Çalınan Geçmiş

sen@tör

New member


Batı Şeria’nın arkeolojik alanlarında yağmacılar geziniyor.



Zeytin ağaçlarıyla bezeli, hafif eğimli bir bayırı taçlandıran Bizans mücevheri Kirbet Tavas harabeleri bin yıldır Hebron (El Halil) kentinin güneybatısında yükseliyordu. Bazilika boyunca uzanan dizi dizi sütunlar, kilisenin şatafatlı mozaik zeminine tepeden bakmaktaydı. Ve sonra, 2000’de, ikinci intifada burayı bir deprem misali sarstı. Filistinliler İsrail birlikleriyle çatışırken, Batı Şeria’da işler kontrolden çıktı. Çok geçmeden İsrailliler bir güvenlik ağı oluşturdu, bölgeyi tekrar denetimi altına aldı ve çok sayıda Filistinlinin İsrail içinde çalışmasını yasakladı. İşsiz kalanlar bulabildikleri her yerde paranın peşine düştü. Kürekleri yüklenen küçük bir grup ise Kirbet Tavas’a akın etti.

Yağmacılar her bir temelin, her bir kuyu ve sarnıcın altını amansızca kazdı. Amaç satılabilecek herhangi bir şey bulmaktı: Bizans paraları, toprak kandiller, cam bilezikler. Bu süreç içinde sütunlar devrildi, arkeolojik alanlar delik deşik edildi ve duvar ile kapı girişleri yeryüzünden silindi. Bir zamanlar arkeolojik bir hazine ve bir tur durağı olan bu alan, krater ve moloz dolu bir araziye dönüştü. Bölge imamı Ebu Muhrez yağmacılara durmaları için yalvardıysa da kâr etmedi. Elini kalbine götürüyor Muhrez ve kederle acı acı gülümsüyor. “Burayı yerle bir ettiler, oysa eskiden ne güzeldi.”

İkinci intifadanın başlangıcından bu yana yağmacılar sadece Kirbet Tavas’ı değil, Batı Şeria’da yer alan daha pek çok arkeolojik alanı da silip süpürdü. Toronto Üniversitesi eski eser kaçakçılığı ticareti uzmanı Morag Kersel’e göre, az sayıdaki iş olanağı, gerek Filistinli gerekse İsrailli yetkililerin yasaları uygulamadaki yetersizliği ve sınırın hemen ötesindeki İsrail’de sanat eserlerine yönelik mevcut talep, yağmalama için mükemmel bir zemin hazırlamıştı.

Batı Şeria uygarlığın, tarımın ve yerleşik yaşamın beşiği. Ayrıca bir imparatorluklar kavşağı. Kayalık tepelerin oluşturduğu alçak bir omurgadan aşağı antik Mısır, Asur, Babil, Pers, Yunan ve Roma orduları akınlar düzenlemiş. Burası milyarlarca Yahudi, Hıristiyan ve Müslüman için kutsal bir yer. Hz. İbrahim’in gelip geçtiği, Hz. Musa’nın sıkışıp kaldığı, Yeşu’nun üzerinde hak iddia ettiği ve Davud ile Süleyman’ın ihtişamla yönettiği; İsa Mesih’in dünyaya geldiği ve Hz. Muhammed’in Miracını gerçekleştirdiği kutsal merkez yine burası. Ne var ki sözü edilen paha biçilmez miras, hızla yok oluyor. Kudüs Üniversitesi, Arkeoloji Enstitüsü Başkanı Salah El-Hudalye, “Gelecekte arkeologlar burada kazı yaptıklarında ne bulacak, hiç bilemiyorum,” diyor, üzüntüyle. “Her bir Filistinliye, insanlığa ait olan bir kültür mirasını yok ediyorlar.”

Nationalgeographic
 

HTML

Üst