Arama sonuçlarınız

Unutmak mı diyorsun sakın diline alma Dünya yanar kül olur ben seni unuturum Yüreğimin harından kutuplarda bir anda Buzlar erir sel olur ben seni unuturum Göklerin ağlayarak azap çektiği yerde Gecenin yıldızları bir bir döktüğü yerde Okyanusun damlaya boyun büktüğü yerde Kelebekler sal olur ben...

hani kör karanlığın hayal meyal seçebildiği ay ışığında bir sen, bir ben, iki ten, tek vücut, sevişen iki kalp, bütünleşen iki ruh, iki duygu aynı his aynı heyacan ateşli dudaklarda aynı alev aynı şiirsel yaklaşım üzerimizde tatlı bir utanç örtülü, yatağımız çıplak bedenler, yastığımız...

Şu hercai hayata bir kere geldik… Yedik içtik doyduk kalktık hesabı birlikde öderdik… Sinsi hayat ihtirası bana hiç uğramadı… Dünya malı zenginin olsun sen benim kadınım… Seni hastalığında, sağlığında da yanımda görmeliyim… Güneşin doğduğunuda, battığınıda seninle izlemeliyim.. Yanabilir...

Siz ki kendinize yer aradınız bende Oysa hiç bilmediniz aslında ne kadar benim olduğunuzu Gitmiştiniz Hem de adam akıllı… Geride bıraktıklarınız mühim değildi Geride kalanlar ünlemsizdi Sahi bayım kaç aşk sonra vurgun yemişti elleriniz? Ben ki size çatlak bir göz bebeği sunuyorum Sızar mısınız...

Hangi cümleye sığınırsınız canınız yandığında, sözcükler yeter mi içinizdeki acının şiddetini anlatmaya(?) Hangi densiz demiş; zaman her acıya ilaç, zaman kendine çare bulabilmiş mi ki; olabilsin dertlere ilaç!.. Zaman ancak olgunlaştırıyor benim bahçemdeki meyveleri, ya da sararıp zaman için...

Severek gidebilmek de erdemdir bence, sevmekten vazgeçip gidenlere bakarsan. Seni kötü anarak yürümemek için bütün çabam, elde bir sıcak dostluk tutma derdindeyim. Günahını kimsenin ödeyemeyeceği bir ayrılığı tartışmak zaman kaybıdır. Korkma, ben aklından sildikten sonra yüreğine söz...

Şimdi anlıyorum Anlamanın ne sancılı bir hastalık olduğunu... Susuyorum ve suskunluğum çok şeyi anlatmaya denk düşüyor.. Bazen kusmak istiyorum bütün kötü düşünceleri Parmak tıkıyorum tık yok.. Kötülüklerde ne kadar sert yapıyor insanı... Dimdik duruyorsun taş gibi Hiç birşeyin yumuşatamadığı...

*** Masalda burda bitmiş Ve torbaya girmiş tüm hayatlar Tıngır mıngır sallanan aşktan çıkarılmış apar topar faili meçhul yalanlar Yani bir varmış bir yokmuş sevgilim Kapıların zilini çalıp kaçan bir çocukmuş aşk Şimdiye dek hakkında yapılmış tüm tasvirlere inat çocukmuş...

İçimin tenhalaştığı saatler... Suçlarım ağladı bu gece... Dilim battı içime... Geçmedi geçmiş... Geldi çattı yine... Susamazdım... Özrü kabul edilmiyor kimsesizliğimin... Kimse kendini üstlenmiyor bu masalda... Oyunu ben bozmadım oysa, yalnızca düş kurdum çocukça... Yine de...

Sen Bitti Say Ben 3 Nokta Koyuyorum... Dumanımı sisinde tutuyorum sokak lambalarının altına sensizliği dokuyorum yalnızlığımı döküyorum gözlerimden tüm zaman kervanları umuduma hamallık eder hayatıma yüklemişken seni tüketecek yol arıyorum sen bitti say ben üç nokta koyuyorum. Gece bana...

Şimdi aklıma geldinde...bi an gülümsedim... Ama fazla sürmedi gülümsemem... Çünkü bi yanım sana hala kırgındı... ALışamamıştı gidişine,üstünden aylar geçsede... Ama olsun uzağımda olsan bile,ılık ılık esiyordun gecelerime... Ve son damla olarakda gidiyordun gene... Ne bugunümde nede...

Bir Suç Saklar Gibi Seviyorum Seni ! Hani bir şarkı duyarsın Hani için geçer biraz Karamsarlaşırsın hüzünlenirsin biran Ağlamak gelir içinden ağlayamazsın bir türlü. Benimkisi böyle bir sevgi. Amaçsız çaresiz sonsuz.. Korkumdan değil, güçsüzlüğümden Kaçtım her zaman geri dönmekten...

Oturmuşum gecenin karanlığında Yine seni düşünüyorum Tenine Dokunmak Sicakligini Hissetmek ve seninle dakikalarca Öpüşmek istiyorum Hep ama hep seni özlüyorum Şarkılar hep seni anlatıyor Senin adına şiirler yazıyorum Yokluğunla dans ediyorum çoğu geceler Sensizlikle kafa çekiyorum...

Bana kaybettiklerimi bulabilir misin? Ufak bir kavanoza doldurduğum misketlerimi ver mesela... Annemin üşüdüğümde kulaklarımı kapatan sıcacık ellerini ver. Bana kaybettiklerimi bulabilir misin? Evin salonundan içi altın dolu dünyaya açılan gizli geçiti ver mesela... Dünü, geçmişi...

Bazen dostlarim soruyorlar... ne zamandır yanlızsın. sahi ya siz ne zaman ayrilmiştiniz diye ocak diyorum buz gibi bir kıştı.. bir pencerenin önünde duydum ayrilik haberini. "o artik yok." gibi bir cümle döküldü dudaklarimdan... efkar.. Dostlarim soruyor bazen siz ne zaman ayrilmiştiniz diye...

Kaçmaya çalıştığın gerçek, Birgün karşına çıkacak. Ve işte o gün Kaçacak yerin olmayacak. Ben senin varlığını seviyorum, Yokluğunu seviyorum Sana ulaşamadığım dakikalarda. Seni duymayı Seni özlemeyi Hiç görmesem bile seninle olmayı seviyorum. Hiç korkmuyorum seni sevmekten. Senin gülüşünü...

Eskimiş ve unutulmuş aşk şarkılarını yeniden dinlemeye başlayıp ayrılık rüzgarının önünde böyle savrulunca bir çözülmez düğüm olur yalnızlık Boşunadır tarihin derinliklerinde kalmış İskender’in kılıcını beklemek Gitmelerin bilinmez şehvetiyle yolun sevdaya ihaneti gibi her gidişte çoğalan...

Yorma gözlerini Akacaksa yaşların timsah misali Zorlama dilini Sarfedecekse yalan dolu sözleri Bırak git hatıralar kalsın Yorma kalbini Sen hep kötü olarak kalacaksın Her zaman yedekte tutan Beni arkadan vuran Bir gönlü, dostluğu Perişan eden olarak kalaçaksın Alıntı..

Bu gece dışarıda her yer sis duman Dışarıda kül rengi bir asuman Bütünü ile kainat ağlıyor durmaksızın Nasıl hüzzam bir şarkı ile yağıyor yağmur Hanidir ıslanmamıştım bunca zaman Hemen çıkmam gerekiyor öylece salaş Sokaklar sele teslim ben yağmura Toprak sen kokuyor, nefes alışlarım sen Aklıma...

Nisan ayıydı günlerden salı Sana veda etmiş eve dönüyordum Güneş çok yakıyor hatta kanım duruyordu Biraz soluk almak için Bir banka oturdum. Tam o sırada bir çingeneye rastladım Elinde bir avuç tohum vardı Yanıma oturdu. Bana bu tohumları satmak istedi. Çiçeğin adını sordum Neye yakıştırırsan...