Çok eski bir web tarayıcısı kullanıyorsunuz. Bu veya diğer siteleri görüntülemekte sorunlar yaşayabilirsiniz.. Tarayıcınızı güncellemeli veya alternatif bir tarayıcı kullanmalısınız.
Futbolda şike iddialarına yönelik soruşturma sürerken, Beşiktaş taraftar grubu "Çarşı"nın, kendi kulüplerine yönelik "Aklanın da gelin" şeklindeki yaklaşımı Dünya Fair Play Konseyinin Türk üyesi Erdoğan Arıpınarın dikkatini çekerken, Arıpınar, Çarşı Grubunu 2011 Fair Play Ödülüne aday göstereceğini bildirdi.
Aynı zamanda Avrupa Fair Play Birliğinin ikinci başkanı olan Erdoğan Arıpınar, yaptığı açıklamada, taraftar grubunun her türlü şikeye ve haksızlığa karşı çıkarak "Aklanın da gelin" isyanının örnek bir hareket olduğunu belirterek, "Ülkemizde ve dünyada her alanda fair playe uyulması için savaş verilirken, spor alanında örnek hareketleri bekliyor ve özlüyoruz. Ülke futbolunun üzerine düşen şike gölgesi karşısında ülkemizin ünlü kulüplerinden Beşiktaşın taraftarlarını temsil eden Çarşı Grubunun her türlü şikeye ve haksızlığa karşı çıkarak "Aklanın da gelin" isyanı örnek bir harekettir.
"Çarşı" grubunu yıl sonuna kadar izleyecek ve 2011 Dünya Fair Play Ödülüne aday göstereceğim" ifadelerini kullandı.
"ÇARŞI"NIN AÇIKLAMASI
Mahkemenin kararını vereceği son güne kadar olayda ismi geçen Beşiktaşlıların kendileri için masum olduğunu belirten "Çarşı" grubu, dün yaptığı açıklamada, "Onlara ön yargı ile bakmayacağız. Ancak diğerlerinin yaptığı gibi arkalarından peşi sıra gitmeyi de reddetmeliyiz" ifadelerini kullanıp şu görüşlere yer vermişti: "Masumiyetlerini kanıtlayıncaya kadar ne büyük diye bağırırız ne de yanındayız diye destek veririz. Artık aidiyet değil hukuk devreye girmiştir.
Adaleti simgeleyen o gözü bağlı kadın kadar tarafsız ve objektif düşünürüz. Zira biliriz ki eğer ki ortada Beşiktaşımızı zan altında bırakacak bir iddia varsa.
Biz utanacağız. Eğer ki puan ya da kupa için anlaşılmışsa o kupaya saygı duymayacağız. Eğer ki bir kişi bile vaatle Beşiktaşa karşı yeterince koşmamışsa biz sevinemeyeceğiz. Kimse Beşiktaşk dediğimiz için her şeyi mubah göreceğimizi beklemesin. Biz sevdiğimiz renklerin sevdalısıyız, belalısı olmayacağız.
Diyoruz ki, arının... Temizlenin... Masumiyetinizi sadece yargıya değil bizlere de kanıtlayın. Sizi kucaklayalım. Coşkuyla gücünüze güç katalım. Ama siz de arınıncaya, temizleninceye ve masumiyetinizi kanıtlayıncaya kadar Beşiktaşla aranıza mesafe koyun. Beşiktaşa yapılacak en büyük iyilik budur. Diyoruz ki, tarihi bir fırsat elimizdedir. Adını dürüstlüğü ile bizleri şerefli ikinciliklerle onurlandıran efsanevi başkanımızın diliyle adlandıralım.
Futbolda temizlik hareketini biz Beşiktaşlılar başlatalım. Formalarımıza, atkılarımıza bir siyah kurdele bağlayalım. Bilelim ki o kurdele sahibi olan bizler Futbolda Temizlik Hareketinin erleriyiz. Manifestomuzu birlikte yazalım." Arıpınar, geçen yıl da Hamit Altıntopu milli formasını üşüyen Kazak çocuklarına giydirdiği için, Konyaspor Kulübünü de felç olan oyuncusuna sahip çıktığı için fair playe aday göstermiş, her iki aday da fair play ödülü kutlama mektubu almıştı.
Kupa gitti ödül geldi
Ya şaka bir tarafa .......
Valla diyecek şey bulamıyorum
Sanki uykudayım bir kabus görüyorum başımıza gelenlerle ilgili (Süper lig genel)
Biran evvel uyansamda bunlar rüyaymış desem diyorum ama maalesef kabus falan değil
Herkes rüya olmasını diliyor ama bu tutuklamaların değil abi şikenin rüya olması. Varsa böyle bişey bir daha kapımıza gelmesinler. Sadece kupayı değil şampiyonluğu bile verebiliriz.
Ben artık bu derece baş adamlar tutuklandıysa bir şeyler olduğuna inanmaya başladım
varsası falan kalmadı
Lig böyle başlamasın
Düşecekler kimlerse lig başlamadan düşsün, yönetimler gerekli temizliklerini yapsın
Tek gıcık olduğum konu şike içinde zamanında olup ta sütten çıkmış ak kaşık gibi davrananlar
Ben artık bu derece baş adamlar tutuklandıysa bir şeyler olduğuna inanmaya başladım
varsası falan kalmadı
Lig böyle başlamasın
Düşecekler kimlerse lig başlamadan düşsün, yönetimler gerekli temizliklerini yapsın
Tek gıcık olduğum konu şike içinde zamanında olup ta sütten çıkmış ak kaşık gibi davrananlar
Söylediklerinize katılıyorum.Hazır eskilerden söz açılmşken 92-93 sezonu ile ilgili yaptığım bir alıntıyı aşağıya ekliyorum.
92-93 sezonu..Şerefli ikincilikler lafının çıktığı dönemler ya da..İki takım kafa kafaya şampiyonluk mücadelesi veriyor..Beşiktaş İnönü'de Gençlerbirliği ile oynuyor ve maçı 3-1 alıyor. Ne var ki, bu galibiyet şampiyonluk için yeterli olmuyor. Galatasaray deplasmanda Ankaragücü'yle karşılaşmaktadır. Maçın sonucu 0-8 şeklinde olmuştur..
Bu maçı üzerine yıllarca konuşulur. Ankaragücü kalecisi Zalad'ın yediği garip goller bilhassa kafa karıştırır, Yurdeşen Karahasan'ın kendisine şahsi prim verdiği iddia edilir.. Öte yandan Ankaragücü takımı o sezon yine kendi evinde oynadığı maçta Beşiktaş'tan 6 gol yemiştir. Lakin bu olay bazı Galatasaraylı arkadaşların iddia ettiği gibi sezonun bitimine 2 hafta kala değil, 8 hafta önce oynanmıştır (22.haftaydı yanılmıyorsam).
Yıllar sonra bu maç hakkında konuşulurken yapılan espriler ise hoştur. Misal "ikili averaj olayını Türkiye'ye getiren takım Galatasaray gibi.." ya da " Zalad devre arasında oyundan çıkarıldı..Oradan yedek kulübesine..oradan da direk Yugoslavya'ya..Kendisinden bir daha hiç haber alınamadı" gibi..
Bu olayda şike, şaibe var mıdır? Net bir şey söylemek zor. Her kafadan bir ses çıkmakta. Önce Galatasaraylıların savunmalarına bakmak gerek. O dönemin Galatasaray'ı İnönü'de Beşiktaş'ı 3-1, Kadıköy'de de Fenerbahçe'yi 4-1 yenmiştir. Buna ek olarak, o sezon bol gollü maçlar olduğundan bahsederler. Misal Fenerbahçe'nin Karşıyaka'yı 7-1 yenmesi, aynı Karşıyaka'nın Ankara'da Ankaragücü'nü 5-0 yenmesi gibi.. 92-93 sezonun flaş(!) takımı Ankaragücü'ne 2 maçta hiç gol yemeden 10 gol atmıştır Beşiktaş. Onu da belirtelim..
Dönelim yine o sezona ait gündeme yansıyan bazı demeçlere..
Lig 28.haftaya kadar bir şekilde gelir. O hafta Galatasaray, ünlü hakemimiz Vahap Beyaz'ın (ki kendisinin adının zikredildiği hoş bir beste vardır, eskiler bilir) yönettiği maçta 9 kişi kalan Konyaspor'u 5-0 yener. Beşiktaş ise Kocaeli deplasmanından 2-0 galibiyetle döndüğü halde, liderliği kaybeder.. İki takımın da puanı 62dir. Averajlarda ise +45 Gs ve + 43 Bjk şeklindedir.. Bu arada Galatasaraylı bazı yöneticiler her ne kadar 5 atsalar da, Konyaspor'u ********lik ve teşvik primi almakla suçlarlar. Bazıları da Kocaelispor Teknik Direktörü Güvenç Kurtar'ın maçtan iki gün önce İstanbul'da kaldığını iddia ederler.
29. haftada ise derbi vardır. Ahmet Çakar'ın yönettiği sonucu merakla beklenen maçta, iki takım birbirini yenemez ve maç 1-1 biter. Bu arada maçta Gs bir penaltı kaçırmıştır.
Son haftaya girilirken, yazının başında da belirttiğim gibi Bjk'nin rakibi Gençlerbirliği, Gs'ninki ise Ankaragücü'dür. Bu iki takımın adı hafta boyunca teşvik primi, şike vb. söylemlerle anılır.. Gençlerbirliği başkanı İlhan Cavcav:"Mazimiz tertemiz, böyle bir ********liği kimse yapmaz. Teşvik priminin tek adı vardır o da şike. Buna alet olan kulüpte yaşayamaz" açıklamasını yapar. Ankaragücü başkanı Emin Gök ise "Teşvik primi almak bize yakışmaz. Bu olayı kınıyoruz. Galatasaray önünde futbolcularım onur mücadelesi verecekler" der..
Bütün bu olanların üstüne ileriki yıllarda rakiplerin korkulu rüyası olacak isim Adnan Polat devreye girer. "Bu lekeyi temizlemeleri lazım" giriş cümlesiyle Beşiktaş'ı topa tutar. Gençlerbirliği'nde maç öncesi kadro dışı kalan Kazım ve Kemalettin'in neden böyle bir uygulamaya tabi tutulduklarını sorgular ve şu cümleleri kurar;" Beşiktaş son beş yılda Gençlerbirliği’ni sadece bir kez yenebilmiş. Şimdi Beşiktaşlı futbolcular Gençlerbirliği’ne 8–10 gol atacaklarını söylüyorlar. Bunu neye güvenerek söylüyorlar? Gerçekten Beşiktaş çıkıp maçı 10–0 kazansa bile bir şaibe konuldu. Bunun üstüne bir çamur atıldı.Galatasaraylı taraftarlardan yüzlerce telefon geliyor, sessiz kalmamamızı istiyorlar. Artık bu iş sporu aştı, biz Ankaragücü’nü 1–0 yenersek Beşiktaş’ın 3–0 kazanması gerekiyor. Bu şaibeler altında Beşiktaş şampiyon olacaksa bizim söyleyecek bir şeyimiz yok. Böyle bir kupayı kabul ediyorlarsa alsınlar, biz öyle kupa istemiyoruz. Neden Türk futbolu ilerlemiyor diye konuşmamamız lazım, olay ortada."
Bu olay üstüne Futbol Federasyonu , üç futbolcusunu kadro dışı bırakan ve takım kaptanına ağır para cezası veren İlhan Cavcav hakkında soruşturma dosyası açar. İlhan Cavcav ise bu kararı kendisinin değil İcra Komitesi’nin aldığını söyler.
Adnan Polat'a ilk cevabı Beşiktaş'ın efsane başkanı Süleyman Seba verir:“Adnan Polat’ın açıklamalarına yönetim kurulu olarak çok sinirlendik. O’nun seviyesine inmek istemiyorum. Bizim şampiyonluk şansımız Galatasaray kadardır, mühim olan dostlukların bozulmamasıdır. 90 yıllık Beşiktaş’a kimse dil uzatamaz. Beşiktaş şampiyonlukları hep bileğinin hakkıyla kazanmıştır. Beşiktaş ve Galatasaray kulüplerinin berrak geçmişlerini hiç yaşamamış, okumamış ve öğrenmemiş bir kişinin hezeyanlarını ciddiye almak niyetinde değiliz. Galatasaray’ın amacı çok bellidir, Beşiktaş – Gençlerbirliği maçını gündemde tutup, Ankaragücü – Galatasaray maçını kamuoyunun dikkatinden uzak tutmak. Bir süredir Beşiktaş’la ilgili polemikler üretip sorumsuz davranışlar sergileyen Adnan Polat, bu defa şanlı Beşiktaş tarihine dil uzatma cüretinde bulunmuştur. Bu hezeyanların ayrıntılarına girip O’nun seviyesine inmeyeceğimizi tekrarlarım.”
Adnan Polat ise bu açıklamaların kendisini tatmin etmediğini belirtir, öte yandan Ankaragücü kalecisi Zalad yaptığı açıklamada kendisi hakkında çıkan dedikoduları değerlendirir ; “Yedi yıldır Türkiye’de profesyonel futbol oynuyorum. İcraatım ortada. Maç günü sahaya çıkıp en iyi şekilde topumu oynarım.."
Yönetici Mehmet Cansun, Ankara Emniyet Müdürlüğü’ne başvuracaklarını açıklayarak Gençlerbirliği futbolcularının maç gününe kadar takip edilmesini istediklerini söyler. Herhangi bir kanıt bulunması halinde Cumhuriyet Savcılığı’na suç duyurusunda bulanacakları bilgisini veren Cansun, kadro dışı bırakılan 3 futbolcu ile İlhan Cavcav’ın banka hesapların kontrol edilmesi gerektiğini ifade eder.Maçların oynanacağı gün Galatasaray Kulübü bir açıklama yaparak şampiyon olsalar da olmasalar da hem Gençlerbirliği hem de Beşiktaş’ı UEFA’ya şikayet edeceklerini açıklar. Yöneticiler, Avrupa basınında bile şike ve teşvik primi haberlerinin yer aldığını öne sürerek bu gazeteleri kanıt göstereceklerini ve şikayet dosyasının hazırlıklarına başladıklarını söylerler.
Dönelim tekrar 30 Mayıs 1993'e.. Türk futbol tarihinin önemli günlerinden birisi olan 30 Mayıs 1993’de Beşiktaş, Gençlerbirliği’ni 3–1 yenerken ligin şampiyonu Ankaragücü’nü 8–0 yenen Galatasaray’dır. Galatasaray daha maçın 6 ıncı dakikasında ilk golü bulurken hakem Ünsal Çimen bu golde önce auta giden topa korner kararı verir, arkadan da kornerden gelen topta Stumpf’un rakibine yaptığı faulü atlar.
Maç sonu Beşiktaşılar, tabir-i caizse, Adnan Polat'a öfke kusarlar..
Ali ; “Bu kupa Adnan Polat’a yakışır. Galatasaray’a yakışmaz. Beşiktaş’a kimse dil uzatamaz.”
Rıza ; “8-0’lık skoru Ankaragücü’ne yakıştıramadım. Konyaspor’a 5 tane gol atan takımın Ankara’da 8 gol atması şaşırtıcı. Gençlerbirliği’de çok iyi oynadı. Herhalde onlara da prim verdiler. Başta Adnan Polat olmak üzere Galatasaray’ı tebrik ediyoruz. Sezon boyunca bizimle uğraştılar.”
İhsan Kalkavan ; “Adnan Polat’a iki çift sözüm var. Yanlışlıkla 8 golü biz atsak, onlar da 3–1 galip gelselerdi neler söyleyecekti. Tarih hiçbir zaman kirli işleri gizleyemez. Şike paçalarından akıyor.”
Süleyman Seba ; “Şampiyon olmadığımız için hiç üzülmüyorum. Yeşil sahaların gerçek şampiyonu Beşiktaş’tır. Beni en çok üzen Türk sporunun hale düşmesidir. Tarihimize dil uzatanlar şimdi ne diyecekler acaba? Kimin ne yaptığı ortada.”
Asbaşkan Recep Yazıcı ; “Türk futboluna teşvik primini Ergun Gürsoy, şikeyi ise Adnan Polat getirdi. Adnan Polat teneke kupayı istemediğini açıklamıştı. Acaba bu kupayı ne yapacak? Galatasaray yazdığı şike kitabının doktorasını Ankara’da yaptı. Kaleci Zalad’ın yediği goller şikenin en büyük kanıtıdır.”
Yönetici Yüksel Ülken ; “Beşiktaş’a atılmak istenen çamur Adnan Polat’ın üstünde kaldı. Polat bu lekeyi ömrü boyunca taşıyacak.”
Yönetici Metin Keçeli ; “Adnan Polat bizi UEFA’ya şikayet edecekmiş, biz de onları Türk kamuoyuna şikayet ediyoruz. Asıl şikeyi Galatasaray yapmıştır. Başkanımız Süleyman Seba bugüne kadar hep bizi susturdu. Bileğimizin hakkıyla şampiyonluklar kazandık. Ancak Galatasaray’ın Avrupa Kupalarında hakemlere verdiği dolarları kimse inkar edemez. Biz gerçek şampiyonuz.”
Adnan Polat ; “Gençlerbirliği onuru için oynadı. Haysiyet savaşı verdiler. Onları tebrik ediyoruz. Beşiktaşlı futbolcuların benim aleyhimde konuşmalarına çok üzüldüm. Oysa ben onları her zaman göklere çıkarmıştım, demek ki yanışmışım.”
Mehmet Cansun ; “İnanın her şey bizim bu işin üstüne gitmemizle değişti. Eğer biz konuşmasaydık, hakkımızı aramasaydık, Beşiktaş ile Gençlerbirliği’ni frenleyemezdik. Üstlerine gitmeydik kesinlikle şampiyon olamazdık.”
Ankaragücü ise 8-0’lık yenilgiden sonra yeni sezon için tepeden tırnağa yenileceğini açıklarken Zalad, Sabotiç, Erhan, Hayrettin gibi 9 isimle sözleşme yenilenmeyeceği belirtilir.
Yazıyı daha fazla uzatmanın manası yok. Son olarak maç sonrası demeçlerini BJK Forumlarından aldığımı belirteyim..
Bu yazıyı da Beşiktaş tribünlerinden Serkan abi'ye hediye ettim. Kendisi Yıldırım Demirörem sonrası Galatasaray'la yakınlaşmalarına fazlaca içerleyen bir abimizdir..Bir msn sohbeti sonrası böyle bir yazı yazmak istedim onun için..
O günleri hatırlatan bir tezahüratla son noktayı koyalım..
92-93 sezonunda..
İki takım şampiyonluk yolunda.
Hatırlayın ne oldu ankara'da...
8-0 ı unutma..
Unutmadık..
Unutmıcaz..
.....
Alıntıdır.
Adnan polat alnımızın akıyla şampiyon olduk diyince bu yazıyı koyma ihtiyacı hissettim.