Çıktım Dostlar!.. Çıktım meydanı boş bulanlar!..

Guyjre

New member
Çıktım Dostlar!.. Çıktım meydanı boş bulanlar!..

Sevgili okurlarım..Seven, sevmeyen ama her gün okuyarak beni ben yapanlar.. Çıktım..
Atatürk Cumhuriyeti'nin insanları.. Gerçek Atatürkçüler, sapına kadar cumhuriyetçiler çıktım..
Dostlar, arkadaşlar, sevgililer çıktım..
Meydanı boş bulup arkamdan sallayanlar çıktım.
Azılı Atatürk Düşmanları.. Atatürk'e sövmek için fırsat kollayanlar.. Atatürk Filmi çekimi haberini diline dolayıp utanmadan, sıkılmadan "Bu yaşamdan film mi çıkar" diyecek kadar gözü dönenler.. En azılı Türk ve Atatürk Düşmanı, İngiliz Başbakanı Lloyd George'a hem de İngiliz parlamentosunda "Dünyada her 100 yılda bir deha yetişiyor ve o beklenen deha birden bire Türkiye'de beliriverdi hem de bize karşı. Tüm dünyaya karşı" dedirten Atatürk'ün muhteşem yaşamından, Çanakkale'den, Kurtuluş Savaşı'ndan, İslam âleminin ilk ve tek modern cumhuriyetini kuran adamın hayatından bir değil bin film çıkacağını bile bile bunu yazabilenler.. Atatürk filminin Türk'ün Türk'e reklamı olacağını söyleyip dünyada seyirci bulamayacağını iddia ederken, öyle bile olsa, böylesi Atatürk düşmanlarının suratına tokat olacağının farkında olmayanlar.. Atatürk filmi çekmeyi 31 çekmeye benzetecek kadar şaşkın ve küstahlar.. Çıktım..
Kemal Türkler'in katillerinden biri hakkında verilen karar tam 29 yıl sonra geçen hafta içinde bozuldu.. Türkiye'de yargının böyle işlediğini bildikleri için bir Ergenekon efsanesi yaratarak, Ordu ve Cumhuriyet'e saldırmak, kafalarındaki o sapık ikinci Cumhuriyet'le aralarında duran her kişi ve kurumu, yıllar sürecek bir yargılama boyu zan ve baskı altında tutmak, her muhalifi, her konuşanı izlemek, basmak ve göz altına almak eylemleriyle bir korku imparatorluğu yaratmak isteyenler çıktım..
Ergenekon'u sürdürmek için, önüne geleni, hatta kendi meslektaşlarını bile ihbar eden, muhbir köşeciler çıktım!..
Bu Ordu bu gücü ve saygınlığı ile böyle durdukça, Modern Atatürk Cumhuriyeti'nden sapmanın mümkün olmadığını bildikleri için orduyu hedef tahtasına koyanlar, tek mahkumiyeti olmayan, hem de altında Başbakan diye Recep Tayyip, Dışişleri Bakanı diye Abdullah Gül Beylerin ve tüm AKP hükümetinin öneri ve kararı ile Devlet Üstün Hizmet Madalyası alan bir kahraman Albay'a, bir PKK uşağının yalan yanlış laflarını baş tacı yaparak alçakça saldıranlar.. Bu saldırılar karşısında intihar yolunu seçen bir onurlu adama, bir terör gazisine ölümünden sonra bile söverek, asıl hedeflerinin Ordu olduğunu kanıtlayanlar, çıktım..
Çıktım Sevgili Dostlarım..
Çok ama çok ağır bir ameliyat geçirmiş olmama rağmen, tıptaki akıllara seza gelişmeler ve harika doktorlarım, olağandışı bir hastane sayesinde ki anlatacağım sizlere, bir hafta içinde çıktım..
Dostlar mutlu olun, çıktım.. Düşmanlar sıkı durun, çıktım..
Çıktım şükürler olsun!..


Oldu mu Yavuz!..

BENİ daha içerde kalır sanıp, boş meydanda sallayanlardan birinin Yavuz Baydar olmasına hem şaşırdım, hem üzüldüm.. Bu gazetede en sevdiğim insanlardan biri. Onun da beni sevdiğini sanırdım.. Pazartesi nasıl kin, nefret ve öfke kustuğunu okudunuz mu?..
Bir ufak serzeniş.. Diyelim haksızım.. Böyle mi ifade eder, dost..
"Hıncal Uluç okuduğunu anlamıyor" diyor ve ekliyor "Benim bu koşullar altında yapabildiğim en iyi niyetli yorum budur.."
En iyi niyetli..
Hangi koşullar Yavuz?.. Elini tutan mı var?.. Bu gazeteyi yıllardan beri yaşatmak için çırpınan ve en çok okunan yazarına daha nasıl hakaret edersin, "O... çocuğu" diyerek mi?..
Yazın orda.. TRT'yi nasıl savunduğun "Efendim özel TV'ler neler yapıyormuş da" dediğin orda.. Ben de onu yazmadım mı zaten.. Yaşamak için reytinge muhtaç özel TV'lerle halkın vergileriyle yaşayan TRT'nin farklı kurumlar olması gerektiğini anlatmadım mı?.. Daha nasıl savunacaksın Yavuz?.. Açıktan alkış tutarak, TRT Genel Müdürü'nden program dilenerek mi?..
Gazeteyle ilgili eleştirilerin aslında kapalı toplantılarda yapılmasını, şahsi eleştirilerin uluorta köşelerde yapılmamasını yazan sen, ayni yazıda, Sabah'ın en büyük kozlarından Hıncal'a "Okuduğunu anlamıyor" diyeceksin. Demesene.. Aslı her nasılsa, cevabınla örnek olsana..
"Bazı şeyler kapalı kapılar ardında konuşulmalı" diyen Yavuz, hem de Hıncal tarafından o köşeye yerleştirilen muhterem, Hıncal'a hem de tekrar tekrar "Dangalak" derken köşesinde nerdeydi peki?..
Hayır.. Yavuz gazeteyi eleştirir. Yavuz Hıncal'a söver.. Ama tam 20 yıldır Sabah'ı dimdik ayakta tutmak için hem de nelere katlanan Hıncal'ın söz hakkı yoktur öyle mi?..
Bak Yavuz!..
Bu gazetenin sahibi, ilk sahibi okurdur. Her sabah 400 bin kişi bayiden Sabah almasa, internet dahil her gün milyonlar Sabah okumasa, ne Ahmet Çalık'ın elindeki hisse senetlerinin, ne senin, ne benim kıymeti harbiyemiz olmaz..
O zaman her şey okurun gözü önünde olmalı.. Ben buna inanırım..
İki.. Ben herkesi eleştiriyorsam, kendi gazetemi, hatta kendimi de eleştirmeliyim..
Bu gazete internet sitesinde AKP Diyarbakır adayını manşet, CHP İstanbul adayını ara bul kısa haber yapıyorsa, ben bunu eleştirmeliyim.. Okur hassas, millet hassas.. Biz hassas olmazsak, Sabah'a "yandaş medya" damgası vurmaya çalışanların eline koz geçmez mi?..
Bazı kurumları ve kişileri kapalı kapılar ardında konuşuyorsak, o zaman herkes ve her kurum için öyle yapalım.. Sen de orda "Okur temsilcisi" sıfatıyla gazeteyi ve bizleri eleştirme..

Breh!.. Breh!..

ÇETİN Altan, hem de Recep Tayyip Erdoğan'ın elinden 2008 Kültür Sanat Büyük Ödülü'nü aldı. Ödülü değerlendirmeyi Çetin Ağabey'in kendisine bırakıyorum. Benim dikkatimi Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın sözleri çekti.
"'Bugün mutlulukla ifade ediyorum ki; Türkiye artık ne Çetin Altan'ı 300 kez mahkeme kapılarına çağıran ve düşünceyi mahkûm eden bir Türkiye'dir, ne de Nâzım Hikmet'i 12 yıl boyunca hapishanelerde tutan Türkiye'dir. O alıngan, o vehimler üreten Türkiye, artık yerini öz güvene bırakmıştır."
Bunu diyen Recep Tayyip Bey, bu ülkenin gelmiş geçmiş en çok gazeteci mahkemeye veren, en çok mahkûm ettiren başbakanı..
Bunu diyen Recep Tayyip Bey, demokratik dünyanın "Muhalif gazeteleri okumayın" diyen ilk ve tek başbakanı..
Bunu diyen Recep Tayyip Bey, özel kadrolaştırdığı polisi ile iki günde bir gene o polisin nitelemesiyle Ergenekon denen baskınları düzenleyen, her muhalifini izleten, dinleten ve ülkeyi bir korku imparatorluğuna çeviren başbakan..
Öz güven ha..
Yarın saat beşte kapısı çalınsa dehşet içinde uyanmayacak var mı içinizde?..

Hincal Uluc
 

otlupeynir

Çǿκ کε√díκ طę ∂طí
iyiki çıktın hıncalım bizde nerde kaldı bu adam diyorduk...! bomba gibisin yine..! demek unutulduğundan korktun o yüzden hemen atatürk'ün arkasına sığındın.. senden başka herkes şeriatçi ya bu ülkede, bu ülkeyi en çok sen seviyorsun ya, bu bayrak sade sana mahsus dikildi ya..salla hıncalım salla.. zaten ne zaman reytinginiz azalır hemen sarılırsınız atatürk'e,cumhuruyet'e..bide patlattımmı şööle okkalı bi dedikodu..! nasılsa herkesin söyleyecek birkaç sözü vardır bu konularda..nabza göre şerbet vermeyi ne kadar iyi beceriyorsunuz helal valla..alkışşş... alkışşş... alkışşş
 

Camurbskni

Banned
hıncalcım bi nefes al bi dinlen bakem...ne bu hiddet bu celall daha karpuz yiyecektik... 7 sene durdun bir iki sene daha dursaydın böyle iyiydi geyik muhabbeti top muhabbeti gol muhabbeti...


dejenere kaşarlardan bıktık artık.. laaa bi uzak durun gölge etmeyinde inermisiniz çıkarmısınız ne yaparsanız yapın yeterki gölge etmeyin.. başka ihsan istemez....
 

atn42

New member
Bunu diyen Recep Tayyip Bey, bu ülkenin gelmiş geçmiş en çok gazeteci mahkemeye veren, en çok mahkûm ettiren başbakanı..
Bunu diyen Recep Tayyip Bey, demokratik dünyanın "Muhalif gazeteleri okumayın" diyen ilk ve tek başbakanı..
Bunu diyen Recep Tayyip Bey, özel kadrolaştırdığı polisi ile iki günde bir gene o polisin nitelemesiyle Ergenekon denen baskınları düzenleyen, her muhalifini izleten, dinleten ve ülkeyi bir korku imparatorluğuna çeviren başbakan..

daha neler dedi de...
yenimi dank etti
 

HTML

Üst