1sc0rp!tX
Altın Üye
ÁçıĶ ŚÁçıĶ ŦıĶŔÁĹÁŔÁ ĎĔŴÁМ..!!! )
αякα∂αşℓαя ∂αнα öη¢є вєηιм тαяαƒıм∂αη νєяιℓєη ƒıкяαℓαяıη 2.вöℓüмü..EGEr İLgi yogun olursa dewamı gelecek!!!
ßÚŶŔÚŃ ßÁşĹĨŶŐŔÚŹ
GENE mi Alkol Muayenesi..
Sarışın yıldız adayı, üstü açık kırmızı arabasını gecenin bir vakti iyice tenhalaşmış ve loşlaşmış Hollywood Bulvarı'nda hızla sürerken trafik polisi çevirdi.. - "Hanımefendi, ehliyetiniz lütfen.." - "Ehliyet nedir, afedersiniz?." - "Kredi kartı büyüklüğünde bir karttır, hanımefendi. Üzerinde resminiz vardır." Sarışın yıldız adayı cüzdanını çıkardı, içinden bir yığın kart döküldü. Üzerinde resmi olanı buldu, uzattı. Polis "Teşekkür ederim" dedi, "Şimdi de ruhsatınız lütfen.." Sarışın mahçup mahçup sordu gene.. "Ruhsat nedir?.." "O da deyim yerinde ise arabanızın kimlik kartıdır. Genelde torpido gözünde durur" diye sabırla yanıtladı polis.. Sarışın torpido gözüne uzandı. Orada gerçekten öyle bir kart vardı. Onu da polise uzattı. Polis ehliyet ve ruhsatı inceledi. İkisi de mükemmeldi. Görünürde her şey normaldi ama ortada da bir gariplik vardı. "Bir dakika lütfen" dedi sarışına ve motosikletinin yanına gitti, telsizle merkezdeki nöbetçi arkadaşını aradı. Olanlari anlattı. Merkezdeki sordu: "Kadin sarışın mı?.." "Evet!.." "Mavi gözlü mü?.." "Evet!.." "Süper mini mi giyiyor?.." "Evet.." "Göğüsleri kazağından fırlıyor mu?." "Evet.." "O zaman hemen arabanın yanına git ve fermuarını indir." "Ne çıldırdın mı sen?.. Ben bunu nasıl yaparım!" diye bağırdı trafik polisi. "Sen git dediğimi yap" dedi, merkezdeki.. Trafik polisi sarışının yanına geldi, fermuarını indirdi.. "Neee" diye bağırdı, sarışın.. "Gene mi alkol muayenesi
KAYKAY
Üç adam ölür ve cennete giderler. Sorgu meleği birincisine sorar, "Seni cennete yollamadan önce sana bir sorum var: Karına karşı sadık oldun mu?" Adam yanıtlar; "Evet, asla bir başka kadına bakmadım." Sorgu meleği, "Şuradaki Rolls-Royce'u görüyor musun? O senindir. Cennetteyken kullanabilirsin.." Sorgu meleği ikinci adama da aynı soruyu sorar ve şu cevabı alır; "Bir kez karımı aldattım ama bunu ona itiraf ettim. Beni bağışladı ve mutlu yuvamızı kurtardık." Bunun üzerine sorgu meleği, "Şuradaki Mercedes'i görüyor musun? Cennetteyken onu kullanacaksın.." der ve üçüncü adama da sorar, "Karını hiç aldattın mı?" Adam yutkunur ve şöyle der; "itiraf edeyim ki; bulduğum her kıza asıldım ve her fırsatta onlarla yattım, birçoğu ile beraber oldum. Üzgünüm." Sorgu meleği; "Ehh" der, "Ama temelde iyi bir adamsın. Şuradaki eski vosvos'u görüyor musun? Cennette onu kullanacaksın." Bunun üzerine üç adam vedalaşır, arabalarına atlar ve kendi yollarına giderler. Birkaç hafta sonra ikinci ve üçüncü adam birlikte gezerlerken barın önünde birinci adamın Rolls-Royce'unu görürler. Bara girdiklerinde adamın perişan bir halde, etrafındaki boş şişelerin arasında salya sümük oturduğunu görürler ve şaşırırlar. "Heyy! ne oldu sana?" der ikinci adam, "Cennettesin, altında bir Rolls-Royce var, hersey mükemmel ama sen niye bu haldesin?" "Bugün karımı gördüm!" der birinci adam. Diğerleri; "Aaaa! ne kadar güzel, peki derdin nedir?" diye sorarlar. Adam içini çekerek konuşur, "Kaykay'la dolaşıyordu..."
Nerde o i....?
Hollywood'da bir parti veriliyor,güzel bir evde. Partinin sahibi partiye heyecan ve değişim katmak için mikrofonu eline alıp başlıyor: -Arkadaşlar akvaryumdaki iki piranayı bu havuza atacağım. Havuza atlayıp karşıya çıkan arkadaş şu gördüğünüz sarışınla sabaha kadar eğlenebilir. Kimsede ses seda yok. -Bu esmeri de sunuyoruz. Yine kimsede ses yok. -Bu kumral bayanı da hadiye ediyoruz. Yine ses yok. -Bu i... de veriyoruz. Slaaaaaşş!... Adamın biri suda hızla yüzüyor ve karşıya geçiyor. Tekrar koşup havuzun öbür kenarına geliyor: -Nerede o i...? -Beyefendi o havuzun karşısında.. Adam şaşkın şaşkın: - O değil, Beni havuza iten i... nerede?
Scanner
Komutan emir erini çağırmış: - "Bana çabuk bir lazer yazıcı bul getir." - "Emredersin komutanım." Bir saat sonra emir eri yanında başka bir er ile gelmiş. - "Lazer yazıcıyı getirdim komutanım." - "Hani nerde lan?" - "Komutanım bu arkadaş laz bir erdir ve bizim bölükte yazıcıdır!" - "Ulan iyi ki, scanner istememişiz be!"
GEneraLİn Jipi
Komutan karargah garajına telefon açar: - "Zırrr Zarrr..." - "Aluuu" - "Şu anda garajda kaç tane araç var?" - "Şu anda i*ne generalin jipinden başka bi poh yok!" - "Ulan sen kiminle konuştuğunu biliyor musun? Ben o generalim!" - "Yaa öyle mi? Eee peki siz kiminle konuştuğunuzu biliyor musunuz?" - "Yooo..." - "O zaman bay bay **ına godumun generali!"
100Başım BAkıyor..
Bir astsubayla bir gözü takma Yüzbaşı, aynı bekar lojmanında kalıyorlardı. Yüzbaşı her gece yatmadan önce takma gözünü çıkartır, su dolu bir bardağa koyar, sabah tekrar yerine takardı... Sıcak bir yaz akşamı gece yarısı astsubay susadı, el yordamıyla sehpadaki bardağı kaptı, bir dikişte yuvarladı. Ama suyla birlikte gözü de yutmuştu. Astsubay olayın farkına vardı ama artık iş işten geçmişti... Ertesi gün sabah sporundan sonra astsubay tuvalete gitme ihtiyacı duydu. Koşar adımla tuvate gitti pantolonunu sıyırdı başladı ıkınmaya.. Fakat bir türlü rahatlayamıyordu. Onun ıkınma sesini duyan tuvalet nöbetçisi er telaşlandı; nazikçe kapıyı tıklattı.. - "Komutanım yardımcı olayım?" Astsubay can havliyle kapıyı açtı: - "Bak oğlum şurada ne var bir türlü s*çamıyorum", deyip ere doğru döndü. Er eğilip bakar bakmaz hazırola geçti ve selam durdu. Bunu gören astsubay sinirlendi: - "Ne selam durdun oğlum!", diye bağırdı. Asker yanıtladı: - "Nasıl selam durmayayım komutanım, içeriden yüzbaşım bakıyor."
YApında YAkalıyalım!!
Çingenelerde bir adet vardır. Bir bebek doğunca annesi bir törenle onun adını koyar. Ama o anda ne söylerse ad olarak o kalır. Bir gün bir bebek doğar ve tam adını koyacağı sırada annesinin *oku gelir. Ve "*okum geldiii!" diye bağırır ve çocuğun adı "*okum geldi" olarak kalır... *okum geldi büyür ve askerlik çağına gelir. Askere gider, komutan adını sorunca "*okum geldi" der. Komutan "git tuvalete yap da gel" der. *okum geldi de gider tuvalete ve gelir. Bu olay bir kaç kez tekrarlanır. Sonunda bir arkadaşı "onun adı *okum geldi komutanım" der. Günler böyle geçip giderken *okum geldinin askerlikten canı sıkılır ve kaçmaya karar verir. Akşam olunca duvardan atlayarak kaçarken, komutan kaçtığını görür ve hemen bağırmaya başlar "*OKUM GELDİİİ KAÇIYOR LANNNN!" Bunu duyan askerler saf saf bakarlar. Komutan tekrar tekrar bağırır: "BOKUM GELDİ KAÇIYORRR LANNN!" bunu duyan askerlerden biri şöyle bağırır: - "YAPINDAAA YAKALIYAAALIIIMMMM KOMUTANIMMMMMMMMMMM
İY2 JinekolLOg DEĞilim..
Fevkalade sosyetik bir kokteyl. Dr. Bey smokinleri içinde iki kat yakışıklı. Ağzından da bal akıyor ya. Etrafı her zamanki gibi genç ve güzel hanımlarla çevrili. Bunlardan biri: - "Ah doktor, dişim öyle ağrıyor ki günlerdir", demiş. Sonra yakalamış doktorun elini. Ağzına doğru çekmiş. Çekmekle de kalmamış. Sokmuş doktorun parmağını ağzına. Sol tarafa kaydırmış. İşaret parmağını azı dişine doğru zorla uzatıyor. - "İşte burası... Tam burası... Öyle ağrıyor ki?" Doktor parmağını kadının ağzından kurtarmaya çalışırken söyleniyor: - "Hanımefendi, iyi ki jinekolog değilim..."
TÜt
Çocuk peltekmiş. Öğretmeni tahtaya kaldırmış ve tahtadaki "kedi sütü iç" yazısını okumasını istemiş. Çocuk "tedi tütü it" demiş. Öğretmen bağırmış "doğru söyle" demiş. Çocuk yine "tedi tütü it" demiş. Öğretmen acaip sinirlenmiş ve çocuğu dövmüş, "doğru oku dedim sana şunu!" demiş. Çocuuğun artık canına tak etmiş ve bağırmış: - "Anatını tittimin tediti ittene tu tütü!"
Komutanına nah çekiyor..
Kimin askeri daha cesur yarışması varmış. Karacıların komutanı: - "Oğlum şu tankın altına atla!", demiş. Asker atlamış ölmüş. Havacıların komutanı: - "Oğlum şu uçaktan betona paraşütsüz atla!", demiş. Asker ölmüş. Denizcilerin komutanı: - "Oğlum şu geminin altına gir!", demiş. Asker: - "Naah atlarım", demiş. Denizci komutanı diğer komutanlara dönüp: - "Bakın, benim askerim daha cesur, komutanına nah çekiyor
2 tane var
Eve bir gün tesisatçı çağırmışlar. Adam çalışırken evin küçük oğlu gelip seyretmeye başlamış. Tesisatçı da çocuğun ilgisini görünce takım çantasından tornavidayı çıkartıp çocuğa: "Bu ne biliyor musun?" demiş. Çocuk da "biliyorum, babamda bundan iki tane var. Küçüğüyle prizleri kontrol eder, büyüğüyle masanın bacaklarındaki vidaları sıkar" demiş. Tesisatçı: "İyi, aferin oğlum" demiş. Sonra eline anahtarı almış "Peki bu ne biliyor musun?" demiş. Çocuk: "Biliyorum. Babamda bundan iki tane var. Küçük olanıyla muslukları değiştirir, büyük olanıyla boruları tamir eder." demiş. Tesisatçı "Çattık be..." demiş içinden. Bu kez de çekici alıp "ya bunu bilecek misin?" deyince çocuk "Biliyorum, babamda bundan iki tane var. Küçüğünü cam takarken kullanır, büyüğünü de duvar kırarken kullanır" demiş. Her sorduğuna cevap yetiştiren çocuğa tepesi atan tesisatçı bu sefer fermuarını açıp göstermiş: "Bunu da bilecek misin lan ukala?" deyince çocuk: "Biliyorum, bundan babamda iki tane var. Küçüğüyle çişini yapar, büyüğüyle de annemi" demiş.
KaleM gİBİ
Adamın biri daldan dala gezerken cinsel organı kırılmış. Doktora gitmiş. Doktor adama her akşam yatmazdan önce on onbeş dakika cinsel organını bir bardak süte bandırmasını istemiş. Adam eve gelip yatma vakti geldiğinde banyoya girip doktorun dediklerini uygulamaya başlamış. Tabi karısı içerde bekliyormuş ve kocasına seslenmiş. Aradan biraz zaman geçtikten sonra kadın sabırsızlanıp dalıvermiş banyoya... Şaşırarak: - "Ay kocacığım kırk yıl düşünsem bunun bir dolma kalem gibi doldurulduğu aklıma gelmezdi..."
BEni TANIDIlLAR
Temel ve Dursun bir bankayı soymaya karar vermişler. Bankayı soymuşlar, paralarla kaçarlarken bunların peşine polis düşmüş. Polislerden biri bağırmış bu esnada "duuur, o.. çocuğu!". Temel Dursun'a dönmüş: - "Sen kaç, beni tanıdılar!"
Yumuşak Sert..
Adam resepsiyonda bekliyormuş. Arkadasındaki güzel bayanı görememiş. Ve birden dirseği kadının göğüslerine dokunmuş. Adam: - "Hanımefendi eğer kalbiniz de göğsünüz kadar yumuşaksa beni affedersiniz", demiş. Kadın da bunun üzerine: - "Beyefendi eğer penisiniz de dirseğiniz kadar sert ise oda 406'da bekliyorum."
ŤşĶĹĔŔĨŃĨŹĨ VĔ ŶŐŔÚМĹÁŔĨŃĨŹĨ öŹĔĹĹĨĶĹĔĎĔ ŶŐŔÚМĹÁŔĨŃĨŹĨ ßĔĶĹĨŶŐŔÚМ..
αякα∂αşℓαя ∂αнα öη¢є вєηιм тαяαƒıм∂αη νєяιℓєη ƒıкяαℓαяıη 2.вöℓüмü..EGEr İLgi yogun olursa dewamı gelecek!!!
ßÚŶŔÚŃ ßÁşĹĨŶŐŔÚŹ
GENE mi Alkol Muayenesi..
Sarışın yıldız adayı, üstü açık kırmızı arabasını gecenin bir vakti iyice tenhalaşmış ve loşlaşmış Hollywood Bulvarı'nda hızla sürerken trafik polisi çevirdi.. - "Hanımefendi, ehliyetiniz lütfen.." - "Ehliyet nedir, afedersiniz?." - "Kredi kartı büyüklüğünde bir karttır, hanımefendi. Üzerinde resminiz vardır." Sarışın yıldız adayı cüzdanını çıkardı, içinden bir yığın kart döküldü. Üzerinde resmi olanı buldu, uzattı. Polis "Teşekkür ederim" dedi, "Şimdi de ruhsatınız lütfen.." Sarışın mahçup mahçup sordu gene.. "Ruhsat nedir?.." "O da deyim yerinde ise arabanızın kimlik kartıdır. Genelde torpido gözünde durur" diye sabırla yanıtladı polis.. Sarışın torpido gözüne uzandı. Orada gerçekten öyle bir kart vardı. Onu da polise uzattı. Polis ehliyet ve ruhsatı inceledi. İkisi de mükemmeldi. Görünürde her şey normaldi ama ortada da bir gariplik vardı. "Bir dakika lütfen" dedi sarışına ve motosikletinin yanına gitti, telsizle merkezdeki nöbetçi arkadaşını aradı. Olanlari anlattı. Merkezdeki sordu: "Kadin sarışın mı?.." "Evet!.." "Mavi gözlü mü?.." "Evet!.." "Süper mini mi giyiyor?.." "Evet.." "Göğüsleri kazağından fırlıyor mu?." "Evet.." "O zaman hemen arabanın yanına git ve fermuarını indir." "Ne çıldırdın mı sen?.. Ben bunu nasıl yaparım!" diye bağırdı trafik polisi. "Sen git dediğimi yap" dedi, merkezdeki.. Trafik polisi sarışının yanına geldi, fermuarını indirdi.. "Neee" diye bağırdı, sarışın.. "Gene mi alkol muayenesi
KAYKAY
Üç adam ölür ve cennete giderler. Sorgu meleği birincisine sorar, "Seni cennete yollamadan önce sana bir sorum var: Karına karşı sadık oldun mu?" Adam yanıtlar; "Evet, asla bir başka kadına bakmadım." Sorgu meleği, "Şuradaki Rolls-Royce'u görüyor musun? O senindir. Cennetteyken kullanabilirsin.." Sorgu meleği ikinci adama da aynı soruyu sorar ve şu cevabı alır; "Bir kez karımı aldattım ama bunu ona itiraf ettim. Beni bağışladı ve mutlu yuvamızı kurtardık." Bunun üzerine sorgu meleği, "Şuradaki Mercedes'i görüyor musun? Cennetteyken onu kullanacaksın.." der ve üçüncü adama da sorar, "Karını hiç aldattın mı?" Adam yutkunur ve şöyle der; "itiraf edeyim ki; bulduğum her kıza asıldım ve her fırsatta onlarla yattım, birçoğu ile beraber oldum. Üzgünüm." Sorgu meleği; "Ehh" der, "Ama temelde iyi bir adamsın. Şuradaki eski vosvos'u görüyor musun? Cennette onu kullanacaksın." Bunun üzerine üç adam vedalaşır, arabalarına atlar ve kendi yollarına giderler. Birkaç hafta sonra ikinci ve üçüncü adam birlikte gezerlerken barın önünde birinci adamın Rolls-Royce'unu görürler. Bara girdiklerinde adamın perişan bir halde, etrafındaki boş şişelerin arasında salya sümük oturduğunu görürler ve şaşırırlar. "Heyy! ne oldu sana?" der ikinci adam, "Cennettesin, altında bir Rolls-Royce var, hersey mükemmel ama sen niye bu haldesin?" "Bugün karımı gördüm!" der birinci adam. Diğerleri; "Aaaa! ne kadar güzel, peki derdin nedir?" diye sorarlar. Adam içini çekerek konuşur, "Kaykay'la dolaşıyordu..."
Nerde o i....?
Hollywood'da bir parti veriliyor,güzel bir evde. Partinin sahibi partiye heyecan ve değişim katmak için mikrofonu eline alıp başlıyor: -Arkadaşlar akvaryumdaki iki piranayı bu havuza atacağım. Havuza atlayıp karşıya çıkan arkadaş şu gördüğünüz sarışınla sabaha kadar eğlenebilir. Kimsede ses seda yok. -Bu esmeri de sunuyoruz. Yine kimsede ses yok. -Bu kumral bayanı da hadiye ediyoruz. Yine ses yok. -Bu i... de veriyoruz. Slaaaaaşş!... Adamın biri suda hızla yüzüyor ve karşıya geçiyor. Tekrar koşup havuzun öbür kenarına geliyor: -Nerede o i...? -Beyefendi o havuzun karşısında.. Adam şaşkın şaşkın: - O değil, Beni havuza iten i... nerede?
Scanner
Komutan emir erini çağırmış: - "Bana çabuk bir lazer yazıcı bul getir." - "Emredersin komutanım." Bir saat sonra emir eri yanında başka bir er ile gelmiş. - "Lazer yazıcıyı getirdim komutanım." - "Hani nerde lan?" - "Komutanım bu arkadaş laz bir erdir ve bizim bölükte yazıcıdır!" - "Ulan iyi ki, scanner istememişiz be!"
GEneraLİn Jipi
Komutan karargah garajına telefon açar: - "Zırrr Zarrr..." - "Aluuu" - "Şu anda garajda kaç tane araç var?" - "Şu anda i*ne generalin jipinden başka bi poh yok!" - "Ulan sen kiminle konuştuğunu biliyor musun? Ben o generalim!" - "Yaa öyle mi? Eee peki siz kiminle konuştuğunuzu biliyor musunuz?" - "Yooo..." - "O zaman bay bay **ına godumun generali!"
100Başım BAkıyor..
Bir astsubayla bir gözü takma Yüzbaşı, aynı bekar lojmanında kalıyorlardı. Yüzbaşı her gece yatmadan önce takma gözünü çıkartır, su dolu bir bardağa koyar, sabah tekrar yerine takardı... Sıcak bir yaz akşamı gece yarısı astsubay susadı, el yordamıyla sehpadaki bardağı kaptı, bir dikişte yuvarladı. Ama suyla birlikte gözü de yutmuştu. Astsubay olayın farkına vardı ama artık iş işten geçmişti... Ertesi gün sabah sporundan sonra astsubay tuvalete gitme ihtiyacı duydu. Koşar adımla tuvate gitti pantolonunu sıyırdı başladı ıkınmaya.. Fakat bir türlü rahatlayamıyordu. Onun ıkınma sesini duyan tuvalet nöbetçisi er telaşlandı; nazikçe kapıyı tıklattı.. - "Komutanım yardımcı olayım?" Astsubay can havliyle kapıyı açtı: - "Bak oğlum şurada ne var bir türlü s*çamıyorum", deyip ere doğru döndü. Er eğilip bakar bakmaz hazırola geçti ve selam durdu. Bunu gören astsubay sinirlendi: - "Ne selam durdun oğlum!", diye bağırdı. Asker yanıtladı: - "Nasıl selam durmayayım komutanım, içeriden yüzbaşım bakıyor."
YApında YAkalıyalım!!
Çingenelerde bir adet vardır. Bir bebek doğunca annesi bir törenle onun adını koyar. Ama o anda ne söylerse ad olarak o kalır. Bir gün bir bebek doğar ve tam adını koyacağı sırada annesinin *oku gelir. Ve "*okum geldiii!" diye bağırır ve çocuğun adı "*okum geldi" olarak kalır... *okum geldi büyür ve askerlik çağına gelir. Askere gider, komutan adını sorunca "*okum geldi" der. Komutan "git tuvalete yap da gel" der. *okum geldi de gider tuvalete ve gelir. Bu olay bir kaç kez tekrarlanır. Sonunda bir arkadaşı "onun adı *okum geldi komutanım" der. Günler böyle geçip giderken *okum geldinin askerlikten canı sıkılır ve kaçmaya karar verir. Akşam olunca duvardan atlayarak kaçarken, komutan kaçtığını görür ve hemen bağırmaya başlar "*OKUM GELDİİİ KAÇIYOR LANNNN!" Bunu duyan askerler saf saf bakarlar. Komutan tekrar tekrar bağırır: "BOKUM GELDİ KAÇIYORRR LANNN!" bunu duyan askerlerden biri şöyle bağırır: - "YAPINDAAA YAKALIYAAALIIIMMMM KOMUTANIMMMMMMMMMMM
İY2 JinekolLOg DEĞilim..
Fevkalade sosyetik bir kokteyl. Dr. Bey smokinleri içinde iki kat yakışıklı. Ağzından da bal akıyor ya. Etrafı her zamanki gibi genç ve güzel hanımlarla çevrili. Bunlardan biri: - "Ah doktor, dişim öyle ağrıyor ki günlerdir", demiş. Sonra yakalamış doktorun elini. Ağzına doğru çekmiş. Çekmekle de kalmamış. Sokmuş doktorun parmağını ağzına. Sol tarafa kaydırmış. İşaret parmağını azı dişine doğru zorla uzatıyor. - "İşte burası... Tam burası... Öyle ağrıyor ki?" Doktor parmağını kadının ağzından kurtarmaya çalışırken söyleniyor: - "Hanımefendi, iyi ki jinekolog değilim..."
TÜt
Çocuk peltekmiş. Öğretmeni tahtaya kaldırmış ve tahtadaki "kedi sütü iç" yazısını okumasını istemiş. Çocuk "tedi tütü it" demiş. Öğretmen bağırmış "doğru söyle" demiş. Çocuk yine "tedi tütü it" demiş. Öğretmen acaip sinirlenmiş ve çocuğu dövmüş, "doğru oku dedim sana şunu!" demiş. Çocuuğun artık canına tak etmiş ve bağırmış: - "Anatını tittimin tediti ittene tu tütü!"
Komutanına nah çekiyor..
Kimin askeri daha cesur yarışması varmış. Karacıların komutanı: - "Oğlum şu tankın altına atla!", demiş. Asker atlamış ölmüş. Havacıların komutanı: - "Oğlum şu uçaktan betona paraşütsüz atla!", demiş. Asker ölmüş. Denizcilerin komutanı: - "Oğlum şu geminin altına gir!", demiş. Asker: - "Naah atlarım", demiş. Denizci komutanı diğer komutanlara dönüp: - "Bakın, benim askerim daha cesur, komutanına nah çekiyor
2 tane var
Eve bir gün tesisatçı çağırmışlar. Adam çalışırken evin küçük oğlu gelip seyretmeye başlamış. Tesisatçı da çocuğun ilgisini görünce takım çantasından tornavidayı çıkartıp çocuğa: "Bu ne biliyor musun?" demiş. Çocuk da "biliyorum, babamda bundan iki tane var. Küçüğüyle prizleri kontrol eder, büyüğüyle masanın bacaklarındaki vidaları sıkar" demiş. Tesisatçı: "İyi, aferin oğlum" demiş. Sonra eline anahtarı almış "Peki bu ne biliyor musun?" demiş. Çocuk: "Biliyorum. Babamda bundan iki tane var. Küçük olanıyla muslukları değiştirir, büyük olanıyla boruları tamir eder." demiş. Tesisatçı "Çattık be..." demiş içinden. Bu kez de çekici alıp "ya bunu bilecek misin?" deyince çocuk "Biliyorum, babamda bundan iki tane var. Küçüğünü cam takarken kullanır, büyüğünü de duvar kırarken kullanır" demiş. Her sorduğuna cevap yetiştiren çocuğa tepesi atan tesisatçı bu sefer fermuarını açıp göstermiş: "Bunu da bilecek misin lan ukala?" deyince çocuk: "Biliyorum, bundan babamda iki tane var. Küçüğüyle çişini yapar, büyüğüyle de annemi" demiş.
KaleM gİBİ
Adamın biri daldan dala gezerken cinsel organı kırılmış. Doktora gitmiş. Doktor adama her akşam yatmazdan önce on onbeş dakika cinsel organını bir bardak süte bandırmasını istemiş. Adam eve gelip yatma vakti geldiğinde banyoya girip doktorun dediklerini uygulamaya başlamış. Tabi karısı içerde bekliyormuş ve kocasına seslenmiş. Aradan biraz zaman geçtikten sonra kadın sabırsızlanıp dalıvermiş banyoya... Şaşırarak: - "Ay kocacığım kırk yıl düşünsem bunun bir dolma kalem gibi doldurulduğu aklıma gelmezdi..."
BEni TANIDIlLAR
Temel ve Dursun bir bankayı soymaya karar vermişler. Bankayı soymuşlar, paralarla kaçarlarken bunların peşine polis düşmüş. Polislerden biri bağırmış bu esnada "duuur, o.. çocuğu!". Temel Dursun'a dönmüş: - "Sen kaç, beni tanıdılar!"
Yumuşak Sert..
Adam resepsiyonda bekliyormuş. Arkadasındaki güzel bayanı görememiş. Ve birden dirseği kadının göğüslerine dokunmuş. Adam: - "Hanımefendi eğer kalbiniz de göğsünüz kadar yumuşaksa beni affedersiniz", demiş. Kadın da bunun üzerine: - "Beyefendi eğer penisiniz de dirseğiniz kadar sert ise oda 406'da bekliyorum."
ŤşĶĹĔŔĨŃĨŹĨ VĔ ŶŐŔÚМĹÁŔĨŃĨŹĨ öŹĔĹĹĨĶĹĔĎĔ ŶŐŔÚМĹÁŔĨŃĨŹĨ ßĔĶĹĨŶŐŔÚМ..