayında tarihçi ve yazar Şevket Rado’nun “Hayat Tarih Mecmuası”nda yayımlanan bir yazısı, basta Yunanistan olmak üzere dünyayı heyecanlandırmıştı. Yazıda, İsa Peygamber’in üzerine çakıldığı iddia edilen haçın parçalarının İstanbul’da Çemberlitas’in altında olduğu öne sürülüyordu. Rado, kendi kütüphanesinde bulunan ve 17’inci yüzyıldan kalma eski bir elyazması yapıtta, haçın parçalarının Bizans İmparatoru Konstantin’in annesi Helena tarafından, Kudüs’ten İstanbul’a getirilerek ve Çemberlitas’in altına gömüldüğüne ilişkin anlatımlara rastladığını belirtiyordu. Rado’nun değindiği yapıt, tip, coğrafya ve dil konularında kitaplarıyla tanınan Hezârfen Hüseyin Çelebi’nin “Tenkiyhü’t–Tevârih” adli kitabiydi.

Yazının uluslararası bir heyecan uyandırmasının ardından yapılan araştırmalarda daha başka birçok kitapta da benzeri anlatımlara rastlandı ve Isa Peygamber’in üzerine çakıldığına inanılan haçın parçalarının Çemberlitas’in altında özel olarak hazırlanmış bir hücreye yerleştirildiği inancı yaygın bir kabul gördü.

Çemberlitas’in asil adi Konstantin Sütunu’dur. İstanbul’un, 11 Mayıs 330 tarihinde Roma İmparatorluğu’nun başkenti ilan edilmesinin anısına İmparator Konstantin tarafından bugünkü yerine yerleştirildi. Bizans döneminde “Somaki Sütunu” da denilirdi. Birçok kez yangın geçirmiş olmasından ötürü kimi Avrupalılarca “Yanık Sütun” adıyla da anılır.


Bir Fransız araştırmacı “İstanbul ve Çevresi” adli yapıtında Çemberli tas’tan ve altında olduğu iddia edilen haç parçalarından söyle söz ediyor: “Üst üste konulmuş yedi adet somaki tastan oluşan sütunun tepesinde başı hâleli tanrı Apollon görünümünde Konstantin’in heykeli bulunuyordu. Heykelin içinde İsa’nın çarmıha çakılmasında kullanılan çivi parçaları ile gerçek haçtan bir parça yerleştirilmişti...”

430 yılında İmparator II. Teodosyus sağlamlığından kuşkulanarak sütunu demir çemberlerle güçlendirdi. 1105 yılında çıkan bir fırtınada Apollon heykelinin devrilmesinden sonra, heykelin yerine, üzerinde altın yıldızlı bir haç bulunan bir sütun başlığı yerleştirildi. Heykelin içindeki parçalar da sütunun altına bir hücre yapılarak buraya yerleştirildi.

İstanbul’un 1453’te ele geçirilmesinin ardından Fatih Sultan Mehmed sütunun tepesinde haçı indirtti. 1779’da çıkan bir başka yangın sonrasında I. Abdülhamit bugünkü demir çemberleri ve sıvayı yaptırttı.

Yaklaşık 50 metre yüksekliğindeki Çemberlitas’in özgün biçiminde, en alttaki bölümün yüzeyinde Isa Peygamber’in doğumunu betimleyen kabartma anlatımlar yer alıyordu. Sonraları ise sütunu sağlamlaştırmak için çevresi tas bir kaplamayla örtüldü. Söz konusu hücrenin bulunduğu bölümün ise bugün yol düzeyinin 2-2,5 metre altında kaldığı varsayılmaktadır.

Çemberlitas, 1990’larin ortasında, 2000 yılı turizmi nedeniyle yeniden gündeme getirildi. Kimi çevreler, eğer iddia edildiği gibi sütunun altında gerçekten Isa Peygamber’in çakıldığı haçın parçaları bulunursa bunun Türkiye’nin tanıtımı açısından son derece önemli olduğunu vurguladılar.


Ancak dönemin Turizm bakanı Fikri Sağlar bu yaklaşıma söyle yanıt vermişti: “Ülkemizde bu gibi söylentiler yüzünden yüzlerce insan define aramak için izin istiyor. Sonunda tüm emekler boşa çıkıyor. Böylesine, doğruluğu kesin olmayan bir söylenti için de tarihî sütunu yerinden oynatmamız söz konusu bile olamaz.”

İlgili çevrelerse, UNESCO tarafından, Mısır’daki Ebu Simbel Tapınağı’nın parçalara ayrılarak kilometrelerce uzakta başka bir alana taşındığını anımsatarak, böylesi bir işlemin, günümüzün gelişmiş teknolojik olanaklarıyla Çemberlitas için çok daha kolay olacağını öne sürdüler.

Yine 1990’larin ortasında Çemberlitas, geçmişte yaşadığı fırtına ya da yangınlara göre çok daha büyük bir felaketin eşiğinden döndü. Günümüzde ayni adla anılan ve geniş bir alanda çok sayıda tarihi mirası barındıran Çemberlitas’a, diğer deyişle tarihin kalbine kat otoparklı bir çarşı yapılmak istendi. Ancak bu girişim kente ve tarihine duyarlı çevrelerin tepkileriyle durduruldu ve büyük bir felaket yaşanmadan Çemberlitas ve çevresi kurtarılmış oldu.

Sonunda, İsa’dan Sonra 2000'li yıllardayız ama Çemberlitas hâlâ gizemini korumayı başarıyor
 
enteresan bi olay ben bunu hiç duymamıştım valla
 
daha öncelerden buna benzer cok sey sölendi ahtta kutsal kaseninde orada oldugu sölendi..zaten cemberlitaş trustlik mezar alanından farksız:))))))))))
 
evet bu söylentiler yıllardır var...ama başka bir tarihi eseri ortaya çıkartmak için 1700 yıldır var olan bir başka esere zarar vermek çok büyük sorumsuzluk olur...
 
Geri
Üst