MintDestek
Banned
- Katılım
- 21 May 2009
- Mesajlar
- 74
- Reaction score
- 0
- Puanları
- 0
- Yaş
- 33
Çanakkale'yi kirleten alçaklık!..
Yanılıyorsun bay vekil, Çanakkale şehitliğinde PKK’lılar da yatmıyor!.. Öyle senin dediğin gibi olmadı, PKK’lılar Çanakkale savunmasında emperyalizme karşı bizim dedelerimize omuz falan vermedi, şehit düşmedi.. O kutsal topraklarda yatanlar bu vatanın has evlatlarıdırlar, onlar birbirlerine “Sen Kürtsün, sen Türksün!” diye hiç bakmıyorlardı, vatanın namusu için oradaydılar... Senin yalakalığını yaptığın PKK sürsü ne Türktür ne Kürttür, ruhlarını emperyalizme taşeron yapmış cinayet-uyuşturucu örgütüdür, söylediklerine çete başlarından prim alırsın, vekaletin uzar, toprak ağalığına fedailik ettirmiş olursun da bu palavrayı kimseye yutturamazsın..
Yanına kâr kalan, Çanakkale Komutanlarına, Türk Devletine yapabildiğin hakaretlerdir sadece!..
Bu herifler, gemi iyice azıya aldılar, bekçisiz bostana dalmış haşereler gibi ortalığa yayılıyorlar!..
Sınır tanımaz ahlaksızlığı yapabiliyorlar!..
Delinin zoruna bak, Apo’nun uydurduklarını, vekil kimlikli kapı kulları “aha işte işin aslı budur!” diye ortalığa atıp, Türk devletinden arazi gaspı hesabı yapıyor(lar)!..
İşe bak, dört tane kazma, toplama güruhla Çanakkale’ye gidiyor, bir salona toplanıp panayır gösterisi yapıyor!.. Kimse sallamayacak ama bunların medya kanadı sağlam ya, embedded matbuat vasıtası ile zehirlerini yayıyorlar!.
“Çanakkale’yi Türklerle beraber savunmuşlarmış da, bu yüzden memleketin bir tapu kaydı da onlar üzerine çıksın mış!..”
Bak bak, “sen kimsin dangıl?!”
Kim olacak PKK eşkıyası!.. (Bunlar malumunuz Kürt insanımızın kimliğini gasp etmişlerdir, ham çıkıntılıklarını, emperyal oyundaki taleplerine Kürt kimliğini siper yapıyorlar.. Kendilerini Kürt diye tanımlayıp aynı zamanda Türk-Kürt çatışması arıyorlar.. Kürtlükle ilişkisiz, dinî bile yamuk sünnetsiz çakallardır aslında..)
Herif -vekil sözcü- namusu üzerine ettiği yemini çiğneyip çete adına taleplerde bulunuyor!.. Nerede, Çanakkale denilen kutsal topraklarda!..
O yılların PKK’sı!..
Sayın Gülsev Eyüboğlu’nun derlemesinden yola çıktığımız zaman şunu görüyoruz..
Hem de çok net olarak!..
Dedelerimiz, bu toprağın insanları Anadolu’ya göz diken emperyalistlere karşı kurtuluş mücadelesi verirken bir de çetelerle boğuşuyorlardı..
O çeteler arasında, bugün PKK adı ile anılan aynı temeldeki ihanet yapılanmaları da önemli yer tutuyorlardı...
Yani durum bu zıpçıktı Apo yalakalarının söylediği gibi değil. Ne Kurtuluş Savaşı’nı biz onlarla omuz omuza falan yaptık, ne de Çanakkale Destanı yazanlar arasında onlar var...
PKK çok uyanık ya!..
Kurtuluş’tan kendisine pay çıkarıp memleketten parsel kapacak aklı sıra!..
Eyüboğlu’nun satır-
ları;
“...dedelerimiz ve ninelerimiz; kutsal TÜRK topraklarına kuduzlar gibi saldıran Yedi Düvel’e karşı ölüm kalım savaşı veriyorlardı. Hem de aç hem de çıplak, hem de yoksul...”
Kürdistan Teşriki Mesai Cemiyeti’nin Genel Sekreteri Palu’lu Kör Sadi; Şuray-ı Devlet Reisi (Danıştay Başkanı)Seyit Abdulkadir’in en yakın adamıydı. Zaten bütün bu Kürt örgütlerinin odak noktası yani en üst makamı, Seyit Abdulkadir’in Caddebostan’daki Köşküydü... İngilizler (1918-1919); Mardin’in güneyinden başlayıp Bitlis ve Van şehirlerini de içine alan İngiltere’nin korumasında (alt yapısı çok önceki yıllarda hazırlanan) bir Kürt devleti kurmayı planlıyordu.
20 Aralık 1920 günü Paris’te, Osmanlı İmparatorluğunun eski Dışişleri Bakanlarından Kürt Sait Paşa’nın oğlu, o da eski Stockholm Büyükelçisi olan Kürt Şerif Paşa, Osmanlı İmparatorluğu Dışişleri Bakanlarından Ermeni Bogos Paşa birlikte, Türk Osmanlı İmparatorluğuna yani kendi Devletlerine karşı ORTAK MUHTIRA YAYINLIYORLAR..
O muhtıra..!
“Ermeni ve Kürt Halklarının yetkili delegeleri olan bizler; Türklerin boyunduruğundan tamamen kurtularak iki milletin(yani Ermeni ve Kürt)emellerini Barış Anlaşmasına sunmakla gurur duyarız.
Halkların kendi kaderlerini kendilerinin tayin etmeleri hususundaki ilkelere dayanarak büyük devletlerden birisinin koruması altında bağımsız bir Ermenistan ve bir Kürt devletinin kurulması için fikir birliğine vardık.
Toprakların paylaşılması konusuna gelince, daha önce sunduğumuz muhtıralarda da belli olan sınırların çizilmesi hususunu da büyük devletlerin iyi niyet ve adalet duygularına bırakırız.”
Bu devleti biz kurduk biz yaşatacağız..
Türk Milleti olarak...
Kaynak ; http://www.yenicaggazetesi.com.tr/a_haberdetay.php?hityaz=8800
Yanılıyorsun bay vekil, Çanakkale şehitliğinde PKK’lılar da yatmıyor!.. Öyle senin dediğin gibi olmadı, PKK’lılar Çanakkale savunmasında emperyalizme karşı bizim dedelerimize omuz falan vermedi, şehit düşmedi.. O kutsal topraklarda yatanlar bu vatanın has evlatlarıdırlar, onlar birbirlerine “Sen Kürtsün, sen Türksün!” diye hiç bakmıyorlardı, vatanın namusu için oradaydılar... Senin yalakalığını yaptığın PKK sürsü ne Türktür ne Kürttür, ruhlarını emperyalizme taşeron yapmış cinayet-uyuşturucu örgütüdür, söylediklerine çete başlarından prim alırsın, vekaletin uzar, toprak ağalığına fedailik ettirmiş olursun da bu palavrayı kimseye yutturamazsın..
Yanına kâr kalan, Çanakkale Komutanlarına, Türk Devletine yapabildiğin hakaretlerdir sadece!..
Bu herifler, gemi iyice azıya aldılar, bekçisiz bostana dalmış haşereler gibi ortalığa yayılıyorlar!..
Sınır tanımaz ahlaksızlığı yapabiliyorlar!..
Delinin zoruna bak, Apo’nun uydurduklarını, vekil kimlikli kapı kulları “aha işte işin aslı budur!” diye ortalığa atıp, Türk devletinden arazi gaspı hesabı yapıyor(lar)!..
İşe bak, dört tane kazma, toplama güruhla Çanakkale’ye gidiyor, bir salona toplanıp panayır gösterisi yapıyor!.. Kimse sallamayacak ama bunların medya kanadı sağlam ya, embedded matbuat vasıtası ile zehirlerini yayıyorlar!.
“Çanakkale’yi Türklerle beraber savunmuşlarmış da, bu yüzden memleketin bir tapu kaydı da onlar üzerine çıksın mış!..”
Bak bak, “sen kimsin dangıl?!”
Kim olacak PKK eşkıyası!.. (Bunlar malumunuz Kürt insanımızın kimliğini gasp etmişlerdir, ham çıkıntılıklarını, emperyal oyundaki taleplerine Kürt kimliğini siper yapıyorlar.. Kendilerini Kürt diye tanımlayıp aynı zamanda Türk-Kürt çatışması arıyorlar.. Kürtlükle ilişkisiz, dinî bile yamuk sünnetsiz çakallardır aslında..)
Herif -vekil sözcü- namusu üzerine ettiği yemini çiğneyip çete adına taleplerde bulunuyor!.. Nerede, Çanakkale denilen kutsal topraklarda!..
O yılların PKK’sı!..
Sayın Gülsev Eyüboğlu’nun derlemesinden yola çıktığımız zaman şunu görüyoruz..
Hem de çok net olarak!..
Dedelerimiz, bu toprağın insanları Anadolu’ya göz diken emperyalistlere karşı kurtuluş mücadelesi verirken bir de çetelerle boğuşuyorlardı..
O çeteler arasında, bugün PKK adı ile anılan aynı temeldeki ihanet yapılanmaları da önemli yer tutuyorlardı...
Yani durum bu zıpçıktı Apo yalakalarının söylediği gibi değil. Ne Kurtuluş Savaşı’nı biz onlarla omuz omuza falan yaptık, ne de Çanakkale Destanı yazanlar arasında onlar var...
PKK çok uyanık ya!..
Kurtuluş’tan kendisine pay çıkarıp memleketten parsel kapacak aklı sıra!..
Eyüboğlu’nun satır-
ları;
“...dedelerimiz ve ninelerimiz; kutsal TÜRK topraklarına kuduzlar gibi saldıran Yedi Düvel’e karşı ölüm kalım savaşı veriyorlardı. Hem de aç hem de çıplak, hem de yoksul...”
Kürdistan Teşriki Mesai Cemiyeti’nin Genel Sekreteri Palu’lu Kör Sadi; Şuray-ı Devlet Reisi (Danıştay Başkanı)Seyit Abdulkadir’in en yakın adamıydı. Zaten bütün bu Kürt örgütlerinin odak noktası yani en üst makamı, Seyit Abdulkadir’in Caddebostan’daki Köşküydü... İngilizler (1918-1919); Mardin’in güneyinden başlayıp Bitlis ve Van şehirlerini de içine alan İngiltere’nin korumasında (alt yapısı çok önceki yıllarda hazırlanan) bir Kürt devleti kurmayı planlıyordu.
20 Aralık 1920 günü Paris’te, Osmanlı İmparatorluğunun eski Dışişleri Bakanlarından Kürt Sait Paşa’nın oğlu, o da eski Stockholm Büyükelçisi olan Kürt Şerif Paşa, Osmanlı İmparatorluğu Dışişleri Bakanlarından Ermeni Bogos Paşa birlikte, Türk Osmanlı İmparatorluğuna yani kendi Devletlerine karşı ORTAK MUHTIRA YAYINLIYORLAR..
O muhtıra..!
“Ermeni ve Kürt Halklarının yetkili delegeleri olan bizler; Türklerin boyunduruğundan tamamen kurtularak iki milletin(yani Ermeni ve Kürt)emellerini Barış Anlaşmasına sunmakla gurur duyarız.
Halkların kendi kaderlerini kendilerinin tayin etmeleri hususundaki ilkelere dayanarak büyük devletlerden birisinin koruması altında bağımsız bir Ermenistan ve bir Kürt devletinin kurulması için fikir birliğine vardık.
Toprakların paylaşılması konusuna gelince, daha önce sunduğumuz muhtıralarda da belli olan sınırların çizilmesi hususunu da büyük devletlerin iyi niyet ve adalet duygularına bırakırız.”
Bu devleti biz kurduk biz yaşatacağız..
Türk Milleti olarak...
Kaynak ; http://www.yenicaggazetesi.com.tr/a_haberdetay.php?hityaz=8800