- Katılım
- 6 Mar 2007
- Mesajlar
- 5,674
- Reaction score
- 0
- Puanları
- 0
Hepimizin bildiği, daha doğrusu kendimizi tanımaya başladığımızdan bu yana bizlere söylenen bir söz vardır; Her Türk asker doğar...
Bizim kuşak, hep bu sözlerle büyüdü... Bizden öncekiler de bu sözü kulaklarına küpe yaptılar. Her Türk asker doğar sözü ile büyüyenler dostlarıyla, arkadaşlarıyla yaptıklarıyla sohbetlerde konuyu dönüş dolaştırıp askerlik anılarına getirmezler mi? Askerlik ocağında kurulan dostluklar, edinilen tecrübe ve bilgiler insanın yaşamı boyunca bir parçası olmaz mı? Askerlik ikinci bir eğitim yeridir diyenler bu sözü boşuna söylememiştir. Kısacası askerlik acı ve tatlı anıları ile yaşamımızın ayrılmazı olmuştur.
Genel Kurmay Başkanlığı da askerlik duygusundan yoksun kalmasınlar diye engelli vatandaşlarımıza bile bir günlük askerlik yaptırıyor. O vatandaşlarımız karamsarlığa kapılmasın, biz de vatani görevimizi yaptık diyebilsinler diye...
Köroğlu ne güzel söylemiş; delikli demir icat olundu mertlik bozuldu diye...
Birçok hasletimiz gibi son dönemlerde bu güzelliği de bozmaya başladık. Daha doğrusu askerlikten insanımızı soğutup uzaklaştırmaya çalışanlar ortaya çıktı. Bazı gafiller sistemli biçimde Silahlı Kuvvetlerimizi yıpratma kampanyaları bile başlattı. Gerçekten kendisini Türk hissedenlerin askerlik duyguları ile oynamaya çalışanların ortalarda kahraman edasıyla dolaşmalarını görüp, üzülmemek elden gelmiyor...
Bir zamanların kınalı kuzuları, köylerde davul zurna eşliğinde askere yollanan gençleri nerede diye düşünmek bile istemiyorum. Onlar yine varlar, çoğu tenkit edilseler de askere giden yakınlarının uğurlandığı terminaller de görüyoruz.
Ne var ki, ortaya birileri çıkıp bu işi sulandırmaya çalıştılar. Anayasamızın ön gördüğü gibi herkesin eşit askerlik yapma noktasından zaman zaman kaydırılmaya çalışıldı. Anayasanın öngördüğü vatandaşlık kavramını da böylece zedeledik!..
Kısa dönem askerlik!..
Bedelli askerlik!...
Bunların altında yatan asıl gerçeği söylemekten nedense kaçındık.
Ekonomi dedik, gelir gelecek dedik!..
İşlerini kurmuş olanların aman işleri bozulmasın dedik!...
Bu da olmazsa çürük raporu alalım dedik!..
Aman bizim oğlumuz askere gitmesin, verelim parayı yırtalım askerlikten dedik!...
Bütün bunların altında yatan tek neden; askerden kaçmaktır. Bunun başka bir sözü, açıklaması yoktur...
Daha doğrusu parası olan askere gitmesin!... Parası olmayan gariban gitsin!... Dağlarda PKK eşkıyası ile mücadele etsin, nöbet tutsun... Parayı bastıranlar yan gelip yatsın… Neymiş efendim, ekonomileri bozulmasın, devlet para kazansın!...
Bu konu zaman zaman gündeme gelir. O zaman bazıları düşünür; acaba hangi kodamanın oğlu askerlik çağına geldi diye!..
Meşhur biz söz vardır; Gariban Mehmet nöbete!..
Bedelli askerliği MHP’li bir milletvekili TBMM Başkanlığına sunduğunu ve beş milletvekilinin de imzalarıyla destek verdiğini üzülerek basından izledik. Bu olay hiç yoktan kamuoyunda gerginlik yarattı, askerlikten yırtmak isteyenleri sevindirdi. Kanun teklifi öyle bir ortamda verildi ki, eşlerin, oğulların, çocukların babalarının şehit verildiği günlerde... Özellikle böyle bir teklifin milliyetçiği ön planda tutan bir partinin milletvekillerince verilmesi gerçekten üzücüydü. Ne var ki, yazdığım gazetede ara sıra eleştirdiğim MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli’nin talimatıyla bu teklif geri çekildi. Kendinden habersiz yapılan bu teklife kızdığı anlaşılan Devlet Bahçeli’yi bu yönden candan kutlarım...
Bu kanun teklifinin verilmesinin amacı Türk Silahlı Kuvvetlerine ve ekonomiye katkısıymış...
Gülerler...
Türk Silahlı Kuvvetlerinin askerden kaçmaya çalışanların vereceği paraya ihtiyacı yoktur; olmamalı da...
Bedelli adı altında kan parası mı veriliyor...
Daha dün, Diyarbakır-Lice yolunda hain saldırı ile dokuz, Şemdinli’de bir askerimizi daha şehit verdik...
Genel Kurmay Başkanı Orgeneral İlker Başbuğ’da yaptığı basın toplantısında bu konuya açıklık getirdi ve içimizi rahatlattı;”Bedelli askerlik uygulaması Türkiye’nin gündeminde değildir ve ileriki dönemde de gündeminde olma ihtimali yoktur.” Ardından da daha adil bir sistem üzerinde çalışıyoruz diyerek konuya noktayı koydu.
Bir ülkede vatandaşlar arasındaki eşitlik ilkesi dejenere edilirse, o devletin çivisi çıkar.
Erdem Yücel
Bizim kuşak, hep bu sözlerle büyüdü... Bizden öncekiler de bu sözü kulaklarına küpe yaptılar. Her Türk asker doğar sözü ile büyüyenler dostlarıyla, arkadaşlarıyla yaptıklarıyla sohbetlerde konuyu dönüş dolaştırıp askerlik anılarına getirmezler mi? Askerlik ocağında kurulan dostluklar, edinilen tecrübe ve bilgiler insanın yaşamı boyunca bir parçası olmaz mı? Askerlik ikinci bir eğitim yeridir diyenler bu sözü boşuna söylememiştir. Kısacası askerlik acı ve tatlı anıları ile yaşamımızın ayrılmazı olmuştur.
Genel Kurmay Başkanlığı da askerlik duygusundan yoksun kalmasınlar diye engelli vatandaşlarımıza bile bir günlük askerlik yaptırıyor. O vatandaşlarımız karamsarlığa kapılmasın, biz de vatani görevimizi yaptık diyebilsinler diye...
Köroğlu ne güzel söylemiş; delikli demir icat olundu mertlik bozuldu diye...
Birçok hasletimiz gibi son dönemlerde bu güzelliği de bozmaya başladık. Daha doğrusu askerlikten insanımızı soğutup uzaklaştırmaya çalışanlar ortaya çıktı. Bazı gafiller sistemli biçimde Silahlı Kuvvetlerimizi yıpratma kampanyaları bile başlattı. Gerçekten kendisini Türk hissedenlerin askerlik duyguları ile oynamaya çalışanların ortalarda kahraman edasıyla dolaşmalarını görüp, üzülmemek elden gelmiyor...
Bir zamanların kınalı kuzuları, köylerde davul zurna eşliğinde askere yollanan gençleri nerede diye düşünmek bile istemiyorum. Onlar yine varlar, çoğu tenkit edilseler de askere giden yakınlarının uğurlandığı terminaller de görüyoruz.
Ne var ki, ortaya birileri çıkıp bu işi sulandırmaya çalıştılar. Anayasamızın ön gördüğü gibi herkesin eşit askerlik yapma noktasından zaman zaman kaydırılmaya çalışıldı. Anayasanın öngördüğü vatandaşlık kavramını da böylece zedeledik!..
Kısa dönem askerlik!..
Bedelli askerlik!...
Bunların altında yatan asıl gerçeği söylemekten nedense kaçındık.
Ekonomi dedik, gelir gelecek dedik!..
İşlerini kurmuş olanların aman işleri bozulmasın dedik!...
Bu da olmazsa çürük raporu alalım dedik!..
Aman bizim oğlumuz askere gitmesin, verelim parayı yırtalım askerlikten dedik!...
Bütün bunların altında yatan tek neden; askerden kaçmaktır. Bunun başka bir sözü, açıklaması yoktur...
Daha doğrusu parası olan askere gitmesin!... Parası olmayan gariban gitsin!... Dağlarda PKK eşkıyası ile mücadele etsin, nöbet tutsun... Parayı bastıranlar yan gelip yatsın… Neymiş efendim, ekonomileri bozulmasın, devlet para kazansın!...
Bu konu zaman zaman gündeme gelir. O zaman bazıları düşünür; acaba hangi kodamanın oğlu askerlik çağına geldi diye!..
Meşhur biz söz vardır; Gariban Mehmet nöbete!..
Bedelli askerliği MHP’li bir milletvekili TBMM Başkanlığına sunduğunu ve beş milletvekilinin de imzalarıyla destek verdiğini üzülerek basından izledik. Bu olay hiç yoktan kamuoyunda gerginlik yarattı, askerlikten yırtmak isteyenleri sevindirdi. Kanun teklifi öyle bir ortamda verildi ki, eşlerin, oğulların, çocukların babalarının şehit verildiği günlerde... Özellikle böyle bir teklifin milliyetçiği ön planda tutan bir partinin milletvekillerince verilmesi gerçekten üzücüydü. Ne var ki, yazdığım gazetede ara sıra eleştirdiğim MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli’nin talimatıyla bu teklif geri çekildi. Kendinden habersiz yapılan bu teklife kızdığı anlaşılan Devlet Bahçeli’yi bu yönden candan kutlarım...
Bu kanun teklifinin verilmesinin amacı Türk Silahlı Kuvvetlerine ve ekonomiye katkısıymış...
Gülerler...
Türk Silahlı Kuvvetlerinin askerden kaçmaya çalışanların vereceği paraya ihtiyacı yoktur; olmamalı da...
Bedelli adı altında kan parası mı veriliyor...
Daha dün, Diyarbakır-Lice yolunda hain saldırı ile dokuz, Şemdinli’de bir askerimizi daha şehit verdik...
Genel Kurmay Başkanı Orgeneral İlker Başbuğ’da yaptığı basın toplantısında bu konuya açıklık getirdi ve içimizi rahatlattı;”Bedelli askerlik uygulaması Türkiye’nin gündeminde değildir ve ileriki dönemde de gündeminde olma ihtimali yoktur.” Ardından da daha adil bir sistem üzerinde çalışıyoruz diyerek konuya noktayı koydu.
Bir ülkede vatandaşlar arasındaki eşitlik ilkesi dejenere edilirse, o devletin çivisi çıkar.
Erdem Yücel
KAYNAK