Mustafa Kemal Atatürk: Avrupa kadınını taklit etmeyin!

T & T

Banned
Katılım
4 Tem 2009
Mesajlar
236
Reaction score
0
Puanları
0
"Dinimizin tavsiye ettiği tesettür hem hayata, hem fazilete uygundur. Kadınlarımız şeriatın tavsiyesi, dinin emri mucibince örtünselerdi, ne o kadar kapanacaklar, ne o kadar açılacaklardı… Giyim tarzımızı ifrata vardıranlar, kıyafetlerinde aynen Avrupa kadınını taklit edenler düşünmelidir ki, her milletin kendine mahsus ananesi, kendine mahsus adetleri, kendine göre milli hususiyetleri vardır. Hiçbir millet aynen diğer bir milletin mukallidi olmamalıdır. Çünkü böyle bir millet ne taklit ettiği milletin aynı olabilir, ne kendi milliyeti dahilinde kalabilir. Bunun neticesi şüphesiz ki hüsrandır.” (Mustafa Kemal Atatürk (Söylev ve Demeçler 2. Cilt)

Zeybek: Bırakın artık bu zalimlik özentilerini!
“Atatürk, erkek kıyafeti konusunda yasa çıkarmıştır... Ancak kadın kıyafetini sınırlayan bir yasa çıkarmamıştır. Devrim yasaları arasında kadın kıyafetine yönelik hiçbir düzenleme yoktur. Bu konuda iki devrim kanunu vardır. Birisi "Şapka Giyilmesi Hakkında Kanun". İkincisi "Bazı Kisvelerin Giyilemeyeceğine Dair Kanun"… Bırakın artık bu zalimlik özentilerini.”

Yalan korkular pazarlıyorlar
Yasakçılar şimdi de olası “çatışma”lardan ve yüksek yargının “red” kararından medet umuyor. Yapay gerginlik haberleri ile yalan korkular pazarlamaya kalkan medyaya tepki gösteren sivil toplum kuruluşları, özgürlüklerin hiçbir bahane ile yasaklanamayacağı görüşünde birleşiyor. Özgür-Der Genel Başkanı Hülya Şekerci, özgürlük aleyhine söylenenlerin ne hukuki, ne de insani bir temeli olmadığını belirterek, “Bizim niçin başörtü taktığımız yasakçıları asla ilgilendirmez. Siyasi simge ya da başka nedenler yasağın gerekçesi olamaz” dedi.

Hukuka olan inanç sarsılır!
Kendilerini milletten yukarıda gören bir azınlığın, toplumsal hiçbir karşılığının olmadığını belirten toplum bilimciler, 411 milletvekilinin onayı ile kalkan insan haklarına aykırı bir yasağın, yüksek yargıda reddedilmesinin kamuoyunun hukuka olan inancını kökünden sarsacağını vurgularken, provokatörlerin aradığı ortama da katkıda bulunacağı tehlikesine dikkat çekiyor. Gazeteci Özlem Albayrak, “Medya, 'kadının kendi karar veremediği' şeklinde bir hava oluşturarak başörtülü kadınları zavallılaştırmaya çalışıyor” diye konuştu.

ANALİZ - Ahmet Zeki Gayberi
İnsanın doğuştan gelen en temel haklarından olan inanma ve eğitim hakkını, akıl almaz yasaklarla zulme çevirenlerin, şimdi de üniversitelerde başörtüsü serbest olunca “gerilim ve çatışma çıkar” diye beklentiye germesi, kamuoyunda tepki çekiyor. Yapay gerginlik haberleri ile yalan korkular pazarlamaya kalkan medyanın, asparagas haberlerine tepki gösteren, sivil toplum kuruluşları, düşünce ve inanma özgürlüğünün hiçbir bahane ile yasaklanamayacağı görüşünde birleşiyor.
Kendilerini milletten yukarıda gören daracık bir azınlığın, toplumsal hiçbir karşılığı yok. Üniversitelerde gerginlik beklentisi içerisine giren, azınlık sözcüsü bazı gazeteler ve köşe yazarları, Meclis’ten geçmesini engelleyemedikleri başörtüsü düzenlemesi için şimdi de yüksek yargı ile ilgili korku ve endişeler yaygınlaştırma yolunu seçtiler.
“Başı açık kadın taksiden atıldı”, “Liseli kızın bacaklarına kezzap attılar” ve “Akmerkez’de namaz” gibi provokatif haberler tutmayınca, yargıyı baskı altına almaya çalışan medya, TBMM’nin 5’te 4’ünün onayından geçen yasa değişikliğini yüksek yargının geri çevirmesinden medet umuyor. Bu noktada baskı ve endişeyi artırıcı yayınlara ağırlık veren medya organlarının en büyük beklentisi “çatışma” ve “yasak”ta düğümlendi.

Gerçek, iddia edilenin tam tersi!
411 milletvekilinin onayı ile kalkan insan haklarına aykırı bir yasağı, yüksek yargının iade etmesinin, kamuoyunun hukuka olan inancını kökünden sarsacağı vurgulanırken, provokatörlerin aradığı ortama da katkı da bulunacağı tehlikesine dikkat çekiliyor. Her türlü çatışma ve gerilim beklentilerine karşın, başörtüsünün üniversitede serbest olduğu dönemde, en küçük bir olayın yaşanmamış olması, bu konudaki iddiaları çürütüyor. Zaten 1992-1995 yılları arasında YÖK Başkanlığı yapan Milli Eğitim Bakanlığı Komisyonu Başkanı Mehmet Sağlam da, kılık kıyafet yasaklarının hukuksuz olduğunu ve o dönemde üniversitelere huzurun hakim olduğunu ısrarla vurguluyor.

Radikal Yazarı ve Kültür eski Bakanı Namık Kemal Zeybek:

Bırakın artık bu zalimlik özentilerini!
“Atatürk, erkek kıyafeti konusunda yasa çıkarmıştır... Ancak kadın kıyafetini sınırlayan bir yasa çıkarmamıştır. Devrim yasaları arasında kadın kıyafetine yönelik hiçbir düzenleme yoktur. Dolayısıyla türbanın üniversitede serbest olması devrimlerin elden gittiği anlamına gelmez. Bu konuda iki devrim kanunu vardır. Birisi "Şapka Giyilmesi Hakkında Kanun". İkincisi "Bazı Kisvelerin Giyilemeyeceğine Dair Kanun"… Ne diyorsunuz? Laiklik mi? Asıl insanların dini inançlarının gereğini yerine getirmelerini engellemek laikliğe aykırıdır… Diyorum ki; yazıktır bu ülkeye... Bırakın artık bu zalimlik özentilerini. Bırakın isteyen istediği gibi inansın ve inandığı gibi yaşasın. Kime ne zararı var?”

Yeni Şafak Yazarı Özlem Albayrak:

En başta kadınlara hakaret!
“Başörtüsü kullananların yekpare bir görüntüde olduğunu söylemek söz konusu değil. Aile, baba, abi baskısı gibi nedenlerle örtünenler az da olsa mutlaka vardır. Ancak çok küçük bir kesimin bu şekilde baskıda kalmasıyla, inancından dolayı örtünenleri dışlamak, faşizm noktasına varan uygulamalara gitmek, kadının karar alma mekanizmasına hakarettir. Medya, 'kadının kendi karar veremediği' şeklinde bir hava oluşturarak başörtülü kadınları adeta zavallılaştıran bir görüntüye sokuyor.”

Mustafa Kemal Atatürk:

Avrupa kadınını taklit etmeyin!
“Dinimizin tavsiye ettiği tesettür hem hayata, hem fazilete uygundur. Kadınlarımız şeriatın tavsiyesi, dinin emri mucibince örtünselerdi, ne o kadar kapanacaklar, ne o kadar açılacaklardı… Giyim tarzımızı ifrata vardıranlar, kıyafetlerinde aynen Avrupa kadınını taklit edenler düşünmelidir ki, her milletin kendine mahsus ananesi, kendine mahsus adetleri, kendine göre milli hususiyetleri vardır. Hiçbir millet aynen diğer bir milletin mukallidi olmamalıdır. Çünkü böyle bir millet ne taklit ettiği milletin aynı olabilir, ne kendi milliyeti dahilinde kalabilir. Bunun neticesi şüphesiz ki hüsrandır.”
Mustafa Kemal Atatürk (Söylev ve Demeçler 2. Cilt)

Özgür-Der Genel Başkanı Avukat Hülya Şekerci

Kimseyi ilgilendirmez!
“Elbette başörtümüzü Rabbimizin emri olduğu için takıyoruz. Bu emir ise Kur’an’da tanınmamız ve incitilmememiz için indirildiği açıkça belirtiliyor. Bunun yanısıra, 14 asrı aşkındır bize mütevatiren gelen gelenek bu emrin nasıl uygulanacağını göstermektedir. Bugün yasakçılar örtümüzü görünür olmaktan çıkarmak için çeşitli bahaneler öne sürüyorlar. Bu söylenenlerin ne hukuki, ne insani bir temeli yok. Üstelik bizim niçin başörtü taktığımız yasakçıları asla ilgilendirmez. Siyasi simge ya da başka nedenlerle kullanılsa bile yasağın gerekçesi olamaz.”

YÖK eski Başkanı ve MEB Komisyonu Başkanı Mehmet Sağlam:

Üniversiteye huzur getirir!
“Aslında hukuken bir yasak yok. 1992-1995 yıllarında, bizim dönemimizde hiçbir sorun yoktu. O dönemde üniversiteler en huzurlu dönemini yaşadı. Başörtüsünün serbest olması halinde kamplaşmalar olmaz. Yasak, Kemal Gürüz'ün başkan olmasından sonra, 28 Şubat'ın etkisiyle ortaya çıktı. Sorunu sonradan getirilen yasaklarla çıkardılar. AİHM 'bu konu her ülkenin kendi kararıdır' dedi. Mahkeme, yasak koysanız da onaylar, koymasanız da. Avusturya ve Fransa gibi birçok ülkede kılık kıyafet serbest. AİHM başörtüsünü yasaklamış gibi bir hava oluşturuluyor. Öyle bir şey yok.

Kaynak
 
"Dinimizin tavsiye ettiği tesettür hem hayata, hem fazilete uygundur. Kadınlarımız şeriatın tavsiyesi, dinin emri mucibince örtünselerdi, ne o kadar kapanacaklar, ne o kadar açılacaklardı… Giyim tarzımızı ifrata vardıranlar, kıyafetlerinde aynen Avrupa kadınını taklit edenler düşünmelidir ki, her milletin kendine mahsus ananesi, kendine mahsus adetleri, kendine göre milli hususiyetleri vardır. Hiçbir millet aynen diğer bir milletin mukallidi olmamalıdır. Çünkü böyle bir millet ne taklit ettiği milletin aynı olabilir, ne kendi milliyeti dahilinde kalabilir. Bunun neticesi şüphesiz ki hüsrandır.” (Mustafa Kemal Atatürk (Söylev ve Demeçler 2. Cilt)

Anlayana....
 
"Dinimizin tavsiye ettiği tesettür hem hayata, hem fazilete uygundur. Kadınlarımız şeriatın tavsiyesi, dinin emri mucibince örtünselerdi, ne o kadar kapanacaklar, ne o kadar açılacaklardı… Giyim tarzımızı ifrata vardıranlar, kıyafetlerinde aynen Avrupa kadınını taklit edenler düşünmelidir ki, her milletin kendine mahsus ananesi, kendine mahsus adetleri, kendine göre milli hususiyetleri vardır. Hiçbir millet aynen diğer bir milletin mukallidi olmamalıdır. Çünkü böyle bir millet ne taklit ettiği milletin aynı olabilir, ne kendi milliyeti dahilinde kalabilir. Bunun neticesi şüphesiz ki hüsrandır.” (Mustafa Kemal Atatürk (Söylev ve Demeçler 2. Cilt)

Anlayana....


Söze Gerek Bırakmamış Atamızın Bu Veciz İfadesi.
 
Atam yazmış fazla söze gerek yok
 
işinize geldimi nasıl ATAYA sarılıyorsunuz din bezirganları
 
işinize geldimi nasıl ATAYA sarılıyorsunuz din bezirganları

benden evvel davranmışsın

atatürkü zamanında dinsiz allahsız kitapsız
din düşmanı
halifeyi kovan adam
halifeliği kaldıran adam olarak lanse eden kişiler bu yazıdan sonra birden "gerçek" atatürkçü oluyor

anlamak zor


bukalemun geldi aklıma birden

hernedense?
 
benden evvel davranmışsın

atatürkü zamanında dinsiz allahsız kitapsız
din düşmanı
halifeyi kovan adam
halifeliği kaldıran adam olarak lanse eden kişiler bu yazıdan sonra birden "gerçek" atatürkçü oluyor

anlamak zor


bukalemun geldi aklıma birden

hernedense?

Buraya kast ettiğin yazıLarı yazanLarın ne oLduğunu nerden biLiyorsun biLmiyorum doğrusu,
Eğer AtatürkçüLük sizin yaptığınız gibi ''KadınLarın başını açmak,Atatürk üzerinden siyaset yapmak ,Sivas'tan öteye gitmemek,Terör örgütlerine avukat oLmaksa'' bizden uzak oLsun sizin AtatürkçüLüğünüz!
Gerçek Atatürkçüysen herşeyi kabuLLeneceksin,Yukarıda konudaki yazıLarıda,
Çünkü biz sözde çağdaşLaşma için dinimizi,geleneklerimizi- göreneklerimizi türkLüğümüzü kaybetmiyoruz ;)
 
Buraya kast ettiğin yazıLarı yazanLarın ne oLduğunu nerden biLiyorsun biLmiyorum doğrusu,
Eğer AtatürkçüLük sizin yaptığınız gibi ''KadınLarın başını açmak,Atatürk üzerinden siyaset yapmak ,Sivas'tan öteye gitmemek,Terör örgütlerine avukat oLmaksa'' bizden uzak oLsun sizin AtatürkçüLüğünüz!
Gerçek Atatürkçüysen herşeyi kabuLLeneceksin,Yukarıda konudaki yazıLarıda,
Çünkü biz sözde çağdaşLaşma için dinimizi,geleneklerimizi- göreneklerimizi türkLüğümüzü kaybetmiyoruz ;)




işte konuda bu

atatürk bu yazıda ananevi giyinmeden bahsetmiş

anadolu insanının geleneğinde çarşaf yada türban gibi kapanma usulleri yoktur

olsa olsa başörtüsü, yazma yada keşan gibi yerel ve güzel örtünme şekilleri vardır

zaten kavgada burdan çıkıyo

keşan takana , yazma takana bişey diyen var mı?


peygamber arap diye araparın yaptığı herşeyi yapmak zorunda mıyız?
 
işte konuda bu

atatürk bu yazıda ananevi giyinmeden bahsetmiş

anadolu insanının geleneğinde çarşaf yada türban gibi kapanma usulleri yoktur

olsa olsa başörtüsü, yazma yada keşan gibi yerel ve güzel örtünme şekilleri vardır

zaten kavgada burdan çıkıyo

keşan takana , yazma takana bişey diyen var mı?


peygamber arap diye araparın yaptığı herşeyi yapmak zorunda mıyız?

Ya tamam keşan malkara neyse...

Onu takanı üniversiteyi alsalar ya...

Türban taksa olmaz..

Başörtüsü taksa olmaz...

O olmaz bu olmaz...

Boşuna debelenmesinler,,"Geline demişler "oysana" yerim dar demiş

Bu da o misal...

Bu ülkede bir takım insanlar İslamı istemiyorlar ve bu iş için de M.Kemali kalkan olarak kullanıyorlar...

Baykal dokunulmazlık kalksın diyor ya...Sen önce yaptığın her iş(!!) için kullandığın Atatürkçülük,Atatürk vb dokunulmazlıklarını bırak
 
işte konuda bu

atatürk bu yazıda ananevi giyinmeden bahsetmiş

anadolu insanının geleneğinde çarşaf yada türban gibi kapanma usulleri yoktur

olsa olsa başörtüsü, yazma yada keşan gibi yerel ve güzel örtünme şekilleri vardır

zaten kavgada burdan çıkıyo

keşan takana , yazma takana bişey diyen var mı?


peygamber arap diye araparın yaptığı herşeyi yapmak zorunda mıyız?

Dinimizin tavsiye ettiği tesettür hem hayata, hem fazilete uygundur.
Mustafa Kemal Atatürk

Sen yukarıdaki cümleden başörtüsü,yazma keşan dan başka birşey,bir mana çıkaramadıtysan ben biLemem !
Teseddürün anLamını iyice kavra ondan sonra tartışmaya devam edebiLiriz kardeşim,
Ayrıca orda Dinimizin diyor,Sen dinimizi yada isLamiyeti öğren ondan sonra tartışaLım kardeşim,
Çok yanLış anLamlandırıyorsunuz,Yada öyLe istediğiniz için bu tarz şeyLer yazıyorsunuz biLemiyorum,

Ayrıca AnadoLu insanının geLeneğinde çarşaf yok demişsin =)
Eğer çarşaf 16.yüzyıldan beri AnadoLuda kulllanıLıyorsa bu geLenektir,
Bunun başka bir açıkLaması oLamaz,Biraz daha araştıraLım,
Çarşaf, OsmanLı DevLeti'nin ''HaLifeLik'' makamına sahip oLmasıyLa başLadı
Bu tarihde 16.y.y'a tekabul etmekte...

Peygamberimiz Arap oLduğu İçin Değil MüsLümanLarın Peygamberi oLduğu için yaptıı herşeyi yapmak zorundayız :goz:


 
Ya tamam keşan malkara neyse...

Onu takanı üniversiteyi alsalar ya...

Türban taksa olmaz..

Başörtüsü taksa olmaz...

O olmaz bu olmaz...

Boşuna debelenmesinler,,"Geline demişler "oysana" yerim dar demiş

Bu da o misal...

Bu ülkede bir takım insanlar İslamı istemiyorlar ve bu iş için de M.Kemali kalkan olarak kullanıyorlar...

Baykal dokunulmazlık kalksın diyor ya...Sen önce yaptığın her iş(!!) için kullandığın Atatürkçülük,Atatürk vb dokunulmazlıklarını bırak

türban sorununu bilerek çözmeyen akp dir ve dokunulmazlğı kaldırmayanda neden akp nin yanlışları söylendiğinde hemen başkalarının yanlışlarına saldırıyosunuz haklısın demeyi bilin akp türbanı kullanıyor..
 
fransız sıkmabaşınıda rahibe kıyafetinide batıdan almışız bunada anadolu geleneği demişiz yapcak bişi yok...
 
konusmalarınıza dikkat edin elinize ne gelirse yazmayın

gereken kişiler gereken cezayı alacaktır..

"srhn011" parti isimlerini dogru yazınız tekrar uyarılmayacaksınız
 
Sen yukarıdaki cümleden başörtüsü,yazma keşan dan başka birşey,bir mana çıkaramadıtysan ben biLemem !
Teseddürün anLamını iyice kavra ondan sonra tartışmaya devam edebiLiriz kardeşim,
Ayrıca orda Dinimizin diyor,Sen dinimizi yada isLamiyeti öğren ondan sonra tartışaLım kardeşim,
Çok yanLış anLamlandırıyorsunuz,Yada öyLe istediğiniz için bu tarz şeyLer yazıyorsunuz biLemiyorum,

Ayrıca AnadoLu insanının geLeneğinde çarşaf yok demişsin =)
Eğer çarşaf 16.yüzyıldan beri AnadoLuda kulllanıLıyorsa bu geLenektir,
Bunun başka bir açıkLaması oLamaz,Biraz daha araştıraLım,
Çarşaf, OsmanLı DevLeti'nin ''HaLifeLik'' makamına sahip oLmasıyLa başLadı
Bu tarihde 16.y.y'a tekabul etmekte...

Peygamberimiz Arap oLduğu İçin Değil MüsLümanLarın Peygamberi oLduğu için yaptıı herşeyi yapmak zorundayız :goz:
















yani diyorsun ki anadolu insanı 16 yy a kadar bir gelenek edinememiş 16 yy dan sonra gelenek edinmiş öylemi

yani 16 yy dönüm noktası

o kadar müslümanlığa değer veren bir ülkeki osmanlı halifelik sancağı olan bir ülkeyle savaşıyor ve halifelik sancağını cihad ederek kazanıyor ve geleneklerimiz birden hooopp değişiyor

bana biraz saçma geliyor

gelenek görenek öğrenmek istiyorsan anadoluda köyde yaşayan kadınlara bakacaksın

yoksa saray ve şehirde yaşayan kadınlara bakarsan gelenek görenek öğrenemessin



sadece sarayın dayatmalarını görürsün





mesela sarayda osmanlıca konuşulması ve köylerde kasabalarda türkçe konuşulması gibi



hangisi geleneğimiz bizim oslanlıca mı yoksa türkçe mi?
 
len ne komik olmuş hala bu sözde atatürkcülerin cevapları konuşun konuşun acayip komik oluyor bu sözlerede savunma yapın kardeşimle ben okuyorum valla gülmekden ölüyoz savunun savunun :D :D :D nasılda kıvırıyorlar zaaaaa :D
 
Bazıları - Sözde Atatürkçü - diye bazılarını yaftalar - Atatürkçü Düşünceye Sövüp Sayar fakat işine gelince AtaTürkçü oluverir .

iŞte ben buna gülerim
:gulumseCocuk:
 
yani diyorsun ki anadolu insanı 16 yy a kadar bir gelenek edinememiş 16 yy dan sonra gelenek edinmiş öylemi

yani 16 yy dönüm noktası

o kadar müslümanlığa değer veren bir ülkeki osmanlı halifelik sancağı olan bir ülkeyle savaşıyor ve halifelik sancağını cihad ederek kazanıyor ve geleneklerimiz birden hooopp değişiyor

bana biraz saçma geliyor

gelenek görenek öğrenmek istiyorsan anadoluda köyde yaşayan kadınlara bakacaksın

yoksa saray ve şehirde yaşayan kadınlara bakarsan gelenek görenek öğrenemessin



sadece sarayın dayatmalarını görürsün





mesela sarayda osmanlıca konuşulması ve köylerde kasabalarda türkçe konuşulması gibi



hangisi geleneğimiz bizim oslanlıca mı yoksa türkçe mi?

Atasporumuzu biLirsin YağLı Güreş !

YağLı güreş 1360 Lardan beri yapıLmakta yani 14. y.y'dan beri,
YağLı güreş turnuvaLarı ne diye anıLır '' GelenekseL'' YağLı Güreş diye değil Mi ?
E aynı tarihten beri AnadoLu'da süregeLen çarşaf neden GeLeneksel oLmuyor =)

Yani daha diyecek birşey yok ne anLatayım sana,
YanLışı görmekte erdemLiktir...;)
 
Geri
Üst