αqqα уєкяυ
New member
Birçok sosyal olaya tepkisiz kalmamasıyla tanınan Çarşı, bu kez çuvaldızı kendine batırdı ve "Çarşı Kartalın Esaretine Karşı" diyerek Beşiktaş Kulübü'nün planladığı kartal şovuna karşı çıktı!
Hatırlanacağı üzere 2008'de de Galatasaray, şampiyonluk kutlaması için Ali Sami Yen Stadı'na kafes içinde canlı aslan getirtmiş ve binlerce kişinin arasında kalan aslanın durumu tartışmalara yol açmıştı.
Hafta içinde Beşiktaş Kulübü'nün Portekiz'den eğitimli bir kartal getirttiği ve bu kartalın İnönü Stadı'ndaki maçlardan önce tüm tribünleri dolaşarak şov yapılacağı yönündeki haberler yayınlandı. Tıpkı Beşiktaş gibi sembolü kartal olan Benfica'nın sahasında oynadığı maçlar öncesi tribünleri dolaşan kartalın İstanbul'a getirildiği ve İnönü Stadı'nda karanlık bir odada tutulduğu öğrenildi. Ligin ikinci yarısında İnönü Stadı'nda oynanacak maçlarda bu kartalın tüm stadı turlayacağı haberleri üzerine ise Çarşı'nın sitesi Forzebesiktas.com'dan bir açıklama yapıldı.
Bir hayvanın doğal ortamından koparılarak ve kötü koşullarda eğitilerek şov için kullanılmasına tepki gösterilen açıklamada "Yunus balıklarının tutsaklığına dur dediğimizde alkışlayanlar, şimdi kartalın esaretine sessizliğimizi mi alkışlayacaklar? Çok beklerler!" denildi.
forzabesiktas.com sitesindeki "5 dakikalık seyir zevkine, bir Kartal'ın esaretine Çarşı'nın suskun kalmasını çok beklerler!!! Bizi düşlerimizdeki Kartallarla başbaşa bırakın! Bırakın hayallerimizi kafese koymayın!" sözlerine yer verilen açıklama şu şekilde:
CESARETİN BİTTİĞİ YERDE ESARET BAŞLAR! KARTALIM BEN !
CESARETİN TİMSALİ, BEŞİKTAŞ'IN SEMBOLÜ, KORKUSUZ KARAKARTAL! DAHA DÜNE KADAR, "AÇ KANATLARINI SÜZÜL GÖKLERE", DİYE YAD EDİLİRKEN, ŞİMDİ ESARETLE Mİ ÖDÜLLENDİRİLECEĞİM? ESARETİMİN BAŞLADIĞI AN, BİR PARÇA ET İÇİN, ÇİZİLEN SAHTE BİR GÜZERGAHTA, ALÇAKTAN UÇURULDUĞUM ANDIR! CESARETİNİZİN BİTTİĞİ AN, ESARETİNİZİN BAŞLADIĞI ANDIR! OLMAM GEREKEN YERDE, ÖZGÜR RUHLARIN ÖZGÜR ZİHİNLERİNDE, GÖKYÜZÜNÜN EN YÜKSEKLERİNDE, SÜZÜLMEYE DEVAM ETMELİYİM.
KARTALIM BEN! ESARETİN DÜŞMANI, CESARETİN TİMSALİYİM.
GÖKYÜZÜNDE SÜZÜLMEYE, "ÖZGÜRCE" DEVAM ETMELİYİM...
Kartal şu anda Mabet'te tutuklu...
23 yılda ancak "ergenliğe" ulaşan, Yuvasını ölene kadar değiştirmeyen, 1000 metrenin üstünde zor kayalıklara ev diyen, Kartal şimdi bir kafeste esaret altında...
"Evcil bu Kartal" diyen olacaktır...
"Biliyor musun?" derler adama, "Bir Kartal Nasıl Evcilleştiriliyor ?"...
"Ya bir av atılır önlerine, Kartal onu yakalayıp yerde yemeye çalışırken atla hızla gelip yakalarlar... Ya da hali hazırda "evcil bir Kartalı" özgür Kartala saldırtırlar... Gökyüzünde karşılaşan 2 Kartal pençelerini kenetler birbirine... Bırakan kaybedeceği için her ikisi de bırakmaz ve yere düşerler... Düşünce de yakalanırlar.... Yakalanan Kartal da karanlık bir odaya atılır, bağlanır... Odanın önünde çocukların gürültü yaparak oynamaları istenir... Aynı zamanda hayvana yem ve su verilmez.... Çocukların yaptığı gürültülerle de hayvanın uyuyup dinlenmesi önlenir... Birkaç gün sonra içeri girip, yorgun düşmüş hayvan ele alınır... "Yabani hayvanlarda, insanla ilk temas çok önemlidir" derler... Eğer sizden zarar gelmeyeceğini anlarsa, Günlerce çektiği bu yorucu işkenceden sonra, belki de yarım saat içinde tamamen evcilleştirebilirsiniz... İşte Kartal bu sayede evcilleşir.... Sonrasında da eğitim süreci başlar... Bu süreçte de hayvana özellikle eğitim yapılacağı zamanlar yem verilmeyip, istenilen şey yapıldığında "ödül" olarak bir parça et verilir."
Bu süreci bile bile, gururumuz mu okşanacak Kartal Mabed'de süzülünce? Bir anlık zevk için hapsedilen yaşam karşısında susacak mıyız? Peki Kartal'ın kendisi susar mıydı sizce? Özgür bedeninin "esir alınma"sına ne derdi acaba? Yine Kartalın "Hayat Mücadelesi" anlatsın gerçeği bize; "Kartal, kuş türleri içinde en uzun yaşayanlardandır bilirsiniz... 70 yıla kadar yaşayan Kartallar vardır... Ancak bu yaşa ulaşmak için, 40 yaşındayken çok ciddi ve zor bir karar vermek zorundadır... Kartalın yaşı 40'a vardığında pençeleri sertleşir, esnekliğini yitirir...
Bu nedenle de beslenmesini sağladığı avlarını kavrayıp tutamaz duruma gelir... Gagası uzar ve göğsüne doğru kıvrılır.... Kanatları yaşlanır ve ağırlaşır... Tüyleri kartlaşır ve kalınlaşır... Artık Kartalın uçması iyice zorlaşmıştır... Dolayısıyla Kartal burada iki seçimden birini yapmak zorundadır... Ya ölümü seçecektir... Ya da yeniden doğuşun acılı ve zorlu sürecini... Bu yeniden doğuş süreci 150 gün kadar sürer... Bu süreçte Kartal bir dağın tepesine uçar ve orada bir kaya duvarda, artık uçmasına gerek olmayan bir yerde, yuvasında kalır... Buraya yerleşmiş olan Kartal, gagasını sert bir şekilde kayaya vurmaya başlar...
En sonunda Kartal'ın gagası yerinden sökülür ve düşer... Kartal bir süre yeni gagasının çıkmasını bekler... Gagası çıktıktan sonra, bu yeni gaga ile pençelerini yerinden söker çıkarır... Yeni pençeleri çıkınca Kartal bu kez eski kartlaşmış tüylerini bu pençelerle yolmaya başlar... 5 ay sonra Kartal, kendisine 20 yıl veya daha uzun süreli bir yaşam bağışlayan, meşhur "yeniden doğuş süreci" sonunda uçuşunu yapmaya hazır duruma gelir... Ve hep en yükseklerden uçar..." Razı mıyız şimdi hayat karşısında kendine bile teslim olmayan Kartal'ın esaretine? Gerek var mı? Hayallerimizi mi resmediyorsunuz?...
Düşlerimizi süslediğimiz, mitolojik masalları mı kurguluyorsunuz? Bunun için mi bir Kartal'ın Özgür yaşamını elinden alıyorsunuz? 2 yıl sonra başka bir Kartal, 5 yıl sonra bir başkası mı eğitilecek? Peki biz seyir mi edeceğiz bunu? Yunus balıklarının tutsaklığına dur dediğimizde alkışlayanlar, Şimdi Kartalın esaretine sessizliğimizi mi alkışlayacaklar? Çok beklerler !!! 5 dakikalık seyir zevkine, Bir Kartal'ın esaretine, Çarşı'nın suskun kalmasını, Çok beklerler !!! Bizi düşlerimizdeki Kartallarla başbaşa bırakın! Bırakın hayallerimizi kafese koymayın! Çarşı Kartalın Esaretine Karşı!...
Milliyet
Hatırlanacağı üzere 2008'de de Galatasaray, şampiyonluk kutlaması için Ali Sami Yen Stadı'na kafes içinde canlı aslan getirtmiş ve binlerce kişinin arasında kalan aslanın durumu tartışmalara yol açmıştı.
Hafta içinde Beşiktaş Kulübü'nün Portekiz'den eğitimli bir kartal getirttiği ve bu kartalın İnönü Stadı'ndaki maçlardan önce tüm tribünleri dolaşarak şov yapılacağı yönündeki haberler yayınlandı. Tıpkı Beşiktaş gibi sembolü kartal olan Benfica'nın sahasında oynadığı maçlar öncesi tribünleri dolaşan kartalın İstanbul'a getirildiği ve İnönü Stadı'nda karanlık bir odada tutulduğu öğrenildi. Ligin ikinci yarısında İnönü Stadı'nda oynanacak maçlarda bu kartalın tüm stadı turlayacağı haberleri üzerine ise Çarşı'nın sitesi Forzebesiktas.com'dan bir açıklama yapıldı.
Bir hayvanın doğal ortamından koparılarak ve kötü koşullarda eğitilerek şov için kullanılmasına tepki gösterilen açıklamada "Yunus balıklarının tutsaklığına dur dediğimizde alkışlayanlar, şimdi kartalın esaretine sessizliğimizi mi alkışlayacaklar? Çok beklerler!" denildi.
forzabesiktas.com sitesindeki "5 dakikalık seyir zevkine, bir Kartal'ın esaretine Çarşı'nın suskun kalmasını çok beklerler!!! Bizi düşlerimizdeki Kartallarla başbaşa bırakın! Bırakın hayallerimizi kafese koymayın!" sözlerine yer verilen açıklama şu şekilde:
CESARETİN BİTTİĞİ YERDE ESARET BAŞLAR! KARTALIM BEN !
CESARETİN TİMSALİ, BEŞİKTAŞ'IN SEMBOLÜ, KORKUSUZ KARAKARTAL! DAHA DÜNE KADAR, "AÇ KANATLARINI SÜZÜL GÖKLERE", DİYE YAD EDİLİRKEN, ŞİMDİ ESARETLE Mİ ÖDÜLLENDİRİLECEĞİM? ESARETİMİN BAŞLADIĞI AN, BİR PARÇA ET İÇİN, ÇİZİLEN SAHTE BİR GÜZERGAHTA, ALÇAKTAN UÇURULDUĞUM ANDIR! CESARETİNİZİN BİTTİĞİ AN, ESARETİNİZİN BAŞLADIĞI ANDIR! OLMAM GEREKEN YERDE, ÖZGÜR RUHLARIN ÖZGÜR ZİHİNLERİNDE, GÖKYÜZÜNÜN EN YÜKSEKLERİNDE, SÜZÜLMEYE DEVAM ETMELİYİM.
KARTALIM BEN! ESARETİN DÜŞMANI, CESARETİN TİMSALİYİM.
GÖKYÜZÜNDE SÜZÜLMEYE, "ÖZGÜRCE" DEVAM ETMELİYİM...
Kartal şu anda Mabet'te tutuklu...
23 yılda ancak "ergenliğe" ulaşan, Yuvasını ölene kadar değiştirmeyen, 1000 metrenin üstünde zor kayalıklara ev diyen, Kartal şimdi bir kafeste esaret altında...
"Evcil bu Kartal" diyen olacaktır...
"Biliyor musun?" derler adama, "Bir Kartal Nasıl Evcilleştiriliyor ?"...
"Ya bir av atılır önlerine, Kartal onu yakalayıp yerde yemeye çalışırken atla hızla gelip yakalarlar... Ya da hali hazırda "evcil bir Kartalı" özgür Kartala saldırtırlar... Gökyüzünde karşılaşan 2 Kartal pençelerini kenetler birbirine... Bırakan kaybedeceği için her ikisi de bırakmaz ve yere düşerler... Düşünce de yakalanırlar.... Yakalanan Kartal da karanlık bir odaya atılır, bağlanır... Odanın önünde çocukların gürültü yaparak oynamaları istenir... Aynı zamanda hayvana yem ve su verilmez.... Çocukların yaptığı gürültülerle de hayvanın uyuyup dinlenmesi önlenir... Birkaç gün sonra içeri girip, yorgun düşmüş hayvan ele alınır... "Yabani hayvanlarda, insanla ilk temas çok önemlidir" derler... Eğer sizden zarar gelmeyeceğini anlarsa, Günlerce çektiği bu yorucu işkenceden sonra, belki de yarım saat içinde tamamen evcilleştirebilirsiniz... İşte Kartal bu sayede evcilleşir.... Sonrasında da eğitim süreci başlar... Bu süreçte de hayvana özellikle eğitim yapılacağı zamanlar yem verilmeyip, istenilen şey yapıldığında "ödül" olarak bir parça et verilir."
Bu süreci bile bile, gururumuz mu okşanacak Kartal Mabed'de süzülünce? Bir anlık zevk için hapsedilen yaşam karşısında susacak mıyız? Peki Kartal'ın kendisi susar mıydı sizce? Özgür bedeninin "esir alınma"sına ne derdi acaba? Yine Kartalın "Hayat Mücadelesi" anlatsın gerçeği bize; "Kartal, kuş türleri içinde en uzun yaşayanlardandır bilirsiniz... 70 yıla kadar yaşayan Kartallar vardır... Ancak bu yaşa ulaşmak için, 40 yaşındayken çok ciddi ve zor bir karar vermek zorundadır... Kartalın yaşı 40'a vardığında pençeleri sertleşir, esnekliğini yitirir...
Bu nedenle de beslenmesini sağladığı avlarını kavrayıp tutamaz duruma gelir... Gagası uzar ve göğsüne doğru kıvrılır.... Kanatları yaşlanır ve ağırlaşır... Tüyleri kartlaşır ve kalınlaşır... Artık Kartalın uçması iyice zorlaşmıştır... Dolayısıyla Kartal burada iki seçimden birini yapmak zorundadır... Ya ölümü seçecektir... Ya da yeniden doğuşun acılı ve zorlu sürecini... Bu yeniden doğuş süreci 150 gün kadar sürer... Bu süreçte Kartal bir dağın tepesine uçar ve orada bir kaya duvarda, artık uçmasına gerek olmayan bir yerde, yuvasında kalır... Buraya yerleşmiş olan Kartal, gagasını sert bir şekilde kayaya vurmaya başlar...
En sonunda Kartal'ın gagası yerinden sökülür ve düşer... Kartal bir süre yeni gagasının çıkmasını bekler... Gagası çıktıktan sonra, bu yeni gaga ile pençelerini yerinden söker çıkarır... Yeni pençeleri çıkınca Kartal bu kez eski kartlaşmış tüylerini bu pençelerle yolmaya başlar... 5 ay sonra Kartal, kendisine 20 yıl veya daha uzun süreli bir yaşam bağışlayan, meşhur "yeniden doğuş süreci" sonunda uçuşunu yapmaya hazır duruma gelir... Ve hep en yükseklerden uçar..." Razı mıyız şimdi hayat karşısında kendine bile teslim olmayan Kartal'ın esaretine? Gerek var mı? Hayallerimizi mi resmediyorsunuz?...
Düşlerimizi süslediğimiz, mitolojik masalları mı kurguluyorsunuz? Bunun için mi bir Kartal'ın Özgür yaşamını elinden alıyorsunuz? 2 yıl sonra başka bir Kartal, 5 yıl sonra bir başkası mı eğitilecek? Peki biz seyir mi edeceğiz bunu? Yunus balıklarının tutsaklığına dur dediğimizde alkışlayanlar, Şimdi Kartalın esaretine sessizliğimizi mi alkışlayacaklar? Çok beklerler !!! 5 dakikalık seyir zevkine, Bir Kartal'ın esaretine, Çarşı'nın suskun kalmasını, Çok beklerler !!! Bizi düşlerimizdeki Kartallarla başbaşa bırakın! Bırakın hayallerimizi kafese koymayın! Çarşı Kartalın Esaretine Karşı!...
Milliyet