Gerici türban darbesi

Kara Kartal

Banned
Katılım
4 Nis 2007
Mesajlar
1,531
Reaction score
0
Puanları
0
Konum
Yaşasın Yobazlar ve Kahpeler için İstiklal Mahkeme
Atatürk çözümü:
“Gericiliği nerede görsem tepelerim, tepelerim, tepelerim”

Gerici türban darbesi

Türkiye gerici bir türban darbesine şahitlik ediyor.

Türbanı serbest bırakmak için Anayasa değişikleri Meclis’ten geçti. AKP-MHP-DTP koalisyonu bunu bir “özgürlük meselesi” ilan etti. Sırada YÖK Yasası’nda değişiklikler yapmak var.

Ancak unutulan bir şey var. Daha önce başta Turgut Özal döneminde olmak üzere defalarca kez Meclis “türbana özgürlük” yasası çıkardı. Fakat Anayasa Mahkemesi bunların hepsini iptal etti.

Gerekçe basitti. Kaynağını Şeriattan alan türban dayatmasının, Anayasa’nın değiştirilemez ilk üç maddesinde güvence altına alınan laik rejimde asla yeri yoktur.

Anayasa Mahkemesi’nin önceki kararları, laiklik maddesi Anayasa’dan çıkarılmadan türbana özgürlük sağlanamayacağını açıkça belirtmektedir.

Ayrıca şu da not edilmelidir. Anayasa Mahkemesi’nin önceki kararları da Anayasa hükmündedir. Sonraki kanun düzenlemeleri ve Anayasa Mahkemesi kararları için bağlayıcıdır.

Meclis’teki AKP-MHP-DTP bloğu bu yüzden bilerek Anayasa’ya ve laik rejime karşı bir suç işlemekte hatta darbe girişiminde bulunmaktadır. Tek umutları Anayasa Mahkemesi’nin üye yapısındaki değişikliğin ve yeni başkanın kendi darbelerini bu sefer meşrulaştıracağı düşüncesidir.

Bu ise suçlarını hafifletmemekte, daha da ağırlaştırmaktadır. Gerçekten de Anayasa Mahkemesi’nin başında bugün hukuk fakültesi mezunu bile olmayan biri vardır. Eşi türbanlıdır. Mahkemenin kararı nasıl çıkacak bu yüzden önemli değil. Önceki kararlar zaten bağlayıcıdır.

Eğer minareyi çalanlar bu sefer kılıfı hazırladıklarını düşünüyorlarsa yanılıyorlar. Sadece gerici darbeden dolayı yargılanacakların sayısı artar.

Yoksa türbana Cumhuriyet rejiminde özgürlük yok. Kimse kimseyi kandırmasın. Türban ve laik Cumhuriyet bağdaşmaz. Aradaki çelişkiyi PKK’lıyla MHP’liyi Meclis sahtekârlıkları için yan yana getirerek bile çözemezsiniz.

Türban Cumhuriyet düşmanlığının sancağı

Zaten türbancılar da Cumhuriyet’e düşman olduklarını asla saklamadılar.

Şimdi 28 Şubat dönemindeki türban eylemlerini hatırlayalım. Eylemlerdeki pankart ve sloganları: “7.4 yetmedi mi?”, “İçinizdeki laiklik canavarını durdurun”, “Kemalist devlet yıkılacak elbet”, “Örtümüz sancağımız…”

Sonra AKP 2002 yılında iktidara geldiğinde attıkları sloganı hatırlayalım: “80 yıllık karanlığa son…”

Baştürbancı Tayyip Erdoğan’ın sözlerini tekrar hatırlayalım: “Tutturmuşlar laiklik elden gidiyor, laiklik elden gidiyor. Yahu, bu millet istedikten sonra tabii elden gidecek yahu! Sen bunun önüne geçemezsin ki. Yani zorla bu milletin elinde tutmaya gücün yetmez. Millete rağmen bu yürümez zaten.”

Türbancıların tek bir amacı vardır. O da laik Cumhuriyet ile hesaplaşmak. Geri kalan her şey yalandır.

Çünkü türban bir inanç meselesi veya özgürlük sorunu değil. Tarihin hiçbir döneminde de olmamış.

Kaldı ki, dini bir inanç meselesi olarak gören anlayış da zaten laikliktir. Dinin kuralları Ortaçağ’da emirdir. Ve tek hukuk kaynağıdır. Laik düzende ise dinin kuralları inanç ve vicdan çerçevesinde ele alınır. Dolayısıyla laik hukuk her türlü kamusal düzenlemede sahip olduğu yetkiyi bu alanda da istediği gibi kullanır. İnançların kamuya ne kadar yansıtılabileceğine karar verir. Gerektiğinde sınırlar. Gerektiğinde ibadet alanları belirler. O alanlarla ilgili kuralları da saptar.

Osmanlı’nın son yüzyılında ve Cumhuriyet tarihi boyunca bu kavga bitmedi. Bir tarafta emperyalizmin desteklediği gericiler, diğer tarafta vatanını savunan ve çağdaş bir düzen isteyen ilericiler, devrimciler.

Ve ne zaman vatan tehlikeye düşse, milliyetçiler vatan için ayağa kalksa; gericiler hep aynı neden ile kıyam etti: “Din elden gidiyor.”

31 Mart Ayaklanması’nda da böyle oldu, İstiklâl Savaşı yıllarındaki gerici isyanlar sırasında da böyle oldu. Musul’u vatan toprağını kavuşturmamıza ramak kalmışken de aynı cerahat ayaklanmıştı.

Emperyalizmin paralı köpeklerinin ağzında 200 yıldır hep aynı kirli yalan: “Din elden gidiyor. Kadınları soyacaklar. Çarşafları yırtıyorlar. Camiler ahır olacak.”

Bugün Türkiye yok edilmek isteniyor. PKK Meclis’e girmiş. Türklük devletin Anayasası’ndan çıkarılmak isteniyor. Topraklarımız satılıyor. Ama gerici cephe 200 yıldır çıkardığı o uğursuz hırıltıyı kesmiyor. Yine avaz avaz bağırıyorlar: “Türban inancımızın simgesidir.” Baştürbancı ekliyor: “Gazetelerde her türlü ahlaksızlık var, çırılçıplak fotoğraflar basılıyor.”

Değişen hiçbir şey yok. Tekerlemeler hep aynı.

Türban uğursuz bir bayraktır. Türk bayrağına, Atatürkçü Türkiye Cumhuriyeti’nin ay yıldızlı bayrağına karşı her türden Kürt-İslamcı emperyalist uşağının altında toplandığı gericilik sancağıdır.

Bugün kendilerine demokrasi ve özgürlük cephesi diyorlar. Yalan! Tarih boyunca kirli yüzünüzü çok gördük. Sizi iyi tanıyoruz. Kara sancak altında toplanan mürteci cephesinin üstüne al bayrağı sallayacağız. Haşarata en iyi çözüm budur.

Üniversiteleri yok edip,
Taliban medresesi kuracaklar

Bugün üniversiteler hedefte. Çünkü yobaz cephe üniversiteleri ele geçirilemeyen son kale olarak görüyor.

Gerçekten de haklılar. Cumhuriyet’in ele geçirilemeyen iki kalesi kaldı. Biri Türk Silahlı Kuvvetleri diğeri ise Cumhuriyet üniversiteleri...

Yargı gericiliğe ve faşizme karşı direniyor. Ama faşist kadrolaşmayla yakında orayı ele geçirebileceklerini düşünüyorlar.

Ama bu kadrolaşmanın önündeki en büyük engel, üniversitelerin özellikle 28 Şubat’tan sonra laik bir anlayışla silkinmesi ve gericiliği geçici de olsa püskürtmesidir.

Şimdi birkaç koldan üniversitelere saldırılıyor. Bu sene karar yılı olacak. Üniversite düşecek mi, ayakta mı kalacak?

Türban eğer üniversiteye girerse Cumhuriyet’in bayrağını burçlardan indirip gericiliğin kara sancağını dikecekler. Kimileri üç beş türbanlı kızın ne yapabileceğini soruyor. Bu büyük bir aldatmacadır.

10 bin kişilik bir kampusta 100 tane türbanlı bile orayı Şeriatın gösteri alanı haline getirmeye yeter. 100 kişilik aynı üniformayı giymiş, tarikat hiyerarşisine uyan, arkasında iktidar ve sermaye gücünü almış milis kuvveti, değil 10 bin kişiyi, 100 bin kişiyi bile sindirir. İnanın o 100 kişi bir yıl içinde 10 kat artacaktır. Kapanmamak çok büyük bir cesaret işi olacaktır.

İş tabii türbanla bitmeyecek. Bu sene İmam Hatiplileri üniversitelere sokacaklar. Hukuk ve Kamu Yönetimi bölümlerine doluşan İmam Hatipliler, çoktan İmam Cumhuriyeti’ne dönüştürülen AKP bürokrasisi için yeni faşist kadrolar olarak yetişecek.


Tek engel kalıyor. O da direnecek bazı Atatürkçü rektörler ve öğretim üyeleri. Sorun değil. Abdullah Gül zaten son birkaç aydır bu meseleyi çözmeye başladı. Rektörleri Cumhurbaşkanı atıyor. Çok değil 2 yıl sonra ilahiyatçı veya tarikatçı olmayan tek bir rektör kalmayacak. Atatürkçü hocalar ve hatta bırakın Atatürkçü olmayı, tarikatçı olmayı başaramayan sıradan öğretim üyeleri bile kapı önüne konacak.

Böylelikle 150 yıldır kin besledikleri çağdaş yüksek öğrenim kurumları yok edilmiş olacak. Amaçları medreseler kurmak ve Afganistan’daki gibi köle zihniyetli medrese öğrencisi Talibanlar yetiştirmek.

İlköğretim ve ortaöğretim zaten ellerinde… Üniversiteler düşünce laik Cumhuriyet düşecek. Kavganın şiddeti ve yobaz faşistlerin ısrarcılığı buradan kaynaklanıyor.

Bu önümüzdeki bir yıl çok hayati. Eğer faşist darbe engellenmezse Türkiye’nin bir değil birkaç kuşağı yok edilecek. Bu aynı zamanda Türkiye’nin de yok olması demektir.

Türbancıların gerçek amacı faşizm

Türbancılar bugün “bireysel özgürlük, inanç meselesi, din ve vicdan özgürlüğü” gibi laik kavramları Şeriatçı propaganda için kullanıyorlar.

Onlara göre özgürlük herkesin inancını uygulamasıdır. Dolayısıyla inanç kanundur. Zaten tek inanç vardır. Çünkü nüfusun %99’u Müslüman’dır. O tek inanç da Şeriattır. Şeriatın ne olduğunu da ancak kendileri karar verir. Böylelikle demokrasi adına Şeriat diktatörlüğü ilan edilebilir.

İşte gericinin düz mantığı bu. Ya kendilerini çok akıllı sanıyorlar ya da insanlığı kendileri kadar geri kalmış ve cahil sanıyorlar. Beyler, 11. yy.’da kalmış, ancak Yunan Aristo’dan aşırma düz mantık geriliği 21. yy.’da tutmaz.

Baştürbancı sürekli din konusunda mürekkep yalamaktan, ulemadan bahsediyor. Emperyalistlere yalakalık konusunda rakip tanımazsınız kabul. Ancak ev hanımları bile sizden daha iyi din bilgisi sahibidir. En azından sabah programlarında Yaşar Nuri Hoca’yı dinliyorlar.

Türban konusunda gerçek niyetlerini dine sığınarak gizlemek istiyorlar. Ancak kendilerini daha da çok ele veriyorlar.

Eğer türbanı özgürleştirmekteki tek referansları dinsel özgürlük ise, gerçek amaçlarının özgürlük değil, tam tersine faşizm ve diktatörlük olduğunu açığa vurmuş oluyorlar.

Çünkü tarih boyunca din adına fetva verenlerin ve bunu kanun düzeni haline getirmeye çalışanların hepsi, vicdan özgürlüğü dâhil her türlü bireysel özgürlüğün gerçek düşmanı olmuştur.

Bugün din adına türbana özgürlük isteyenler, yarın din adına çarşafa da özgürlük isteyecekler. Sonra din adına haremlik ve selamlık uygulaması talep edenler ortaya çıkacak. En sonunda türbansız gezenler bizim din ve vicdan özgürlüğümüze saldırıyor denecek. Reklam panolarına saldıran sokak serserileri, gazete sayfalarındaki açık bulduğu resimlere bakmaktan kendini alamayan ama etrafına da namus dersi vermeye kalkan baştürbancı o zaman eyleme geçecek.

Birileri dini referans kabul edip, laik hukuka kendi duruşunu dayattığı gün bu işin sonu yoktur. Laiklik ve Şeriat aynı anda hüküm süren iki hukuk sistemi olarak yaşayamaz. Osmanlı bunu denemiş ve çok kısa sürede yıkılmış.

Şeriat laikliği hemen yok eder. Ya da laiklik Şeriatçılığı yok etmek zorundadır. Aksi takdirde İran’da Şii Şeriatçılığının, Suudi Arabistan’da Sünni Şeriatçılığının gösterdiği gibi Müslüman olma ama farklı mezhepten olma özgürlüğü bile kalmaz.

AKP’nin amacı faşist bir rejim kurmaktır. Türban bu faşist rejimin hem giysisi olacaktır, hem de laik hukuku parçalayan ilk balyozu.

“İlim icabı” kanunlar Meclis’ten çıkıyor. Mürekkep yalamakla övünen baştürbancı bir imam ilk şeri hukuk uygulamasını türban kanunlarıyla deniyor.

Biz ise Atatürk yolundan gidenler olarak artık onun kararlılığını göstermek zorundayız. “Hâkimiyet ve saltanat hiç kimse tarafından hiç kimseye, ilim icabıdır diye müzakereyle, münakaşa ile verilemez.”

Bu işi Cumhuriyet’in fiili gücü çözer. Yine Atatürk’ün dediği gibi “fakat ihtimal bazı kafalar kesilecektir.”

Gericiliğe özgürlük
Cumhuriyet’e ölüm demektir

Gericiler faşizme yürürken demokrasi ve özgürlük maskelerini kullanıyorlar. Ancak özgürlükten kastettikleri Cumhuriyet’e saldırma, demokrasiyi önce kullanıp sonra yok etme, ulusal egemenliği yıkma, toplumu geriye götürme ve sömürgecilerin kölesi yobaz bir rejim kurma özgürlüğüdür.

Ortak düşmanları Türkiye Cumhuriyeti Devleti ve Türk Milleti olunca, bu sözde özgürlük ve demokrasi cephesinde sadece yobaz faşistler değil, MHP’li ırkçılar, PKK’lı bölücüler, Amerikancı liberaller ve İkinci Cumhuriyetçiler de toplanıyor.

İş öyle bir noktaya kaldı ki, Cumhuriyet’i savunan biz devrimciler, gerçek özgürlüğü ve demokrasiyi sözde liberal ve demokratlara karşı da savunmak zorundayız.

Bugün artık, Türkiye nerede hata yaptı, faşist tehlike nasıl bu kadar büyüdü, gericilik ülkeyi nasıl avucunun içine alabildi diye sormak zorundayız.

Bunun tek bir nedeni vardır. O da Atatürk’ün gericiliğe asla en küçük özgürlük hakkı tanımayan tavizsiz devrimcilik anlayışının terk edilmesidir.

Ne yazık ki 11 Kasım 1938’den itibaren bu anlayış terk edildi. Önce İsmet İnönü CHP içinde gericilerle anlaşmaya, onları sisteme dâhil ederek uzlaşmaya yeltendi.

Bu korkunç hatanın sonucu çok kısa sürede ortaya çıktı. Tarikatlar, aşiret reisleri ve ağalar DP’yle iktidara oturdular.

Bundan sonra Türkiye geri dönülmez bir yola girdi. Gericiliğin elde ettiği her taviz, kazandığı her yeni özgürlük alanı, halkın esareti, ilericiliğin ve Cumhuriyet’in yok edilmesi anlamına geldi.

Çok kısa bir sürede gericilik o kadar büyüdü ki, artık yeni mevzi kazanmak değil tüm rejimi yutmak istiyorlar. Gericiliği büyüten merkez sağ yok oldu. Gericilikle mücadele etmeyen merkez sol da yok oldu. Türkiye hızla İranlaşmaya, Talibanlaşmaya doğru ilerliyor.

Bu yüzden eski hataları yineleyecek vakit ve lüks kalmadı. Gericiliğe hiçbir özgürlük ve demokrasi hakkı tanınamaz.

Türbanın çözümü uzlaşma değildir. Çünkü Türkiye’de bir türban sorunu değil gericilik sorunu vardır. Gericilik ile mücadele ise uzlaşılarak değil, her türlü kaynağı yok edilerek verilir.

Atatürk’ün çözümü basittir. İstiklâl Mahkemeleri sorunun en kansız, en kestirme ve en demokratik çözüm yoludur.

Atatürkçüler Atatürk’ün çözümlerini savunmalıdır. Aksi takdirde Türkiye’de Türklük ve Atatürkçülük en kanlı şekilde Kürt-İslam faşizmi tarafından yok edilecek.

İstiklâl Mahkemeleri TBMM’de kanunlaşırken, Atatürk’ün hiç değişmeyen Adalet Bakanı Mahmut Esat Bozkurt meseleyi çok basit özetlemiştir: “Özgürlüğün kaderi gericiliğin elinde oyuncak haline gelmek olamaz.”

yazar:Ali Özsoy
 
herkese çarşaf kampanyası ne zaman başlayacak
yanında birde burka eşantiyon

millet oyuncak sanıyor bu işleri

din elden gidiyormuş
yok dinin gereklerini yapamıyorlarmış

80 yıldır bir yere gittimi din
80 yıldır istenilenler yapılamadımı
kim engel oldu

yok amaç başka
amaç
suudiarabistandaki gibi
kuveytteki gibi

islamiyeti kullanarak
monarşik yönetim
islamiyet harici din sahibi olmak
şeriat adı altında krallık kurmak

yanlız o arapların parası var

Türkiyeyi bölüyorlar
Türkiye üzerine oyun oynuyorlar
aman dikkatli olun deniliyor ya

bu sefer oyuna gelen sizlersiniz
başınızı baş örtüsü ile kapatmak yetmez
deyip

kandırılan sizlersiniz

kapatın başınızı
kapatın
kur'an da namaz uzuvlarınızı kapatın diyor
saç demiyor

kadınlarımızın kandırmalarına yol açmayın
bu islamiyet değil.....................
 
ne bu ya kardeşim türban türban türban...... burası müslüman ülkesi burası osmanlı ülkesi,o türban neden ............................... anlamadım.isteyen istediğini giysin.sizene kardeşim.türbandan rahatsız olan adam gitsin moskovaya
 
ne bu ya kardeşim türban türban türban...... burası müslüman ülkesi burası osmanlı ülkesi,o türban neden birilerinin şeyine batıyor anlamadım.isteyen istediğini giysin.sizene kardeşim.türbandan rahatsız olan adam gitsin moskovaya

Arkadaşım, Bizde Öyle Diyoruz. İsteyen İstediğini Giyer. İsteyen Mini Eteğini Giyebilir, İsteyen Türbanını Takabilir. Ama Buradaki amaç artık türban meselesi değil. Onların Amacı Bizi Osmanlı'nında Öncesine Götürmek. Atatürk'ün Kurduğu Düzene Karşı Çıkmak... Neyse Bu Konularda FAzla Konuşmayı Sevmem..
 
Devrimi koruyacak sert önlemlere ihtiyacımız var

Mustafa Kemal:
Devrimi koruyacak
sert önlemlere ihtiyacımız var

“Hocaları memnun edelim, İslam alemini memnun edelim, herkesi memnun edelim dersek amacımıza ulaşamayız. İşi, günün koşullarına göre düzenleyenler esaslı devrim yapamaz. Bugünkü sefalet ve rezalet içinde esasen kimseyi memnun etmeye olanak yoktur. Ülke gelişmiş, ulus zengin olduğu zaman herkes memnun olur.

Efendiler, yaptığımız ve yapmakta olduğumuz devrimlerin amacı; Türkiye Cumhuriyeti halkını tam çağdaş ve tüm anlamı ve görünümüyle uygar bir toplum haline getirmektir. Devrimlerimizin temel ilkesi budur

. Bu gerçeği kabul edemeyen zihniyetleri darmadağın etmek zorunludur.

Şimdiye değin ulusun beynini paslandıran, uyuşturan bu anlayışta bulunanlar olmuştur.

Zihinlerde olan bütün hurafeler bütünüyle çıkarılacaktır. Onlar çıkarılmadıkça beyinlere gerçek bilgileri taşımak olanaksızdır.

Devrimimiz henüz yenidir. Kökleşip benimsenmesiyle ilgili konularımız ancak ileride karşılaşacağımız olaylarla gerçekleşecek ve sağlamlaşacaktır. Fakat şimdi şuna emin olmalısınız ki, bugün başına şapka giyen, sakalını bıyığını tıraş eden, smokin ve frakla toplum yaşamımızda yer alanlarımızın çoğunun kafalarının içindeki zihniyet sarıklı ve sakallıdır.

(...)

Biz büyük bir devrim yaptık. Ülkeyi bir çağdan alıp yeni bir çağa götürdük. Birçok eski kurumları yıktık. Bunların binlerce yandaşı vardır. Fırsat beklediklerini unutmamak gerekir. En ileri demokrasilerde bile rejimi korumak için sert önlemlere başvurulmuştur. Bize gelince devrimi koruyacak önlemlere daha çok gereksinimimiz vardır.
 
Arkadaşım, Bizde Öyle Diyoruz. İsteyen İstediğini Giyer. İsteyen Mini Eteğini Giyebilir, İsteyen Türbanını Takabilir. Ama Buradaki amaç artık türban meselesi değil. Onların Amacı Bizi Osmanlı'nında Öncesine Götürmek. Atatürk'ün Kurduğu Düzene Karşı Çıkmak... Neyse Bu Konularda FAzla Konuşmayı Sevmem..

banane kardeşim benim kızkardeşim üniversiteye türbnla giremiyor.girse düzen yıkılmışmı olacak.siyasetten banane,ideolojiden banane,ben sadace başörtlü kızlarımızın serbest olarak okumalrını istiyorum
 
Atatürk’ün Türklere verdiği ödev: Gericiliği tepelemek

Atatürk’ün Türklere verdiği ödev: Gericiliği tepelemek


Ya gericilik bizim elimizde son bulacak, ya da Türk Milleti olarak biz gericiliğin elinde yok edileceğiz.

Gericiler tarih boyunca emperyalizmin milletimizi esir haline getirmek ve yok etmek için kullandığı kuklalar oldu.

Emperyalizmin en büyük düşmanı ulus ve ulusun direnme gücüdür. Bu yüzden ulusa düşman her türlü güçle işbirliği yaparlar. Emperyalizmin sermaye ortağı olan kompradorlar toplumun çok küçük ve tecrit bir kesimini oluştururlar. Dolayısıyla halkı kandırmak veya baskı altına aldırmak konusunda Batıcı liberallerin yapabilecekleri çok sınırlıdır.

Bu yüzden emperyalizm etnik bölücüleri ve Şeriatçı gericileri kullanmadan bir ulusu parçalayamaz, sömürgeleştiremez. Emperyalizme karşı direnişin tek çağdaş dinamiği olan ulusu, gericiliğe mahkûm ederek etnik ve mezhepsel parçalara bölmek isterler.

Bugün baştürbancı türban konusunda basını ve muhalefeti tehdit ederken, “Ben zalime ve zulüme düşmanım, asla zalimi alkışlamam” diyor.

Zalimden kastettiği tabii ki iki üç ayda bir kapısına koştuğu ABD ve İsrail değil. Türk Devletini ve laik hukuku zalimlik olarak nitelendiriyor.



Tarihin her döneminde gericiler Türklüğe karşı oldu. Türk devletini de hep kâfir gördüler. Bugün de aslında sadece Türk varlığının değil, Türk kadınının özgürlüğünün ve namusunun baş düşmanı mürteci sapıktır.

Daha geçtiğimiz gün Tarsus’ta, okul üniforması olan eteği giydiği için 13 yaşındaki bir ilkokul öğrencisinin bacaklarına kezzap döken sapıkların karşısında boyun eğecek miyiz?

Türk kadınının namusuna ve iffetine hakaret eden, dil uzatan Kürt-İslamcılara seyirci kalacak mıyız?

Kıbrıs’ı Rumlara, Musul’u Barzani’ye, Güneydoğumuzu ABD uşağı Kürtlere, Ege kıyılarımızı Rumlara, İstanbul’u emperyalistlere teslim etmeye niyetlenen Potamyalıların, Mezopotamyalıların, Ermenistanlıların din adına Türk Milleti’ni yok etmesine izin verecek miyiz?

Türkiye bir Türk Devleti olarak, Türk vatanı olarak mı kalacak? Yoksa ABD sömürgesi Federe Kürt-İslam Devleti mi olacak?
Sorun “türban sorunu” değil. Sorun Türkler açısından “emperyalizm ve gericilik sorunu.” Sorun onlar açısından “Türk sorunu.”

Sorunun Türkler açısından tek bir çözümü var. Atatürk çözümü:

“Gericiliği nerede görürsem tepelerim, tepelerim, tepelerim.”


yazar:Ali Özsoy
 
Yaw oradan buradan copy paste yapıp forumu pisletme eğer bir görüşün varsa sölede tartışalım senin bu başörtülülerle uğraşmaktan başka işin karqta... ..
 
Yaw oradan buradan copy paste yapıp forumu pisletme eğer bir görüşün varsa sölede tartışalım senin bu başörtülülerle uğraşmaktan başka işin karqta... Kene gibisin ya....

işine gelmeyen kene oluo öle mi
 
Arkadaşlar. Bakın bu Türbanın Üniversitelere girmesinden başlar. Bu ilk adım oluyor. Ondan sonrasında ise Devlet Daireleri, sonrasında ise Herşeyi eline geçirmeye çalışacak. Adam 4. Murat oldu sigarayı yasakladı. Yarın bir gün Evlenmeye kalksak onada standart koyacak. Bakın ben insanların kapanmalarına kesinlikle karşı değilim. Sadece DİNİN DEVLET İŞLERİNE KARIŞMASINI İSTEMİYORUM. Benimde annem baş örtülü. Kimseye zararı yoktur. Senelerdir Öyledir. Ben ne kapanmışlar görüyorum. Disco'larda görüyorum. İçki içiyorlar. Ya bırakın bu işleri. Bazıları varki sadece aile baskısı veya başımızdakiler gibilerin baskısı yüzünden işe girmek için kapanıyorlar. İnsan kapanmak isterse kapanır. Açılmak isterse açılır. Din Türbanla olmaz. Atatürk bile Din ve Devlet işletini birbirinden ayırmış. Onun gibi dünyanın en zeki adamı bu işi yapıyorsa vardır bir bildiği.
 
Türbancıların gerçek amacı faşizm

Türbancıların gerçek amacı faşizm

Türbancılar bugün “bireysel özgürlük, inanç meselesi, din ve vicdan özgürlüğü” gibi laik kavramları Şeriatçı propaganda için kullanıyorlar.

Onlara göre özgürlük herkesin inancını uygulamasıdır. Dolayısıyla inanç kanundur. Zaten tek inanç vardır. Çünkü nüfusun %99’u Müslüman’dır. O tek inanç da Şeriattır. Şeriatın ne olduğunu da ancak kendileri karar verir. Böylelikle demokrasi adına Şeriat diktatörlüğü ilan edilebilir.

İşte gericinin düz mantığı bu. Ya kendilerini çok akıllı sanıyorlar ya da insanlığı kendileri kadar geri kalmış ve cahil sanıyorlar. Beyler, 11. yy.’da kalmış, ancak Yunan Aristo’dan aşırma düz mantık geriliği 21. yy.’da tutmaz.

Baştürbancı sürekli din konusunda mürekkep yalamaktan, ulemadan bahsediyor. Emperyalistlere yalakalık konusunda rakip tanımazsınız kabul. Ancak ev hanımları bile sizden daha iyi din bilgisi sahibidir. En azından sabah programlarında Yaşar Nuri Hoca’yı dinliyorlar.

Türban konusunda gerçek niyetlerini dine sığınarak gizlemek istiyorlar. Ancak kendilerini daha da çok ele veriyorlar.

Eğer türbanı özgürleştirmekteki tek referansları dinsel özgürlük ise, gerçek amaçlarının özgürlük değil, tam tersine faşizm ve diktatörlük olduğunu açığa vurmuş oluyorlar.

Çünkü tarih boyunca din adına fetva verenlerin ve bunu kanun düzeni haline getirmeye çalışanların hepsi, vicdan özgürlüğü dâhil her türlü bireysel özgürlüğün gerçek düşmanı olmuştur.


Bugün din adına türbana özgürlük isteyenler, yarın din adına çarşafa da özgürlük isteyecekler. Sonra din adına haremlik ve selamlık uygulaması talep edenler ortaya çıkacak. En sonunda türbansız gezenler bizim din ve vicdan özgürlüğümüze saldırıyor denecek. Reklam panolarına saldıran sokak serserileri, gazete sayfalarındaki açık bulduğu resimlere bakmaktan kendini alamayan ama etrafına da namus dersi vermeye kalkan baştürbancı o zaman eyleme geçecek.

Birileri dini referans kabul edip, laik hukuka kendi duruşunu dayattığı gün bu işin sonu yoktur. Laiklik ve Şeriat aynı anda hüküm süren iki hukuk sistemi olarak yaşayamaz. Osmanlı bunu denemiş ve çok kısa sürede yıkılmış.

Şeriat laikliği hemen yok eder. Ya da laiklik Şeriatçılığı yok etmek zorundadır. Aksi takdirde İran’da Şii Şeriatçılığının, Suudi Arabistan’da Sünni Şeriatçılığının gösterdiği gibi Müslüman olma ama farklı mezhepten olma özgürlüğü bile kalmaz.


AKP’nin amacı faşist bir rejim kurmaktır. Türban bu faşist rejimin hem giysisi olacaktır, hem de laik hukuku parçalayan ilk balyozu.

“İlim icabı” kanunlar Meclis’ten çıkıyor. Mürekkep yalamakla övünen baştürbancı bir imam ilk şeri hukuk uygulamasını türban kanunlarıyla deniyor.

Biz ise Atatürk yolundan gidenler olarak artık onun kararlılığını göstermek zorundayız. “Hâkimiyet ve saltanat hiç kimse tarafından hiç kimseye, ilim icabıdır diye müzakereyle, münakaşa ile verilemez.”

Bu işi Cumhuriyet’in fiili gücü çözer. Yine Atatürk’ün dediği gibi “fakat ihtimal bazı kafalar kesilecektir.”

Gericiliğe özgürlük
Cumhuriyet’e ölüm demektir


Gericiler faşizme yürürken demokrasi ve özgürlük maskelerini kullanıyorlar. Ancak özgürlükten kastettikleri Cumhuriyet’e saldırma, demokrasiyi önce kullanıp sonra yok etme, ulusal egemenliği yıkma, toplumu geriye götürme ve sömürgecilerin kölesi yobaz bir rejim kurma özgürlüğüdür.

Ortak düşmanları Türkiye Cumhuriyeti Devleti ve Türk Milleti olunca, bu sözde özgürlük ve demokrasi cephesinde sadece yobaz faşistler değil, MHP’li ırkçılar, PKK’lı bölücüler, Amerikancı liberaller ve İkinci Cumhuriyetçiler de toplanıyor.


İş öyle bir noktaya kaldı ki, Cumhuriyet’i savunan biz devrimciler, gerçek özgürlüğü ve demokrasiyi sözde liberal ve demokratlara karşı da savunmak zorundayız.

Bugün artık, Türkiye nerede hata yaptı, faşist tehlike nasıl bu kadar büyüdü, gericilik ülkeyi nasıl avucunun içine alabildi diye sormak zorundayız.

Bunun tek bir nedeni vardır. O da Atatürk’ün gericiliğe asla en küçük özgürlük hakkı tanımayan tavizsiz devrimcilik anlayışının terk edilmesidir.

Ne yazık ki 11 Kasım 1938’den itibaren bu anlayış terk edildi. Önce İsmet İnönü CHP içinde gericilerle anlaşmaya, onları sisteme dâhil ederek uzlaşmaya yeltendi.

Bu korkunç hatanın sonucu çok kısa sürede ortaya çıktı. Tarikatlar, aşiret reisleri ve ağalar DP’yle iktidara oturdular.


Bundan sonra Türkiye geri dönülmez bir yola girdi. Gericiliğin elde ettiği her taviz, kazandığı her yeni özgürlük alanı, halkın esareti, ilericiliğin ve Cumhuriyet’in yok edilmesi anlamına geldi.


Çok kısa bir sürede gericilik o kadar büyüdü ki, artık yeni mevzi kazanmak değil tüm rejimi yutmak istiyorlar. Gericiliği büyüten merkez sağ yok oldu. Gericilikle mücadele etmeyen merkez sol da yok oldu. Türkiye hızla İranlaşmaya, Talibanlaşmaya doğru ilerliyor.

Bu yüzden eski hataları yineleyecek vakit ve lüks kalmadı. Gericiliğe hiçbir özgürlük ve demokrasi hakkı tanınamaz.

Türbanın çözümü uzlaşma değildir. Çünkü Türkiye’de bir türban sorunu değil gericilik sorunu vardır. Gericilik ile mücadele ise uzlaşılarak değil, her türlü kaynağı yok edilerek verilir.

Atatürk’ün çözümü basittir. İstiklâl Mahkemeleri sorunun en kansız, en kestirme ve en demokratik çözüm yoludur.

Atatürkçüler Atatürk’ün çözümlerini savunmalıdır. Aksi takdirde Türkiye’de Türklük ve Atatürkçülük en kanlı şekilde Kürt-İslam faşizmi tarafından yok edilecek.

İstiklâl Mahkemeleri TBMM’de kanunlaşırken, Atatürk’ün hiç değişmeyen Adalet Bakanı Mahmut Esat Bozkurt meseleyi çok basit özetlemiştir: “Özgürlüğün kaderi gericiliğin elinde oyuncak haline gelmek olamaz.”

yazar:Ali Özsoy



İşime gelmeyen ne dostum onu sölermisin ortada hiç bir şey yokken bu öfke niyedir... Birisi mini etekli bir kızı görüp "böyle giyinilir mi" dese sanane herkse istediği gibi giyinir dersiniz... Yoksa laiklik denen şey bunu mu emrediyor.... Gerisini anladın sen zaten


Bu arada karta mısın karga mmısın nesin yazılanlarıda okuda onlara cevap ver biraz önce ne yazdım hala copy paste...



Yaw oradan buradan copy paste yapıp forumu pisletme eğer bir görüşün varsa sölede tartışalım senin bu başörtülülerle uğraşmaktan başka işin karqta... Kene gibisin ya....



kardeş konu ben değilim benim karizmamda değil benim gece hayatımda değil benim türbanlılarla olan ilişkimde değil konu benim sex hayatımda değil, yani anlıyacağın konu benim hakkımda değil umarım anlamışsındır umarım anlatabilmişimdir

kardeş konu hakkında yorumların varsa buyur seni engelleyen yok
tabiki her medeni insan gibi düşüncelerini ifade etme özgürlüğün var
ama böyle çirkince saldırarak iftira ederek sataşarak medeni olunmaz olsa olsa ancak yozluk olur yobazlık olur....

medeniyete buyrun saygılı olunki saygı göresiniz......
 
birşey anlamadım ben mini etek ilericilik mi oluyor da insanların başörtüsü gericilik oluyor ? burada yanlış birşeyler var kısacası Büyük Önderimiz Atatürk ile başörtüsü takanları karşı karşıya getirmeye çalıştıkları kesin Zübeyde Hanım Başörtülü Değilmiydi ? Bir Toplumu Başörtü Takıyor Diye Gerici Diyen Embesil Zihniyet Hala var Unutmayalım ki 70 milyon insanımızın çoğu başörtülü Kimi Örf adet Kimi Dinimiz Gereği Takıyor. Karadenizde Anadolunun Bir çok yerinde Tarihimizi okuyanlar bilir ne analarımız bacılarımız Kurtuluş Savaşında Başörtüsü Şalvarlı ile Cephelere mühimmat taşıdı ne zeki planlar yapıp düşmanı yanılttı. Kısacası Bu Atatürkçüyüz Çağdaş Demokratız Diyen Zavallı Zihniyetin Yapmak İstediği Gibi İnsanların başından asla başörtüsünü alamaz İslam Dininin Yayılmasını ilerlemesini asla engelleyemez. Hala Örnekleri Var Ülkemizde Başörtüsü Karşıtı Hangi Parti İktidar olabildi madem Çok Akıllı Bu Zihniyet Hala bunu çözemedi mi
 
birşey anlamadım ben mini etek ilericilik mi oluyor da insanların başörtüsü gericilik oluyor ? burada yanlış birşeyler var kısacası Büyük Önderimiz Atatürk ile başörtüsü takanları karşı karşıya getirmeye çalıştıkları kesin Zübeyde Hanım Başörtülü Değilmiydi ? Bir Toplumu Başörtü Takıyor Diye Gerici Diyen Embesil Zihniyet Hala var Unutmayalım ki 70 milyon insanımızın çoğu başörtülü Kimi Örf adet Kimi Dinimiz Gereği Takıyor. Karadenizde Anadolunun Bir çok yerinde Tarihimizi okuyanlar bilir ne analarımız bacılarımız Kurtuluş Savaşında Başörtüsü Şalvarlı ile Cephelere mühimmat taşıdı ne zeki planlar yapıp düşmanı yanılttı. Kısacası Bu Atatürk Çağdaş Demokratız Diyen Zavallı Zihniyetin Yapmak İstediği Gibi İnsanların başından asla başörtüsünü alamaz İslam Dininin Yayılmasını ilerlemesini asla engelleyemez. Hala Örnekleri Var Ülkemizde Başörtüsü Karşıtı Hangi Parti İktidar olabildi madem Çok Akıllı Bu Zihniyet Hala bunu çözemedi mi

sen biraz geriden geliosun ya da başka bi gezegendensin
 
geri kafalılığın bu kadarı ninsan bu kadar cahil olamaz pes yaaa ver ya hakkaten pes açın gözünüzü insn bu kadar örümcek kafalı olmaması lazım ya
 
Ben Yine Diyorum. Herkesin Görüşü Kendine. İster Baş Örtülü, ister Baş Örtüsüz. Ama En Önemlisi BUNLAR ÜZERİNDEN SİYASET YAPILMAMALI. Halkı Karşı Karşıya Getirmemeli. Bakın Burda Biz Bile Karşı Karşıya Geliyoruz. İşte Bu amacı güdüleyenler, Amaçlarına Ulaşıyor...
 
işine gelmeyen kene oluo öle mi


İşime gelmeyen ne dostum onu sölermisin ortada hiç bir şey yokken bu öfke niyedir... Birisi mini etekli bir kızı görüp "böyle giyinilir mi" dese sanane herkse istediği gibi giyinir dersiniz... Yoksa laiklik denen şey bunu mu emrediyor.... Gerisini anladın sen zaten


Bu arada karta mısın karga mmısın nesin yazılanlarıda okuda onlara cevap ver biraz önce ne yazdım hala copy paste...
 
İşime gelmeyen ne dostum onu sölermisin ortada hiç bir şey yokken bu öfke niyedir... Birisi mini etekli bir kızı görüp "böyle giyinilir mi" dese sanane herkse istediği gibi giyinir dersiniz... Yoksa laiklik denen şey bunu mu emrediyor.... Gerisini anladın sen zaten


Bu arada karta mısın karga mmısın nesin yazılanlarıda okuda onlara cevap ver biraz önce ne yazdım hala copy paste...

sen benim ne diyeceğimi nerden biliosun ki
mini etekle türbanın ne alakası var
herhalde sen de başka bi gezegendensin
gerisini ötesini ben anlarım sen düşünme bunları, başka seyler düşünmeyi dene dicem ama kapasiteni bilemiorum kii? ?
 
neymiş efendim ak parti orayı burayı satmış yok söyle olmus yaa satılan bi yer yok ya bu kapar örümcek kafalı olmayın ya adamlar devrim yaptılar ya kimin aklına gelirdi muyne olunca eczaneden ilaçlarını alabileceği gelmezdi değilmi ama adamlar yaptı kardeşim yaptı beni delirtmeyin yha.önecen bir aile çocugunu nasıl okula yollarım diye düşünürken bu adamlar
liseye kadar çocukları okul kitaplarını ücretsiz verdiler.daha o kadar cok sey varkıben asıl konuya döneceğim başörtüsü yukarıda arkaşaım ne güsel açıklamıs mini etek giymek özgürllükte başörtüsü niye değil eee oda insan bunlların amacı islamın yayılmasını engellemek. çıplaklığı medeniyet olarak tanıtıyorlar eğer siz çıplaklığı medeniyet olarak kabul ediyorsanız AFRİKADAKİ BEDEVİLER BİLE SİZDEN VE SENDEN DAHA MEDENİ ARKADASIM AÇ GÖZÜNÜ BİRAZ AÇÇÇÇÇÇÇÇÇÇÇ.

Bunlar Gercek Olan Seyler Arkadasım

şimdide Yazdıklarımızı Kaldırmıslar Allahım Doğrular Söyelemk Bu Kadarmı Gunah
 
Bacımın örtüsü batmakta rezilin gözüne…Acırım tükürüğe billahi tükürsem yüzüne..Medeni olmak eğer açmaksa bedeni.. desenize hayvanlar insanlardan daha medeni....

siz bu konuları actıkca yapacagım tek şey üstad m.Akif in mısralarını hatırlamak
 
Bu örümcek kafalı zihniyet Atatürkün annesi Zübeyde Hn. bugün yaşasaydı sırf başörtüsü takıyor diye aynı muameleyi yine yapmaya kalkardı. Oğlu ülkeyi kurtarmış kime ne? Neymiş çağdaşlıkmış hadi ordan be sen git nereni açıyorsan aç, açmayandan sanane.
 
Geri
Üst