Türkiyede ne türban sorunu vardır ne demokrasi ne de Anayasa...Bu tür haber ve görüntülerin yegane nedeni " Atatürk Milliyetçiliği ve laiklik " diye tarifini yaptıkları ve devletin ideolojisi olarak benimsedikleri yüzyılın çok gerisinde kalmış mezarından çıksa Mustafa Kemal Atatürk' ün bile tarifini anlayamayacağı " Kemalist " ideolojidir... Halka rağmen devlet olduğu nerede görülmüş ama maalesef Türkiyede ki bu kemalist ideoloji halkı devlet karşısında hep bir tehdit olarak görmüş ve devleti halktan korumak adına olmadık yasaklara girişmişlerdir... Başörtüsü yasağı da bu anlayışın bir ürünüdür... Devleti korumak adına gerekirse Anayasaya bile uyulmayabilir yeter ki devlet' e bi zarar ! gelmesin... Anayasalar içinde yaşanılan toplumdan bağımsız değildirler, bugün Türkiye' ye en demokratik anayasa bile ithal edilse bu sorunlar yaşanmaya devam edecektir... Çünkü biz her kuralı istediğimiz gibi eğip bükmeye kendi anlayışımıza uydurmaya o kadar alışmışız ki... Anayasa mahkemesinin 367 ve son kararı bu yazdıklarımın en net delilleridir... Aklı başında insaf sahibi her insan kararların yanlış olduğunu biliyor kaldı ki Hukuk profesörleri bile kararın yanlış olduğunu dile getiriyor... Evet bugün ortaya çıkan görüntü bu son kararın uzantısıdır yinede merak ediyorum (olmaz ya, hadi oldu diyelim) Anayasa Mahkemesi aksi yönde bir karar verseydi 100. Yıl Üniversitesi Rektörü verilen kararı aynı titizlikte ve " acımasızlıkta ! " uygulamak için herhangi bir çaba sarf edecek miydi ?
Bu yazı islamcıların tezini çok güzel açıklıyor o yüzden direk yanıt verme gereği duydum.
Öncelikle islamcıların yeni uydurdukları bir teori var.
"ATATÜK HAYATTA OLSA KEMALİST OLMAZDI. ÖNCE BU KEMALİSTLERİ TEMİZLERDİ." teorisidir bunun adı.
Oysa Atatürk hayattayken bu iddiada bulunanların dedelerini temizlemiştir. Hala moda tabir ile kuyruk acıları sürmektedir. Ancak ülkeyi kurtaran büyük lidere dil uzatacak cesaretleri bulunmadığı için Atatürk'ü kendi ideolojisinin karşısında gösterme gayretindelerdir.
Bu ideolojiyi ortaya çıkaran Atatürktür. Elbette o Kemalist olamaz çünkü o Kemalin ta kendisidir. Onun takipçileri kemalist olabilir. Sözcük oyunu ile saçmalamak islamcı demogogların genel prensibidir. Çünkü onlar laf ebeliği ile kavramların önce içini boşaltır sonra aynı kavramlara işlerine gelen anlamları doldururlar.
Modası geçmiş çağın gerisinde kalmış ideoloji deniliyor. Sanki kendileri yaşam biçimleri ile çığır açan çağın önünde giden insanlar.
Birileri uzaya roket gönderdiniz de başörtüsüne mü takılmış demiş. Evet kardeşim aynen öyle oldu. Türkiye nin tek kalkınma ve kültür hamlesi olan Köy Enstitüleri kız erkek yanyana okuyor komünist olacaklar diye kapatıldı. O zamanın henüz türban icat edilmediği için öyle bir sorun yoktu. Ama dini ilk kullanan Adnan Menderes haini Atatürk zamanında kurulan uçak fabrikalarını Marshall yardımları uğruna kapattı. Yani bugün uzaya gidemesen de Türk üretimi uçaklarla uçardın belki islamcı siyasetçiler olmasa...
Atatürk şapka inkılabını referandumla mı yaptı? Halifeliği kaldıralım mı diye halka mı sordu? İstiklal Mahkemelerinde adamları asarken hukukun en gelişmiş araçlarını bilimsel delilleri mi kullandı?
Bunlar komik şeyler ve BilişKişi diye rumuz kullanmakla bilir kişi olunmadığının açık kanıtı.
İslamcıların ortaya attıkları bir diğer tez ise HALKA RAĞMEN DEVLET YÖNETİLMEZ komedisidir. Bu coğrafyada 1000 senedir yönetim hakla rağmen yapılmaktadır. Çünkü bugünkü islamcı arkadaşlarımızın ataları ne dinde ne kültürde ne sanatta ne teknikte ilerlemeye ve gelişmeye engel oldukları için cahil bir halk topluluğu 1000 senedir varlığını sürdürmektedir.
Atatürk HALKA RAĞMEN cumhuriyeti kurmuş hilafeti kaldırmıştır. Yavuz ile başlayan cumhuriyet ile bile devam eden Alevileri dışlayan devletçilik sürmektedir. Diyanet alevileri ve ibadetlerini adam yerine koymaz. Yani bu ülkenin halkı demokratik kültürü içselleştirememiş hakkını ve sorumluluğunu bilmeyen bir insan topluluğudur. O yüzden halkın iktidara verdiği oy tam ruhsat demek değildir. Ülkenin değiştirilemez bir ideolojisi vardır Atatürkçü Laik Demokratik düzen. Bunu halk oyuyla da değiştiremezsiniz. Halk istedi diye laiklik yeniden tanımlanacak olsaydı Atatürk zamanında kimse laiklik istemediği için hiç gelmezdi laik düzen. Yani Askeri darbe darbe diye yaygara koparanlar Atatürk rejimini değiştirmek istedikleri için tantana ediyorlar. Ama şükür ordumuz var. Bu kadar organize olmuş ve devletin temel ilkelerine ters insan yetiştirmiş bir siyasi örgütlenmeyi hiç hoşuma gitmese de sadece ordu engeller.
Diğer bir islamcı siyasetin saçmalığı da DEVLET HALKINDAN KORKUYOR konusudur. Evet cahil halk kitlelerinden herkes korkar devletin kendisi de. Cahil insanlar dağa çıkar terörrist olur, dini için adam keser, ya allah bismillah diye insan yakar.
Sanki bu ülkenin insanı rejimi değiştirmeyi dah aönce hiç denememiş gibi saçma sapan fikirler atılıyor ortaya.
Daha yakın tarihte burada yazı yazanların bile hatırlayabileceği kadar yakın tarihte Sivas ta elinde kalaşnikof değil saz olan kitap olan daktilo olan insanlar diri diri yakıldı. Provokasyon denildi. İyi de suçlu provakatör mü? Provake olan şerefsizlerin hiç mi suçu yok? Demek ki Atatürk zamanındaki isyanlar gibi, Sivas ta beğenmedikleri siyasi görüşe sahip olanları din adına yakanlar gibi, adam kaçırıp diri diri domuz bağı yapıp kendine hizbullah diyenler gibi bu halkın içinde de rejimi değiştirmek isteyenler var.
İster laikliği yeniden tanımlasınlar ister rejimi, birileri mevcut Atatürkçü Laik Demokratik düzeni islama göre düzenlemek değiştirmek istiyor. AKP bu hareketin beden bulduğu partidir o yüzden de kapatılmalıdır. Her rejim kendini korur. Sanki bu ülkenin halkı melek devlet halka zulmeden Bolu Beyi havası yaratılıyor.
Birileri cahil halk kitlelerini kullanıyor devlete ve rejime karşı harekete geçiriyor, devlet de bu insanlara karşı kendini korumasın isteniyor.
Anayasa Mahkemesinin kararı yanlışmış? Kime göre yanlış? Hangi hukuka göre? Evrensel bir hukuk mu var? Amerika da, Fransa da, Rusya da aynı hukuk mu uygulanıyor? Hepsinde Anayasa Mahkemesi mi var sanıyorsunuz? Bunlar yalandır. Her ülke kendi hukuk felsefesine göre işler. Ve her ülkenin hukuk felsefesi kendi rejimine göre şekillenir.
Bu ülkenin hukuk felsefesini de Anayasa Mahkemesi belirler. Anayasa Mahkemesinin görevi kanunları düzenlemek olarak açıklanır. Oysa Anayasa Mahkemesi anayasadan kendi görev ve yetkilerinin içtihatını da kendi yapar. Ve anayasa mahkemesi diyor ki, bu anayasa değişikliği değişmez ilkelerden olan laiklik ile çelişiyor. Değiştirecekseniz baştan islam anayasası yaparsınız, laikliği kaldırırsınız anayasa mahkemesini kaldırırsınız o zaman problem kalmaz. Bugünkü şartlar içinde Anayasa Mahkemesi bu değişikliğe onay vermiyor. Bunu içine sindiremeyenler bir anda hukuk profesörü oldular. 3-5 tane liberal her devrin adamının hukuk profesörünü de arkalarına alıp yaygaraya devam ediyorlar.
Bu ülkede Türk Tipi Demokrasi vardır. Bu da Kemalist Laik Demokratik Rejimdir. Bu rejim 80 yıldır gerici islamcıların anti devrim tehlikesi altındadır. 80 senedir amerikanın desteği ile dış güdümlü islamcı hareket örgütlenmekte kendi vakıf okul ve ticaret sistemlerini kurmaktadır. Artık orta sınıf apolotikleştirilmiş Türk insanını da din duygularını kullanarak arkalarına çekerek kendilerini dev sanmaktadırlar.
Maalesef bir çok kemalist dahi bu yazdıklarımdan bi haberdir. Yani bu ülke kemalistini de yetiştirirken cahil yetiştirmekte, islamcısını da yetiştirirken cahil yetiştirmektedir.
Gerçek dindar bir müslümanın bu konu ile ilgili hiç bir sorunu olamaz.
Buradaki sorunlu müslümanlar dindar olanlar değil benim dinci dediklerim din üzerinden çıkar sağlamak isteyenlerdir.
Dindar müslüman dinini yaşar, dinci müslüman islamı yaşatmaya ve yaymaya çalışır.
Dindar müslüman ilim öğrenmek için üniversitede başını açar 3-4 saat dersini görür çıkarken kapar ve bilir ki islamda amel niyetle ölçülür. Allah ilim öğrenmek için başını zorunlu olarak açana hoş görü gösterir o yücedir.
Ama kendini allahın askeri sanan dinciler de merhamet yoktur. Onlar kendileri müslümanlığı dört dörtlük yaşamadıkları halde başkalarına yaşatmaya çalışır. Onlar islam devleti kurmak için savaşa cihata hazırdır zaten özlerinde çatışma ve kabalık vardır.
Dindar kendini karanlık hisseder aydınlanmak için allaha yaklaşmak için uğraşır değil savaşmak çatışmak kalp kırmaktan çekinir.
Dinci ben aydınlandım evreni çözdüm islamı buldum biraz da başkalarını aydınlatayım diye savaşa çıkar bunun adına da cihat der.
Bu ülkenin %99 u müslüman denir ama bana sorarsanız ülkedeki gerçek sevgi dini olan islama inanan dindarların oranı %1.
Onlara da salak ve deli gözüyle bakılır hep...
saygılar
Not: algoritma sana da bir şey eklemek istiyorum bu haberi yanlış anlamışsın.
Türbanlılar servise alınmamış indirilmiş diye bir şey yok. Türbanlıların üniversiteye girişine izin vermemek amacıyla servis kampüse girmeden durdurulmuş ve türbanlılar orada indirilmiş. Yani bu kızları okula alsan dershanenin kapısından mı geri çevireceksin? Kampüs kapısında sinir krizi geçirenler dershane kapısında sinir krisi geçirince eylem yapınca üniversite içinde huzur bozulmuş olmayacak mı?