İşte Gül-Sezer kalite farkı.

64general1

New member
Katılım
14 Haz 2007
Mesajlar
1,720
Reaction score
0
Puanları
0
Cumhurbaşkanı Abdullah Gül'e uzun süredir aldıgı hediyeleri ne yaptıgına dair toplumumuzdan sorularla karşılaşıyor ve cevap verilmiyordu.Nihayet bir cevap verildi ama hediyelerin kendi tasarruflarında oldugunu açıkladı.Oysa SEZER hepsini aldıgı hediyeleri Cumhurbaşkanlıgına bırakmıştı bunların içinde kendi portreleri bile vardı.
İşte Gül'ün açıklaması;
‹zmir Barosu eski Başkanı değerli hukukçu Noyan Özkan, herkesin merak ettiği soruyu Cumhurbaşkanı Gül’e 4982 sayılı Bilgi Edinme Hakkı Kanunu kapsamında bir dilekçeyle sordu:
“9 - 10 Kasım 2007 tarihleri arasında ülkemizi ziyaret eden Suudi Arabistan Kralı Abdullah’ın Cumhurbaşkanı ile yakınlarına verdiği iddia edilen hediyelerin niteliği, değeri ve bu hediyeler hakkında nasıl bir işlem yapıldığı” konusunda bilgi istedi. Bugüne dek hediyeler konusunda ne medyanın ne milletvekillerinin soru önergelerine cevap veren Köşk, ilk kez bir açıklama yaptı. Cumhurbaşkanlığı Genel Sekreter Yardımcısı M. Emin Kuz, imzasıyla verilen yanıtta aynen şu satırlar yer aldı:
“Kamu görevlilerine verilen hediyelerin bedellerinin tespiti ve kayda geçirilmesi konusundaki düzenlemeler hakkında ilgi dilekçenizde atıfta bulunduğunuz 3628 sayılı Mal Bildiriminde Bulunulması, Rüşvet ve Yolsuzluklarla Mücadele Kanunu, 657 Say›l› Devlet Memurlar› Kanunu, Mal Bildiriminde Bulunulmas› Hakk›nda Yönetmelik hükümleri Cumhurbaşkanlarını kapsamamaktadır.
Diğer taraftan, Cumhurbaşkanlarına verilen hediyelerin kaydedilmesiyle ilgili olarak yapılacak işlemleri belirleyen herhangi bir hukuki düzenleme de bulunmamaktadır.
Devlet başkanlarının yabancı ülkeleri ziyaretleri sırasında muhataplarıyla hediye teatisinde bulunmaları bütün dünyada kabul gören yerleşik bir protokol kuralıdır. Söz konusu hediye teatisi genellikle Devlet başkanlarının huzurunda ve iki ülkenin resmi protokol görevlileri arasında yapılmaktadır. Devlet başkanları arasında milletlerarası protokol ve nezaket kuralları çerçevesinde teati edilen bu hediyeler Devleti temsilen Cumhurbaşkanlarının şahsına verilmekte olup bugüne kadar görev yapan Cumhurbaşkanlarımızın, verilen bu tür hediyelerin kayda geçirilmesine ilişkin standart ve yerleşmiş bir uygulamaları bulunmamaktadır.
4982 sayılı Kanun uyarınca bilginizi rica ederim.”


Bu da Sezer'in bıraktıgı hediyeler;

Sezer, hediyeleri köşke bağışlıyor
Cumhurbaşkanı Sezer, görev yaptığı süre içinde kendisine verilen edilen toplam bin 243 adet hediyeyi demirbaş olarak Köşk kayıtlarına geçirdi. Sezer'in bıraktığı hediyeler arasında dört Kur'an-ı Kerim'in yanısıra kendi portresinin yer aldığı tablolarda bulunuyor.


ANKARA (ANKA)
Cumhurbaşkanı Ahmet Necdet Sezer, görev yaptığı süre içinde kendisine verilen bin 243 adet hediyeyi Çankaya Köşkü envanterine 'demirbaş' olarak kaydettirdi. Sezer'in Köşk'e bırakıp gittiği hediyeler arasında dört adet Kuran-ı kerim'in yanısıra yanısıra kendi portresinin yer aldığı tablolarda bulunuyor.
Cumhurbaşkanı Sezer'ın Köşke bıraktığı hediyeler arasında halılar, kilimler, tablolar çoğunlukta bulunuyor. Sezer ayrıca, kendisine hediye edilen özel yapım tüm tüfek, tabanca, kılıç, kama, balta ve mızrakı da Köşk'te bıraktı.

ÖĞRENCİLERİN HEDİYELERİNİ DE BIRAKTI

Cumhurbaşkanı Sezer, 19 Mayıs Gençlik ve Spor Bayramı ve 23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı dolayısıyla kendisini ziyaret eden öğrencilerin verdiği 396 armağanı da demirbaş listesine kaydettirdi.

ANKA'nın sorularını yanıtlayan Cumhurbaşkanlığı Basın Başdanışmanı Metin Yalman, Cumhurbaşkanı Sezer'in kendisine armağan olarak verilen her şeyi demirbaş listesine kaydettirdiğini belirtti.

Cumhurbaşkanlarına verilip de götürülmeyen bu tür hediyeler, genelikle Köşk'ün değişik odalarında ve özellikle Camlı Köşk'te özel cemekanlı dolaplarda sergileniyor. Adının açıklanmasını istemeyen bir yetkili, Sezer7in bu hediyeleri bırakıp gitmesini, Sezer'in bunları Türkiye Cumhuriyeti Cumhurbaşkanlığı makamına verilmiş hediyeler olarak kabul ettiği ve bu nedenle Köşk'ten götürmediğini ifade etti.

İŞTE, SEZER'İN KÖŞKE BAĞIŞLADIĞI HEDİYELER

Cumhurbaşkanı Sezer'in Çankaya Köşk'te bırakıp gittiği hediyeler ve adetleri şöyle:

- Halı (30)

- Kilim (13)

- Tablo (55)

- Kur'an-ı Kerim (4)

- Kalem takımı (4)

- Tüfek-tabanca(4)

- Kılıç, kama, balta ve mızrak (24)

- Saat (4)

- Madalyon (7)

- Nişan-berat (4)

- Heykel (23)

- Süs eşyası gümüş, porselen ve mermer (86)

- Süs eşyası cam, bakır, toprak, tahta (83)

- Maket (11)

- Tabak (16)

- Gümüş tepsi (5)

- Vazo (22)

- Kutu (15)

- Çay-kahve, çatal-bıçak takımı(15)

- Çanta (1)

- Takı eşyası (9)

- Mask (2)

- Ev eşyası

- Sandalye (2),

- Sehba (1),

- Şifonyer (1)

- Şehir anahtarı (1)

- Müzik aleti (1)

- Plaket, flama, bayrak rozet (77)

- Kitap, kaset, albüm, belge ve broşür (179)

- Kumaş menşeli hediyeler kaftan, yerel giysiler, masa örtüsü (50)

- Madeni hatıra paralar (27)

- Resim, fotoğraf, portre (71)

- 23 Nisan ve 19 mayıs gibi önemli günler ve GAP yarışması nedeniyle yapılan öğrenci kabullerinde öğrenciler ile il ziyaretlerinde verilen hediyeler (396)

NEHROZOĞLU DA HEDİYELERİ ALMAYACAK

Öte yandan, Cumhurbaşkanlığı Genel Sekreteri Kemal Nehrozoğlu da kendisine verilen 7 adet hediyeyi de demirbaş listesine kaydettirdi.

Nehrozoğlu'nun bıraktığı hediyeler arasında kalem seti, gümüş biblo, gümüş tabak ve Litvanya haritası bulunuyor.

23.08.2007
http://yenisafak.com.tr/Politika/?t=23.08.2007&i=63795
 
KALİTE KONTROL HEA :D
Bu konu güncele taşınabilirmi:D
 
ahmet nejdet sezer gibi bir cumhur başkanı birdaha zor gelir bu ülkeye.. saygılarımla
 
Sezer gibi biisi daha hiç gelemez. Malesef bitti artık. O misyonunu tamamladı.
 
Çankaya ya bıraktığı üç beş parça eşyayı baz alarak onun büyük devlet adamı olduğunu iddia edenlere soruyorum ;

Peki 7 yıl 3 ay lık görev süresinde ülkeye ne bıraktı.Ülke için ne yaptı.

Koskoca yedi yılı sabah 8 ,akşam 5 , gibi memur mantığı ile yönetti. Hafta sonlarını tatil sayıp gölbaşındaki evine gitti.

2001 krizinde Ecevitin suratına kitap fırlatarak ülkenin milyarlarca dolar zararına sebep oldu.

bence bir daha adaylığını koysun nede olsa bundan sonra halk seçecek.Görelim bakalım halkın gözünde değeri nedir.

görev süresince 270 teröristi affettiği için ancak o kesimin sevgisini kazanan birisi milletin değil
 
devlete çanak çömlek bırakmakla cumhurbaşkanı olunmaz:D
 
kalite farkını gösterdiğin için saol sayende kimin kaliteli oldugunu gördük ahmet necdet sezer gibi bi adam gelmez bu ülkeye katılıyorum hayatı hukuk kitabından ibaret sayan bir insan gelmez zati
 
Çankaya ya bıraktığı üç beş parça eşyayı baz alarak onun büyük devlet adamı olduğunu iddia edenlere soruyorum ;

Peki 7 yıl 3 ay lık görev süresinde ülkeye ne bıraktı.Ülke için ne yaptı.

Koskoca yedi yılı sabah 8 ,akşam 5 , gibi memur mantığı ile yönetti. Hafta sonlarını tatil sayıp gölbaşındaki evine gitti.

2001 krizinde Ecevitin suratına kitap fırlatarak ülkenin milyarlarca dolar zararına sebep oldu.

bence bir daha adaylığını koysun nede olsa bundan sonra halk seçecek.Görelim bakalım halkın gözünde değeri nedir.

görev süresince 270 teröristi affettiği için ancak o kesimin sevgisini kazanan birisi milletin değil

aldığı maaşın neredeyse tamamına yakınını devlete geri iade etti cumhur başkanlığının harcaması için ayrılmış parayı yasal hakkını kullanmadı ve geri iade etti.. hiç bir siyasi partiye muhalefet yada yanaşma yapmadı.. tamamen tarafsız anayasaya göre ülke çıkarlarına göre hareket etti.. hiç bir kişiyle polomiğe girmedi.. teröristleri teröristlere destek veren şahisları davet edipte ülke itibarini iki kurusluk yapmadı.. hiç bir hırsızlığı haksız yere cebine bir kurus bile katmisliği olmadı.. cumhur başkanlığı sıfatını kullanip o makami kullanip çocuklarını zengin etmedi.. 270 terörist affeti demişsin peki nasil affetti ? teröristi cumhur başkanı affetmez adalet bakanı affeteder ve cumhur başkanına belgeli yasal bir şekilde sunar.. cumhur başkanıda belgelere göre onaylar yada haksız birşey varsa onaylamaz.. yani o teröristleri affetmek adalet bakanının işidir.. akp ve abd ullah gül kaç teröristi affeti peki bunuda söyle ? saygılarımla
 
kalite farkını gösterdiğin için saol sayende kimin kaliteli oldugunu gördük ahmet necdet sezer gibi bi adam gelmez bu ülkeye katılıyorum hayatı hukuk kitabından ibaret sayan bir insan gelmez zati
Cumhurbaşkanı hayatı hukuk kitabı gibi görebilmeli,göremezse birileri gibi oturdugu koltugu daha önceden yıkacagına dair söylemler etmişse,o koltuga oturmuşsa,içi başka dışı başka olacak kadar samimiyetsizse,oturdugu koltuk Anayasaya uygunluk gerektirdigi halde,koordine etmesi gereken ülkenin iktidar partisinin alavere dalaverelerini onaylama makamı olursa da kendinize layık bir Cumhurbaşkanı oldugunu söylersiniz ama herkesin Cumhurbaşkanı oldugu söylenemez.
 
A.N.sezer aslında tüm milleti kandırmıştır. A.N.Sezer cumhurbaşkanlığını Nisan 1999 da anayasa mahkemesi sıfatıyla yaptığı ve bir anlamda demokrasi ve özgürlükler manifestosu sayına o konuşmasına borçludur. Eğer Sezer o gün demokrasi ve özgürlükleri konusunda ki o konuşmayı yapmasaydı. Cumhurbaşkanlığını ancak rüyasında görürdü.O gün Fazilet partili millet vekilleri bile bu konuşma yüzünden Sezeri desteklemişlerdi.

Sezer’e cumhurbaşkanlığı kapısını açan o konuşmayı hatırlayalım.


'Düşünce özgürlüğü demokrasinin temeli ve ayrılmaz parçasıdır. Düşünce suç sayılırsa demokrasi olmaz. Eyleme dönüşmeyen düşünce açıklamaları cezalandırılamaz. Anayasa ve yasalardaki düşünce özgürlüğünü kısıtlayan hükümler, altına imza koyulan uluslararası anlaşmalar çerçevesinde değiştirilmelidir. Türkiye insan hakları alanında evrensel normlara uyum sağlamak için yasalarında gerekli değişiklikleri yapmak zorundadır. Düşünceyi açıklama özgürlüğü ile bağdaşmayan yasa kuralları değiştirilmelidir. Anayasa ve yasalar özgürlüğü engelleyen öğelerden arındırılmalı, özgürlük alanı genişletilmelidir. Düşünce özgürlüğü alanında demokratik değerlere yer verilmelidir.'
Anayasa Mahkemesi Başkanı olarak Nisan 1999'da yaptığı bu konuşma Radikal'de 'Demokrasi Notası' manşetiyle okuyucuya duyurulmuştu. Geniş ifade özgürlüğünü savunuyordu, olağanüstü hal gerekçeli özgürlüklerin kısıtlanmasına da, olağanüstü hal yöneticilerini yargılamaktan koruyan düzenlemelere de karşı çıkıyordu. 12 Eylül hukukuna yargı bağışıklığı getiren Anayasa'daki geçici 15. maddenin uygulanmasına son verilmesini, dil yasağının kaldırılmasını, idari kararların yargı denetimine açılmasını
öneriyordu. Bu isteğinin Yüksek Askeri Şûra kararlarını da kapsadığı belirtiliyordu. HADEP'in seçime girmesini önlemesini isteyen dönemin Yargıtay Başsavcısı Vural Savaş'ın 'infial'li eleştirilerine karşı açıkça, "Mahkemeler kanıtlanmayan, yasal dayanağı olmayan istemleri yerine getirme aracı olamaz. Mahkeme kararlarına saygı herkesten önce yargı mensuplarından beklenir" karşılığını vermişti.”


Ama aynı Sezer Cumhurbaşkanı olduktan sonra yukarıda söylediklerinin tam tersini yapmış ve bir anlamda demokrasi ve özgürlükler celladına dönüşerek adeta 7 yıl boyunca CHP nin Çankaya ilçe başkanı gibi hareket etmiştir.

Darbeci tarikatların , demokrasi dışı ergenkoncu çeteci güçlerin ve birde affettiği teröristlerin aileleri ve yine affedilme umudu taşıyan diğer teröristler dışında milletimizin hiç sevmediği Sezer, kaderin garip cilvesine bakın ki cumhurbaşkanlığını Demokrasi ve özgürlükler ile ilgili yaptığı konuşmaya borçlu.

Aslında kimin takiyyeci olduğunu anlamak hiçte zor değil. Çünkü en büyük takiyyeci aslında Sezerdir.
 
Çankaya ya bıraktığı üç beş parça eşyayı baz alarak onun büyük devlet adamı olduğunu iddia edenlere soruyorum ;

Peki 7 yıl 3 ay lık görev süresinde ülkeye ne bıraktı.Ülke için ne yaptı.

Koskoca yedi yılı sabah 8 ,akşam 5 , gibi memur mantığı ile yönetti. Hafta sonlarını tatil sayıp gölbaşındaki evine gitti.

2001 krizinde Ecevitin suratına kitap fırlatarak ülkenin milyarlarca dolar zararına sebep oldu.

bence bir daha adaylığını koysun nede olsa bundan sonra halk seçecek.Görelim bakalım halkın gözünde değeri nedir.

görev süresince 270 teröristi affettiği için ancak o kesimin sevgisini kazanan birisi milletin değil

Simdiye kadar ulkeyi yonetenler onun kadar durust olsaydı Turkiye bugun bambaska bir yerde olurdu. Su terorist meselesine de gelince bu isin harbiden suyu cıktı. Bu af isteklerini cumhurbaskanı biyerinden uydurmuyor AKP gonderiyor. Adamın veto ettigi herseyi elestirdiniz birseyi veto etmedi diye demediginizi birakmadınız. Demekki sizden gelen hersey veto edilmeliymis...

Asıl sen bana abdullah gulun veto ettigi bir yasayı soylermisin madem okadar iyi calısıyor????
 
:aşk
Cumhurbaşkanı Abdullah Gül'e uzun süredir aldıgı hediyeleri ne yaptıgına dair toplumumuzdan sorularla karşılaşıyor ve cevap verilmiyordu.Nihayet bir cevap verildi ama hediyelerin kendi tasarruflarında oldugunu açıkladı.Oysa SEZER hepsini aldıgı hediyeleri Cumhurbaşkanlıgına bırakmıştı bunların içinde kendi portreleri bile vardı.
İşte Gül'ün açıklaması;
‹zmir Barosu eski Başkanı değerli hukukçu Noyan Özkan, herkesin merak ettiği soruyu Cumhurbaşkanı Gül’e 4982 sayılı Bilgi Edinme Hakkı Kanunu kapsamında bir dilekçeyle sordu:
“9 - 10 Kasım 2007 tarihleri arasında ülkemizi ziyaret eden Suudi Arabistan Kralı Abdullah’ın Cumhurbaşkanı ile yakınlarına verdiği iddia edilen hediyelerin niteliği, değeri ve bu hediyeler hakkında nasıl bir işlem yapıldığı” konusunda bilgi istedi. Bugüne dek hediyeler konusunda ne medyanın ne milletvekillerinin soru önergelerine cevap veren Köşk, ilk kez bir açıklama yaptı. Cumhurbaşkanlığı Genel Sekreter Yardımcısı M. Emin Kuz, imzasıyla verilen yanıtta aynen şu satırlar yer aldı:
“Kamu görevlilerine verilen hediyelerin bedellerinin tespiti ve kayda geçirilmesi konusundaki düzenlemeler hakkında ilgi dilekçenizde atıfta bulunduğunuz 3628 sayılı Mal Bildiriminde Bulunulması, Rüşvet ve Yolsuzluklarla Mücadele Kanunu, 657 Say›l› Devlet Memurlar› Kanunu, Mal Bildiriminde Bulunulmas› Hakk›nda Yönetmelik hükümleri Cumhurbaşkanlarını kapsamamaktadır.
Diğer taraftan, Cumhurbaşkanlarına verilen hediyelerin kaydedilmesiyle ilgili olarak yapılacak işlemleri belirleyen herhangi bir hukuki düzenleme de bulunmamaktadır.
Devlet başkanlarının yabancı ülkeleri ziyaretleri sırasında muhataplarıyla hediye teatisinde bulunmaları bütün dünyada kabul gören yerleşik bir protokol kuralıdır. Söz konusu hediye teatisi genellikle Devlet başkanlarının huzurunda ve iki ülkenin resmi protokol görevlileri arasında yapılmaktadır. Devlet başkanları arasında milletlerarası protokol ve nezaket kuralları çerçevesinde teati edilen bu hediyeler Devleti temsilen Cumhurbaşkanlarının şahsına verilmekte olup bugüne kadar görev yapan Cumhurbaşkanlarımızın, verilen bu tür hediyelerin kayda geçirilmesine ilişkin standart ve yerleşmiş bir uygulamaları bulunmamaktadır.
4982 sayılı Kanun uyarınca bilginizi rica ederim.”


Bu da Sezer'in bıraktıgı hediyeler;

Sezer, hediyeleri köşke bağışlıyor
Cumhurbaşkanı Sezer, görev yaptığı süre içinde kendisine verilen edilen toplam bin 243 adet hediyeyi demirbaş olarak Köşk kayıtlarına geçirdi. Sezer'in bıraktığı hediyeler arasında dört Kur'an-ı Kerim'in yanısıra kendi portresinin yer aldığı tablolarda bulunuyor.


ANKARA (ANKA)
Cumhurbaşkanı Ahmet Necdet Sezer, görev yaptığı süre içinde kendisine verilen bin 243 adet hediyeyi Çankaya Köşkü envanterine 'demirbaş' olarak kaydettirdi. Sezer'in Köşk'e bırakıp gittiği hediyeler arasında dört adet Kuran-ı kerim'in yanısıra yanısıra kendi portresinin yer aldığı tablolarda bulunuyor.
Cumhurbaşkanı Sezer'ın Köşke bıraktığı hediyeler arasında halılar, kilimler, tablolar çoğunlukta bulunuyor. Sezer ayrıca, kendisine hediye edilen özel yapım tüm tüfek, tabanca, kılıç, kama, balta ve mızrakı da Köşk'te bıraktı.

ÖĞRENCİLERİN HEDİYELERİNİ DE BIRAKTI

Cumhurbaşkanı Sezer, 19 Mayıs Gençlik ve Spor Bayramı ve 23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı dolayısıyla kendisini ziyaret eden öğrencilerin verdiği 396 armağanı da demirbaş listesine kaydettirdi.

ANKA'nın sorularını yanıtlayan Cumhurbaşkanlığı Basın Başdanışmanı Metin Yalman, Cumhurbaşkanı Sezer'in kendisine armağan olarak verilen her şeyi demirbaş listesine kaydettirdiğini belirtti.

Cumhurbaşkanlarına verilip de götürülmeyen bu tür hediyeler, genelikle Köşk'ün değişik odalarında ve özellikle Camlı Köşk'te özel cemekanlı dolaplarda sergileniyor. Adının açıklanmasını istemeyen bir yetkili, Sezer7in bu hediyeleri bırakıp gitmesini, Sezer'in bunları Türkiye Cumhuriyeti Cumhurbaşkanlığı makamına verilmiş hediyeler olarak kabul ettiği ve bu nedenle Köşk'ten götürmediğini ifade etti.

İŞTE, SEZER'İN KÖŞKE BAĞIŞLADIĞI HEDİYELER

Cumhurbaşkanı Sezer'in Çankaya Köşk'te bırakıp gittiği hediyeler ve adetleri şöyle:

- Halı (30)

- Kilim (13)

- Tablo (55)

- Kur'an-ı Kerim (4)

- Kalem takımı (4)

- Tüfek-tabanca(4)

- Kılıç, kama, balta ve mızrak (24)

- Saat (4)

- Madalyon (7)

- Nişan-berat (4)

- Heykel (23)

- Süs eşyası gümüş, porselen ve mermer (86)

- Süs eşyası cam, bakır, toprak, tahta (83)

- Maket (11)

- Tabak (16)

- Gümüş tepsi (5)

- Vazo (22)

- Kutu (15)

- Çay-kahve, çatal-bıçak takımı(15)

- Çanta (1)

- Takı eşyası (9)

- Mask (2)

- Ev eşyası

- Sandalye (2),

- Sehba (1),

- Şifonyer (1)

- Şehir anahtarı (1)

- Müzik aleti (1)

- Plaket, flama, bayrak rozet (77)

- Kitap, kaset, albüm, belge ve broşür (179)

- Kumaş menşeli hediyeler kaftan, yerel giysiler, masa örtüsü (50)

- Madeni hatıra paralar (27)

- Resim, fotoğraf, portre (71)

- 23 Nisan ve 19 mayıs gibi önemli günler ve GAP yarışması nedeniyle yapılan öğrenci kabullerinde öğrenciler ile il ziyaretlerinde verilen hediyeler (396)

NEHROZOĞLU DA HEDİYELERİ ALMAYACAK

Öte yandan, Cumhurbaşkanlığı Genel Sekreteri Kemal Nehrozoğlu da kendisine verilen 7 adet hediyeyi de demirbaş listesine kaydettirdi.

Nehrozoğlu'nun bıraktığı hediyeler arasında kalem seti, gümüş biblo, gümüş tabak ve Litvanya haritası bulunuyor.

23.08.2007
http://yenisafak.com.tr/Politika/?t=23.08.2007&i=63795



İşte tam da bu yüzden son derece hasas ve dürüst bir insan olarak tanıdığımız saydeğer cumhurbaşkanımız Sezer'in emekli olduğunda yanında köşk çalışanlarından bu kadar personeli şahsi hizmeti için götürdüğünü kendime sorup duruyorum.....

A.N.sezer aslında tüm milleti kandırmıştır. A.N.Sezer cumhurbaşkanlığını Nisan 1999 da anayasa mahkemesi sıfatıyla yaptığı ve bir anlamda demokrasi ve özgürlükler manifestosu sayına o konuşmasına borçludur. Eğer Sezer o gün demokrasi ve özgürlükleri konusunda ki o konuşmayı yapmasaydı. Cumhurbaşkanlığını ancak rüyasında görürdü.O gün Fazilet partili millet vekilleri bile bu konuşma yüzünden Sezeri desteklemişlerdi.

Sezer’e cumhurbaşkanlığı kapısını açan o konuşmayı hatırlayalım.


'Düşünce özgürlüğü demokrasinin temeli ve ayrılmaz parçasıdır. Düşünce suç sayılırsa demokrasi olmaz. Eyleme dönüşmeyen düşünce açıklamaları cezalandırılamaz. Anayasa ve yasalardaki düşünce özgürlüğünü kısıtlayan hükümler, altına imza koyulan uluslararası anlaşmalar çerçevesinde değiştirilmelidir. Türkiye insan hakları alanında evrensel normlara uyum sağlamak için yasalarında gerekli değişiklikleri yapmak zorundadır. Düşünceyi açıklama özgürlüğü ile bağdaşmayan yasa kuralları değiştirilmelidir. Anayasa ve yasalar özgürlüğü engelleyen öğelerden arındırılmalı, özgürlük alanı genişletilmelidir. Düşünce özgürlüğü alanında demokratik değerlere yer verilmelidir.'
Anayasa Mahkemesi Başkanı olarak Nisan 1999'da yaptığı bu konuşma Radikal'de 'Demokrasi Notası' manşetiyle okuyucuya duyurulmuştu. Geniş ifade özgürlüğünü savunuyordu, olağanüstü hal gerekçeli özgürlüklerin kısıtlanmasına da, olağanüstü hal yöneticilerini yargılamaktan koruyan düzenlemelere de karşı çıkıyordu. 12 Eylül hukukuna yargı bağışıklığı getiren Anayasa'daki geçici 15. maddenin uygulanmasına son verilmesini, dil yasağının kaldırılmasını, idari kararların yargı denetimine açılmasını
öneriyordu. Bu isteğinin Yüksek Askeri Şûra kararlarını da kapsadığı belirtiliyordu. HADEP'in seçime girmesini önlemesini isteyen dönemin Yargıtay Başsavcısı Vural Savaş'ın 'infial'li eleştirilerine karşı açıkça, "Mahkemeler kanıtlanmayan, yasal dayanağı olmayan istemleri yerine getirme aracı olamaz. Mahkeme kararlarına saygı herkesten önce yargı mensuplarından beklenir" karşılığını vermişti.”


Ama aynı Sezer Cumhurbaşkanı olduktan sonra yukarıda söylediklerinin tam tersini yapmış ve bir anlamda demokrasi ve özgürlükler celladına dönüşerek adeta 7 yıl boyunca CHP nin Çankaya ilçe başkanı gibi hareket etmiştir.

Darbeci tarikatların , demokrasi dışı ergenkoncu çeteci güçlerin ve birde affettiği teröristlerin aileleri ve yine affedilme umudu taşıyan diğer teröristler dışında milletimizin hiç sevmediği Sezer, kaderin garip cilvesine bakın ki cumhurbaşkanlığını Demokrasi ve özgürlükler ile ilgili yaptığı konuşmaya borçlu.

Aslında kimin takiyyeci olduğunu anlamak hiçte zor değil. Çünkü en büyük takiyyeci aslında Sezerdir.

Tümüne katılmasam da sağlık gerekçesiyle idam/ömürboyu hapis cezalarını affettiği PKK teröristlerinin dağda Mehmetçiğe kurşun sıkarken öldürülmeleri (tek bir hadise değil bir sürü örneği var ama nedense basında hep gözardı edildi) gerçeği kafamı hep kurcalamıştır....

Sonuç olarak insanları tek bir yönden değil tüm yönlerden değerlendirmek gerek....

Hiç kimse tam olarak kara olmadığı gibi, hiç kimse de sütten çıkmış ak kaşık değil...

Hatalarımla sev beni diyoya Orhan baba
 
:aşk



İşte tam da bu yüzden son derece hasas ve dürüst bir insan olarak tanıdığımız saydeğer cumhurbaşkanımız Sezer'in emekli olduğunda yanında köşk çalışanlarından bu kadar personeli şahsi hizmeti için götürdüğünü kendime sorup duruyorum.....



Tümüne katılmasam da sağlık gerekçesiyle idam/ömürboyu hapis cezalarını affettiği PKK teröristlerinin dağda Mehmetçiğe kurşun sıkarken öldürülmeleri (tek bir hadise değil bir sürü örneği var ama nedense basında hep gözardı edildi) gerçeği kafamı hep kurcalamıştır....

Sonuç olarak insanları tek bir yönden değil tüm yönlerden değerlendirmek gerek....

Hiç kimse tam olarak kara olmadığı gibi, hiç kimse de sütten çıkmış ak kaşık değil...

Hatalarımla sev beni diyoya Orhan baba

sende olsan personelini götürürdün nedenmi ? sezer zamanında atılan her adım yapilan herşey cumhur başkanlığı için sölüyorum devlet sırrı olarak kalır.. yani bizim medyadan takip ettiklerimiz buzdağının küçücük bir kısmı.. götürdüğü bildiğim kadarıyla 2 personel oldu diğerleri ise sezerin görev süresi dolmak üzereyken ayrıldılar.. yani sezer zaten onları götürmeseydi abdullah gül onları ya postalayacaktı yada sırları almak isteyecekti.. ama devlet sırları hangi parti gelirse gelsin söylenmez yüce divanda ve cumhur başkanında kalır.. saygılarımla
 
herkes bu vatan icin iyi yada kötü birseyler yapmaya calısıyor.ama nedense icimizden bazı arkadaslar o bunu yapmıs bu sunu yapmıs bu mubbetler akıp gidiyor.bence bırakın bu dedikoduları insanları kıyaslamayı herkes isine baksa türkiyemiz daha da gelisecek bos islerler uğrasan arkadaslar ne kadar da arttı.
 
Geri
Üst