MaYdOnOz
New member
- Katılım
- 23 Haz 2005
- Mesajlar
- 1,072
- Reaction score
- 0
- Puanları
- 0
- Yaş
- 44
"Çalışan kadınlar yanlış besleniyor"
İş hayatının hızlı trafiği içinde evden işe, işten eve sürüklenirken kilonuz da sürekli artıyorsa söyleyelim: Dengeli beslenme ve iyi bir kahvaltıyla metabolizma yüzde 8 hızlanıyor. Kahve, poğaça ikilisine paydos!
Çalışan kadınlar ev işleri, trafik ve iş hayatı içinde koştururken, dengeli beslenmeyi unutuyor. Yapılan en büyük hatalardan birisi, sabah kahvaltısını ihmal etmek. İyi bir kahvaltı, insanı gün boyu zinde tutar. Bir simit ve bir bardak çayla geçiştirilen kahvaltı, insanı ihtiyaç duyulan enerjiden mahrum bırakır.
Beslenme uzmanları, dengeli bir kahvaltının metabolizmayı yüzde 8 oranında hızlandırdığını söylerken, bu durumu yağların yakılması açısından bir avantaj olarak görüyor. Uzmanlara göre, ideal bir kahvaltı için kepekli bir dilim ekmekle biraz peynir ya da süt eklenmiş kepekli kahvaltı gevreği, hem gereken enerjiyi, hem B vitaminlerini, hem de bitkisel lifleri sağlayabiliyor.
Daha çok yiyerek zayıflayın!"
Nedense, az yemekle kilo verileceğine dair toplumsal bir saplantı yaşıyoruz. Peki zayıflamak için gerçekten de az mı yemek lazım? Tersine. Bazı besinleri daha çok tüketmek, kilo vermenize bile yarayabilir.
Diyet sözcüğü, mutfağa koşturup, soluğu kurabiye kutusunun yanında almanıza neden oluyorsa, sakinleşin. Bilimadamlarına bakılırsa, bazı besinlerden daha çok tüketmek, kilo vermenize yarayabilir ve böylece daha sağlıklı yaşayabilirsiniz.
İstatistiklere bakılacak olursa, Batı ülkelerinden yaşayanların yarısının kilo problemi var ve sadece İngiltere'de kadınların yüzde 90'ı hayatlarında en az bir kez diyet yapmış.
Bu diyet meselesi, milyonlarca dolarlık bir endüstriye dönüşmüş durumda. İşin ilginç yanı ise, ünlülerden yan kapı komşunuzun kızına kadar herkes bu diyet illetinin pençesinde, vücutlarını çevreleyen fazlalıklardan kurtulmaya çabalıyor. Öte yandan tabakların dolu dolu yendiği günler de çok uzak görünmüyor, çünkü yapılan yeni araştırmalar, bazı besinlerin kilo vermeyi kolaylaştırdığını gösteriyor.
Her ne kadar beslenme uzmanları, kalori yakmak ve dolaşımı hızlandırmak için, dengeli bir beslenme programının yanı sıra egzersiz tavsiye etseler de, beslenme programınıza katacağınız bazı besinler, kilo vermenizde ve verdiğiniz kiloyu korumada size yardımcı olacaktır.
KAHVALTI
Kilo vermeye çalışıyorsanız, sizin için en önemli öğünün kahvaltı olduğunu unutmayın. Düzenli olarak kahvaltı edenlerin, etmeyenlere göre daha ince kaldıkları klinik olarak kanıtlanmış.
Kahvaltı etmemekle ilgili temel sorun şu: Uyandığınızda, kan şekeri seviyeniz düşük olur ve eğer kahvaltı etmezseniz, kan şekeriniz iyice düşer. Bu da, yüksek miktarda yağ ya da şeker içeren besinleri yeme arzusu uyandırır. Çünkü bu besinler, kan şekeri seviyenizi hemen artırır. Oysa sabah kalktığınızda kahvaltı ederseniz, bu ihtiyaç ortadan kalkar.
Beslenme uzmanları, enerjinizi gün içinde yavaş yavaş artıracak besinleri tercih etmenizi öneriyorlar. Mesela, sütlü mısır gecreği, üzerinde ince bir katman tereyağ, reçel ya da bal olan kepek ekmeği, yağsız süt ve meyve ekleyeceğiniz yoğurt ya da müsli gibi.
Süt ürünleri
Kilo vermeye çalışan çoğu kişinin ilk yaptığı şeylerden biri de süt, yoğurt ve peyniri kesmektir. Ancak süt ürünlerinin çoğu, insanların düşündüğü kadar yağlı değildir. Yağlı süt bile yüzde 4 oranında yağ içerir ki, bu, başka besinlerin etiketlerinde düşük yağlı olarak belirtilir.
Süt ürünlerinin bu denli önemli olmasının sebebi, içerdikleri yüksek miktardaki kalsiyumdur. Kalsiyum, sağlık ve kilo dengesini sağlamak açısından gereklidir. Amerika'da yapılan bir araştırma, alınan kalsiyumun azalması durumunda, vücuttaki yağın artabileceğini ortaya koymuş. Bunun nedeni, kalsiyumun vücudu ısıtması ve bunun da yağın daha etkili bir biçimde yakılmasını sağlaması olabileceği belirtilmiş.
Çoğumuzun pek yapmadığı bir şey ama, günlük olarak tavsiye edilen kalsiyumu alabilmemiz için, günde en az 3 porsiyon süt ürünü almamız gerekiyor. Bir porsiyon, bir bardak süt, kibrit kutusu kadar peynir ya da bir bardak yoğurt üzerinden hesaplanabilir.
Konjuge Linoleik Asit
Konjuge linoleik asit (CLA), süt ürünlerinde ve geviş getiren hayvanlardan elde edilen besinlerde bulunan, gerekli bir yağ asitidir. Geçmişte, kansere karşı iyi geldiği ve bağışıklık sistemini kuvvetlendirdiği düşünülen CLA'nın, bugün aynı zamanda kilo vermede de etkili olduğu öne sürülüyor. Bu konu tam bir kesinlik kazanmış değil ve araştırmalar devam ediyor. Ayrıca CLA'nın yapay ürünlerle alınıp alınamayacağı da tartışılıyor.
Öte yandan, CLA'nın kırmızı ette bulunması da bir tezat oluşturuyor. Bilindiği gibi kırmızı et, yüksek miktarda yağ içeriyor ve fazla miktarda tüketilmesi, kolesterol ile kalp hastalıklarına neden oluyor. CLA'nın aynı zamanda inek, koyun ve keçi sütlerinde de bulunması, sağlıklı bir şekilde beslenme programına eklenmesini kolaylaştırıyor.
Uzmanlar, bir salata ve diyet içecekle geçiştirilen öğle yemeklerini ise şişmanlama kaygısıyla açıklamanın zor olduğunu belirterek şu tavsiyelerde bulunuyor: "Salatayı yedikten yarım saat sonra tekrar acıkacağınız ve kantinden bol kaşarlı ve sucuklu bir tost isteyeceğiniz ortada. Arkadaşlarınızla birlikte çıktığınız öğlen yemeğine iş yerinin sorunlarını taşırsanız yediğinizden lezzet alamazsınız. Hele bir yandan işle uğraşıyor bir yandan da yemek yiyorsanız sonuç daha kötü olur. Acilen okunması gereken bir metni okurken adeta kendinizi kaybetmiş gibi atıştırmanız işten bile değildir. Bu şekilde neyi ne kadar yediğinizi anlamanız imkansızdır. Yapılacak en iyi şey, çalışma ve yemek saatlerini ayırıp, acele etmeden iyi çiğneyerek yemektir."
Gün içinde acıkanlar yağlı, şekerli unlu yiyecekler yerine biraz meyve, bir kase yoğurt ya da kepekli ekmekle yağsız peynir yiyebilirler. Gün boyu stres yapıcı durumlarla karşı karşıya kalan çalışan kadının, anti-stres beslenme biçimini benimsemesi de hayati önem taşıyor. Anti-stres beslenme; öğün atlamamayı, kahvaltıyı güçlü yapıp, akşamı hafif yiyeceklerle geçiştirmeyi, B ve C vitaminleri almayı şart koşuyor. Özellikle yetersiz alınması halinde ruh halini olumsuz etkileyen B vitamininin ihmal edilmemesi gerekiyor.
Beslenme uzmanları, rahatlamak amacıyla içilen kahve ya da asitli içeceklerden kaçınılmasını, bunun yerine ıhlamur, limon, nane, adaçayı ve papatya çaylarının tercih edilmesini isterken, "Gün boyu içilen meşrubatlar ya da çaylar vücudun suya duyduğu ihtiyacı ortadan kaldırmaz. Ayrıca suyu bol tüketmek toksinlerin atılması ve stresin önlenmesinde de önemli rol oynar" dediler.

İş hayatının hızlı trafiği içinde evden işe, işten eve sürüklenirken kilonuz da sürekli artıyorsa söyleyelim: Dengeli beslenme ve iyi bir kahvaltıyla metabolizma yüzde 8 hızlanıyor. Kahve, poğaça ikilisine paydos!
Çalışan kadınlar ev işleri, trafik ve iş hayatı içinde koştururken, dengeli beslenmeyi unutuyor. Yapılan en büyük hatalardan birisi, sabah kahvaltısını ihmal etmek. İyi bir kahvaltı, insanı gün boyu zinde tutar. Bir simit ve bir bardak çayla geçiştirilen kahvaltı, insanı ihtiyaç duyulan enerjiden mahrum bırakır.
Beslenme uzmanları, dengeli bir kahvaltının metabolizmayı yüzde 8 oranında hızlandırdığını söylerken, bu durumu yağların yakılması açısından bir avantaj olarak görüyor. Uzmanlara göre, ideal bir kahvaltı için kepekli bir dilim ekmekle biraz peynir ya da süt eklenmiş kepekli kahvaltı gevreği, hem gereken enerjiyi, hem B vitaminlerini, hem de bitkisel lifleri sağlayabiliyor.
Daha çok yiyerek zayıflayın!"
Nedense, az yemekle kilo verileceğine dair toplumsal bir saplantı yaşıyoruz. Peki zayıflamak için gerçekten de az mı yemek lazım? Tersine. Bazı besinleri daha çok tüketmek, kilo vermenize bile yarayabilir.
Diyet sözcüğü, mutfağa koşturup, soluğu kurabiye kutusunun yanında almanıza neden oluyorsa, sakinleşin. Bilimadamlarına bakılırsa, bazı besinlerden daha çok tüketmek, kilo vermenize yarayabilir ve böylece daha sağlıklı yaşayabilirsiniz.
İstatistiklere bakılacak olursa, Batı ülkelerinden yaşayanların yarısının kilo problemi var ve sadece İngiltere'de kadınların yüzde 90'ı hayatlarında en az bir kez diyet yapmış.
Bu diyet meselesi, milyonlarca dolarlık bir endüstriye dönüşmüş durumda. İşin ilginç yanı ise, ünlülerden yan kapı komşunuzun kızına kadar herkes bu diyet illetinin pençesinde, vücutlarını çevreleyen fazlalıklardan kurtulmaya çabalıyor. Öte yandan tabakların dolu dolu yendiği günler de çok uzak görünmüyor, çünkü yapılan yeni araştırmalar, bazı besinlerin kilo vermeyi kolaylaştırdığını gösteriyor.
Her ne kadar beslenme uzmanları, kalori yakmak ve dolaşımı hızlandırmak için, dengeli bir beslenme programının yanı sıra egzersiz tavsiye etseler de, beslenme programınıza katacağınız bazı besinler, kilo vermenizde ve verdiğiniz kiloyu korumada size yardımcı olacaktır.
KAHVALTI

Kilo vermeye çalışıyorsanız, sizin için en önemli öğünün kahvaltı olduğunu unutmayın. Düzenli olarak kahvaltı edenlerin, etmeyenlere göre daha ince kaldıkları klinik olarak kanıtlanmış.
Kahvaltı etmemekle ilgili temel sorun şu: Uyandığınızda, kan şekeri seviyeniz düşük olur ve eğer kahvaltı etmezseniz, kan şekeriniz iyice düşer. Bu da, yüksek miktarda yağ ya da şeker içeren besinleri yeme arzusu uyandırır. Çünkü bu besinler, kan şekeri seviyenizi hemen artırır. Oysa sabah kalktığınızda kahvaltı ederseniz, bu ihtiyaç ortadan kalkar.
Beslenme uzmanları, enerjinizi gün içinde yavaş yavaş artıracak besinleri tercih etmenizi öneriyorlar. Mesela, sütlü mısır gecreği, üzerinde ince bir katman tereyağ, reçel ya da bal olan kepek ekmeği, yağsız süt ve meyve ekleyeceğiniz yoğurt ya da müsli gibi.
Süt ürünleri
Kilo vermeye çalışan çoğu kişinin ilk yaptığı şeylerden biri de süt, yoğurt ve peyniri kesmektir. Ancak süt ürünlerinin çoğu, insanların düşündüğü kadar yağlı değildir. Yağlı süt bile yüzde 4 oranında yağ içerir ki, bu, başka besinlerin etiketlerinde düşük yağlı olarak belirtilir.
Süt ürünlerinin bu denli önemli olmasının sebebi, içerdikleri yüksek miktardaki kalsiyumdur. Kalsiyum, sağlık ve kilo dengesini sağlamak açısından gereklidir. Amerika'da yapılan bir araştırma, alınan kalsiyumun azalması durumunda, vücuttaki yağın artabileceğini ortaya koymuş. Bunun nedeni, kalsiyumun vücudu ısıtması ve bunun da yağın daha etkili bir biçimde yakılmasını sağlaması olabileceği belirtilmiş.
Çoğumuzun pek yapmadığı bir şey ama, günlük olarak tavsiye edilen kalsiyumu alabilmemiz için, günde en az 3 porsiyon süt ürünü almamız gerekiyor. Bir porsiyon, bir bardak süt, kibrit kutusu kadar peynir ya da bir bardak yoğurt üzerinden hesaplanabilir.
Konjuge Linoleik Asit
Konjuge linoleik asit (CLA), süt ürünlerinde ve geviş getiren hayvanlardan elde edilen besinlerde bulunan, gerekli bir yağ asitidir. Geçmişte, kansere karşı iyi geldiği ve bağışıklık sistemini kuvvetlendirdiği düşünülen CLA'nın, bugün aynı zamanda kilo vermede de etkili olduğu öne sürülüyor. Bu konu tam bir kesinlik kazanmış değil ve araştırmalar devam ediyor. Ayrıca CLA'nın yapay ürünlerle alınıp alınamayacağı da tartışılıyor.
Öte yandan, CLA'nın kırmızı ette bulunması da bir tezat oluşturuyor. Bilindiği gibi kırmızı et, yüksek miktarda yağ içeriyor ve fazla miktarda tüketilmesi, kolesterol ile kalp hastalıklarına neden oluyor. CLA'nın aynı zamanda inek, koyun ve keçi sütlerinde de bulunması, sağlıklı bir şekilde beslenme programına eklenmesini kolaylaştırıyor.
Uzmanlar, bir salata ve diyet içecekle geçiştirilen öğle yemeklerini ise şişmanlama kaygısıyla açıklamanın zor olduğunu belirterek şu tavsiyelerde bulunuyor: "Salatayı yedikten yarım saat sonra tekrar acıkacağınız ve kantinden bol kaşarlı ve sucuklu bir tost isteyeceğiniz ortada. Arkadaşlarınızla birlikte çıktığınız öğlen yemeğine iş yerinin sorunlarını taşırsanız yediğinizden lezzet alamazsınız. Hele bir yandan işle uğraşıyor bir yandan da yemek yiyorsanız sonuç daha kötü olur. Acilen okunması gereken bir metni okurken adeta kendinizi kaybetmiş gibi atıştırmanız işten bile değildir. Bu şekilde neyi ne kadar yediğinizi anlamanız imkansızdır. Yapılacak en iyi şey, çalışma ve yemek saatlerini ayırıp, acele etmeden iyi çiğneyerek yemektir."
Gün içinde acıkanlar yağlı, şekerli unlu yiyecekler yerine biraz meyve, bir kase yoğurt ya da kepekli ekmekle yağsız peynir yiyebilirler. Gün boyu stres yapıcı durumlarla karşı karşıya kalan çalışan kadının, anti-stres beslenme biçimini benimsemesi de hayati önem taşıyor. Anti-stres beslenme; öğün atlamamayı, kahvaltıyı güçlü yapıp, akşamı hafif yiyeceklerle geçiştirmeyi, B ve C vitaminleri almayı şart koşuyor. Özellikle yetersiz alınması halinde ruh halini olumsuz etkileyen B vitamininin ihmal edilmemesi gerekiyor.
Beslenme uzmanları, rahatlamak amacıyla içilen kahve ya da asitli içeceklerden kaçınılmasını, bunun yerine ıhlamur, limon, nane, adaçayı ve papatya çaylarının tercih edilmesini isterken, "Gün boyu içilen meşrubatlar ya da çaylar vücudun suya duyduğu ihtiyacı ortadan kaldırmaz. Ayrıca suyu bol tüketmek toksinlerin atılması ve stresin önlenmesinde de önemli rol oynar" dediler.